"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Kişisel İlişki Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı kadın tarafından, davacı-davalı erkeğin kabul edilen asıl davası ve asıl davada aleyhlerine hükmedilen yargılama gideri ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalı erkek tarafından açılan ortak çocukla kişisel ilişkinin geçici olarak düzenlenmesi davasının mahkemece kabul edildiğinin anlaşılmış bulunmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden...
Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana-baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple, kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddî anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp, koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava TMK 182/2 ve 323 maddeleri gereğince çocukla kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istemine ilişkindir. TMK 182/2 Maddesi gereğince velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. TMK 323. maddesi gereğince anne ve babanın her biri velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir....
Taraflar arasındaki velâyet hakkı elinde olmayan ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin yatılı olarak düzenlenmesi, mümkün olmadığı takdirde çocukla kişisel ilişkinin yatısız olacak şekilde yeniden düzenlenerek görüşme süresinin arttırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince yatılı olarak kişisel ilişkinin düzenlenmesi talebinin reddine yatsız olacak şekilde görüşme süresinin arttırılması talebinin ise kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Baba ile ortak çocuk arasında düzenlenen kişisel ilişkinin ortak çocuğun yaşı da gözetildiğinde yetersiz kaldığı anlaşılmaktadır. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman islenebilir. Bu bakımdan, babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, yatılı olacak şekilde daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma istemine, birleşen dava ise çocukla kişisel ilişki düzenlenmesi istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkekten kaynaklanan bir geçimsizliğin ispatlanıp ispatlanmadığı, asıl davanın reddi ve birleşen davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin süresi bakımından uygun olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 166 ncı, 323 üncü maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 4 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası hükümleri. 3....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar ayrıldıktan sonra ortak çocuğun annesi, ablası, anneannesi ve dedesi ile birlikte yaşadığı, babanın yeni bir evlilik yaptığı, bir çocuğu olduğu, davalı birleşen davacı babanın ortak çocukla ilgilenmediği, yeni evliliğinden olan çocuğuyla daha çok ilgilendiği, kişisel ilişki tesisi sırasında çocuğa uygun olmayan ortamlarda bulundurulduğu iddiası ile kişisel ilişkinin kaldırılmasını/azaltılmasını talep etmiş ise de tanık beyanları ile bu iddiasını ispatlayamadığı, tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığı, uzman raporunda kişisel ilişkinin kaldırılmasının uygun olmayacağı, çocuğun baba ile kurduğu ilişkinin hayatında önemli konumda yer aldığı, kurdukları bağın uzun vadede çocuğun psikososyal gelişimini olumlu etkileyeceği, kişisel ilişki sürelerinin kaldırılmasını/azaltılmasını gerektirir bir durumun tespit edilemediğinin belirtildiği, çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Hüküm, davacı kadın tarafından temyiz edilmiş, diğer taraf vekili de, temyize cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını bildirerek temyiz isteğinde bulunmuştur (HUMK m. 433/2). Hükmü süresinde temyiz etmemiş olan tarafın, temyize cevap dilekçesindeki temyiz itirazlarının incelenebilmesi, temyiz dilekçesinin tebliğinden itibaren on gün içinde cevap verilmesi halinde mümkündür (HUMK. m. 433/2). Aksi halde, süresinden sonra verilen cevap dilekçesindeki temyiz itirazları dikkate alınamaz....
Cevap dilekçesi: Davalı cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediğini, ziynet alacağı davası açması üzerine eldeki davanın ikame edildiğini, davacının çocukla görüşmek için icra yoluna başvurmadığını, her şahsi ilişki günü için çocuğu hazırlamasına rağmen davacının gelmediğini, çocukla baba arasında kuvvetli bir bağ oluşmadığını, çocuk için davacının yabancı olduğunu, çocuğun henüz kendi bakım ve gözetimine bağlı çağda olduğunu, çocuğun görüştürülmemesi iddiasının gerçek dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddini istinafa getirmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava çocukla baba arasında kurulan şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesi istemine ilişkindir....
GEREKÇE: Dava, kişisel ilişkinin kaldırılması, mümkün olmadığı takdirde davalı ile müşterek çocuk arasında telefon, e-posta, kısa mesaj ve görüntülü iletişim yöntemleri gibi tüm iletişim yollarının kapatılarak çocuğun uzman refakatçi eşliğinde belirli yer ve saatlerde sınırlı kalmak üzere yeniden kişisel ilişki tayinine yöneliktir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır....