tarafından tasdik edilmiş borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine tevdii zorunlu olup, Hukuk Genel Kurulu'nun 02/02/2000 tarih ve 2000/12- 50 Esas ve 2000/47 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere İİK'nun 61/1. maddesi 2.cümlesi gereğince, takip bir belgeye dayanıyor ise, onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesinin şart olduğu, somut olayda, takip dosyasında tebliğe çıkarılan 17/07/2020 tarihli ödeme emri tebliğ mazbatası incelendiğinde "örnek no:10 ödeme emri bulunur" şerhini ihtiva ettiği, ekinde takibe dayanak senedin bulunduğuna dair bir ibare olmadığı görülmekle icra dosyası incelendiğinde borçluya çıkartılan başkaca bir ödeme emrine de rastlanmamıştır....
Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi yapılmış, davacı şirkete 09/10/2018 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş, borçlu vekili tebligatın 19/10/2018 tarihinde tebellüğ edildiğini belirterek 22/10/2018 tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmiş, icra müdürlüğünce itirazın süresinde olmadığı açıklanarak takibin devamına karar verilmiş, 15/12/2018 tarihinde açılan dava ile takibin dayanağı belgelerin ödeme emri ile birlikte tebliğ edilmediği, tebliğ evrakının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği belirtilerek hacizlerin kaldırılması istenilmiş, mahkemece itirazın süre yönünden reddine karar verilmiştir....
Ödeme veya icra emrinin tebliği, haciz işleminin yapılması veya satış işleminin kesinleşmesi gibi ödeme emri veya icra emrinin tebliğe çıkarılması fakat tebliğ edilmesinden önce yapılan ödemelerden ve icra takibinden vazgeçme halinde tahsil harcı almak mümkün değildir (HİGM 20/02/1989 T. 8385 sayılı Genelgesi). 492 sayılı Harçlar Kanunu'nda harç alacağının doğması için ödeme veya icra emrinin tebliği gereklidir. Ödeme emri veya icra emrinin tebliğinden önce yapılan ödemelerden tahsil harcı alınmaz. 492 sayılı Harçlar Kanuna ekli I sayılı tarifenin icra iflas harçları B bölümünün I-3 maddesindeki tahsil harcının ancak ödeme emri veya icra emri tebliğinden sonraki işlemler nedeniyle alınacağı öngörülmüştür (Yargıtay 12. HD 10/03/2003 T. 1505- 4760 sayılı ilamı)....
YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı adına, şirket ortağı sıfatıyla tanzim ve tebliğ olunan … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istenilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Şikayetçi, icra kefili olduğu 18.12.2015 tarihli kefaletin geçersiz olduğunu ileri sürerek, ödeme emrinin ve kefalet işleminin iptali ile anılan takip dosyası üzerinden konulan tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, şikayetin kabulü ile ... 3. İcra Müdürlüğü'nün 2015/27703 sayılı dosyasında 25.12.2015 tarihli ödeme emri ile takip işleminin iptaline karar verildiği görülmektedir....
. … İSTEMİN KONUSU : Davacının banka hesaplarına … Petrol Ürünleri Ticaret Limited Şirketine ait vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla uygulanan e-haciz işleminin iptali istemiyle açılan davayı Danıştay Üçüncü Dairesince verilen bozma kararına uyarak yeniden incelemek suretiyle kabul eden, … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu haciz işleminin dayanağı vergi ve cezaların tahsili amacıyla öncelikle asıl amme borçlusu şirket adına ödeme emri düzenlenerek tebliğ edildiği, söz konusu ödeme emirlerine karşı dava açılmadığı, şirket hakkında yapılan araştırma sonucunda borcunu karşılayacak herhangi bir malvarlığının olmadığının tespit edildiği, davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun olarak ilanen tebliğ edildiği, dava konusu hacizi işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir....
Davanın yasal dayanaklarından olan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun “Kanundaki terimler” başlığını taşıyan 3’üncü maddesinde, bu Kanundaki kamu borçlusu veya borçlu teriminin, kamu alacağını ödemek zorunda olan gerçek ve tüzel kişileri ve bunların yasal temsilci veya mirasçılarını ve vergi yükümlülerini, vergi sorumlusunu, kefili ve yabancı kişi ve kurumlar temsilcilerini ifade ettiği belirtilmiş, “Ödeme emri” başlıklı 55’inci maddesinde, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, (7) gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin ödeme emri ile tebliğ olunacağı açıklanmış, “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58’inci maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren (7) gün içinde itirazda bulunabileceği bildirilmiş olup, “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının (7) günlük hak düşürücü...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mirasın reddinin iptali kararının tespit davası olmadığını, bu kararın mirasın reddine ilişkin kararı ortadan kaldıran iptal davası niteliğinde olduğunu ve dosya borçlularının avalist Muhammet Kurtul'un yasal mirasçıları olduğunu gösterdiğini, kesinleşmeden icraya konulamayacak olan ilamların HMK.nun 367. maddesinde sınırlı sayıda gösterildiğini, mirasın reddinin iptaline ilişkin davanın tespit davası olmayıp bir inşai dava olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığı iddiasının da doğru olmadığını, davacı- borçlulara ödeme emri tebliğ edilmemesi sebebinin mirasın reddinin iptali davası sonucunun beklenilmesi olduğunu, mirasın reddinin iptali davasının zamanaşımı sürelerini kestiğini ve zamanaşımı sürelerinin işlemesini durdurduğunu, davanın kabul edilmesi ile takibin yenilenmek suretiyle ödeme emrinin tebliğ edildiğini, tebligat zarfları üzerinde yazılı olduğu gibi, çek suretlerinin de tebliğ edildiğini, davacı taleplerinin yerinde olmadığını savunarak...
Somut olayda, alacaklı vekilinin 18/10/2021 tarihli talebi ile borçlunun mernis adresine (normal tebligat) icra/ödeme emri gönderilmesinin talep edildiği, bunun üzerine borçluya yeniden örnek 7 ödeme emrinin tebliğe çıkarılarak 02/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ödeme emrine 08/11/2021 tarihinde itirazı üzerine icra müdürlüğü'nün 12/11/2021 tarihli kararı ile takibin borçlu yönünden durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Alacaklı vekilince açıkça örnek 7 ödeme emri gönderilmesi talep edilmediği halde icra müdürlüğünce alacaklı vekilinin talebine uygun olarak borçluya icra emri çıkartılması gerekirken yeniden daha önce çıkartılan örnek 7 ödeme emri tebliğe çıkartılarak takibin durmasına sebebiyet verilmesi hukuka aykırıdır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince şikayetin kabulü ile memur işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken şikayetin reddi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 08/02/2016 tarih, 2015/28607 Esas - 2016/2941 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Kira Sözleşmesine dayalı 13 örnek numaralı takipte borçlu şirket, ödeme emrinin şirketin ticaret siciline kayıtlı merkez adresine değil kira sözleşmesine konu mecurun adresine gönderildiği iddiasıyla ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; tebligat yapılan adrese ilişkin bir araştırma ve inceleme yapılmaksızın ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğu değerlendirilerek şikayetin reddine karar verildiği, borçlunun kararı temyiz...