AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 11/01/2021 NUMARASI : 2019/406 ESAS 2021/31 KARAR DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı dava dilekçesinde özetle; ; davalı ile Konya 2. Aile Mahkemesinin 2018/246 Esas sayılı dava dosyasında boşanmalarına karar verilirken ortak çocuk Medine'nin velayetinin davalıya verildiğini, çocuk ile yatılı olmayacak şekilde şahsi ilişki kurulduğunu, çocuk ile daha fazla vakit geçirmek istediğini, çocuğun da mağdur olduğunu belirterek, yatılı olacak şekilde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, davalıyla evlilik dışı ilişkisinden dünyaya gelen ve “tanıma” ile babalarına bağlanan çocukları 2000 doğumlu .... ve 2005 doğumlu ...'la kişisel ilişki kurulmasını istemiş, mahkemece; davanın ... yönünden kesin hüküm sebebiyle reddine karar verilmiş, diğer çocuk ....'la kararda gösterilen sürelerde kişisel ilişki tesis edilmiştir. Mahkeme, kesin hükme,...la daha önce kurulan kişisel ilişkiye dair ilamı esas almıştır. Çocuklarla kişisel ilişki tesisi, yeni olguların zorunlu kılması, durum ve koşulların değişmesi veya çocuğun menfaatinin gerektirmesi halinde değiştirilebilir, büsbütün kaldırılabilir veya süresi genişletilip sınırlandırılabilir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması - Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı- davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası ile velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 09.02.2022 (Çar.)...
Davalının kişisel ilişki ve velayet yönünden istinaf itirazına gelince; "Mahkemece, baba ile görüşme yapılmadan rapor hazırlanması ve davacı annenin velayet görevini yerine getirmesinde engel bir rahatsızlığının olup olmadığı yönünde de rapor alınmadan hüküm kurulması doğru olmamıştır....
Bu kapsamda davacının iddiaları doğrultusunda davalı hakkındaki suç isnatları ve sabıka kayıtlarına ilişkin bilgi ve belgelerin araştırılarak ortak çocukla şahsi ilişki kurmasına engel mahiyette olup olmadığının değerlendirilmesi amacıyla idrak çağında olduğu anlaşılan ortak çocuk Kader'in velayet hakkındaki tercihi de sorularak, taraflarla ve çocukla görüşen 3 kişilik uzman heyetinden sosyal inceleme raporu alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, kişisel ilişki konusunda yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. VI....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının tüm, davacı-karşı davalı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, müşterek çocuk .... velayeti davalı-karşı davacı anneye bırakılmış, müşterek çocukla baba arasında “aynı şehirde oturmaları hali” ve “farklı şehirde oturmaları hali” için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Annenin, velayetine bırakılan çocukla birlikte ....., baba'nın ise ...... oturduğu anlaşılmaktadır. Taraflar mevcut duruma göre ayrı şehirlerde yaşıyor olmakla birlikte, günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse, "ayrı şehir, aynı şehir ayırıma" gidilmesinin de önemi bulunmamaktadır....
Davacıya, boşanma kararıyla tanınan kişisel ilişki hakkının alınmasını gerektiren sebep, görüş için aldığı çocuklarını kişisel ilişki süresi sonunda teslim etmekten kaçınması ve çocukları haksız olarak alıkoymasıdır. Davacı, 13.10.2012 tarihinde gerçekleşen bu eyleminden dolayı ... 12.Sulh Ceza Mahkemesinin kararıyla cezalandırılmıştır. Başka bir ifade ile davacı davranışının sonucunu görmüş ve cezasını çekmiştir. Bundan sonra da kişisel ilişki hakkını amacına ve yükümlülüklerine aykırı olarak kullanacağına, kişişel ilişki sebebiyle çocukların huzurunun ciddi olarak tehlikeye gireceğine dair dosyada bir delil ve önemli bir sebep mevcut değildir. Ana ve babası ayrı olan çocukların, ana ve babalarıyla düzenli biçimde ve doğrudan kişisel ilişki kurma hakkı, sadece çocukların değil, ana ve babanın da hakkıdır. Bu tür bir kişisel ilişki, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya engel olunabilir....
Mahkememizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; Velayet kendisine verilmeyen tarafla çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilirken, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlaki yararları esas alınır. Çocukla, velayet kendisine bırakılmayan ebeveyn arasında düzenli kişisel ilişki kurma ve bu ilişkiyi sürdürme çocuk için bir hak olduğu gibi düzenli ilişkiyi elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (Anayasa)'nın "Ailenin korunması ve çocuk hakları" başlıklı 41....
Somut olayda, dosyada çocuk ile davacı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına engel bir hal yoktur. Davalı annenin davacı baba ile kişisel ilişki kurulmasına yönelik savunması incelendiğinde; somut olarak kişisel ilişkinin küçüğün yararına olmadığını ispatlayamamıştır. Kurulan kişisel ilişki süresi de çocuğun yaşına uygun bulunmuştur. Çocuğun anne ve baba ile görüşmesinin çocuğun yararına olduğu, mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davalının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
(TMK. m.336/1) Üçüncü kişilerin ve özellikle hısımlarının, çocukla kişisel ilişki kurmasına rıza gösterme, velayet hakkı sahibine veya çocuk kendisine bırakılana aittir.(TMK. m.326/3) Velayet hakkı ana ve babaya birlikte ait olduğuna, çocuk, bunlardan birine bırakılmamış bulunduğuna göre, husumetin velayeti ana ile birlikte kullanan babaya da yöneltilmesi, göstermesi halinde delillerinin toplanması gerekir. Babanın duruşmada “tanık” olarak dinlenmiş olması onu davanın “tarafı” haline getirmez. Çocuk üzerinde velayet hakkı sahibi olması husumetin yöneltilmesini gerektirmektedir. Husumetteki eksiklik tamamlanmadan davanın esası incelenemez. Açıklanan sebeple hükmün bozulması düşüncesiyle sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmıyoruz....