Çocuğun üstün yararı gereği, velayetin anneye verilmesi halinde, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir. Somut olayda, yapılan yargılama ve toplanan delillerden çocuğun soyadının annenin kızlık soyadı ile değiştirilmesi yönünde çocuğun üstün yararı ispatlanamamıştır. O halde bu durum karşısında davanın reddine karar verilmesi gerekir.İlk derece Mahkemesinin kararı yerinde olup davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Başka bir ifade ile soyadının değiştirilmesi talep edilen Turan Efe ergin kişi değil, çocuktur. Davacı annenin velayeti altındadır. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği içinde doğan, boşanma ilamıyla velayeti anneye verilen çocuğun, evlilik içinde doğumla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır. Çocuğun soyadı TMK'nun soybağının hükümleri başlıklı beşinci ayırımda yer alan 321 ve devamı maddelerinde, velayet hakkı ve kapsamı ise 6. ayırımda yer alan 335 ve devamı maddelerinde düzenlendiğine göre, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi mi, yoksa Aile Mahkemesi mi olduğu hususunun öncelikle çözümlenmesi gerekir. Göreve ilişkin sorunun çözümü; çocuğa soyadını kazandıran pozitif hukuk normlarıyla ve çocuğun doğumla kazandığı soyadını belirleme hakkının velayet hakkının kapsamında bulunup bulunmadığıyla yakından ilgilidir....
Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği içinde doğan, boşanma ilamıyla velayeti anneye verilen çocuğun, evlilik içinde doğumla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır. Çocuğun soyadı TMK'nun soybağının hükümleri başlıklı beşinci ayırımda yer alan 321 ve devamı maddelerinde, velayet hakkı ve kapsamı ise, 6. ayırımda yer alan 335 ve devamı maddelerinde düzenlendiğine göre, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi mi, yoksa Aile Mahkemesi mi olduğu hususunun öncelikle çözümlenmesi gerekir. Göreve ilişkin sorunun çözümü; çocuğa soyadını kazandıran pozitif hukuk normlarıyla ve çocuğun doğumla kazandığı soyadını belirleme hakkının velayet hakkının kapsamında bulunup bulunmadığıyla yakından ilgilidir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çocuğun dava tarihinde yaklaşık 3,5 yaşında olduğu, davacı ve müşterek çocuğun ... ilinde birlikte yaşadıkları, davalı ...’in ise ... ilinde ikamet ettiği, alınan sosyal inceleme raporu nazarında çocuğun "İNCİ" soyadını kullanmakta herhangi bir rahatsızlığının olmadığı ve soyadı olarak kabul ettiği, tanıkların beyanlarından müşterek çocuğun annesi ile kendisinin soyadının farklı olması durumunun çocuğun ruh sağlığını olumsuz yönde etkilediğine ya da soyadının arkadaşları arasında alay konusu olduğuna dair başkaca bir delilin bulunmadığı, davalı tanıklarının beyanlarından davalı babanın çocuk ile ilgilendiği, nafakasını ödediği, çocuğun davalı babasının soyadını kullanmasının çocuğun yüksek menfaatine ters düşmediği, çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesinde çocuğun üstün yararı olduğu hususunun da kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir IV....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kısmen kabulü ile Tunceli İli, Nazımiye İlçesi, Geriş Mahallesi , Cilt No: 30 Hane No:27 , nüfusuna kayıtlı , TC Kimlik Nolu , Sema ve Soner kızı , 24/04/2003 doğumlu ŞEVVAL SUDE GÜNAL'ın soyadının iptali ile soyadı olarak davacı annenin bekarlık soyadı olan ASLAN soyadını kullanmasına, Mehmet Melik Günal için davanın reddine, Davanın davalı Nüfus Müdürlüğü yönünden reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı nüfus idare temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; Davacının bu davayı açmasına yasal engel bulunduğunu, boşanma ile velayet hakkının anneye verilmesinin çocuğun soyadı değişimi için başlı başına haklı bir neden oluşturmadığını, çocuğun ergin olunca açacağı yada babanın açacağı soyadı değişimi davası dışında (TMK m. 27) çocuğun soyadının değişmesine imkan bulunmadığını belirtilerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Aile Mahkemesinin kararı ile boşandıklarını ve velayetin anneye verildiğini, müvekkilinin nüfusta “Kodaş” olan soyadının bir takım sıkıntılara sebep olduğunu, babasının kendisini arayıp sormadığını ileri sürmek suretiyle, “Kodaş” olan soyadının, annesinin soyadı olan “Şamiloğlu” olarak değiştirilmesini talep ve dava etmiştir. Diyarbakır 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, “davanın, ergin kişinin haklı sebeple soyadının değiştirilmesi niteliğinde değil, evlilik içinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" velayet hakkı kapsamında değiştirilmesi talebine ilişkin bulunması ve buna ilişkin değerlendirmenin aile mahkemesi tarafından yapılması gerektiğin” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Diyarbakır 3....
Bu madde iptal edilmezden önce anne ve babanın sonradan evlenmesi (Türk Medeni Kanununun 292. maddesi) ile yine, aynı Kanunun 27. maddesine bağlı haklı nedenlerden dolayı soyadının değiştirilmesi halleri dışında çocuk babanın soyadını tanıma vs. sebeplerle alamamakta idi. O halde bir çocuğa soyadı verilmesi için o çocuğun doğum tarihinde annesi ile babasının evli olup olmadığına bakmak gerekir. Doğum tarihinde anne ve baba evli ise çocuk babanın, diğer bir anlatımla ailenin soyadını alacaktır. Çocuğun soyadı bu surette belirlendikten sonra onun soyadını velayet hakkına vesair nedenlere dayanarak değiştirmek Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün değildir. Ancak çocuk, ergin olduktan sonra Türk Medeni Kanununun 27. maddesindeki koşulların varlığı halinde soyadını her zaman değiştirmek hakkına sahiptir. Velayet hakkı anne ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır....
Bu madde iptal edilmezden önce anne ve babanın sonradan evlenmesi (Türk Medeni Kanununun 292. maddesi) ile yine, aynı Kanunun 27. maddesine bağlı haklı nedenlerden dolayı soyadının değiştirilmesi halleri dışında çocuk babanın soyadını tanıma vs. sebeplerle alamamakta idi. O halde bir çocuğa soyadı verilmesi için o çocuğun doğum tarihinde annesi ile babasının evli olup olmadığına bakmak gerekir. Doğum tarihinde anne ve baba evli ise çocuk babanın, diğer bir anlatımla ailenin soyadını alacaktır. Çocuğun soyadı bu surette belirlendikten sonra onun soyadını velayet hakkına vesair nedenlere dayanarak değiştirmek Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün değildir. Ancak çocuk, ergin olduktan sonra Türk Medeni Kanununun 27. maddesindeki koşulların varlığı halinde soyadını her zaman değiştirmek hakkına sahiptir. Velayet hakkı anne ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır....
Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi talep edilen Poyraz ergin kişi değil, çocuktur. Davacı annenin velayeti altındadır. Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği içinde doğan, boşanma ilamıyla velayeti anneye verilen cocuğun, evlilik içinde doğumla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır. Çocuğun soyadı TMK'nun soybağının hükümleri başlıklı beşinci ayırımda yer alan 321 ve devamı maddelerinde, velayet hakkı ve kapsamı ise, 6. ayırımda yer alan 335 ve devamı maddelerinde düzenlendiğine göre, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi mi, yoksa Aile Mahkemesi mi olduğu hususunun öncelikle çözümlenmesi gerekir. Göreve ilişkin sorunun çözümü; çocuğa soyadını kazandıran pozitif hukuk normlarıyla ve çocuğun doğumla kazandığı soyadını belirleme hakkının velayet hakkının kapsamında bulunup bulunmadığıyla yakından ilgilidir....
nin soyadının da ... olarak değiştirildiği, anne ile kardeşinin soyadı aynı iken çocuğun soyadının farklı olmasının ilerleyen yaşlarda olumsuz sonuçlara yol açabileceği, şu aşamada çocuğun soyadının değiştirilmesinin çocuğun üstün yararına uygun olacağı, çocuğun soyadı değişmekle kişisel durumunun değişmeyeceği” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, bu karar üzerine davalı baba tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince çocuğun soyadının annenin kızlık soyadı ile değiştirilmesi yönünde çocuğun üstün yararının ispatlanmadığı gerekçesi ile davalının istinaf talebi kabul edilmiş, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı anne tarafından temyiz edilmiştir. Dava münhasıran velâyet hakkına sahip davacı annenin ortak çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesine yöneliktir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; tarafların evlilik dışı ilişkisinden küçük ...'...