ın 01.09.2006 tarihinde yurt dışına çıkış yaptığı ve aynı pasaportla 07.01.2009 tarihinde giriş yaptığı ... il Emniyet müdürlüğü yazısında belirtilmiş olması karşısında, sanık ..., adına açılan hesapta kullanılan kimlikteki fotoğrafın ... isimli şahsın pasaport başvurusunda ve pasaportunda bulunan ve üzerinde bulunarak fotokopisi alınan kimlikteki kişiden farklı birine ait olduğu da dikkate alınarak gerçekte yurtdışına çıkış yapan kişi ile hesap sahibi kişinin aynı olup olmadığının araştırılması, sanık ...’ın dinlenerek yurtdışına çıkış yapıp yapmadığı ve diğer sanıklara para gönderip göndermediğinin sorulması, sanıklar ... ve ...'...
ödenmeyen ayların seçilerek takip yapıldığını, bu hususta müvekkilinin iyi niyetli olduğunu, davacı babanın sürekli yurt dışına çıktığını, çocuğun sürekli babasında kalmadığı gibi, davacı seyahatlerini ve velayet yükümlülüğünün zaten annede olduğunu söyleyerek çocuğun okul ve okul dışı sosyal, gelişimsel ve fiziksel ihtiyaçlarında anneye destek olmadığını, sürekli seyahat ettiğini, özel gerekçeleri ile velayetin gerektirdiği yükümlülükleri yerine getiremeyecek olan davacının, anneye velayeti de bu nedenle bıraktığı açık iken, birikmiş nafakalar talep edilince velayet yükümlülüklerini yerine getirmiş gibi, nafaka ödeme yükümlülüğü olmadığını iddia etmesinin hukuken mümkün olmadığını belirterek davacı tarafın itirazlarının reddine, takibin devamına , karşı tarafın en az %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
/D1-02197 sayılı Dahilde İşleme İzin Belgesi kapsamında 10.06.2005/28107 tarih ve sayılı beyanname ile ithalatı yapılan 90.897,8 metre kumaş cinsi eşya yönünden ......
Aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasının tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarına göre makul olduğu değerlendirilmiştir. Velayeti anneye verilen ortak çocuğun ihtiyaçları için aylık 700,00 TL iştirak nafakasının makul olduğu değerlendirilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamında, "davacının yurtdışında geçen ev kadınlığı süresinin Türkiye' de geçen kısmı için borçlanamayacağı, yalnızca yurt dışında geçen sürelerin borçlanılabileceği gözetilerek, Emniyet arşiv araştırması yaptırmak, davacıdan ve emniyetten davacının pasaportunu ve pasaport kayıtlarını istemek suretiyle davacının borçlanmak istediği süredeki yurda giriş ve çıkış tarihlerini netleştirmek ve devamında davacının yaşlılık aylığı tahsisine ilişkin koşullarının varlığını araştırmak ve sonucuna göre bir karar vermek" gerektiği belirtildiğinden, bozma kararından sonra dosyaya giren pasaport kayıtları ve emniyetten gelen yurda giriş-çıkış kayıtlarına göre davacının yurda giriş çıkış tarihlerinin tespiti ile sadece yurt dışında geçen sürelerin borçlanılabileceği dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, bozmaya yanlış anlam verilerek ve bu konuda bir talep de olmadığı halde iptal edilen 170 günlük borçlanma süresinin 30.11.1999 tarihinden 170 gün ileriye...
. … İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Dahilde işleme izin belgesi kapsamında ithal edilen ürünlere ilişkin bedellerin, bu ürünlerin yurt içinde işlenmesinden sonra asıl işlem görmüş ürünün yanı sıra elde edilen ikincil işlem görmüş ürünün ithaline ilişkin … tarih ve …sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesinin tescilinden sonra yurt dışına transfer edildiği ve bu suretle yapılan ödemenin peşin olmadığından bahisle tahakkuk ettirilen kaynak kullanımını destekleme fonu payına vaki itirazın düzeltilerek reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır....
nın birlikte oturdukları kafeye gelerek kendisini kalp cerrahı ... olarak tanıttığı, onlarla samimiyet kurduğu, güvenlerini kazandığı, birlikte bazı yerlere gidip eğlendikleri, müştekinin yurt dışına gideceğini öğrenen sanığın müştekiyi kendi aracıyla Bodrum'a götürmeyi teklif ettiği, müştekinin teklifi kabul etmesi üzerine 03/05/2008 tarihinde sanığın sevk ve idaresindeki araca müşteki ve tanıkların binip, yanlarına müşteki ve oğluna ait valiz, Playstation portable isimli oyun konsolu, Nokia E 90 marka cep telefonu alıp Bodrum'a geldikleri, uçağın kalkış saatine daha zaman bulunduğu için aracı Marinaya yakın bir yerde park ettikleri, müştekiye ve oğluna ait suça konu eşyaların sanığın aracında bırakılarak, müşteki, sanık ve tanıkların yemek için bir lokantaya oturdukları, bir süre sonra sanığın bankadan para çekeceğini söyleyerek ayrıldığı, daha sonra müştekiyi arayarak aracının çekildiğini söylediği, müştekinin bir süre sonra sanığın telefonlarını aradığı ancak ulaşamadığı, bir süre sonra...
Anayasa Mahkemesi'nin, TCK' nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk nedeniyle TCK' nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin olan tüm kısımların hükümden çıkartılması ile; yerine "TCK' nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi'nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına” ibareleri eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, II- Dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafinin temyiz itirazlarının incelenmesinde: Sanığın katılan ve mağdurları yurt dışına götürme vaadiyle sahte pasaport düzenleyip dolandırdığının iddia edildiği olayda; adli emanette kayıtlı olup sanık tarafından düzenlenen Yunanistan vatandaşı kimlik bilgileri ile üzerinde katılan ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın, temyiz incelemesi dışındaki ..... ile birlikte hareket etmek suretiyle, katılanları ..... işçi olarak gönderecekleri vaadinde bulunarak, katılanlardan sağlık raporu ve pasaport çıkartmalarını istedikleri, ayrıca katılanlardan masraf adı altında çeşitli miktarlarda para aldıkları, buna rağmen katılanları yurt dışına götürme konusunda oyaladıkları ve paralarını iade etmedikleri anlaşılmakla; eylemlerin herbir katılana yönelik ayrı ayrı dolandırıcılık suçunu oluşturduğunu takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamasında aşağıdaki bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiştir....
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, ancak; 1- Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin gümrük kapısı olan yerlerden dışarıya çıkarılması amaçlandığında, ihraç suçunun icra hareketinin gümrük memuruna beyanla başlayacağı; somut olayda yurt dışına çıkmak için pasaport kontrolünün yapıldığı bölüme gelen sanığın burada beklediği sırada şüpheli hareketlerde bulunması üzerine kolluk görevlilerince yakalandığı ve suç konusu uyuşturucu maddenin ele geçirildiği, gümrük memurlarına beyan aşamasına gelmeden önce uyuşturucu maddenin ele geçirildiği, böylece uyuşturucu madde ihraç etme suçunun icra hareketi başlamadığından bu suça teşebbüsün kabul edilemeyeceği, sanığın sabit olan fiilinin tamamlanmış “uyuşturucu...