Şti. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı limited şirketin %40 payına sahip ortağı olduğunu, diğer davalı ortakların müvekkilini şirkete sokmadığını, gelirden kasıtlı olarak ödeme yapılmadığını, şirket faaliyetlerini inceleme fırsatının da tanınmadığını ileri sürerek, TTK 551/2. maddesi uyarınca davalı şirketten haklı nedenlerle çıkmasına izin verilmesini, şirketteki %40 payının gerçek değerinin, şahsi alacağının ve ne şekilde ödeneceğinin belirlenmesini talep ve dava etmiştir....
in nüfus kaydının düşünceler kısmında “403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca İçişleri Bakanlığının 16.06.2006 tarihli ve 2006/29 sayılı kararı ile Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilmiş olup ... Cumhuriyeti vatandaşlığına geçtiğinden Türk vatandaşlığından çıkma belgesini teslim aldığı 05.10.2007 tarihinde vatandaşlığımızı kaybetmiştir.” ibaresinin yer aldığı ve adresinin Almanya olduğu, diğer dahili davalı ...’in ise nüfus kaydının düşünceler kısmında “5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunun 25. maddesi uyarınca İçişleri Bakanlığının 15.02.2018 tarihli ve 2018/7 sayılı kararı ile Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilmiş olup ... Cumhuriyeti vatandaşlığına geçtiğinden Türk vatandaşlığından çıkma belgesini teslim aldığı 27.03.2018 tarihinde vatandaşlığımızı kaybetmiştir." ibaresinin yer aldığı ve yerleşim adresinin Wien/... olarak belirtildiği anlaşılmaktadır....
Somut olayda; 23.11.1998 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilen ancak teslim tarihi dosyadan içerisinden belli olmayan 08.09.2006 tarihinde yeniden Türk vatandaşlığına kabul edilen ve borçlanma talebine istinaden, 10.02.1982 - 23.11.1998 ve 08.09.2006 - 31.12.2006 tarihleri arasındaki yurtdışında geçen süreleri borçlandırılmış olan davacının, davası; mahkemece, davacının, Türk vatandaşı olmadığı dönemi de kapsayacak şekilde tümden kabul edilmiştir....
Sayılı 02.07.2020 tarihli ortaklıktan çıkmaya izin verilmesine ilişkin ilamın kesinleşmeden icraya konulamayacağını, davalı alacaklı T3 müvekkili şirketin ortağı olup, TTK 531. Maddesi uyarınca açılmış olan şirketin feshi davasında Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/531 E. 2020/348 K. Sayılı 02.07.2020 tarihli ilamı ile T3 215.895,96 TL pay karşılığı ortaklıktan çıkmasına izin verilmesi yönünde karar verildiğini, bu kararın istinaf edildiğini, henüz kesinleşmediğini, şikayet konusu icra takibine dayanak teşkil eden ilamın sicil kayıtlarında değişiklik yapılmasını gerektireceğini ileri sürerek, takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, gerekçe içeriğine ve suç tarihine göre; somut olayda suça sürüklenen çocuğun tehdit sözlerinin mağdur ...'nun evinden çıkmasına yönelik olduğu ve bu eylemden dolayı tehdit suçundan ceza verildiği; konut dokunulmazlığının ihlali eyleminde ayrıca tehdit veya cebir içeren herhangi bir eylemde bulunmadığının anlaşılması karşısında; tebliğnamedeki bu hususa ilişkin bozma düşüncesine iştirak edilmeyerek yapılan incelemede: Şikayetten vazgeçme nedeniyle verilen düşme kararına yönelik, O Yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden, tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 07/04/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Davalı ...mirasçılarından ...’in 403 sayılı Yasanın 20. maddesi gereğince Bakanlar Kurulunun 21.1.2002 gün ve 2002/3604 sayılı kararı ile vatandaşlıktan çıkmasına izin verilmiş olup, Türk vatandaşlığından çıkma belgesini teslim aldığı 11.10.2002 tarihinde Türk vatandaşlığını kaybetmiştir. Ancak bu durum yasal mirasçı olma hakkına engel teşkil etmemektedir. Davalı ... mirasçısı .e mahkeme kararı ve temyiz dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilerek gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 08.05.2009 (Cuma)...
Davacı ortağın, ortağı bulunduğu davalı limited şirketinin ortaklığında çıkmasına karar verilmesi uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davalı limited şirket ortaklığından çıkmasına izin verilen davacının çıkma payı alacağı talep edip edemeyeceği, çıkma payı ödenmesinin koşulları oluşmuşsa miktarının belirlenmesi hususlarından kaynaklanmaktadır....
Davalı vekili davacının kayıtlara göre 23 kez yurtdışına çıktığını, bu kadar süre yurtdışına çıkan davacının fazla mesai yaptığının ya da genel tatil günlerinde çalıştığının kabulünün hatalı olduğunu, turizm acentesi olan davalı bünyesinde fazla çalışmayı gerektirir bir çalışma ortamı bulunmadığını, davacı tanığının 3 ay davacı ile birlikte çalıştığına yönelik yanılgılı değerlendirme ile hesaplama yapıldığını, bu hesaplamalara itibar edilmemesi gerektiğini ileri sürmüştür. Dosyaya davacının çalışma gün ve saatine ilişkin yazılı delil sunulmadığı, hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda, yıllık izin süreleri, yurt dışında bulunduğu süreler ile davacı tanığının hizmet süresi olan 12.07.2016- 31.08.2016 tarihleri dikkate alınarak hesaplanama yapıldığı, bu kapsamda davalı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
Kararı, davalı ... kendi adına asaleten, diğer davalı şirketi temsilen temyiz etmiştir. 1- Dava, şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçeyle davacının davalı ..... ortaklığından çıkmasına izin verilmesine karar verilmiştir. Ancak, şirket ortaklığından çıkmaya izin davasında husumetin şirkete yönetilmesi yeterli olup, şirket ortaklarına husumet düşmez....
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının tasfiye payının ....002,44 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının davalı şirketten çıkmasına izin verilmesine, 9.632,00 TL' nin kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 513,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı vekilinden alınmasına, 11.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....