"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada (Kapatılan) Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/07/2014 tarih ve 2012/336-2014/225 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin kurucu ortaklarından olup, ortaklara tanınan mali ve idari haklarını kullanmadığını, yönetime katılmadığını, ortaklığa ilişkin tüm haklarının şu an ayrı yaşadığı eşi tarafından kullanıldığını, şahsına ait kredi kartlarından borçlandırıldığı için şirket borçlarını ödemek zorunda kaldığını, bu nedenlerle şirketten ayrılmak istediğini ileri sürerek, müvekkilinin şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesini talep ve dava...
Davalı işveren vekili, davacının yeniden işe başlamasından sonra yıllık izni hak etmemesine rağmen yaz tatili için kendisinden yıllık izin kullanacağı tarihleri bildirmesinin istenildiğini, davacının 5-19.08.2013 tarihlerinde izin kullanacağını belirttiği, ancak 26.07.2013 tarihinde davacıya bu tarihlerde kendisine ihtiyaç duyulacak olması nedeniyle 35. hafta itibariyle izin kulanabileceğinin ifade edildiğini ve davacının da kabul ettiğini, davacının daha sonra işe gelmeyip 02-07.08.2013 tarihleri ve yine 06-15.08.2013 tarihleri arasında rahatsız olup raporlu olduğuna dair raporları işyerine bildirdiğini ve 16.08.2013'te de rapor bitmesine rağmen işbaşı yapmadığını, davacının raporlu olduğu dönemin ilk izin kullanmak istediği tarihlerle örtüştüğünü, davacının yurtdışına çıkma planı yaptığını ve 08.07.2013'te vizelerimiz geldi şeklinde arkadaşları ile sosyal medyada paylaştığını ve arkadaşına 09.08.2013'te İngilterede olacağını bildirdiğini, davacının yıllık izin talebinin 26.07.2013'te...
ın öncelikle nesebinin düzeltilmesini ve çocuğun yurtdışına çıkmaması için tedbir konulmasını talep etmiştir. Davanın kabul edilmesi halinde davacının oğlunun ... adının değiştirilmesinin yanında nüfusta ...sı gözüken kişi ile soybağının iptali de gerekeceğinden, dava bu niteliği itibariyle bir nesep davasıdır. Soybağı hukuku ile ilgili davalar 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Görev ve Yargılama Usûllerine Dair Kanunun 4. maddesinde gösterilen davalardan olup, TMK'nın 282 vd. maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgili olan bu davanın aile mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 5. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 10/12/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Eldeki dosyada velayete ilişkin sosyal inceleme raporu alındığı, alınan raporda müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesinin çocuğun yararına olacağının belirtildiği, müşterek çocuğun yaşının küçük olması nedeniyle anne bakım ve şefkatine ihtiyaç duyacağı görülmekle mahkemece yapılan velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi yerindedir. Bu itibarla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Maddesi kapsamında haklı sebeplerle şirket ortaklığından mahkeme kararı ile çıkmasına izin verilmesinde hukuki zorunluluğunun bulunduğunu beyan ederek, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP : Davalı tarafa TK.35. Maddesine göre tebligat yapılmış, davalı tarafça davaya cevap sunulmamıştır. GEREKÇE : Dava, Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin Ticari Şirket davasıdır. Taraflar arasındaki ihtilafın; Davacının ortağı olduğu şirketten TTK 638 kapsamında haklı nedenlerle şirketten çıkma talebinin yerinde olup olmadığı, noktasında toplanmıştır. Mahkememizce, vergi dairesi kayıtları ile ticaret sicil kayıtları dosya arasına alınmıştır....
Şti. vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı limited şirketin ortağı olduğunu, şirket yetkilisi ... tarafından hakarete uğradığını ve şirkete girmesine engel olunduğunu, kar payı dahi ödenmediğini ileri sürerek, ...’nun 551. maddesi gereğince haklı nedene dayanarak şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesini, şimdilik 59.000,00 TL çıkma payının ve hesaplanan kar payının muaccel olduğu tarihten itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davacının iddialarının doğru olmadığını, davacının yasal haklarını engelleyen bir tutum ve davranış bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
çıkmasına karar verilmiştir....
Davacı tarafından ortak çocuğun yurt dışına çıkış yasağının konulmasına karar verilmesi talep ve dava edilmiş,davacı 11.04.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile ortak çocuğun yurtdışına çıkarılmaması için tedbir kararı verilmesini ve velayetin değiştirilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda ise ıslah yolu ile yeni ve bambaşka bir talep ile ıslah talebinde bulunulamayacağı, davalı vekilince muvafakat edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacının temyizi üzerine Dairemizin 20.02.2017 tarih 2016/25854 esas 2016/1716 karar sayılı kararı ile “Davacı baba, dava dilekçesinde ortak çocuğun yurt dışına çıkışının yasaklanmasını talep etmiş, 12.04.2016 tarihli dilekçesiyle davasını tamamen ıslah ederek velayetin değiştirilmesi talebinde bulunmuştur. Davanın tamamen ıslahıyla davacı talep sonucunu değiştirip, bambaşka bir talep ileri sürebilir (HMK m. 180)....
da çalıştığı dönemde izin için Türkiye'ye geldiğini beyan ettiği, bu durumda davalı işverenin Irak'daki işyerinde çalışan davacının izin için Türkiye'ye geldiği ve izin dönüşü...'a yeniden gitmek istememesi üzerine iş sözleşmesinin davalı işverence feshedilmesinin haklı sebebe dayandığı anlaşıldığından kıdem ve ihbar tazminatı isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda, mahkemece HMK'nın 26. maddesi uyarınca taraf talebiyle bağlı kalınması gerekirken, davacının talebinden fazlasına hükmedilmesi isabetli olmamış olup, bu nedenle kararın davalı şirket yararına bozulması gerekmiştir. 3- Kabule göre de, mahkemece davanın kabulü ile davacının davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, 93.769,60 TL çıkma payı alacağının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, ancak alınması gereken 35,90 TL harcın peşin yatırılan 724,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 706,60 TL harcın talep halinde davacıya iadesine karar verilmiştir....