WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 8. CEZA DAIRESI

8. Ceza Dairesi         2024/14355 E.  ,  2024/7606 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/487 Esas, 2021/637 Karar
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak
KARAR : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

İstanbul 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.12.2021 tarihli ve 2021/487 Esas, 2021/637 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 5560 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 251 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün 04.01.2022 tarihinde itiraz edilmeksizin usûlüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 10.01.2023 tarihli evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 22.02.2023 tarihli ve KYB-2023/6287 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.02.2023 tarihli ve KYB-2023/6287 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre, sanığın eylemine uyan suç için kanunda öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre olağan dava zamanaşımının aynı Kanun’un 66/1-e maddesi gereğince 8 yıl olduğu, zamanaşımını kesen son işlem olan sanığın mahkeme huzurunda savunmasının alındığı 03/06/2008 tarihinden, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklandığı 17/12/2021 tarihine kadar geçen süreden, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 27/01/2012 tarihi ile denetim süresi içerisinde işlenen suçun tarihi olan 21/04/2015 tarihleri arasında geçen 3 yıl 2 ay 25 günlük (1180 gün) durma süresi de çıkarıldığında, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin hüküm tarihinden önce dolmuş olması nedeniyle düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir. ”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE
A. Sanık hakkında, 27.12.2006 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 17.01.2007 tarihli ve 2006/61506 Soruşturma, 2007/672 Esas, 2007/90 sayılı iddianamesi ile kamu davası açılmıştır.
B. Yapılan yargılama sonucunda, Şişli 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 03.06.2008 tarihli ve 2007/95 Esas, 2008/495 Karar sayılı kararı ile; sanığın, 5237 sayılı Kanun'un 5560 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiş, karar, 15.09.2008 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşerek, infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilmiştir. Sanığın denetimi ihlal ettiğinin belirtilmesi nedeniyle 13.07.2011 tarihinde tensip zaptı düzenlenmiş, İstanbul 14. Sulh Ceza Mahkemesinin 28.12.2011 tarihli ve 2011/29 Esas, 2011/1674 Karar sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı Kanun'un 5560 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmiş, karar 27.01.2012 tarihinde itiraz edilmeksizin tarihinde kesinleşmiştir.
C. Sanığın denetim süresi içerisinde 21.04.2015 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan cezalandırıldığının ve kararın 03.12.2020 tarihinde kesinleştiğinin ihbar edilmesi üzerine;
İstanbul 20. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 17.12.2021 tarihli ve 2021/487 Esas, 2021/637 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 5560 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi, 5271 sayılı Kanun'un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün 04.01.2022 tarihinde itiraz edilmeksizin usûlüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.
D. Sanığın yargılama konusu eylemi için 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun'un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıl olağan dava zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.

5237 sayılı Kanun'un 5560 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince verilen "tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına" ilişkin kararların 191 inci maddenin ikinci fıkrasına 14.04.2011 tarihli ve 27905 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 20 inci maddesi ile eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde olduğu ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin sekizinci fıkrasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağı ve zamanaşımının denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen hükümlülük kararının kesinleşmesi koşuluyla suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı dikkate alındığında;
Suçun işlendiği 27.12.2006 tarihinden ve sanığın sorgusunun yapıldığı 28.11.2007 tarihinden mahkûmiyet kararının verildiği 17.12.2021 tarihine kadar, denetimli serbestlik tedbirinin kesinleştiği 15.09.2008 tarihi ve dosyanın yeniden ele alınması için tensip zaptının düzenlendiği 13.07.2011 tarihi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 27.01.2012 tarihi ile denetim süresi içerisinde işlediği suç tarihi olan 21.04.2015 tarihi arasında duran süreler eklendiğinde olağan ve olağanüstü zamanaşımı sürelerinin dolmadığı anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği Tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.10.2024 tarihinde karar verildi.

UYAP Entegrasyonu