T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: ... Esas - ...
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA İHBAR OLUNAN :
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizin 06/12/2022 tarih ... esas ve ... karar sayılı kararının Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi'nin 24/02/2023 tarihli ... esas ve ... karar sayılı ilamı ile kaldırılması sonrasında Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1.BEYANLAR:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin iştigal alanının kurulu güneş elektrik santralleri vasıtasıyla elektrik üretimi yapmak ve bu elektriği daha sonra elektrik dağıtım firmaları (EDAŞ'lar) aracılığıyla devlete satmak olduğunu, müvekkili şirketin ürettiği elektriği davalı şirketin kurulu tesisleri üzerinden geçirerek devlete sattığını, bu anlamda davacı müvekkilinin davalı şirketin tesislerini kullanması nedeniyle davalıya bir bedel ödediğini, bu bedele kısaca "dağıtım bedeli katkı payı" denildiğini, davanın konusunu son dönemde davalı şirketin müvekkilden talep ettiği fahiş ve haksız dağıtım bedeli katkı payı oluşturduğunu, davalı şirketin son dönemde yaptığı uygulamalarla 2018 yılı öncesinde devreye alınan güneş enerji santrallerinin (GES) dağıtım bedeli katkı payını 5,6882krş/kwh'tan 28,2765krş/kwh'a yükselttiğini, kısacası davalı katkı payında 5 katından fazla bir artış yaptığını, davalı şirketin önceden haber vermeksizin, davacı şirketin finansal hazırlık yapmasına imkan tanımaksızın, bu konuda davacıya hiçbir süre vermeksizin yaptığı bu artışın davacı şirketin projelerinin kredilendirilmesinde büyük zorluklara sebep olduğunu, keza davalının bu hareketi kreditör bankaları da olumsuz etkileyeceğini, bu nedenle sektörde faaliyet gösteren pek çok oyuncunun iflası dahi gündeme gelebileceğini, davalı şirketin bu hamlesinin hukuk devletinin en önemli ilkelerinden birisi olan "öngörülebilirlilik ilkesine" de aykırı olduğunu, davacının, daha sonra da nihai tüketicinin haklarının korunması bakımından davalı şirketin haksız, adil olmayan ve öngörülemeyen dağıtım bedeli katkı payındaki fahiş artış yapmasına engel olunabilmesi için işbu davayı açtıklarını beyan ederek davalının müvekkilinden talep ettiği şimdilik 1.000,00 TL tutarında davacının davalıya dağıtım bedeli katkı payı borcunun olmadığının, davalının dağıtım bedeli katkı payında yaptığı artışın yasalara ve sözleşmeye uygun olup olmadığının, günün ekonomik koşulları ve diğer hususlar dikkate alınarak adil bir dağıtım bedeli katkı payı miktarının ne kadar olması gerektiğinin ve bu kapsamda davacının davalıya (güneş enerji santrallerinin dağıtım bedeli katkı payının 5,6882krş/kwh'tan 28,2765krş/kwh'a yükseltildiği tarihten itibaren) fazla ödeme yapıp yapmadığı ile yapmış ise bunun miktarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın idari yargının görevinde olduğunu, davanın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ve bir miktar paranın ödenmesiyle ilgili olduğunu, davacının asıl maksadı ve hukuki yararı fazla ödediğini iddia ettiği bedellerin geri alınması olmasına karşın davacı dava dilekçesinde sadece arabuluculuktan kaçınmak için davasını menfi tespit davası olarak gösterdiğini, fazla ödeme yaptığını ve bu fazla ödeme miktarının tespitini talep eden davacının fazla ödediğini iddia ettiği bedel yönünden istirdat talebi barındırmayan menfi tespit talebinde hukuki bir yararından söz edilemeyeceğini, hukuki niteleme mahkemeye ait olup davanın nihai olarak menfi tespiti değil, fazla ödediği iddia edilip katkı paylarınını miktarının tespiti ile istirdadını amaçlamakta olduğunu, davacı tarafından dava şartı sağlanmadan dava açılmış olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi halde davacının istirdat talebi olmadığına ilişkin açık beyanının alınmasını talep ettiklerini, davacının Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği'ne göre faaliyet yürüttüğünü, anılan Yönetmeliğin itirazlar başlıklı 27. Maddesine göre; bu Yönetmelik kapsamında üretim yapan gerçek ve tüzel kişiler, 23 üncü, 24 üncü, 25 inci ve 26 ncı maddeler uyarınca görevli tedarik şirketi tarafından yapılan iş ve işlemlere, işlemin kendilerine bildirim tarihinden itibaren üç işgünü içerisinde itiraz edebileceğini, davacının görevli tedarik şirketine itiraz etmeden doğrudan dava açmasının mümkün olmadığını, davanın EPDK tarafından onaylanan tarifeye dayalı olarak yapılan faturalandırmalara karşı açılmış bulunduğundan husumetin EPDK'ye yöneltilmesi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesinin mümkün olmadığını, dava dilekçesinde talep sonucunun açık şekilde gösterilmediğini, mahkemenin EPDK'nın yerine geçerek dağıtım bedeli katkı payını belirleyemeyeceğini, davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı taraf şayet tarifelere dayalı bir hak iddiasındaysa öncelikle idari yargıda söz konusu idari düzenlemeyi yapan kuruma karşı dava açması, şayet iptali kararı alabilirse sonra adli yargıda hakkını araması gerektiğini, aksinin kabulünün hukuken mümkün olmayıp hukuk mahkemelerinin, idari mahkemelerinin hatta Anayasa malkemesinin görev ayrımını ortadan kaldırarak her mahkemeye herhangi bir alan sınırlaması olmadan her alanda karar verme yetkisi verilmesinin kabulü anlamına geleceğini, bu durumda hukuki belirsizliğin olacağını, idari yargıda dava açılsa ve tarife iptal edilse bile yine geçmişe dönük talepte bulunulmasının mümkün olamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.KALDIRMA ÖNCESİ MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR:
Mahkememizin 06/12/2022 tarih ... esas ve ... karar sayılı kararında özetle: İlk derece mahkemesince; "taraflar arasında görülmekte olan davanın akdedilen dağıtım/sistem kullanım anlaşmasından dolayı davalı tarafından fazla tahsil edildiği iddia edilen sistem kullanım / dağıtım bedellerinden dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti amacıyla açmış olduğu menfi tespit olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise davalı tarafından lisanssız üretici olduğu anlaşılan davacıdan fazla sistem kullanım/dağıtım bedeli tahsil edip etmediği, lisanslı üreticiler ile lisanssız üreticilerden farklı dağıtım tarifesi uygulanmasına ilişkin sözleşme hükmünün eşitlik ilkesine aykırı olup olmadığı, adil dağıtım bedeli katkı payının ne kadar olması gerektiği hususlarında olduğu, 28/02/2022 Tarihli dava dilekçesinin içeriği ve ilgili dilekçenin netice talep kısmında açıkça ifade edildiği üzere eldeki davada davacının talebinin fahiş artırıldığı iddia edilen sistem kullanım / dağıtım bedellerinden dolayı fazla tahsil edildiği iddia edilen kısmın şimdilik 1.000,00 TL yönüyle borçlu olmadıklarının tespiti talebini içerdiği, T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 24/01/2022 Tarih ve ... Esas-... Karar sayılı ilamı ile T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18/01/2012 Tarih ve ... Esas-... Karar sayılı ilamında açıkça ifade edildiği üzere borçlunun menfi tespit davası açmakta korunmaya değer hukuki yararının olması gerektiği, eda davasının açılabileceği durumlarda tespit davası açılmasında hukuki yarar olmadığı, somut olayda dava konu fatura bedellerinin ödenmiş olması sebebiyle eda davası açılması gerekirken menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar olmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
3.KALDIRMA KARARI VE GEREKÇESİ:
Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi'nin 24/02/2023 tarihli ... esas ve ... karar sayılı ile "Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre taraflar arasında bağlantı sistem kullanım anlaşması yapıldığı, davacının bu sözleşme kapsamında davalıya dağıtım bedeli katkı payı ödediği anlaşılmakta olup davacı taraf, davalının fahiş ve haksız dağıtım bedeli katkı payı talep ettiğini ileri sürerek dağıtım bedeli katkı payındaki artışın yasalara ve sözleşmeye uygun olup olmadığının, adil bir katkı payı miktarının ne kadar olması gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmektedir. Davacının bu talepleri bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, davalı tarafça dağıtım bedeli katkı payı miktarı hususunda muaraza(çekişme) yaratıldığını iddia ederek bu muarazanın giderilmesini talep ettiği sonucuna varılmaktadır. Hukuk Genel Kurulunun 29.09.2004 tarih, ... E.-... K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere; muarazanın men'i(çekişmenin önlenmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Bu tür davalarda hem muarazanın(çekişmenin) varlığının tespiti ve hem de onun önlenmesi(men'i) talep edilir. Bu durumda mahkemece davacının talebi hakkında davanın esası hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır." gerekçesiyle mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
4.MAHKEMEMİZCE TOPLANAN DELİLLER VE YAPILAN İŞLEMLER ile DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Bilirkişi heyetinin Ankara . Asliye Ticaret Mahkemesi ... Talimat sayılı dosyasından aldırılan 13/03/2024 tarihli raporunda özetle; Lisanssız Güneş Enerji Santrallerinin dağıtım bedeli ile ilgili olarak EPDK'nın belirlediği tarifeler doğrultusunda yapılan incelemede, dağıtım bedellerinin Yüksek Gerilim Ticarethane Abone grubu ile benzer şekilde belirlendiği tespit edilmiştir. EPDK’nın dengesizlik maliyetlerine yönelik çalışmaları haricinde lisanssız santrallerin dağıtım sistemine ek maliyet yükü getirdiği ancak bu maliyetlerin detaylı bir AR-GE çalışması olmadan belirlenemeyeceği kanaatine varılmıştır. Davacı tarafından talep edilen fazla tahsilat iddiası incelenmiş, EPDK kararlarına göre ... A.Ş. tarafından fazla bedel tahsil edilmediği ve ilgili tarifelere uygun birim fiyatların uygulandığı, dolayısıyla davacının fazladan tahsil edilen bir dağıtım bedeli alacağı bulunmadığı ifade edilmiştir.
Kaldırma kararı doğrultusunda toplanan deliller ve yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde davacının davasını ispat edemediği anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Hüküm: Gerekçesi Yukarıda açıklandığı Üzere:
1-DAVANIN REDDİNE,
2. Dava reddedildiğinden 427,60 TL maktu harcın peşin ödenen 80,70 TL'lik kısmı düşülerek eksik kalan 346,9 TL'nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının yaptığı masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
6-Karardan sonra yapılacak masrafların davacı tarafa yüklenmesine
7-Davalı taraf kendisi vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK'nın 341-345 maddeleri uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi'ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/10/2024
Katip Hakim
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!