Şti” kaşesinin bulunduğu ancak kaşedeki adresin “...” şeklinde yazılı olması ve sanığın suça konu abonelik sözleşmesi üzerindeki bilgilerin iş yerine ait olmadığını beyan etmesi karşısında, katılan adına kayıtlı suça konu ... no’lu hatta ait abonelik sözleşmesinin altındaki kaşede yer alan şirketin sorumlusu ve abonelik sözleşmesinin hangi bayii tarafından düzenlenmiş olduğu tereddüte mahal vermeyecek şekilde araştırılarak çelişkinin giderilmesi; suçun sübutu bakımından ise, sanığın adı geçen sözleşmeyi mutlaka kendi el yazısıyla düzenleyip imzalaması şartı aranmadığı, adı geçen evrakta, değişiklik yapmak veya gerçek dışı hazırlanan evrakı kullanmak fiillerinden her hangi birini gerçekleştirmesi, abonelik sözleşmesi hazırlamak dışında herhangi bir abonelik tesisi veya işlemi yapması veya yaptırması halinde de suçun maddi unsurlarının oluşacağı gözetilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken eksik kovuşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi, Kabule göre...
Belediyesinin yetki ve sorumluluk alanında ihale ile park yapımı işini dava dışı şirkete verdiği, anılan şirketin park yapımı işine başlaması üzerine davalı belediyenin iş makinaları ve elemanlarının işin yapımını engellemesi nedeniyle meydana gelen çekişmenin giderilmesi isteğiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, 2577 sayalı idari yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde idari yargı yerinde görülecek davalar sınırlandırılmış olup, eldeki davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun hükümlerinden kaynaklanan bir dava olması nedeniyle davaya idari yargıda bakılamayacağı açıktır.Hâl böyle olunca, davanın esası hakkında inceleme ve değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.Davacının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir....
-KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; su aboneliğinin tesisi nedeniyle meydana gelen çekişmenin giderilmesi ve tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 3.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,24.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ....
Davalı vekili cevabında; davacının, hangi faturaya ve hangi kaçak tutanağına itiraz ettiğinin belli olmadığını, tahsil edilen atıksu ücretlerinin yasal olduğunu, davacının artezyen suyu aboneliğinin 22.04.2013 tarihinde tesis edildiğini, sayaç takılmasının teknik olarak mümkün olmaması üzerine, sayaçsız düz boru ile abonelik başlatıldığını savunarak; davanın reddini istemiştir....
ye kiraya verdiği, kiracı tarafından abonelik tesis edildiği ancak su borcu ödenmeyince bu iki kiracı ve davacı hakkında icra takibi başlatıldığı, itiraz üzerine icra takibinin durduğu, su aboneliği tesisi ve sözleşme yapma yetkisini tekelinde bulunduran davalı şirketin aboneliği bulunmadığı halde kiracılarının aboneliğinden dolayı borçlu kabul ederek davacının yeni aboneliğine izin verilmemesinin yerinde olmadığı, davacının abonelik için başvurusu bulunmadığına ilişkin davalı savunmasının, dinlenen tanık beyanları ve şirkete gönderilen müzekkere cevapları nazara alınarak itibar edilmediği, davalı ...'in abonelik iptal başvurusunda bulunduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile taraflar arasındaki çekişmenin giderilerek davalı kurum tarafından davacıya su aboneliğinin tesis edilmesine, dahili davalı yönünden ise açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Nitekim HGK 2004/...-417 E.- 2004/442 K.sayılı kararında da muarazanın men'i (çekişmenin giderilmesi) davalarının usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğinde olduğunun, bu tür davalarda hem bir muarazanın varlığının tespitinin ve hem de onun men'inin talep edildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece anılan ilkeler ışığında esasa girilip doğacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde karar verilmesi yöntem ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Nitekim HGK 2004/...-417 E.- 2004/442 K.sayılı kararında da muarazanın men'i (çekişmenin giderilmesi) davalarının usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğinde olduğunun, bu tür davalarda hem bir muarazanın varlığının tespitinin ve hem de onun men'inin talep edildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece anılan ilkeler ışığında esasa girilip doğacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde karar verilmesi yöntem ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Nitekim HGK 2004/...-417 E.- 2004/442 K.sayılı kararında da muarazanın men'i (çekişmenin giderilmesi) davalarının usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğinde olduğunun, bu tür davalarda hem bir muarazanın varlığının tespitinin ve hem de onun men'inin talep edildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece anılan ilkeler ışığında esasa girilip doğacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde karar verilmesi yöntem ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Nitekim .....sayılı kararında da muarazanın men'i (çekişmenin giderilmesi) davalarının usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğinde olduğunun, bu tür davalarda hem bir muarazanın varlığının tespitinin ve hem de onun men'inin talep edildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece anılan ilkeler ışığında esasa girilip doğacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde karar verilmesi yöntem ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Nitekim......sayılı kararında da muarazanın men'i (çekişmenin giderilmesi) davalarının usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğinde olduğunun, bu tür davalarda hem bir muarazanın varlığının tespitinin ve hem de onun men'inin talep edildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece anılan ilkeler ışığında esasa girilip doğacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde karar verilmesi yöntem ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....