Davanın yasal dayanaklarından olan 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55’inci maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58’inci maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....
Asliye Ticaret Mahkemesi'ndeki menfi tespit davasında kararın Ahmet Arslan yönünden kesinleştiğini, bu nedenle ciro silsilesinin koptuğunu, İİK mad 168/a-1'in uygulanması gerektiğini, TTK 659.maddesinin uygulanması gerektiğini ve takibin iptali talep edilmiş ise de, İstinaf aşamasında adli yardım talebinde bulunan Ahmet Arslan'ın 300.000....
Davanın yasal dayanaklarından olan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun, "ödeme emri" başlığını taşıyan 55'inci maddesinde, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, "ödeme emrine itiraz" başlıklı 58'inci maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Anlaşılacağı üzere, "menfi tespit" niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının hak düşürücü nitelikte olan yedi günlük süre içerisinde açılması zorunludur. Dosya kapsamına göre, davacıya gönderilen ödeme emirlerinin davacıya tebliği tarihi araştırılmamış olup, davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı belirlenmemiştir....
Birleşen dava da ise; müvekkili davacının işlettiği bilgisayar satışına ilişkin işyerinin 150.000 TL karşılığında devri için davalı ile sözlü olarak anlaştıklarını, bunun karşılığında ise, dava konusu 3000 TL lık çekin kapora olarak müvekkilline verildiğini, davalının devir esnasında bu yeri 150.000 TL değil 100,000 TL ye devralabileceğini, aksi halde devralamayacağını söyleyerek davalının devir işleminden vazgeçtiğini ve böylece devir sözleşmesinin davalının kusurlu hareketi sonucunda gerçekleşmediği, bundan dolayı da zarara uğradığını, bu nedenle de davaya konu çekle ilgili davalı hakkında icra takibi yapıldığını, davalının haciz esnasında ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligatın kendisine yapılmadığı, tebligat parçasındaki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle takibin iptali için İTM'ye dava açtığını, İTM'ce ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligattaki imzanın davalıya ait olmadığının tesbit edilerek yaptığı itirazın süresinde olduğuna karar verildiğini, bu karardan...
Ancak ödeme emrine itiraz süresi içinde açılacak menfi tespit davası ile ilamsız icra takibinin itirazla durdurulmasından sonra açılacak menfi tespit davasında hukuki yararın mevcut olup olmadığını tespit etmek ise zordur. 1-Ödeme Emrine İtiraz Süresi İçinde Açılan Menfi Tespit Davasında Hukuki Yarar Alacaklının kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapması halinde borçlunun şikayet ve itirazı kural olarak takibi durdurmadığı. için borçlunun itiraz süresi içinde menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Alacaklının genel haciz yoluyla ilamsız takip yapması halinde ödeme emrini alan borçlu ödeme emrine itiraz süresi içinde ödeme emrine itiraz edebilir veya menfi tespit davası açabilir veyahutta her iki yola birlikte başvurabilir....
Ancak 6183 sayılı Kanunun 79. maddesiyle, yedi günlük sürede alacaklı tahsil dairesine itirazda bulunmayan üçüncü şahıslara, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla borçlu olmadığını veya malı elinde bulundurmadığını ispat etme imkanı tanınmış olup, itiraz süresi geçtiği için bunu ancak adli yargı yerinde açacağı bir tespit davasıyla ortaya koyabilecek olması karşısında davacı tarafından menfi tespit davasıda açılmadığından kesinleşen haciz bildirimi üzerine adına düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle kararın bozulması gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyorum....
-TL alacak üzerinden ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu vekili tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesi ile borca itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmıştır. Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre: menfi tespit davası, itirazın iptali davasına ilişkin ikame edilen Antalya ... Asliye Ticaret Mahkemesi .../... E esas ve Antalya ... Asliye Ticaret Mahkemesi ..../... esas sayılı dosyalarından sonra açılmış olup dava konusunun aynı olması sebebiyle davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı, dava açmakta hukuki yarar bulunmasının dava şartları arasında sayıldığı, menfi tespit davasının itirazın iptali davalarından sonra açılmış olduğundan davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından HMK.'nun 114/h ve 115. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davacı-alacaklı 22.06.2006 tarihli takibinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte öngörülen ödeme emri gönderilmesini talep etmiş, borçlunun icra mahkemesine şikayeti üzerine takip dayanağı belgede tanzim tarihi bulunmadığı, bu nedenle kambiyo senedi niteliğinde olmadığı gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.Davacı-alacaklı vekili 07.07.2006 tarihinde “örnek : 10” ödeme emrinin iptal edildiğini belirterek "örnek:"7 ödeme emri tebliğini talep etmiş, davalı-borçluya aynı takip dosyasında ilamsız takiplerde ödeme emri tebliğ edilmiş, borçlunun itirazı üzerine takip durmuştur. İİK’nın 43. maddesine göre; alacaklı başlatmış olduğu takip yolunu bir defaya mahsus olmak üzere değiştirebilir. Ancak, takip yolunun değiştirilmesi haciz yolundan iflas yoluna, iflas yolundan haciz yoluna şeklinde gerçekleştirilmesi suretiyle olur....
E. 2018/1022 K. 2020/496 T . 30.6.2020 kararında ödeme emrinin tebliğinden 7 gün içinde -01.01.2018 tarihinden itibaren 15 gün- menfi tespit davası açılabileceğine hükmettiğini, Yargıtay 21. HD....
Davacı, limited şirket ortağı olup borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir, mahkemece davacının Kırgızistan'da ikamet ettiği bu hali ile kurumca çıkartılan ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edildiği, 29.9.2008 tarihinde şirkete ortak olduğu 09.12.2009 tarihinde hissesini devrederek ayrıldığı ortaklık döneminde şirkette her hangi bir yöneticiliği, temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emirlerinin iptali ve bu ödeme emirleri için kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir....