Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, asıl davada davalı-karşı davacı şirkette alınan 15/11/2003 tarihli ve 7 sayılı kararın iptaline, davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacı şirketteki hissesinin % 10 olarak tesciline, davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, davacı-karşı davalı için davalı-karşı davacı şirketteki % 10 payı üzerinden isabet eden 2.045.827,12 TL ayrılma payının, 14/02/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı-karşı davacı şirketten tahsiline, davacı-karşı davalı vekillerinin kar payı alacağına ilişkin istemlerinin reddine, karşı davanın reddine dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır. Davalı-karşı davacı şirket vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur....
Sigorta Merciine ait hizmet cetveline göre davacının 1.6.1973 tarihinde başlayan yurt dışı çalışmalarının 31.12.2006 tarihine kadar devam ettiği ve yine dava dosyası içinde yer alan nüfus kaydına göre davacının 17.9.1996 günlü Bakanlar Kurulu Kararı ile 403 sayılı Yasanın 20. maddesine göre ... vatandaşlığından çıkmasına izin verildiği, 10.8.1998 günlü Bakanlar Kurulu kararı ile yeniden ... vatandaşlığına alındığı anlaşılmaktadır. İşbu dava ile davacı, ... ... Sigortasına giriş tarihi olan 1.12.1976 tarihinin ... de sigortalılık başlangıcı olarak kabulü, 1.11.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespiti ve ödenmeyen yaşlılık aylıklarının yasal faizi ile birlikte tahsili istemiş, mahkemece istem gibi davanın kabulüne karar verilmiştir.Mahkemenin, davacının yurt dışından kesin dönüşüne ilişkin ayrıca bir araştırma yapmaksızın 28.3.2007 tarihli ......
B.......’in şirkette %40 olan payının, sırf boşanma davası sonucunda hükmedilebilecek nafaka miktarını düşük tutmak amacıyla %4’e düşürüldüğünü, ortaklar arasında güven ve işbirliğinin ortadan kalktığını, TTK'nın 549/4. maddesindeki fesih koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, 2001, 2002, 2003 ve 2004 yıllarına ait kar paylarının müvekkiline ödenmesine, 18.05.2002 tarihli, 2002/3 sayılı, 13.05.2003 tarihli, 2003/1 sayılı ve 15.11.2003 tarihli, 7 sayılı kararın iptali ile müvekkilinin davalı şirketteki düşürülen payının %10 olarak tesciline ve davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 16.03.2005 tarihli ıslah dilekçesi ile “davalı şirketin feshine” ilişkin talebin kabul edilmemesi halinde, müvekkilinin davalı şirketten çıkmasına izin verilmesine ve müvekkiline ait payın değerinin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
önce de suça sürüklenen çocuk ve ailesinin çobanlık yapmak için Sivas ili ... ilçesi ... köyüne gittiklerini, kendisinin dışarı çıkmasına izin vermediklerini, yaklaşık üç hafta önce polise gitmek için evden çıkıp yürüdüğü sırada tanımadığı bir şahsın kendisini zorla araca bindirdiğini, araca sonradan sanık ...'...
ın biraz uzakta beklediği ve suça sürüklenen çocuğun mağdureyi öpmek istediği mağdurenin izin vermemesi üzerine öpmediğinin anlaşılması karşısında suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek, suça sürüklenen çocuğun bu suçtan beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi, Suça sürüklenen çocuk hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Olay günü suça sürüklenen çocuğun tanık... ile birlikte mağdurenin okuluna gittiği, tanık ... vasıtasıyla mağdureyi çağırtıp okulun arkasında bulunan ormanlık alana götürdüğü, burada tanık ...'...
Ceza Dairesinin 17/04/2015 tarihli ve 2010/24551 esas, 2015/31075 karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilerek kesinleşmesi suretiyle sona ermesi ve böylece sanık hakkındaki yurtdışına çıkamama adli kontrol tedbirinin kendiliğinden nihayete erdiğinin anlaşılması, sanık hakkındaki hükmün infazına geçilerek sanığın Van İnfaz Hakimliğinin 2015/896 esas, 2015/862 sayılı kararı ile denetimli serbestlik şartı ile salıverilmesi ve ayrıca yurtdışına çıkış yasağı konulmaması karşısında sanık hakkındaki yurtdışı çıkış yasağının devamında herhangi bir hukuki yararın bulunmadığı anlaşılmakla, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden, ......
ın yurtdışına satılmak üzere 25.000 ton kurşunlu benzin ihalesine girip ürün almak ve yurtdışına satmak üzere tarafların işbirliği yapmaya karar verdiklerini, yapılan görüşmeler sonucunda davalı şirketin ihaleye katılıp, ihaleyi alması halinde müvekkili şirketin ihale konusu ürünü belirli bir fiyattan yurtdışına satmak üzere satın almayı ve teminat olarak 500.000,00 Amerikan Dolarını depo etmeyi, davalı tarafın ise ihaleye girip, kazandığı takdirde ürünü davacıya satmayı kabul ve taahhüt ettiğini, tarafların 675 USD/ton fiyat konusunda anlaştıklarını, ihalenin 31.01.2012 tarihinde davalı şirkette kaldığını, bunun üzerine ön sözleşmenin 01.02.2012 tarihinde kesin sözleşmeye dönüştürüldüğünü, davalı tarafın sözleşmeye aykırı hareket ederek ihaleden aldığı kurşunlu benzini dava dışı firmalara sattığını ve bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını iddia ederek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 28.000 USD tazminatın faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava...
nun 166/1- 2 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma ve velayetin talep edildiği, davalı kadının süresinde verdiği cevap dilekçesiyle davacının iddialarını reddederek "devamlı fiziksel şiddet, davacının ve ailesinin kişisel hijyene dikkat etmemesi, müşterek çocuğa kötü sözler öğretme, dışarıya çıkmasına izin verilmemesi, küçük görme, ağır hakaret" vakıalarına dayanan kusurlu davranışlarının ileri sürülerek boşanma, müşterek çocuğun velayetinin kendisine verilmesini talep ettiği, kendisi için aylık 400,00TL tedbir/yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için aylık 400,00TL tedbir/iştirak nafakasına, yine 10.000,00TL maddi, 10.000,00TL manevi tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesinin talep edildiği, müşterek çocuğun velayeti konusunda sosyal inceleme raporunun aldırıldığı, raporda yaşı küçüğün üstün menfaati gereği velayetinin anneye verilmesinin uygun olacağının belirtildiği, ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde; "boşanmaya...
izin verilmesine, davacı vekili çıkma payı akçesi istemediğinden bu hususta karar vermeye yer olmadığına karar verilmiştir....
(Yargıtay 11.HD 2008/13950E. 2010/11646K.sayılı karardan hareket edilmiştir) 6100 sayılı HMK m.26 hükmü uyarınca taleple bağlılık esas olup davacı sadece davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesini talep etmiştir. Bu nedenle ayrıca davacının talebi kapsamında olmayan ve bu nedenle dava konusu bulunmayan ayrılma akçesi ile ilgili bu dosyada herhangi bir karar verilmesi ise gerekmemektedir. Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının kabulüne, ... Ticaret Sicili Müdürlüğünün ... sicil numarasında kayıtlı olan davalı ... Şirketinde ortak olan davacı ...' (T.C....) 'ın adı geçen şirketin ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, dava konusu olmadığından ayrılma akçesi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının davasının kabulüne, ... Ticaret Sicili Müdürlüğünün... sicil numarasında kayıtlı olan davalı ... Şirketinde ortak olan davacı ...' (T.C....)...