Aile Mahkemesi'nin 201/579 E. - 2019/744 K. sayılı 12/11/2019 tarihli kararı ile; davanın kabulü ile müşterek çocukla davalı baba arasında yatılı kişisel ilişkinin kaldırılmasına, baba ile çocuğun her yılın 1.ve 3. Cumartesi günü saat 10,00 ile 18:00 arasında her yıl küçüğün doğumgünü saat 10 ile 14 arasında her yıl babalar günü saat 10 ile 14 arasında çocuğun anne adresinden alınarak tekrar anne adresine teslim edilecek şekilde kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2015/480 E. sayılı dosyasından verilen 16.02.2016 tarihli ara kararına dayalı olarak aleyhine Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasına İlişkin (örnek 3) ilamlı icra takibi başlatıldığını, söz konusu ara karara dayanılarak başlatılan ilamlı icra takibinini usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Takibin dayanağı, çocukla baba arasında ara kararda belirtilen saat ve günlerde tedbiren kişisel ilişki kurulmasına yönelik ... ... 4. Aile Mahkemesi'nin 2015/480 E. sayılı dosyasından verilen 16.02.2016 tarihli ara kararı olup bu ara kararı İİK'nun 25 ve 25/a maddelerinde yazılı ilam niteliği taşımadığından bu karara dayanılarak ilamlı icra takibi yapılamaz. Bu ihtiyati tedbir kararı HMK 393. maddesi uyarınca kararı veren mahkeme tarafından uygulanır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen hüküm ve 31.07.2012 tarihli ek karar davacı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhkameleri Kanununa 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunun 30. maddesiyle ilave edilen Geçici 3. madde hükmü uyarınca, uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde; çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin verilen kararların Yargıtay’da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. Evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Hüküm, temyiz eden davacıya 31.05.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı hükmü 13.06.2012 günü verdiği dilekçe ile temyiz etmiştir. Buna göre temyiz süresindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu hakkında ... 4.Aile Mahkemesi'nin 2014/65 E. sayılı dosyasından verilen 18.12.2014 tarihli ara kararına dayalı Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasına İlişkin (örnek 3) ilamlı icra takibi yapıldığı, borçlunun takibe dayanak belgede çocuk teslimi ile ilgili hüküm bulunmadığı iddiasıyla icra emrinin iptalini talep ettiği, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Takibin dayanağını ... 4....
Aile Mahkemesi'nin 2015/653 E. sayılı dosyasından verilen 28.01.2016 tarihli ara kararına dayalı olarak aleyhine Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasına İlişkin (örnek 3) ilamlı icra takibi başlatıldığını, söz konusu ara karara dayanılarak başlatılan ilamlı icra takibinini usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Takibin dayanağı, çocukla baba arasında ara kararda belirtilen saat ve günlerde tedbiren kişisel ilişki kurulmasına yönelik ... 2. Aile Mahkemesi'nin 28.01.2016 tarihli ara kararı olup bu ara kararı İİK'nun 25 ve 25/a maddelerinde yazılı ilam niteliği taşımadığından bu karara dayanılarak ilamlı icra takibi yapılamaz. Bu ihtiyati tedbir kararı HMK 393. maddesi uyarınca kararı veren mahkeme tarafından uygulanır. Açıklanan nedenlerle mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir....
Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveyni arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Bu bakımdan, babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, yatılı olacak şekilde daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
O halde, mahkemesince çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin her hafta sonu ve kademeli olmayacak şekilde düzenlenmesi gerekirken yazılı şekilde kademeli kişisel ilişki kurulması da hatalı olmuştur. Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden müşterek çocuk ile baba arasında resen yeniden kişisel ilişki düzenlemesi yapılmak suretiyle hükmün HMK 353/1- b,2'inci maddesi uyarınca düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velâyet hakkına sahip olan davacı anne tarafından açılan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik davada; ortak çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişkide, ortak çocuğun uzun süre babasını görmediğini, henüz iki yaşında olup anne bakım ve ilgisine muhtaç olduğunu, temmuz ayında bir ay boyunca çocuğun anneden ayrı ve baba yanında kalmasının çocuğa zarar vereceğini, çocuğun psikolojisini bozacağını belirterek, ortak çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin yatılı olmayacak şekilde yeniden düzenlenmesini talep etmiş, mahkemece; alınan uzman raporunda “Davalının kızı ile şahsi ilişki kurması hususunda bir engel görülmediği, çocuğun içinde bulunduğu yaş ve gelişim dönemi, bakımını...
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafların davacının sadakatsizliği nedeniyle boşandıklarını ancak davalının aradaki sorunları çocuğa yansıtmadığını, çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkiye engel olmadığını, annenin evlendiği kişinin ortak çocuk ile iletişiminin iyi olduğunu, çocuğun yurt dışında yaşayacağı evdeki odasının, okulunun belirlendiğini, davacının çocuğun velâyetini üstlenebilecek bir yaşam tarzı olmadığını, madde kullandığını, yabancı kadınlarla yazıştığını, adam öldürme suçundan mahkûmiyeti olduğunu, kişisel ilişki kurduğu zamanlarda çocukla birlikte duşa girdiğini, bunu yapmaması konusunda uyarıldığını ve taraflar arasında buna dair mesajlaşmaların olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Aile Mahkemesi Mahkeme hükmü velayet, çocukla kişisel ilişki kurulması ve nafakaya yöneliktir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 26/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....