ın konumunun araştırıldığı, bu bilgilere ve emrin yetkili ...'dan alındığı tespitine göre, davalı işveren tarafından yapılan, iş sözleşmesinin feshine ve davacı işçinin işten çıkarılmasına dair işlemin, İş Hukuku mevzuatına, işten çıkarma usul ve prosedürüne, çalışanlar arasında eşit davranılması ve feshin son çare olması ilkesine uygun olmadığı gerekçesiyle feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalı ... A.Ş. vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe: Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama, dinlenen tanık beyanları doğrultusunda feshin geçersizliğine karar verilmesi yerindedir. Ancak mahkemenin önceki kararı davalı ... A.Ş.’nin husumet durumu değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği konusunda da bozulmuştur....
Davaya konu edilen olayda; davacı, sabah içtiması sırasında davalı bölük komutanının, daha önceden verilen bir emrin yerine getirilmemesinden dolayı, kendisine hakaret ettiğinden bahisle manevi tazminat istemektedir . İstemin niteliğine göre mahkemece davanın husumet yokluğu nedeni ile reddi gerekirken işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/04/2012 gününde oyçokluğuyla karar verildi....
tarihleri getirtildiğinde davacının ne zaman ödeme yaptığının kesme iş emrin ne zaman ve sebeple müvekkili kuruma iş emri olarak düştüğünün belli olacağını, abonelik işleminin perakende şirketinden alındığından davacının faturaları getirtilerek davacının enerji satın aldığı firmaya davanın ihbarı gerektiğini, tüm elektrik kesme ve mühürleme belgelerinin müvekkili kurumdan talep edildiğinde ne zaman ne işlem yapıldığının ortaya çakacağını müvekkili kurumun söz konusu davada herhangi bir kusuru ve sorumluluğu olmadığını açıklaman nedenlerle ve hukuka aykırı açılan davanını reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Ceza Dairesi tarafından bozulmasını müteakip yeniden yapılan yargılama kapsamında, sanığa, talimat mahkemesince, etkin pişmanlık ve kamu zararını gidermesinin sonuçları bildirilerek ihtarda bulunulduğu, ancak sanığın cezaevinde bulunduğu için ödeme imkanının olmadığını beyan ettiği görülmüştür. IV. GEREKÇE A.Katılan Vekilinin Temyiz İstemlerinin Değerlendirilmesinde; Her ne kadar katılan vekili tarafından sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının ertelenmesinin hatalı olduğu belirtilmiş ise de sanık hakkında kurulan hükümde şartları oluşan erteleme müessesesinin uygulanması yönündeki mahkemenin takdiri yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmemiştir....
Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibinde, alacaklının, taşınmazlar için, ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren 1 yıl içinde satış isteme zorunluluğu vardır. İcra emri şikayetçiye 21.01.2019 tarihinde bizzat tebliğ edilmiş, alacaklı tarafından 26.03.2019 tarihinde satış talep edilerek, 27.03.2019 tarihinde satış avansı yatırılmış olduğuna göre süresinde satış istenmiştir. HMK.'nın 355. maddesi hükmüne göre istinaf incelemesinin ancak istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, ancak kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde bu hususun resen gözetilebileceği, HMK.'...
emrin de dosyaya sunduklarını bildirerek kararı istinaf etmiştir....
diye sorduğunu, bu kişinin "Emrin olur abi" dediğini, sanık ...'in ...'ı göndererek tekrar para istediğini, kendisinin parasının olmadığını söylediğini, ödemeleri kimi zaman elden kimi zaman banka aracılığıyla yaptığını iddia ettiği, 24.11.2008 günü, sanıklar ... ve ...'in katılanın verdiği 50.000 TL ile yakalandıkları, Katılan ile birlikte hemşire olarak çalışan tanık ...'ın 29.07.2008 günü, daha önceden iki yıldır muayeneye gelen ...'ın gelerek muayene olduğunu, diğer odada bulunduğu sırada duyabildiği kadarıyla ...'ın "Senin yüzünden arsam gitti, ...'daki evim gitti, seninle görüşeceğiz" dediğini, katılanın sinirlenerek bu kişiyi dışarı çıkardığını, 2008 yılı Ağustos ayında katılan izinde olduğu sırada, yol kenarında yürürken karşısına 2 erkek ve 1 kadının çıktığını, katılanı sorduklarını, "Bize ...'...
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, kurumları tarafından hesaplanan ve izin verilmesi için ödenmesi gerektiği bildirilen ek ağaçlandırma bedeline ilişkin olarak davacı tarafından hiçbir ihtirazi kayıt konulmadan yapılan ödeme karşısında dava açılmasının da iyi niyet kurallarına aykırı düştüğünü, eğer böyle bir bedelin alınmasında haksız ve hukuka uygun bir işlem olmadığı konusu hasıl olmuş ise kurumları yazışmaları ve yapılacak başvuruları sonrasında idari dava açılarak bu bedelin alınmaması gerektiği iddialarını ileri sürebilecekken bu bedelin ödenmesinden sonra böyle bir alacak davasının açılmasının haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Ağır Ceza Mahkemesinin … tarihli ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Anayasayı İhlal, Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 30/4 maddesinin atfı gereği 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/3-d maddesi uyarınca ''sanıkların işlediği fiilin bir haksızlık teşkil ettiğini bilmelerine rağmen esasen hukuk düzeninde kabul edilmeyen 'konusu suç teşkil eden emrin ifası'nın askeri hiyerarşi içerisinde mutlak itaat ve emrin muhtevasını sorgulayamama ilkelerinin sonucu olarak bağlayıcı olduğu hususunda kaçınılmaz bir yanılgıya düştükleri, dolayısıyla hukuka uygunluk nedenlerinin varlığında kaçınılmaz bir yanılgıya düştükleri''nin sabit olduğu gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına, Kasten Öldürme ve Kasten Öldürmeye Teşebbüs suçlarından ise 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/2-b maddesi gereğince anılan suçları işlemediğinin sabit olduğu gerekçesiyle beraatine...
Hizmete ilişkin emri hiç yapmayan asker kişiler bir aydan bir seneye kadar, emrin yerine getirilmesini söz veya fiili ile açıkça reddeden veya emir tekrar edildiği halde emri yerine getirmeyenler, üç aydan iki seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. 2. Yukarıki fıkrada yazılı suçlar seferberlikte yapılırsa beş ve düşman karşısında yapılırsa on seneye kadar ağır hapis cezası hükmolunur." şeklinde düzenlenmiştir. Maddede düzenlenen eylem, yetkili amir tarafından verilen ve hizmete ilişkin olan emrin hiç yapılmaması, yerine getirilmesinin söz veya fiil ile açıkça reddedilmesi veya emir tekrar edildiği hâlde yapılmamasıdır. Emre itaatsizlikte ısrar suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Aranan kast bakımından genel kast yeterli olup faili emre itaatsizliğe götüren bir saikin bulunması gerekli değildir. Eyleminin emre itaatsizlik olduğunu bilmesi ve hareketi yaparken istemiş olması yeterlidir....