İcra Müdürlüğünün 2020/19265 E sayılı dosyasında gönderilen ödeme emrinin 06/11/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, takibe dayanak belge örneklerinin ödeme emrine eklenmediğini, bu nedenle ödeme emrinin iptali gerektiğini, ayrıca borca itiraz ettiklerini, taraflar arasında düzenlenen şirket hisse satış ve devir sözleşmesi gereğince devir bedelinde gösterilen tutara ilişkin teminat senedi verildiğini, sözleşme bedeli olan 1.300.000,00 TL ödendiğini, takibe konu senedin teminat senedi olması nedeniyle takibin iptaline, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu senetle ilgili müvekkiline hiçbir ödeme yapılmadığını, itirazın kötüniyetli olduğunu söyleyerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince;"Davanın KABULÜNE, İstanbul 7....
Somut olayda; ödeme emrinin davacı borçluya 02.02.2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü yönünde bir iddiasının da bulunmadığı görülmekle; 20.05.2022 tarihinde mahkememize yaptığı itiraz ve şikayetin yasal beş günlük süreden sonra olduğu anlaşılmakla;" gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar vermiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2011/10377 E. sayılı takip dosyasına vaki itirazın kısmen iptali ile takibin 4.752,37 TL asıl alacak, 596,67 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.349,04 TL üzerinden devamına, kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Dava, ödenmemiş su borcunun tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili tarafından başlatılan icra takibinde, davalı borçlu ......... Dündarcan’a (Avcı) ödeme emrinin 27/12/2011 tarihinde tebliğ edildiği davalı borçlunun da 05/01/2012 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır....
ye tebligat yapıldığına dair dosyada bilgi bulunmadığı, borçluların her ikisi adına vekilleri aracılığıyla 14/05/2019 tarihinde borca, ferilerine ve faize itiraz edildiği, borçlu ... yönünden itirazın süresi içerisinde yapıldığı, her ne kadar borçlu... yönünden ödeme emri tebligatı yapılmadan itiraz edilmişse de, İstanbul BAM 22.HD 04/05/2017 tarih 2017/561 esas 2017/699 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere borçluya ödeme emri tebliğ edilmese de borçlunun itiraz hakkı doğduğundan ve ödeme emrinin tebliği halinde bu tebliğ ile İstanbul BAM 21.HD 19/02/2019 tarih 2018/2749 esas 2019/256 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere ödeme emrinin tebliği ile başkaca itiraz ve şikayet sebepleri sunma imkanı doğduğundan, ödeme emrinin tebliğinden önce itiraz edilmesinde ve bu itiraz kapsamında değerlendirme yapılmasında engel bulunmadığından itirazın süresinde yapıldığı değerlendirilmiştir....
eksik araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmıştır. 2006/12737 nolu ödeme emrinin hem davacı adına hem de muris adına düzenlendiği, dava konusu yapılan ödeme emrinin muris adına düzenlenen ödeme emri olduğu, mirasçı olduğundan bahisle davacıya gönderildiği ve 26.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, diğer bir deyişle limited şirket ortağı olması nedeniyle davacıya gönderilen ve 2006 yılında tebliğ edilen 2006/12737 nolu ödeme emrinin işbu davanın konusu olmadığı ile yine dava konusu olan 2003/668 nolu ödeme emrinin murisin adına düzenlendiği, mirasçı olduğundan bahisle davacıya gönderildiği ve buna ilişkin tebliğ evrakının dosya kapsamında bulunmadığı belirgin olup, muris adına düzenlenen ve mirasçı olduğundan bahisle davacıya gönderilen işbu ödeme emirleri yönünden hak düşürücü sürenin geçmediği dikkate alınıp davanın esasına girilerek karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Somut olayda, borçlu tarafından sunulan 27.08.2021 tarihli itiraz dilekçesinde, "... Alacaklı tarafça başlatılan icra takibine, takip konusu alacağa itiraz ediyorum." beyanında bulunulmuş, dilekçenin istem ve sonuç kısmında da " Yukarıda arz ve izah olunduğu üzere, aleyhime alacaklı yanca başlatılan icra takibi sonucu gönderilen ilamsız ödeme emrine itiraz ediyorum. Söz konusu takibin durdurulmasını ve gerekli diğer işlemlerin yapılmasını saygılarımızla arz ve talep ederim." şeklinde beyanda bulunulduğu görülmüştür. Borçlunun " ... İtiraz ediyorum" şeklindeki beyanı, yukarıda belirtildiği üzere itiraz istemini dile getiren, itiraz iradesini ortaya koyan bir beyan olup, geçerli bir itiraz söz konusudur....
İtiraz, takibi yapan icra dairesinden başka bir icra dairesine yapıldığı takdirde bu daire gereken masrafı itirazla birlikte alarak itirazı derhal yetkili icra dairesine gönderir; alınmayan masraftan memur şahsen sorumlu olur" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; borçluların, kredi sözleşmesinin geçersiz olduğuna ilişkin iddiaları borca itiraz niteliğinde olup, genel haciz yolu ile takipte bu itirazın İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir. Dolayısıyla icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup, hukuki sonuç doğurmaz....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebi ve imzaya, borca itiraz talebine ilişkindir. Erdemli İcra Dairesinin 2020/879 esas sayılı dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 400.000,00'er TL bedelli 2 adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinin başlatıldığı, davacı borçluya gönderilen ödeme emrinin 26/06/2020 tarihinde TK'nun 21/2 maddesine göre tebliğ edildiği görülmüştür. Davanın 06/07/2020 tarihinde açıldığı görülmüştür. Davacı borçlu, istinaf dilekçesinde, ödeme emrinin bizzat kendisine tebliğ edilmemesi nedeniyle itirazlarının süresinde kabul edilmesi gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İİK'nun 168/4- 5 maddeleri gereğince, imza itirazının ve borca itirazın ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekmektedir....
Kambiyo senetlerine özgü icra takibinde İİK'nın 168/1. maddesinin 3, 4 ve 5. bentleri hükmüne göre, borçlunun icra dairesinin yetkisiz olduğu, borçlu olmadığı, veya borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zamanaşımına uğradığı, imzaya itirazlarını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına ve alacaklının takip hakkı bulunmadığına yönelik şikayet ve itirazlarını yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine bildirmesi zorunludur. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilir. Somut olayda; davacı borçlu dava dilekçesinde, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği ve davalının takip hakkı bulunmadığına ilişkin şikayetleri ile birlikte imzaya ve borca itirazlarını da ileri sürmüştür....
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte itiraz ve şikayetlerin ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük yasal süre içerisinde ileri sürülmesi gerektiği, davacının (borçlunun) Ankara 1. İcra Hukuk Mahkemesi'ne 31/08/2020 tarihinde 2020/714 Esas sayılı dosyasıyla borca itiraz davası açtığı, iş bu dava neticesinde Ankara 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/714 Esas ve 2020/1063 Karar sayılı ilamı ile davanın reddedildiği, davacı tarafa ödeme emrinin 16/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tarihten itibaren 5 günlük yasal süre içerisinde iş bu davanın açılmadığı, bir an için Ankara 5. İcra Müdürlüğü'nün 2020/7036 Esas takip sayılı dosyasında ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiği düşünülse dahi davacı tarafın ödeme emrine en geç Ankara 1....