11. Ceza Dairesi 2024/535 E. , 2024/11502 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Hakimliği
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 31.05.2023 tarihli ve 2023/47797 Soruşturma, 2023/66105 Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Ankara 9. Sulh Ceza Hakimliğinin, 19.07.2023 tarihli ve 2023/5689 Değişik İş sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 271/4. maddesi uyarınca kesin nitelikte olması sebebiyle karar tarihi olan 19.07.2023'de kesinleştiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309/1. maddesi uyarınca, 26.12.2023 tarihli ve 2023/28515 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 09.01.2024 tarihli ve KYB-2023/140203 sayılı Tebliğnamesi ile soruşturma dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 09.01.2024 tarihli ve KYB-2023/140203 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
"5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, müşteki şirket vekilinin, şirkette müdür olarak çalışan ...’ın 8 adet toplam 3.500.000,00 Türk lirası değerindeki müşteri çeklerini, sahte hizmet alım sözleşmesine istinaden şirket sahibinin bilgisi ve rızası olmadan şirket adına cirolayıp diğer şüpheli ...’e verdiğini iddia ederek şikayetçi olması üzerine, başlatılan soruşturma evresi sonunda, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca müştekinin çek iptali ve çek istirdadı davalarında ticari ilişki nedeniyle çeklerin karşılıksız kaldığından bahsettiği, bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlığın hukuki ihtilaf mahiyetinde olup, resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarının yasal unsurlarının oluşmayacağı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de;
Müştekinin çek istirdadı ve iadesi davasında da şirketleri adına sahte şekilde çeklerin cirolandığı ve gerçek olmayan bir sözleşme düzenlendiği iddiasında bulunduğu, şüphelilerin sözleşmeyi imzaladıklarını kabul ettiği, genel vekaletnameye göre şüpheli ...’ın iki tarafı da borç altına sokan bu sözleşmeyi imzalama yetkisinin bulunduğu, ancak şirket adına çek cirolama yetkisinin bulunmadığı, zaten ciro yaptığını kabul etmediği, öte yandan diğer şüphelinin çekleri şirket sahibi ...’den aldığını ifade ettiğinin anlaşılması karşısında; alınan imza ve yazı örnekleri ile çekler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak cironun şüpheli ... tarafından yapılıp yapılmadığının araştırılması, sözleşmenin gerçek bir hizmet alımına ilişkin olup olmadığının tespiti bakımından maden sahasında diğer şüpheli ...’in işe başlayıp başlamadığının araştırılması, ... İnşaat Firmasının ticari defter ve belgelerinin incelenerek sözleşmenin yerine getirilmesi için gerçekten harcama yapılıp yapmadığının tespiti ile sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerektiği cihetle, eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi nedeniyle, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir."
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun‘un 160. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında; Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlayacağı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlü olduğu belirlenmiştir.
2. 5271 sayılı Kanun’un, “Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar” başlıklı 172/1. maddesi;
“(1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.
...“
Şeklinde düzenlenmiştir.
3. 5271 sayılı Kanun’un, “Cumhuriyet savcısının kararına itiraz” başlıklı 173. maddesinin inceleme konusu ile ilgili olan birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarında;
“(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3)(Değişik: 18/6/2014-6545/71 md.) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik: 25/5/2005 - 5353/26 md.) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
...“
Hükümleri yer almaktadır.
4. Kanun‘da yer alan düzenlemelerden de görüleceği üzere; Cumhuriyet savcısı, suçun işlenip işlenmediğinin tespiti bakımından hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamalı, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açmalı, aksi halde 5271 sayılı Kanun’un 172. maddesi gereğince kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vermelidir.
5. Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen Sulh Ceza Hakimliği, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
6. Bu kapsamda inceleme konusu soruşturma dosyası değerlendirildiğinde; şikâyetçi şirkette idari işler müdürü olarak çalışan şüpheli ...'ın kendisine tevdi ve teslim edilen, şirketin lehtarı olduğu toplamda 3.550.000,00 TL bedelli 8 adet çeki, şirket yetkililerinin bilgi ve rızaları dışında şirket adına sahte ciro imzası atmak suretiyle kendisiyle iştirak halinde hareket eden diğer şüpheli ...'e verdiğinin, ancak Burdur 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/3 Esas sayılı dosyası kapsamında çeklere ödemeden men yasağı getirilmesi nedeniyle çeklerin bu şüpheli tarafından tahsil edilemediğinin iddia olunması üzerine yürütülen soruşturma kapsamında; şüpheli ...'ın ifadesinde, yaklaşık 10 yıldır şikâyetçi ... Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'ye ait Karaman ilinde bulunan maden sahasında işletme müdürü olarak çalıştığını, kağıt üzerinde şirket yetkilisi olarak ... isimli kişi görünmekle birlikte, şirketin tüm işlerinin fiilen ... tarafından yürütüldüğünü, Karaman satış sorumlusu ... tarafından kendisine bu çekler ile birlikte yaklaşık 100.000 Dolar para teslim edildiğini, çeklerin ve paranın tamamını ...'ye Ankara ilinde verdiğini, şirket yetkilisi tarafından kendisine verilen vekaletnameye istinaden şirket adına sözleşme imzalamaya yetkili olduğunu, ...'nin bilgisi dahilinde maden sahasında bulunan hafriyatın 4.000.000 TL karşılığında kaldırılması amacıyla diğer şüpheli ... ile sözleşme imzaladığını, devamında yine bu kişinin talebi üzerine çalışmaların durdurulması hususunda ...'i haberdar ettiğini, ödemeler ve diğer hususlarda tarafların aralarında görüştüklerini, kendisinin bilgisinin olmadığını, bahse konu çekleri diğer şüpheliye vermediğini, çekler üzerindeki cirolarda şirket adına atılı bulunan imzaların kendisine ait olmadığını beyan etmesi ile diğer şüpheli ...'in de şüpheli ...'ın ifadesini doğrulayarak çekleri imzalı ve cirolu şekilde ...'den aldığını, sözleşme konusu iş için masraf yaptığından dolayı çekleri iade etmediğini ve yaptığı iş için fatura keserek çekleri vadesi geldiğinde tahsil için bankaya ibraz ettiğini, ancak ödemeden men yasağı nedeniyle tahsil edemediğini söylemesi karşısında; şikâyetçi ... Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin yetkilisi/yetkililerinin açık kimlik ve adres bilgileri tespit edilerek beyanlarının alınması, şüpheli ...'ın ifadesi doğrultusunda ... ve ...'ın olayla ilgili bilgilerine başvurulması, şüpheli ... ve ilgili bankalardan da sorulmak suretiyle suça konu çek asıllarının teminine çalışılması, çeklerdeki şikâyetçi şirket kaşesi üzerinde yer alan ve sahte olduğu iddia edilen imzaların şirket yetkilisi/yetkilileri, şüpheliler veya ...'nin eli ürünü olup olmadığının tespiti yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması, Burdur 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/3 Esas sayılı dava dosyası ile suça konu çeklerden kaynaklanan tespit edilecek diğer icra/hukuk dava dosyalarının getirtilerek incelenmesi, bu soruşturmayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosyaya eklenmesi, şirket ile şüpheli ... arasında imzalanan sözleşmenin gerçek bir hizmet alımına ilişkin olup olmadığının belirlenmesi bakımından şüpheli ...'in ticari defter ve belgeleri incelenerek, sözleşme hükümlerinin yerine getirilmesi amacıyla herhangi bir harcama yapılıp yapılmadığının ortaya konulması ve belirtilen tarihlerde şirkete ait maden sahasında bu yönde bir çalışma yapılıp yapılmadığının kolluk marifetiyle araştırılmasından sonra sonucuna göre bir değerlendirme yapılması gerekirken, "...müşteki şirket ile şüpheli ... arasında bir ticari satışın yapıldığı, buna ilişkin olarak müşteki şirketçe 3.550.000 TL tutarında 8 adet çekin şüpheli ...'e verildiği, daha sonra müşteki şirketin iş yapımından vazgeçmesi nedeni ile bu çekler için Burdur 3. Asliye Hukuk Mahkemesine ödeme yasağı konulması için talepte bulunulduğu, talepte bulunulan bu çeklere ödeme yasağı konulduğu, ortada sahte bir çek iddiası bulunmadığı gibi çeklerin ticari ilişki nedeni ile karşılıksız kaldığından bahisle ödenmemesine yönelik taleplerde bulunulduğu, şüpheli ... tarafından bazı çeklerin süresi geldiğinde ilgili bankalara ibraz edildiği, buna ilişkin tüm itirazların Hukuk Mahkemelerine yapılmasının gerektiği, dolayısıyla söz konusu çeklerin sahteliği söz konusu olmadığı gibi sadece karşılıksız kaldığının anlaşıldığı, karşılıksız çek keşide etmek ya da çeklerin tahsili gibi işlem ya da eylemlerin hukuki ihtilaf olup Hukuk Mahkemelerinin konusu olduğu, müşteki şirket vekilinin çeklerin ödeme yasağından sonra bu çeklerle ilgili olarak ilgili Hukuk Mahkemelerine istirdat davası ya da başka davalar açılarak sonuç almasının gerektiği, bu bağlamda şikayete konu çeklerin sahte çekler olmadıkları gibi resmi belgede sahtecilik suçu ile bu çeklerin bankaya ibrazı nedeni ile nitelikli dolandırıcılık suçunun da işlenmesinin ya da yasal unsurlarının oluşmasının mümkün ve muhtemel olmadığı..." şeklindeki hatalı gerekçe ve eksik soruşturma neticesinde verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine itirazın reddine karar verilmesi Kanun’a aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Ankara 9. Sulh Ceza Hakimliğinin, 19.07.2023 tarihli ve 2023/5689 Değişik İş sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun’un 309/3. maddesi gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,5271 sayılı Kanun’un 309/4-a. maddesi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için soruşturma dosyasının, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.10.2024 tarihinde karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!