10. Ceza Dairesi 2009/15347 E., 2009/19171 K.
10. Ceza Dairesi 2009/15347 E., 2009/19171 K.
"İçtihat Metni"
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık A.. G.. hakkında S... 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 28.04.2008 tarihli, 2008/61 esas, 2008/313 karar sayılı hükmü ile verilen “
“3167 sayılı Kanun’un 16/1. maddesi uyarınca verilen 6.000.-YTL adli para cezalarının”
” infazı aşamasında, hükümlü tarafından “
“28.02.2009 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 5838 sayılı Kanun ile 3167 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2. maddede öngörülen ‘
‘31.12.2009 tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir.’ hükmü uyarınca, infaza konu mahkûmiyet hükmünün yeniden değerlendirilmesinin”
” talep edilmesi üzerine, aynı Mahkemece yapılan inceleme sonucu verilen 08.04.2009 tarihli ve aynı sayılı “
“5838 sayılı kanun ile ekli geçici 2. maddesiyle genel bir düzenleme yapılmadığı, 18.02.2009 –
– 31.12.2009 tarihleri arasında uygulanacak geçici bir düzenleme olduğu ve daha önceki tarihli suçlar yönünden uygulanamayacağı gerekçesiyle talebin reddine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına”
” ilişkin ek karara itiraz edildiği; itiraz mercii S... 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 13.05.2009 tarihli ve 2009/488 değişik iş sayılı kararı ile, “
“3167 sayılı Kanun’un 16. maddesinde düzenlenen nispi para cezasının, 5237 sayılı TCK’nın 52. maddesinde öngörülen gün para cezası sistemine aykırı olduğu, 5252 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesi uyarınca 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanamayacağı, bu konuda kıyasın olanaklı olmaması nedeniyle uygulanamayan bir ceza kuralının zımnen kaldırılmış olduğu gerekçesiyle itirazın kabulüne, ek kararın kaldırılmasına ve infazın durdurulmasına”
” karar verildiği; itiraz merciinin 13.05.2009 tarihli kararına karşı Yüksek Adalet Bakanlığı’nın Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 21.08.2009 gün ve 9747/47040 sayılı kanun yararına bozma talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 09.09.2009 gün ve 2009/199236 sayılı tebliğnamesi ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya ve ekleri incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozma talebi ve tebliğnamede, «
« Dosya kapsamına göre;
5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ye Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un geçici 1. maddesindeki, “
“Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.”
”,
5237 sayılı Kanun’un 5. maddesindeki “
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır”
”,
Aynı Kanun’un 52. maddesindeki, “
“Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
En az yirmi ve en fazla yüz Türk lirası olan bir gün karşılığı adli para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahıs halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.”
”,
3167 sayılı Kanun’un 16/1. maddesindeki, “
“Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar adli para cezasıyla cezalandırılırlar”
”,
Hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, 3167 sayılı Kanunda 31.12.2008 tarihine kadar yeni bir düzenleme yapı1mamış ise de, anılan Kanun’un 16/1. maddesinde öngörülen cezanın nispi nitelikte olduğu ve 5237 sayılı Kanun’un 52. maddesine aykırılık oluşturmadığı, bu hususun Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22.01.2009 tarihli ve 2007/8271 esas, 2009/480 sayılı ilamı ile de zımnen kabul edildiği gözetilmeden itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.»
» denilerek, S... 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 13.05.2009 tarihli anılan kararının bozulması istenmiştir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 707. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen, “
“Keşide günü olarak gösterilen günden önce ödenmek için ibraz olunan bir çek ibraz günü ödenir.”
” hükmü uyarınca, ileri tarihli çek düzenlenmesi olanaklıdır.
28.02.2009 tarihli Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren 5838 sayılı Kanun’un 18. maddesi ile 3167 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2. maddede “
“31.12.2009 tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir”
” hükmüne yer verilmiştir.
Madde gerekçesinde ise, “
“Madde ile; belirli bir süreyle çekin, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz kabul edilerek ekonomik sıkıntılarla çeklerin zamanında ödenememesi sonucunda ticari hayatta karşılaşılan sorunlara ve mağduriyetlere çözüm üretilmesi amaçlanmaktadır.”
” açıklaması yapılmıştır.
Madde metninden ve gerekçeden de anlaşılacağı üzere; söz konusu hükümle, 28.02.2009-31.12.2009 tarihleri arasındaki belirli ve geçici sürede, yaşanmakta olan ekonomik kriz nedeniyle ortaya çıkan belirsizliğin ve güvensizliğin bir sonucu olarak, ellerinde bulunan ileri tarihli çekleri vadesinden önce bankaya ibraz edenlerin önüne geçilip; piyasadaki para dolaşımının sürekliliğinin sağlanması ve ticari yaşamda ortaya çıkan sorunların, mağduriyetlerin bir ölçüde önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.
Bu düzenleme uyarınca, muhatap banka tarafından, 28.02.2009 - 31.12.2009 tarihleri arasında ibraz edilen ileri tarihli keşide edilmiş çekler için herhangi bir işlemin; dolayısıyla, karşılığı bulunmayan çekler yönünden de 3167 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddelerinde öngörülen işlemlerin yapılması olanaklı değildir. Böylelikle, Türk Ticaret Kanunu’nun 707. maddesi, belirtilen zaman aralığında uygulanamayacaktır.
Belirtilen düzenlemenin, 3167 sayılı Kanun’un 16. maddesinde öngörülen karşılıksız çek keşide etmek suçu yönünden değerlendirilmesi durumunda aşağıdaki sonuca varmak gerekir.
5838 sayılı Kanun’la 3167 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2. madde hükmü, sadece 28.02.2009 –
– 31.12.2009 tarihleri arasında uygulanacağından; ileri tarihli düzenlenip de belirtilen tarihler arasında vadesinden önce bankaya ibraz edilen ve ibraz tarihi itibariyle karşılığı bulunmayan çekler yönünden, muhatap banka şubesince karşılıksız işlemi yapılamayacağından ve yapılsa bile bu işlem geçersiz olacağından, bu tarih itibariyle karşılıksız çek keşide etmek suçu oluşmayacak, ancak, keşide tarihinden itibaren işleyecek yasal ibraz süresi içerisinde ibraz edilip, karşılığının bulunmaması durumunda suçun oluşumu söz konusu olacaktır.
28.02.2009 tarihinden önce, üzerinde yazılı keşide tarihi gelmeden ibraz edilen ileri tarihli çekler hakkında ise, 3167 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesinin bu dönemde uygulanmaması nedeniyle, çekin bankaya ibrazı olanaklı olup, karşılıksız işlemi yapılması gerektiğinden; bu tarihten önce işlenen suçlara ilişkin kesinleşmiş mahkûmiyetler ile sürmekte olan davalar yönünden, sanık lehine düzenleme kabul edilerek 5237 sayılı TCK’nın 7. maddesinin uygulanması olanaklı olmadığı gibi; 31.12.2009 tarihinden sonra, Türk Ticaret Kanunu’nun 707. maddesi uygulanmaya devam edeceğinden, karşılıksız çek keşide etmek suçu oluşacaktır.
Bu açıklamalara göre somut olay incelendiğinde; suça konu çekin keşide tarihinin “
“01.12.2007”
”, ibraz tarihinin ise “
“05.12.2007”
” olması nedeniyle ileri tarihli düzenlenmediği gibi, 28.02.2009 - 31.12.2009 tarihleri arasına da rastlamadığı; böylelikle itiraza konu ek kararın yasaya uygun olduğu göz önünde bulundurularak, itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, hükümlünün talep ve Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.04.2009 tarihli ek kararının içeriğinden tamamen farklı, yukarıda belirtilen gerekçeyle, itirazın kabulüne karar verilmesi yasaya aykırı olup; kanun yararına bozma talebi belirtilen değişik gerekçeyle yerinde görüldüğünden; S... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.05.2009 tarihli ve 2009/488 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’ın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince BOZULMASINA; aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 14.12.2009 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!