8. Ceza Dairesi 2024/14358 E. , 2024/7612 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/211 Esas, 2020/225 Karar
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
İNCELEME KONUSU KARAR: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
... 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.11.2020 tarihli ve 2020/211 Esas, 2020/225 Karar sayılı kararı ile, sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin 07.01.2021 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 27.12.2022 tarihli evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 22.02.2023 tarihli ve KYB-2023/6307 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 22.02.2023 tarihli ve KYB-2023/6307 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre; sanık hakkında önceden işlemiş olduğu aynı nev'iden suç sebebiyle açılmış bir kamu davası olduğundan, bu kez yargılama konusu 05.11.2019 tarihli suçtan dolayı 5237 sayılı Kanun'un 191/6. maddesi gereğince kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmeden doğrudan kamu davası açılması üzerine, ... 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.11.2020 tarihli kararı ile sanığın mahkûmiyetine karar verilmiş ise de,
Sanık hakkında ilk kez 06.03.2017 tarihinde işlediği iddia olunan uyuşturucu madde kullanma suçundan dolayı ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 22.06.2017 tarihli ve 2017/12663 Soruşturma, 2017/305 sayılı 5 yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip,
Şüphelinin denetim süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere ve uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmadığından bahisle kamu davası açılması üzerine, ... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.10.2018 tarihli ve 2018/244 esas, 2018/1359 sayılı kararı ile mahkûmiyetine ve cezasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 51/1. maddesi uyarınca ertelenmesine ve 1 yıl 1 ay 10 gün denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, anılan bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 3. Ceza Dairesinin 08.04.2020 tarihli ve 2019/198 Esas, 2020/691 sayılı Kararı ile verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karar ile birlikte verilen tedavi veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların sanığa usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağından davanın durmasına karar verilmesi gerektiğinden bahisle söz konusu kararın bozulduğu anlaşılmakla ,
Önceden açılan kamu davası sonunda sanık hakkında durma kararına hükmedilmiş olması sebebiyle, sanığın incelemeye konu 05.11.2019 tarihindeki eyleminden ötürü 5237 sayılı Kanun'un 191/6 ncı maddesi kapsamında doğrudan kamu davası açılamayacağı gibi söz konusu eylemin kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının usulü ile kesinleşmemesi nedeniyle ihlâli mahiyetinde de olmadığı, bu halde sanığın gerçekleştirmiş olduğu 05.11.2019 ve 06.03.2017 tarihli eylemlerine ilişkin ortak bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmesi ile usulüne uygun tebliğ ve devamı işlemlerin icrası için kamu davasının durmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.
”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
A.Şüpheli hakkında 05.11.2019 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 13.11.2019 tarihli, 2019/25099 Soruşturma, 2019/7707 Esas, 2019/5919 sayılı İddianamesi ile hakkında daha önceden gerçekleştirdiği eylemi nedeniyle yapılan soruşturma evresi sonunda kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararının ihlal edilip dava açılması sebebiyle, 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca doğrudan ... 7. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
B. ... 7. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu ,25.11.2020 tarihli ve 2020/211 Esas, 2020/225 Karar sayılı kararı ile, sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin 07.01.2021 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.
C. ... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.10.2018 tarihli ve 2018/244 Esas, 2018/1359 Karar sayılı dava dosyasının incelenmesinde;
Şüpheli hakkında, 06.03.2017 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 22.06.2017 tarihli ve 2017/12663 Soruşturma, 2017/305 Karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına karar verildiği, şüphelinin erteleme süresi içerisinde 06.12.2017 tarihinde tekrar kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediğinin bildirilmesi üzerine erteleme kararının kaldırılarak ... Cumhuriyet Başsavcılığının 22.01.2018 tarihli iddianamesi ile ... 3. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, ... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.10.2018 tarihli ve 2018/244 Esas, 2018/1359 Karar sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 3. Ceza Dairesinin 08.04.2020 tarihli ve 2019/198 Esas, 2020/691 Karar sayılı kararı ve ''Sanık hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 22.06.2017 tarih, 2017/12633 Soruşturma, 2017/305 Karar sayılı kararı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve sanık hakkında 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın sanığın soruşturma aşamasında ikametgah adresi olarak bildirdiği "... Mah. 121 Sokak No:7 ... Bey apt. D:16 Efeler ..." adresine tebliğe çıkarılmaksızın o tarihte mernis adresi olarak tespit edilen "Ata Mah. 681 Sokak No:28 İç Kapı No:5 Efeler ..." adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligatın Tebligat Kanununun 21/2 maddesine göre yapıldığı, KDAEK kararı usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği halde ... Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce 15/08/2017 ve 07/09/2017 tarihli çağrı yazılarının sanığın mernis adresine çıkarıldığı ve tebligatların Tebligat Kanununun 21/2 maddesine göre yapıldığı ve sanığın süresinde denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmediği gerekçesiyle denetimli serbestlik dosyasının kapatıldığı, 7201 sayılı tebligat kanununun 10/1. maddesinde düzenlenen "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." hükmü gereğince gerek ... C. Başsavcılığınca gerekse ... Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce doğrudan sanığın mernis adresine yapılan tebligatların usulsüz ve geçersiz olduğu, Yargıtay 20. Ceza Dairesi'nin 26.05.2016 tarih, 2016/1582 Esas ve 2016/3201 karar sayılı içtihadında açıklandığı üzere TCK'nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan "Cumhuriyet Savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır." şeklindeki düzenleme gereği, Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, sanığa usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeden erteleme süresi ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, sanık yönünden Yargıtay 10. Ceza Dairesi'nin 20.06.2015 tarih, 2015/4167 Esas ve 2016/1918 Karar sayılı içtihadında ayrıntıları açıklandığı üzere TCK'nın 191/4-a maddesinde düzenlenen kovuşturma şartı olan ısrar koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle Mahkemece 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi gereğince davanın durmasına karar verilmesi ve usulüne uygun KDAEK tebliği ile denetimli serbestlik tedbirine devamla sonucuna göre işlem yapılması gerekirken davaya devam edilerek sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,. '' gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
D. Dava dosyası kapsamına göre;
28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesi uyarınca, "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen "tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına" ilişkin kararların itiraz yolu açık olmak üzere verilmesi ve şüpheliye tebliğ edilmesi gerektiği, şüpheliye hakkında verilen karara karşı kanun yoluna başvuru süreleri yanıltmaya sebep olmayacak şekilde itiraz hakkı tanınmadan ve kendisine tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı, ancak usulüne uygun biçimde verilmiş, kesinleşmiş ve ihlali nedeniyle kamu davası açılmış olan "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararından daha sonraki eylemler nedeniyle de 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca da doğrudan kamu davası açılıp hüküm kurulabileceği, somut olayda şüpheli hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığınca 06.03.2017 tarihli eylemi nedeniyle verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararının ihlal edildiği iddiasıyla açılan kamu davasında ... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.10.2018 tarihli ve 2018/244 Esas, 2018/1359 Karar sayılı sayılı mahkumiyet hükmünün İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 3. Ceza Dairesinin 08.04.2020 tarihli ve 2019/198 Esas, 2020/691 Karar sayılı kararı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının usulüne uygun bir biçimde kesinleşmediği gerekçesiyle bozulduğu, bozma kararı ile kanun yararına bozma istemine konu 05.11.2019 tarihli eyleme ilişkin 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca doğrudan kamu davası açılmasının dayanağın ortadan kalktığı anlaşıldığından, kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden kamu davasının durmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması Kanun'a aykırı olup, kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. ... 7. Asliye Ceza Mahkemesinin,25.11.2020 tarihli ve 2020/211 Esas, 2020/225 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.10.2024 tarihinde karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!