YARGITAY 8. CEZA DAIRESI

8. Ceza Dairesi         2023/1800 E.  ,  2024/7300 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/460 E., 2022/173 K.
SUÇ : Parada sahtecilik
KARAR : Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
KANUN YARARINA
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.03.2022 tarihli kararıyla sanık hakkında parada sahtecilik suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 197 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve anılan kararın itiraz edilmeksizin, 31.03.2022 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 07.05.2023 tarihli ve 2022/24408 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 06.06.2023 tarihli ve KYB-2023/55541 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 06.06.2023 tarihli ve KYB-2023/55541 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği nazara alınarak yapılan incelemede,
Sanığın, başkaca 23/05/2021 tarihinde işlemiş olduğu aynı nevi suçtan dolayı İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 29/05/2022 tarihli ve 2021/91358 soruşturma, 2022/39248 esas, 2022/5419 sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasında, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2022/356 sayılı dosyası ile 06/06/2022 tarihli tensip zaptı düzenlenerek, duruşmanın 01/12/2022 tarihine bırakıldığının anlaşıldığı,
Dosya kapsamına göre, incelemeye konu İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/460 esas sayılı dosyasındaki suç tarihinin 10/06/2021, iddianame düzenleme tarihinin ise 23/08/2021 olduğu, İstanbul Anadolu 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2022/356 esas sayılı dosyasındaki suç tarihinin 23/05/2021, iddianame düzenleme tarihinin ise 29/05/2022 olduğu, her iki suçun da 23/08/2021 tarihli ilk iddianamenin düzenlenme tarihinden önce işlendiği ve hukuki kesinti olmadığı, benzer bir olay nedeniyle Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 16/06/2016 tarihli ve 2014/29378 esas, 2016/8441 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere; anılan iki dosyada da sanığın üzerine atılı eylemlerin ve suç vasıflarının aynı mahiyette olduğu dikkate alınarak, bu eylemlerin bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlendiği, eylemin sübutu halinde tek suç oluşacağı anlaşıldığı cihetle davaların birlikte görülmesi amacıyla dosyaların birleştirilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE
1.5237 sayılı Kanun'un "Parada Sahtecilik" başlıklı 197 nci maddesinin birinci fıkrası "Memlekette veya yabancı ülkelerde kanunen tedavülde bulunan parayı, sahte olarak üreten, ülkeye sokan, nakleden, muhafaza eden veya tedavüle koyan kişi, iki yıldan oniki yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır." şeklinde düzenlenmiştir.
2.Parada sahtecilik suçu kesintisiz suçlardan olup iddianamenin düzenlenmesi hukuki kesinti oluşturacağı gibi Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2016/8-1435 Esas, 2019/624 Karar, 22.10.2019 tarihli kararında belirtildiği üzere, yakalama, araç ve üst araması ya da ifade alınması gibi işlemlerin fiili kesinti oluşturacağı dikkate alındığında, sanığın hukuki kesinti ya da fiili kesinti gerçekleşene kadar olan eylemlerinin ayrı ayrı suçları oluşturmayacağı, suç ve iddianame tarihi göz önüne alınarak sanık hakkında tek fiili sebebiyle 5237 sayılı Kanun'un 3 ve 61 inci maddeleri gözetilerek cezanın alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle tayin edilmesi gerektiği belirlenmiştir.
3. İnceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde, sanık hakkında 10.06.2021 tarihli parada sahtecilik eyleminden dolayı cezalandırılması istemiyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 23.08.2021 tarihli iddianamesiyle açılan kamu davası üzerine İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.03.2022 tarihli kararıyla sanığın üzerine atılı suçtan 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği; UYAP ortamında yapılan incelemede sanığın aynı nitelikteki 23.05.2021 tarihli eylemi nedeniyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 29.05.2022 tarihli iddianamesiyle kamu davası açıldığı ancak 23.05.2021 tarihli eyleminin hemen akabinde yakalanması nedeniyle fiili kesintinin oluştuğu ve bu eylemi nedeniyle ayrıca cezalandırılması gerektiği anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.10.2024 tarihinde karar verildi.