Davacı 26.11.1992 gününde öğrendiği, hakkındaki haciz uygulamasının kaldırılması dileğiyle ve aynı tarihli dilekçeyle idareye başvurmuştur. İdarenin ihtiyati haczin kaldırılması isteminin reddetmesi üzerine de idari dava açma süresi içinde vergi mahkemesinde dava açılmıştır. Davacı, ihtiyati haciz sebeplerinin bulunmadığı iddiası ile değil, ihtiyati haczin muhatabı olamayacağı iddiasıyla idareden kaldırma isteminde bulunmuştur. 6183 sayılı Kanunun 15.maddesinde öngörülen 7 günlük dava açma süresi ihtiyati haczin sebebine yönelik itirazlarda geçerlidir. Bu itibarla süresinde açılan bir dava söz konusu olduğundan mahkemenin davayı süre aşımı nedeniyle reddetmesinde isabet bulunmamaktadır. Bu nedenle … Vergi Mahkemesi'nin … günlü ve … sayılı kararının bozulmasına karar verildi....
-K. sayılı kararı ile emekli maaşına konan haczin kaldırılmasına karar verildiğini belirterek, haciz sebebiyle takip dosyasında bulunan ve henüz alacaklıya ödenmeyen 7.861,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacının emekli aylığının 5510 sayılı Yasa'nın 93. maddesi hükmüne göre haczi yasal olarak mümkün olmadığı gerekçesiyle davacının istirdat talebinin kabulü ile haksız olarak kesildiği anlaşılan ve talep edilen miktar olan 7.861,00 TL'nın davacıya iadesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava Bağ-Kur emekli maaşına konulan haciz nedeniyle davalı alacaklıya ödenmek üzere icra müdürlüğü kasasında bulunan paranın istirdatına ilişkindir. İİK'nun 361. maddesinde fazla verilen paranın geri alınması düzenlenmiştir....
Davalı, davacının bankacılık işlemleri sözleşmesi ile kredi kullandığını, tüketici kredisi olmayıp yapılan takibin kredi borcunu da kapsadığını ve borcun ödenmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, görevli Sulh Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, istirdat isteğinin yanında, davalı banka tarafından tahakkuk ettirilen hesap işletim ücretinin dayanaksız olduğunun tesbitine ilişkin olup, davalının yarattığı çekişmenin giderilmesine yöneliktir. Her ne kadar davacının istirdat istediği miktar itibariyle 4077 sayılı kanunun 22. maddesinde ve HUMK nun 427. maddesinde belirtilen kesinlik sınırı altında kalmakta ise de, yaratılan çekişme bir yıla mahsus olmadığından ve ileriki yıllara da sari olduğu anlaşıldığından kararın kesinlik sınırlarının dışında kaldığı da açık ve belirgindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiracılık sıfatının tespiti-Çekişmenin giderilmesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kiracılık sıfatının tespiti ve çekişmenin giderilmesi davasına dair karar, Dairemizin 15.05.2013 gün ve 2013/5904-2013/8617 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmesi üzerine bu defa davacı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 5219 sayılı Kanunla değişen, 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesinin III.fıkrasının 1 numaralı bendinde, miktar veya değeri 6 milyar TL (6 Bin TL)'den az olan davalara ait hükümlerin onanması veya bozulmasına ilişkin kararların düzeltilmesinin istenemeyeceği hüküm altına alınmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi ve istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, elektrik abonesi olduğunu, kayıp kaçak, sayaç okuma, iletim bedeli gibi bedellerin alınmasının haksız şart oluşturduğunu ileri sürerek söz konusu bedellerin haksız şart olduğunun tespitine ve iptaline, bundan sonra bu bedellerin alınmamasına, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 500,00 .- TL nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, cevap vermemiştir. Mahkemece; dava konusu edilen değerin 6502 Sayılı Kanunun 68....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki çekişmenin giderilmesi ve alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın çekişmenin giderilmesine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 4.457,25 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/02/2022 tarihinde oy birliği...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Asıl ve birleşen davada davacı ... vekilleri Avukat ... ve Avukat ... tarafından, davalı ... Yönetimi A.Ş. aleyhine asıl davada 11/06/2014 gününde, birleşen davada 09/03/2015 gününde verilen dilekçeler ile istirdat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen 06/04/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Asıl ve birleşen dava icra müdürlüğü kasasında bulunan paranın istirdatına ilişkindir. Mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen davanın davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; davacı hakkında ... 12....
HUKUK DAİRESİ MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilâmda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabûlüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyizi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takibi kesinleşmeden davalının aldığı ihtiyati haciz kararına istinaden yapılan haciz sırasında, haciz korkusu ile emekli maaşına haciz konulmasına muvafakat veren davacının bu haczin kaldırılması için icra mahkemesinde açtığı davanın kabûlüne karar verildiğini belirterek davacının maaşından yapılan kesintilerin ödeme tarihinden itibaren kanunî faizi ile istirdatına karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
Mahkemece, davanın üçüncü şahsın ihtiyati haciz aşamasında icra dosyasına ödediği paranın geri alınmasına ilişkin istirdat davası olduğu, taraflar arasında akdi bir ilişki bulunmadığı, ihtiyati haczin kanundan doğan bir uygulama olması nedeniyle haksız fiil olarak nitelendirilemeyeceği, bu nedenle genel yetki kuralları uyarınca davalının yerleşim yeri olan Beyoğlu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğu belirtilerek yetkisizlik kararı verilmiştir. Davacı vekili kararı temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 29.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Haczin yapıldığı adreste 18.05.2009 tarihinde Alanya İcra Müdürlüğünün 2009/3071 sayılı takip dosyasından haciz yapılmış, mahalde borçlu şirkete ait belgeler bulunmuştur. Ödeme emrinin de aynı adreste tebliğ edildiği, takibin dayanağı mahkeme ilamında borçlu şirketin adresinin haciz adresi olarak belirtildiği tespit edilmiştir. Haciz adresinin borçlu tarafından borcun doğumundan sonra (davacı tarafından açılan menfi tespit-istirdat davasından sonra) terk edilerek borçlu şirket ortağı olan davalı 3.kişi tarafından işletilmesi danışığa dayalı işyeri devri niteliğindedir. Davacı 3.kişi borçlunun durumunu bilebilecek durumda olup borçlu ile davacı 3.kişi arasındaki bu ilişki ticari işletme devri niteliğinde bulunduğundan İİK'nun 44. ve BK'nun 179. maddesinin uygulanması gerekir. Anılan maddelerde öngörülen koşulların yerine getirildiği iddia ve ispat edilmemiştir....