WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 11. CEZA DAIRESI

11. Ceza Dairesi         2024/530 E.  ,  2024/11518 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

Çorlu 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.03.2023 tarihli ve 2021/285 Esas, 2023/146 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 2016, 2017 ve 2018 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme ve defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçlarından, 213 sayılı Kanun'un 359/b, 43, 359/a-2. maddeleri uyarınca 4 yıl 6 ay ve 18 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin hükümlerin, istinaf edilmeksizin 27.06.2023 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 29.12.2023 tarihli ve 2023/22872 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 09.01.2024 tarihli ve KYB-2024/1626 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 09.01.2024 tarihli ve KYB-2024/1626 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre,
1- Mahkemece sanığın kovuşturma aşamasında savunmasının usulüne uygun şekilde tespit edilmediğinin anlaşılması karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 195. maddesindeki istisnaî durumlar dışında sanığın savunması alınmadan mahkûmiyet hükmü kurulmasının mümkün olmadığı gözetilmeden, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- Çorlu 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/03/2023 tarihli kararından önce, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359 uncu maddesinin (a) fıkrasına 7394 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile son fıkrasından önce gelmek üzere eklenen fıkralarda, “Bu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammının; soruşturma evresinde ödenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında, kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi halinde ise verilecek ceza üçte bir oranında indirilir.
Tarh edilen vergi ve vergi aslına bağlı olarak kesilen cezanın bulunmadığı durumlarda verilecek ceza yarı oranında indirilir..." şeklindeki ve,
Geçici 34. maddesinde yer alan, "Haklarında hüküm verilmiş olup da dosyası infaz aşamasında olanlar, 359 uncu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammını, bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde Hazineye ödedikleri takdirde 359 uncu maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla soruşturma evresi için yapılan etkin pişmanlık düzenlemesinden faydalanabilir. Bu fıkrada belirtilen ceza indiriminden faydalanabilmek için vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması veya başvurulmuşsa vazgeçilmesi şarttır.
Birinci fıkra hükümleri bu maddeyi ihdas eden Kanunun yayımı tarihinde soruşturma ve kovuşturma evresinde bulunan dosyalar hakkında da uygulanır. Bu takdirde, ödemenin hüküm verilinceye kadar yapılması şarttır." şeklindeki düzenlemeler gözetildiğinde,
Sanığın hukukî durumunun 15/04/2022 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7394 sayılı Kanun ile değişik yukarıda belirtilen 213 sayılı Kanun'un 359 ve geçici 34. maddeleri kapsamında değerlendirilerek bir karar verilmesi yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde,
İsabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un, sanığın duruşmada hazır bulunmaması başlıklı 193 üncü maddesinin birinci fıkrası; "Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar verilir." şeklinde ve aynı maddenin ikinci fıkrası ise; "(Değişik: 28/3/2023-7445/20 md.) Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet, ceza verilmesine yer olmadığı ve güvenlik tedbiri dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir." şeklinde düzenlenmiştir.
2. 5271 sayılı Kanun’un, sanığın yokluğunda duruşma
başlıklı 195 inci maddesinin birinci fıkrasında; "Suç, yalnız veya birlikte adlî para cezasını veya müsadereyi gerektirmekte ise; sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hâllerde sanığa gönderilecek davetiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır." hükmü yer almaktadır.
3. Hüküm tarihinden önce 15.04.2022 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7394 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi ile 213 sayılı Kanun'un 359 uncu maddesinin son fıkrasından önce gelmek üzere; “Bu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammının; soruşturma evresinde ödenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında, kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi halinde ise verilecek ceza üçte bir oranında indirilir. Tarh edilen vergi ve vergi aslına bağlı olarak kesilen cezanın bulunmadığı durumlarda verilecek ceza yarı oranında indirilir. Bu maddede düzenlenen suçların birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde aynı suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmesi halinde, Türk Ceza Kanununun 43 üncü maddesi uygulanır." fıkralarının eklendiği ve 7394 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi ile 213 sayılı Kanun'a eklenen geçici 34 üncü maddesinde de; "Haklarında hüküm verilmiş olup da dosyası infaz aşamasında olanlar, 359 uncu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammını, bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde Hazineye ödedikleri takdirde 359 uncu maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla soruşturma evresi için yapılan etkin pişmanlık düzenlemesinden faydalanabilir.
...
Birinci fıkra hükümleri bu maddeyi ihdas eden Kanunun yayımı tarihinde soruşturma ve kovuşturma evresinde bulunan dosyalar hakkında da uygulanır. Bu takdirde, ödemenin hüküm verilinceye kadar yapılması şarttır.”
Hükümlerinin yer aldığı anlaşılmıştır.
4. Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; 5271 sayılı Kanun'un 193 üncü ve 195 inci maddelerinde yer alan ayrık durumlar dışında, sanığın sorgusu yapılmadan mahkûmiyet hükmü kurulmasının mümkün olmadığı, somut olayda hükümlerin sanığın savunması alınmadan verilerek savunma hakkının kısıtlandığı, bununla birlikte; Mahkemece yazılan 27.10.2022 tarihli müzekkere ile; "...vergi ziyaı olup olmadığı, var ise buna bağlı olarak tarh edilen verginin gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden geçikme zammının ödenip ödenmediği, sanık tarafından vergi mahkemesinde dava açılıp açılmadığı, dava açılmış ise de davadan feragat olup olmadığının..." sorulmasını müteakip, 06.12.2022 tarihli cevabi yazıda; "...herhangi bir vergi davası kaydının bulunmadığı, herhangi bir ödemenin yapılmadığının..." bildirilmesi üzerine, sahte fatura düzenleme suçu yönünden zincirleme suç hükümleri uygulanarak mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de; 7394 sayılı Kanun ile değişik 213 sayılı Kanun’un 359 uncu maddesi ve 5237 sayılı Kanun'un 7 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, sanık hakkında sahte fatura düzenleme suçundan hüküm kurulurken temel cezanın 3 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi sonrası, TCK'nın 43. maddesi gereğince 2/6 oranında arttırım yapıldığında 4 yıl hapis cezasına hükmedilmesi gerekirken, 4 yıl 6 ay hapis cezasına karar verilmek suretiyle fazla ceza tayin edilmesi, defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçu yönünden ise; defter, kayıt ve belgelerin ibraz edilmemesi hâlinde herhangi bir vergi ziyaı oluşmadığı gibi söz konusu eylemden dolayı 213 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının, aynı Kanun'un 359 uncu ve 371 inci maddelerinde belirtilen tarh edilen vergi ve vergi aslına bağlı olarak kesilen bir ceza olmadığı, bu nedenle sanık hakkında tayin edilen temel ceza üzerinden 1/2 oranında indirim yapılıp yapılmayacağının karar yerinde tartışılmaması Kanun'a aykırı olup kanun yararına bozma talebi bu nedenlerle yerinde görülmüştür.

III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Çorlu 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.03.2023 tarihli ve 2021/285 Esas, 2023/146 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.10.2024 tarihinde karar verildi.

UYAP Entegrasyonu