4. Ceza Dairesi 2024/5367 E. , 2024/12014 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Göçmen kaçakçılığı
HÜKÜMLER : İstinaf isteminin esastan reddi
TEMYİZ EDENLER : Sanıklar müdafileri, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama, bozma
Sanık ... hakkında göçmen kaçakçılığı suçundan kurulan hükmün doğru uygulama yapılması halinde temyize tabi olacağı belirlenmiştir.
Yapılan ön inceleme neticesinde; sanıklar göçmen kaçakçılığı suçundan kurulan hükümlerin temyiz edilebilir olduğu, temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, temyiz istemlerinin süresinde olduğu, temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı tespit edilip, sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 299/1. maddesi gereği reddine karar verilerek, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Sanıklar hakkında göçmen kaçakçılığı suçundan İlk Derece Mahkemesince verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik yapılan başvuru üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık ... müdafiinin temyiz istemi; mahkumiyete yeterli her türlü şüpheden uzak delil bulunmadığına, şüpheden sanığın yararlanacağına, suçun unsurlarının oluşmadığına, ilişkindir.
2. Sanık ... müdafiinin temyiz istemi; suçun unsurlarının oluşmadığına, şüpheden sanığın yararlanacağına ilişkindir.
3. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz istemi; sanığı asli fail olarak cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.
III. GEREKÇE
Sanıklar hakkında kurulan hükümlere ilişkin olarak, sanıkların savunmaları, göçmen şahısların anlatımları ve olay tutanağı karşısında, sübuta dair Mahkemenin takdir ve gerekçesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Ancak;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.12.2023 tarihli 2023/1-30 esas 2023/663 karar sayılı ilamında da kabul edildiği üzere Müşterek faillik 5237 sayılı Kanun'un 37/1. maddesinde; "Suçun kanuni tanımında yer alan c fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur." şeklinde düzenlenmiştir. Müşterek faillikte birlikte suç işleme kararının yanı sıra, fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurulduğu için her bir suç ortağı fail statüsündedir. Müşterek faillik, suçun icrai hareketlerinin birlikte gerçekleştirilmesidir.
Madde gerekçesinde; "...Yeniden düzenlenen maddenin birinci fıkrasına göre suçun kanuni tanımında öngörülen fiili gerçekleştirilen kişi fail olup; suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi durumunda, bu kişilerin her biri müşterek fail olarak sorumlu tutulacaklardır.
Müşterek faillikte, birlikte suç işleme kararının yanı sıra, fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurulduğu için, her bir suç ortağı fail statüsündedir. Ortak hakimiyetin kurulup kurulmadığının saptanmasında suç ortaklarının suçun icrasındaki rolleri ve katkılarının taşıdığı önem göz önünde bulundurulur. Bu durumda, fiilin icrası veya sonuçsuz kalması ortak faillerden her birinin elinde bulunmaktadır. Örneğin suç ortaklarından birinin cebir veya tehdit kullanarak mağduru etkisiz hâle getirdiği, diğerinin de üzerindeki para ve sair kıymetli eşyayı aldığı yağma suçunda her iki suç ortağının suçun işlenişine yaptıkları katkı, suçun icrası açısından birbirini tamamlayıcı niteliktedir. Dolayısıyla, her iki suç ortağı, suçun işlenişi üzerinde ortak bir hakimiyet kurmaktadır.
Suç ortaklarının iştirak katkılarının karşılıklı olarak birbirlerini tamamlamadığı durumlarda da müşterek faillik mümkündür. Bazı hallerde failler, her biri suçun kanuni tanımındaki bütün unsurları tek başına gerçekleştirmek üzere, bir anlaşmaya varabilir. Örneğin bir kişiyi öldürmek için aralarında anlaşmış olan beş kişi, amacın gerçekleşme ihtimalini daha da yükseltmek için, aynı anda mağdurun üzerine ateş ederler. Ateşlenen mermilerden bir kısmı mağdura isabet eder, bir kısmı ise etmez. Bu örnek olayda bütün suç ortakları ortak bir suç işleme kararına dayanarak birlikte hareket etmektedirler. Bu beş suç ortağının ateşlediği mermilerden sadece bir tanesinin mağdura isabet edip ölümüne neden olması halinde dahi, tamamlanmış kasten adam öldürme suçundan dolayı bu kişilerden her biri müşterek fail olarak sorumlu tutulacaktır.
Müşterek faillik bakımından zorunlu diğer bir koşul, failler arasında birlikte suç işleme kararının varlığıdır. Belli bir hareketin icrasına ve neticenin meydana gelmesine ilişkin olan birlikte suç işleme kararı, kast kapsamında düşünülmelidir. Suç ortaklarının suçun işlenişine ilişkin kastlarının doğrudan veya olası kast gibi farklılık göstermesinin, müşterek fail olarak sorumlulukları üzerinde bir etkisi yoktur..." şeklinde failliğin temel unsurları belirlenmiştir.
Suça iştirak bakımından uygulama ve öğretideki görüşler incelendiğinde;
Birlikte suç işleme kararına bağlı olarak, suçun icrai hareketlerinin birlikte gerçekleştirilmesi ve dolayısıyla, haksızlık teşkil eden fiilin icrası üzerinde müşterek hakimiyet kurulması halinde söz konusu olan iştirak şekline müşterek faillik demekteyiz. Müşterek faillikte birlikte suç işleme kararının yanı sıra, fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurulduğu için, her bir suç ortağı fail statüsündedir(..., s. 489).
Müşterek hakimiyetin kurulup kurulmadığının tayininde suç ortaklarının suçun icrasındaki rol dağılımları ve suçun işlenişine bulunulan katkının arz ettiği önem, zaruret göz önünde bulundurulacaktır. Öyle ki fiilin icrası veya akim kalması müşterek faillerden her birinin elinde bulunmaktadır (.../.../Zıpf II, s. 294/295; ..., ..., 280, atfen ..., s. 491).
Müşterek failin suçun icrasındaki bulunduğu katkının bu zaruret nedeniyle; burada fonksiyonel, müessir fiil hakimiyeti bir başka ifadeyle icrai faaliyette bulunmayı gerekli kılan fiil hakimiyeti kavramı kullanılmaktadır
Böylece, belli bir neticenin oluşumuna illi etkide bulunan herkes değil ancak kanunda tarif edilen muayyen haksızlığı gerçekleştiren suç ortağı, ortaklığı fail olabilecektir. Kanunda tarif edilen haksızlık birden fazla suç ortağı tarafından müştereken gerçekleştiriliyorsa, müşterek faillik bahis konusudur. Müşterek faillik için iki koşul zorunludur. Bunlar birlikte suç işleme kararının yanı sıra fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurulduğu için her bir suç ortağı fail statüsündedir. Müşterek faillik, suçun icrai hareketlerinin birlikte gerçekleştirilmesini ifade etmektedir. Birlikte suç işleme kararına bağlı olarak suçun icrasına iş bölümü çerçevesinde gerçekleştirmeye müşterek hakimiyeti gerekli kılmaktadır. Her müşterek fail suçun icrasına ilişkin müessir, fonksiyonel katkıda bulunmaktadır. Öyle ki; bu katkı suç planının başarıya ulaşması açısından önem arz etmektedir. Bu itibarla fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurulmasının esasını teşkil etmektedir. Fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurulup kurulmadığı tayininde suç ortaklarının suçun icrasındaki rol dağılımları ve suçun işlenişine bulunan katkının arz ettiği önem ve zaruret göz önünde bulundurulacaktır. Öyle ki fiilin icrası veya akim kalmasımüşterek faillerden her birinin elinde bulunmaktadır (.../..../zıpf II, s. 294-295; ..., ...., s. 280).
Müşterek failin suçun icrasında bulunduğu katkının arz ettiği bu zaruret nedeniyle burada fonksiyonel müessir bir hakimiyeti, bir başka ifadeyle icrai faaliyette bulunmayı gerekli kılan fiili hakimiyet kavramı kullanılmaktadır.
Buna göre; suçun icrasına bulunulan katkı suçun başarıyla işlenmesi açısından zorunluluk arz ediyorsa bu suç ortağı müşterek faildir. Öyle ki suçun işlenişine bulunulan her bir müşterek katkı fiilin başarıyla tamamlanması açısından gereklilik arz ettiği gibi, bu müşterek katkılardan herhangi birinden vazgeçilmesi fiili gerçekleştirme ve fiili gerçekleştirmeme akim kalma tehlikesine maruz bırakır (Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.04.1982 tarihli ve 114-171 sayılı kararı).
Suçun icrası açısından müstakil bir fonksiyonu olmayan bir katkıda bulunulması halinde müşterek hakimiyetten bahsedilemez. Müşterek faillik için suçun icrası aşamasında bulunulsa bile bir iştirak katkısı suçun işlenişi açısından bir önemi haiz olmalıdır; başka bir ifadeyle suç ortakları arasında iş bölümü gereğince suçun icrası üzerinde müessir fonksiyonel bir hakimiyet kurulmasını sağlayacak bir ağırlıkta olmalıdır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; sanık ...'ın göçmen kaçakçılığı eylemine başından itibaren iştirak ettiği, kaçak göçmenleri sanık ... ile birlikte dikkat çekmeyecek şekilde aile görüntüsü vererek özel araçları ile yurt içinde naklettikleri aynı fikir ve eylem birliği içinde suçun icrasına etkin, fonksiyonel katkıda bulunarak atılı suçu müşterek fail sıfatıyla işlediği anlaşılmasına karşın, yerinde olmayan gerekçeyle yardım eden olarak kabul edilip TCK'nın 39. maddesinin uygulanması,
2. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 79/3. maddesindeki suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde verilecek ceza yarısına kadar artırılır biçimindeki düzenleme gereğince sanıklar hakkında hükmolunan cezanın yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeksizin en üst hadden artırılması,
Hukuka aykırı görülmüştür.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanıklar müdafileri ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararının 5271 sayılı Kanun'un 302/2. maddesi gereği, Tebliğname'ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun'un 304. maddesi uyarınca Ağrı 1. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
08.10.2024 tarihinde karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!