tescili esnasında Türk Medeni Kanunu uyarınca kadının eşinin tüm soyadlarını almakla yükümlü olduğunu belirterek evlenmeden sonraki soyadının T1 "olarak kayıtlara geçtiğini, bu haliyle de akademik kariyerinde zorluklar yaşadığını, buna benzer problemleri yaşayan kadınların son yıllarda açtığı davaların, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tanıdığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, İnsan Hakları Sözleşmesi, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi, bunlara bağlı protokol ve tavsiye kararları, hükümleri gereğince " evlendikten sonra önceki soyadını kullanma haklarının koruması nedeniyle " bekarlık soyadlarının kullanmasına dair karar verildiğini, bu nedenlerle T1 " soyadının iptali ile kendi soyadı olan " Aytan" 'ın kullanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kadının Boşandığı Eşinin Soyadını Kullanmasına İzin Verilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacılar dava dilekçesinde, 2014 yılında boşandıklarını, davacı ...'nın soyadının ayrıldığı eşi Ali'nin soyadı olan Gani olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme ise Hakime aittir....
Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davacı tarafından açılan çocuğun velayet sahibi annenin soyadını kullanmasına izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı asıl tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı asıl tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği içinde doğan, boşanma ilamıyla velayeti anneye verilen çocuğun, evlilik içinde doğumla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır. Çocuğun soyadı TMK'nin soybağının hükümleri başlıklı beşinci ayırımda yer alan 321 ve devamı maddelerinde, velayet hakkı ve kapsamı ise, 6. ayırımda yer alan 335 ve devamı maddelerinde düzenlendiğine göre, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi mi, yoksa Aile Mahkemesi mi olduğu hususunun öncelikle çözümlenmesi gerekir. Göreve ilişkin sorunun çözümü; çocuğa soyadını kazandıran pozitif hukuk normlarıyla ve çocuğun doğumla kazandığı soyadını belirleme hakkının velayet hakkının kapsamında bulunup bulunmadığıyla yakından ilgilidir....
Hukuk Dairesinin kaldırma kararına uygun şekilde karar verilmediğini, hiç bir delil toplanmadan karar verildiğini, çocuğun ana okuluna gittiğini, akranları ile bu husustan dolayı uzaklaşmak isteyeceğini ve çocuğun gelişimini etkileyeceğini belirterek verilen kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, çocuğun annesinin soyadını kullanmaya izin davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vasisi süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; İlk derece mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği saptanmıştır. Tarafların Mersin 5....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; davalılardan Sezcan ile 11.4.2012 tarihinde kesinleşen kararla boşandıklarını, ortak çocuk 2007 doğum tarihli Çağlar’ın velayetinin kendisine verildiğini, kendisi ile oğlunun soyadının değişik olması nedeniyle sosyal ortamlarda ve resmi ortamlarda zorluklar yaşadığını iddia ederek, ortak çocuğun "Yıldız" olan soyadının kendi kızlık soyadı olan "Kılıç" olarak değiştirilmesini istemiştir....
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, çocuğun soyadının annesinin soyadı ile farklı olmasından etkilendiği hususunda mahkememizce vicdani kanaat oluşmadığı gibi çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesinin çocuğun üstün yararına olacağı da ispatlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "Davanın Reddine" karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; velayeti kendisinde bulunan annenin kendi soyadını çocuğuna verme konusunda birçok yargı kararı bulunduğunu, Yargıtay 2....
Yukarıdaki açıklamalar ışığında, bir çocuğa soyadı verilmesi için o çocuğun doğum tarihinde annesi ile babasının evli olup olmadığına bakmak gerekir; anne ve baba evli ise çocuk babanın, diğer bir anlatımla ailenin soyadını alacaktır. Çocuğun soyadı bu surette belirlendikten sonra, onun soyadını velayet hakkına dayanarak değiştirmek Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün değildir. Ancak çocuk, ergin olduktan sonra Türk Medeni Kanununun 27. maddesindeki koşulların varlığı halinde soyadını her zaman değiştirmek hakkına sahiptir. Velayet hakkı anne ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Boşanma nedeniyle velayet hakkının anneye verilmiş olması, çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi, hukuki mevzuat da buna onay vermemektedir....
Doğum gününde anne ve baba evli ise çocuk babanın, diğer bir anlatımla ailenin soyadını alacaktır. Çocuğun soyadı bu surette belirlendikten sonra, onun soyadını velayet hakkına vs. nedenlere dayanarak değiştirmek Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün değildir. Ancak çocuk, ergin olduktan sonra Türk Medeni Kanununun 27. maddesindeki koşulların varlığı halinde soyadını her zaman değiştirmek hakkına sahiptir. Velayet hakkı anne ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Boşanma nedeniyle velayet hakkının sırf anneye verilmiş olması çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermemektedir....
Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği içinde doğan, boşanma ilamıyla velayeti anneye verilen çocukların, evlilik içinde doğumla kazandıkları soyadlarının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır. Çocuğun soyadı TMK'nun soybağının hükümleri başlıklı beşinci ayırımda yer alan 321 ve devamı maddelerinde, velayet hakkı ve kapsamı ise, 6. ayırımda yer alan 335 ve devamı maddelerinde düzenlendiğine göre, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi mi, yoksa Aile Mahkemesi mi olduğu hususunun öncelikle çözümlenmesi gerekir. Göreve ilişkin sorunun çözümü; çocuğa soyadını kazandıran pozitif hukuk normlarıyla ve çocuğun doğumla kazandığı soyadını belirleme hakkının velayet hakkının kapsamında bulunup bulunmadığıyla yakından ilgilidir....