Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ödünç sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 386 ncı maddesi; ''Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.'' 2.6098 Sayılı Kanun'un 387 nci maddesi; ''Ticari olmayan tüketim ödüncü sözleşmesinde, taraflarca kararlaştırılmış olmadıkça faiz istenemez....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/909 Esas KARAR NO : 2022/766 DAVA : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 07/11/2022 KARAR TARİHİ : 08/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu ... imzalanan kredi sözleşmesi çerçevesinde müvekkili bankadan büyük miktarda kredi kullandığını, kredi sözleşmesi çerçevesinde kullandırılan kredinin geri ödenmemesi üzerine muaccel olan ve temerrüde düşülen borçların ödenmesi için, yasal hükümler ve sözleşmesel kabuller gereğince esasen gerekmemekle birlikte borçluya kredi hesaplarının kat’ı ile borcun ödenmesi ihtarları, Üsküdar 32....
Geçici iş ilişkisiyle (ödünç iş ilişkisiyle) çalışan işçinin altı aylık kıdemi, 4857 sayılı Kanun'un 7. maddesinden hareketle, işçinin başka işverende (ödünç alan) geçen süresi, işverende (ödünç veren) geçirilmiş gibi sayılır. Sözkonusu işçinin daha sonra ödünç alan işverenin işyerinde yeni bir iş ilişkisi kapsamında istihdam edilmesi hâlinde, onun nezdinde ödünç iç ilişkisi kapsamında geçirilmiş süreler, yeni iş ilişkisindeki altı aylık kıdem süresinin hesabında dikkate alınmaz. 4857 sayılı Kanun'un 6. maddesinin 2. fıkrası uyarınca işyerinin devrinde devralan işveren, hizmet süresi ile ilgili haklarda işçinin devreden işveren yanında çalışmaya başladığı tarihe göre işlem yapmak zorunda olduğundan, devirle işverenin değişmesi altı aylık kıdem süresini etkilemeyecektir....
Geçici iş ilişkisiyle (ödünç iş ilişkisiyle) çalışan işçinin altı aylık kıdemi, 4857 sayılı İş Kanunun 7’ni maddesinden hareketle, işçinin başka işverende (ödünç alan) geçen süresi, işverende (ödünç veren) geçirilmiş gibi sayılır. Söz konusu işçinin daha sonra ödünç alan işverenin işyerinde yeni bir iş ilişkisi kapsamında istihdam edilmesi hâlinde, onun nezdinde ödünç iç ilişkisi kapsamında geçirilmiş süreler, yeni iş ilişkisindeki altı aylık kıdem süresinin hesabında dikkate alınmaz. Çıraklık ilişkisi, İş Kanunu’nun 4’üncü maddesindeki istisnalar arasında sayıldığından, altı aylık kıdem süresinin hesabında dikkate alınmaz....
Dosya kapsamından davacı şirketin ham petrol ve petrol ürünleri ticari ve tedariki alanında iştigal eden ticaret şirketi olduğu banka , kredi kuruluşu , finans kurumu yada rehin karşılığı ödünç para verme işi ile uğraşan bir şirket olmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar tanıma tenfizi istenen tahkim kararına konu sözleşme Kredi sözleşmesi başlığını taşımakta ve davacı Kredi veren davalı ise Kredi alan olarak nitelendirilmekte ise de sözleşme içeriği ve dosya kapsamındaki Tahkim kararı ve tüm dosya kapsamından davacının davalıya borç verdiği ve ilgili sözleşmenin borcun ödenmesine ilişkin düzenlemeleri içerdiği, 03.09.2020 tarihinde verilen tahkim kararının ise sözleşmenin ihlal edildiğini tespit ederek dosyamız davalısının sözleşme kapsamında aldığı borcun ve ferilerinin davacıya ödenmesine iilişkin olduğu anlaşılmıştır....
nın başkan olmak istediğini ancak, Yönetim Kurulu tarafından başkanlığa seçilmeyince bu defa Kulüp hakkında bağış olarak ödediği bedelleri, makbuzlara tek taraflı olarak yazdığı borç ibaresi ile 03.12.2020 tarihinde önce ihtarname keşide ettiğini ardından da 17.12.2020 tarihinde icra takibine başladığını, bu durumun açıkça kötü niyetli ve yasal dayanaktan da yoksun olduğunu, davacı şirket ortağı ... kendi şirketinden Başkan Yardımcısı olduğu davalı Dernek hakkında bu işlemleri başlattıktan sonra 17.01.2021 tarihinde de Yönetim Kurulundan istifa ettiğini, tüketim ödüncü sözleşmesi çerçevesinde ödünç verenin, bir miktar para veya bir misli şeyin mülkiyetini belirli bir süre için ödünç alana geçirmeyi, ödünç alanın da aynı miktar ve nitelikte şeyi iade etmeyi taahhüt ettiğini, davalı derneğin davacı ortağı ve aynı zamanda davalı dernek başkanının banka hesaplarına yaptığı ödemenin taraflarca kararlaştırıldığı üzere; aslında bağış olması gerekirken davacı şirket ile aralarında sanki bir ödünç...
Tüketim ödüncü 6098 sayılı TBK'nın 386. maddesinde; "Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. 6098 sayılı TBK'nın 555. vd. maddelerinde havale düzenlenmiş olup, yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, havale kural olarak bir borcun ödenmesi için yapılır. Bu karinenin aksini yani havalenin borç ödemek dışında yapıldığı havale yapanın kanıtlaması gerekir. Dava dosyasına ibraz edilen davaya dayanak 27/09/2017 tarihli havale dekontu ile 24.000,00 TL EFT işlemi incelendiğinde, açıklama kısmında "borç para" yazılı olduğuna göre bu işlemin 6098 sayılı TBK'nın 386. vd. maddelerinde düzenlenen tüketim ödüncü sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır....
SUÇ : Tefecilik (iki kez) HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: TCK'nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12/05/2015 gün ve 2014/4-655 Esas, 2015/152 sayılı Kararında da açıklandığı üzere kişiler arasında doğmuş bir alacak borç ilişkisine dayanmayan kazanç elde etme amaçlı ödünç para verme eylemlerinin tefecilik suçu kapsamında bulunması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları dikkate alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması ile bu suçta suç tarihinin kazanç elde etmek amacıyla ödünç paranın verildiği tarih, zincirleme suçlarda...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: TCK'nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması, bu bağlamda mağdurlar ..., ... ve ...'nın tüm aşamalardaki, mağdur ...'ın ise soruşturma aşamasındaki birbirleriyle tutarlı anlatımlarına göre sanıktan kazanç karşılığında ödünç para almaları, tanıklar ..., ... ve ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü; Sanıkların müşteki ...’a faiz karşılığı ödünç para verdikleri tarihin senet düzenlenme tarihine göre 05/02/2005, müşteki beyanına göre ise 2003-2004 senesi olduğu, müşteki ...’ya sanık ... tarafından faiz karşılığı ödünç paranın verildiği tarihin ise 2002 senesi olduğu, müşteki ...’ye sanıklar tarafından doğrudan faiz karşılığı ödünç para verilmediği, müşteki ...’ye verilen ödünç para ile ilgili Mersin 4....