"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 29/01/2013 gününde verilen dilekçe ile Sosyal Güvenlik Hukukundan kaynaklanan itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/03/2017 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 08/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
gerçekleştirilen hizmetin katma değer vergisinden istisna tutulamayacağından kaynaklanan kısımları dayanaksız kaldığından, dava konusu ödeme emrinin bu kısımlarında hukuka uygunluk; Dairelerinin 12/04/2022 tarih ve E:2022/462, K:2022/608 sayılı ısrar - dava ret kararına konu cezalı tarhiyattan kaynaklanan kısımlarında ise hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, dava konusu ödeme emrinin 2014/Nisan,Ağustos dönemleri gelir (stopaj) vergisi, vergi ziyaı cezası, gecikme faizi ve yargı harcına ilişkin kısımları (ödeme emrinin 41 ila 47. satırları) ile Danıştay Dokuzuncu Dairesi'nin 18/11/2021 tarih ve E:2020/452, K:2021/5567 sayılı kararıyla kısmen onanarak kesinleşen Dairelerinin 13/11/2019 tarih ve E:2019/766, K:2019/1073 sayılı kararına konu cezalı tarhiyatın, Bornova Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi dışındaki sağlık tesislerinde gerçekleştirilen hizmetin katma değer vergisinden istisna tutulamayacağından kaynaklanan kısımlarının iptaline, Dairelerinin...
SONUÇ: Hükmün 1. maddesinin birinci paragrafında yer alan; “Kartepe Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından düzenlenen 2013/025545 sayılı takipteki 2010/2, 2010/3, 2010/4, 2010/5, 2010/6.aylara ait dönemler yönünden asıl alacak ve gecikme zammı yönünden davanın kabulü ile, ödeme emrinin bu kısmının iptaline” sözler ve rakamlarından sonra gelmek üzere "Redde konu miktar üzerinden, 6183 sayılı Yasanın 58. maddesine göre ödeme emrine konu borç asılları üzerinden belirlenecek %10 haksız çıkma tazminatının davacıdan alınıp davalı Kuruma verilmesine” hükmünün yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27/05/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ve ...’in davalı ve diğer dava dışı yüklenici şirketler aracılığı ile idare bünyesinde güvenlik görevlisi olarak çalıştıklarını, dava dışı ...’ın 05.09.2019 tarihinde ...’in 25.03.2019 tarihinde emeklilik nedeniyle şirketleri ... A.Ş.’ne iade edildiğini, idare tarafından kıdem tazminatı olarak ...’e 22.04.2019 tarihinde 28.698,89-TL ...’a ise 24.07.2019 tarihinde 24.602,32-TL ödeme yaptığını, idare tarafından dava dışı ... ve ...’in davalı ... Güvenlik Ltd....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; "SGK'ya müzekkere yazılarak davacılara gönderilen ödeme emrine dayanak teşkil eden tüm evrak ve belgelerin gönderilmesi istenilmiş, İzmit Sosyal Güvenlik Merkezi'nin 21.02.2019 tarih 88699458- 206.16.99- E.2945859 sayılı müzekkere cevabının incelenmesinde; 0054461.41 sicil numaralı işyeri Tahir-Davut-Mustafa Karataş'ın ödenmeyen prim borçlarından dolayı işyeri ortağı davacı T1 ve diğer ortaklar adına 2007/85 takip no ile talep edilen asıl borç 100,25 TL ve gecikme zammı/faizi 7.083,04 TL olmak üzere toplam 7.183,29 TL tutarında ödenmeyen prim alacağına yönelik 31.01.2019 tarih 1745608 sayılı ödeme emri gönderilmiş ve 07.02.2019 tarihinde tebliğ edildiği gelen yazı cevabından anlaşılmıştır. Dava davacıya 07.02.2019 tarihinde tebliğ olunan 31.01,2019 tarih ve 1745608 sayılı ödeme emrinin iptaline ilişkindir....
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Dava konusu ödeme emrinin dayanağı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın 12.09.2017 tarihli E.430513 sayılı idari para cezası verilmesine yönelik işlemin "İş yeri daimi yetkilisi ...'...
sürede itirazlarını sunduklarını müvekkilinin davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını borcun mevcudiyeti kabul edilse dahi 5 yıllık zaman aşımının gerçekleştiğini belirterek, müvekkilinin borçlu olmadığı tespiti ile ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı hakkında, dava dışı şirketin prim borcu nedeniyle gönderilen toplam 43.452,58 meblağlı ödeme emrinin Kurum vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde iptal edildiğinin mahkemeye bildirildiği, mahkeme tarafından Kurum ile yapılan yazışma neticesinde dava konusu ödeme emrinin iptal edildiği bilgisinin verildiği, ancak ödeme emrinin iptal edildiğinin davacıya bildirilip bildirilmediğine ilişkin dosya kapsamında bir bilgi bulunmadığı, dolayısıyla ödeme emrinin iptali davasının 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğundan tarafına gönderilen ödeme emrinin haksız olduğunu ileri süren davacının eldeki davayı açmakta haklı olduğu açıktır. Bu itibarla, dava açılmadan önce kendisine ödeme emrinin iptal edildiğine ilişkin herhangi bir bildirim yapılmayan davacı lehine yargılama giderlerine hükmedilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuş, aksi yöndeki Kurum vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....
Somut olayda, davalı Belediyeye ait işyerlerinin 2015/4 ila 2016/1. dönemlerine ilişkin primlerinin ödenmediği gerekçesi ile davalı Kurum tarafından 01.04.2016 tarihli ödeme emrinin düzenlendiği, ödeme emrinin 12/04/2016 tarihinde davalı Belediyeye tebliğ edildiği, davacının ödeme emrinin iptali için 19/04/2016 tarihinde süresinde dava açtığı, 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunun 7. maddesi uyarınca, davalı Kurumun talebi ile davalı Belediyenin prim borçlarının öncelikle bütçe gelir paylarından aktarım yolu ile ödenmesi mümkün ise de; bu usulun, alacaklı Kurum lehine getirilmiş bir kolaylık olduğu, alacaklının mutlak surette bu yolla alacağının tahsili yoluna gidip, olmazsa ödeme emri düzenleyerek takibe girişmesi şeklinde bir zorunluluk olmadığı, bu nedenle Kurumun ödeme emri düzenlemesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı dikkate alınarak Kurum alacaklarının ödeme emrinin düzenlendiği tarihden önce veya dava devam...
Somut olayda, davalı Belediyeye ait işyerlerinin 2015/4 ila 2016/1. dönemlerine ilişkin primlerinin ödenmediği gerekçesi ile davalı Kurum tarafından 01.04.2016 tarihli ödeme emrinin düzenlendiği, ödeme emrinin 12/04/2016 tarihinde davalı Belediyeye tebliğ edildiği, davacının ödeme emrinin iptali için 19/04/2016 tarihinde süresinde dava açtığı, 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunun 7. maddesi uyarınca, davalı Kurumun talebi ile davalı Belediyenin prim borçlarının öncelikle bütçe gelir paylarından aktarım yolu ile ödenmesi mümkün ise de; bu usulun, alacaklı Kurum lehine getirilmiş bir kolaylık olduğu, alacaklının mutlak surette bu yolla alacağının tahsili yoluna gidip, olmazsa ödeme emri düzenleyerek takibe girişmesi şeklinde bir zorunluluk olmadığı, bu nedenle Kurumun ödeme emri düzenlemesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı dikkate alınarak Kurum alacaklarının ödeme emrinin düzenlendiği tarihden önce veya dava devam...