WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL ANADOLU 7. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/700 Esas
KARAR NO: 2024/870
DAVA: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ: 27/04/2018
KARAR TARİHİ: 24/10/2024

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREKÇE:Mahkememizin ------- hükmünde;''Davacı vekili, müvekkili tarafından davalılardan ------ Şirketinin ithalatçısı olduğu, diğer davalı ----- ise satıcısı olduğu --------- tarihinde aldığını; aracın satın alınmasından itibaren defalarca arızalandığını, yetkili servise götürmek zorunda kalındığını, araç yeni alındığında dahi bir kaç kez kullanıldığında -------- ibaresi ile uyarı verdiğini, uyarıdan bir müddet sonra aracın çekişten düştüğünü ve hızlanmadığını; arızaların hep bu şekilde gerçekleştiğini, her arızadan sonra yetkili servise götürülen aracın bir kaç gün serviste kaldıktan sonra tamir oldu diye müvekkiline verildiğini ancak kısa bir müddet sonra tekrar aynı arızanın ortaya çıktığını; kısa süre içinde bunların sürekli tekrarlandığını; müvekkilince 01/08/2018 tarihinde ihtarname gönderilerek davalılardan aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini talep ettiklerini ancak davalıların ihtara cevap vererek "arıza giderildi, ayıp yok" dediğini; bundan sonra da arızaların tekrarlanmaya devam ettiğini, servise girdiklerinde artık servisinde arızaların sürücü hatasından kaynaklandığını bildirip, bedeli karşılığında tamir etmeye başladığını belirterek; TBK 220'deki seçimlik hakkını, aracın misli ile değiştirilmesi yönünde kullandıklarını; öncelikle aracın 0 km bir araçla değiştirilmesini, bu mümkün değilse aracın satış bedeli olan 598.712,11 TL'nin satış tarihinden itibaren uygulanacak reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılardan ----vekili, dava konusu talepler yönünden 2 yıllık zaman aşımının dolmuş olduğunu, bu nedenle esasa girilmeden zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini; davacı tarafın yasanın ön gördüğü ayıp ihbarı yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu nedenle dava hakkının ortadan kalktığını; ayıp iddialarının yerinde olmadığını; kaldı ki, davacı tarafın taleplerini terditli olduğunu, oysa TBK gereği davacının seçimlik haklardan birini seçebileceğini, bununda davanın reddi sebebi olduğunu; öte yandan müvekkili şirketin dava konusu aracın ithalatçısı olduğunu, satış bedelini müvekkili şirketin almadığını; bu nedenle bedel iadesi gibi bir talebinde müvekkilinden istenemeyeceğini; dava konusu araçta üretim hatası bulunmadığını, davacı tarafın ayıp olarak nitelendirdiği hususların kullanım hatasından kaynaklandığını; ayrıca aracın motor garantisi içinde hataların bedelsiz giderildiğini; davacının aracı kullanırken ve kullanımından faydalanırken ödediği satış bedelinde faizle iadesini talep edemeyeceğini savunmuş, davanın reddini talep etmiştir. Davalılardan -------------- vekili, hak düşürücü sürenin aşıldığını, yeni aracın satın alındıktan 2 yıl geçtikten sonra müvekkili şirkete göndermiş bulunduğu ihtarnamede seçimlik hakkını kullanmak istediğini bildirdiğini; oysa TTK 23/3 maddede, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içinde açıkça belli değilse malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek ve bu inceleme sonunda ayıp ortaya çıkarsa haklarını koruma için durumu bu süre içinde satıcıya ihbar etmekle yükümlüdür dendiğini; diğer durumlarda TBK 223/2 maddesinin uygulanacağını, bu maddeye göre de alıcının devir aldığı satılanın durumuna ilişkin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz gözden geçirerek satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse bunu uygun sürede ona bildirmek zorundadır, bildirmezse satılanı ayıplı şekilde kabul etmiş sayılır. Hükümleri gereğince davanın zaman aşımına uğramış bulunduğunu; araçtaki servis işlemlerinin aracın sürüş güvenliğini azaltmadığını, değerini düşürmediğini, orjinalliğini bozmadığını, bu nedenle aracın ayıplı kabul edilmesininde mümkün olmadığını; kaldı ki, davacı yasanın kendine tanıdığı seçimlik haklardan yetkili servislerine başvurmak suretiyle onarım seçimini kullanmasına rağmen iş bu davayı açma hakkı kalmadığını; aracı kullanırken de vermiş bulunduğu satış bedeline faiz talep edemeyeceği; onunda araçtan faydalandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Dava, TBK 227. Maddeye dayalı olarak açılan alıcının ayıp nedeniyle seçimlik haklarını kullanmasına dair bir davadır. Davacı, TBK 227/4 madde gereğince imkan varsa, satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini talep etmektedir. Davacı 227/4 maddesindeki yenisiyle değiştirilmesi talebi imkansız görülürse terditli olarak 227/1 maddesi gereğince satış bedelinin iadesini talep etmektedir. Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, aracın satış sözleşmesi, faturası, servis kayıtları getirtilmiş, tüm deliller toplandıktan sonra uzman bilirkişilerden rapor alınmış; bilahare toplanan deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir. Davalıların zaman aşımı itirazı 29/11/2018 tarihli duruşmada nihai kararla birlikte istinafı kabil olmak üzere reddedilmiş olup; araçtaki ayıbın gizli ayıp olması, kullandıkça ortaya çıkması, tamir edildikten sonra yeniden ortaya çıkmayacağı düşünülerek kullanılmaya devam ettiğinde tekrarlamakta olduğu, davadan sonra da tekrarlayacağı nazara alındığında, zaman aşımı süresinin dolmadığı mahkememizce belirlenmiş, ilk celsede verilen zaman aşımının reddine ilişkin ara karardan da bu nedenle yargılama sonunda da dönülmemiştir. Davacımız şirket olduğu için, davamızda Tüketici Yasasının uygulanması mümkün olmadığı, bu nedenle mahkememizin görevli olduğu belirlenmiştir. Toplanan tüm delillerle bilirkişilerin hazırladığı rapor beraber değerlendirildiğinde, davalılardan -------- Şirketinin satıcı şirket olduğu, bu nedenle araçtaki ayıptan sorumlu olduğu; diğer şirketin aracın satıcısı olmadığı, ithalatçı konumunda bulunduğu; kural olarak aracın ayıplı olmasından dolayı alana karşı ayıp sorumluluğunun bulunmadığı; fakat ----- da kabul edildiği üzere ithalatçı garanti belgesini düzenlemiş ve / veya imzalamış ise, alıcıya karşı ayıptan sorumlu olacağı; dava dilekçesi ekinde bir örneği sunulan garanti belgesinde de ithalatçı ------ imzasının bulunduğu nedeniyle; ------birlikte ayıptan sorumlu olacağı; bu nedenle husumet itirazının yerinde olmadığı mahkememizce tespit edilmiş; Davacı tarafından aracın 08/01/2016 tarihinde faturalı olarak satın alındığı; satın alma tarihi ile dava tarihi arasında 3 yıl 1 ay 14 gün geçtiği, bu müddet zarfında aracın 100.607 km yol kat ettiği, bu süre içinde tam 17 kez araçta ------- arızasının meydana geldiğini; bu arızanın egzoz sistemindeki partikül filtre doluluk oranının sınırları aşmasından meydana gelen bir arıza olduğunu; arızanın rejenarasyon yapılmak suretiyle servisçe / tamir suretiyle giderilmesi gerektiği; bilirkişilerin açıkladığı üzere, süre olarak satın alma tarihi ile dava tarihi arasında ortalama her 67 günde bir km olarak da ortalama her 5.918 km'de bir bu arızanın gerçekleştiği; yetkili servisler tarafından yapılan ancak arızayı tamamen gideremeyen onarımlar ile davacımızın sürekli oyalandığı; bu nedenle davalıların aracı yenisiyle değiştirmeyip, yetkili servisin geçici tamirleri ile alıcıya tekrar teslim etmesine göz yumdukları, bu şekilde ağır kusurla hareket ettikleri; bu nedenle de zaman aşımı süresinden TBK 231/2 madde gereğince yararlanamayacakları; zira TBK 231/2 maddede, satıcı satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, 2 yıllık zaman aşımı süresinden yararlanamayacağının açıkça düzenlendiği; tüm dosya kapsamına nazaran aracın satılırken ayıplı olduğunun belli olduğu; vermiş bulunduğu ----- arızasının satıştan çok kısa süre sonra ortaya çıkması sebebiyle ve sürekli tekrarlaması nedeniyle esasen satılmadan önce fenni kontrolleri yapılsaydı ortaya çıkabileceğini, bu haliyle aracın ayıplı olarak satılmış olduğu kanaatine varılmakla da, davalıların zaman aşımı itirazının yerinde olmadığı mahkememizce tespit edilmiş;
Aynı tespitlerle bilirkişilerinde üretimden kaynaklı gizli ayıp bulunması nedeniyle satılan aracın dizel partikül filtre arızasının meydana geldiği ve devam ettiği, aracın keşif esnasında yapılan kontrolünde performans düşüklüğü görülmese de bu durumun gizli ayıp olmadığı anlamına gelmediği; her zaman jenerasyon işlemlerinden hemen sonra motorun normal çalıştığı ve metal partikül filtre tıkanmaya başladığında performansının düştüğü ve tıkanma kritik seviyeye ulaştığında motorun kendini kapatarak arıza moduna geçeceğinin tespit edildiği; araç her ne kadar 27/07/2016 tarihinde bir kazaya karışmışsa da metal partikül filtre arızasının bununla ilişkili olmadığı; üretimden kaynaklanan gizli ayıp sebebiyle aracın teknik ve güvenlik yönünden bu şekilde kullanılmasının uygun olmadığı, bu nedenle yenisiyle değiştirilmesinin veya bedelinin iadesinin gerektiği hususunda rapor düzenledikleri;Her ne kadar rapora itiraz eden davalılar vekilleri mahkememize --------- sayılı dosyasına düzenlenen raporu ve bu rapora dayanarak verilen kararı sunmuşlar ve o raporda ----------araçta aynı problemin gerçekleştiği; o dosyada bilirkişinin partikül filtresi tıkanmasının ya kalitesiz yakıt kullanmaktan ya da aracın kullanım şartlarına uygun olmayan sürüş şeklinden kaynaklandığı tespit edilmişse de; o raporda bu tür bir arızayla karşılaşmamak için, bu aracı sürücünün en az 30 dakika ve 40 km / saat ya da daha hızlı bir süratle kullanması gerektiğini bildirmesi karşısında; bu tür araçların şehir içi kullanılmayacağına dair garanti belgesinde bir yazının bulunmadığı; bu yönde herhangi bir uyarının yer almadığı, bu tür bir süre ya da km hız altındakullanılamayacağına dair bir şartın olmadığı; hal böyle olunca bu tür araçların da şehir içinde kullanmaya yönelik satıldığı; aracın son derece pahalı ve prestijli bir marka olduğu; sürücüsünün ihtiyaca göre haliyle şehir içinde daha kısa mesafeli ve şehir trafiğine uygun kullanması halinde bu tür arızaların çıkması halinde bunun ağır ayıp niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği kanaatine varan mahkememizce-------Tüketici Mahkemesinin vermiş bulunduğu karardan farklı olarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkememizce kısa kararda aracın "yenisiyle" değiştirilmesine karar verilmiş olup, buradaki yenisinden amaç 0 km araç değildir. Zaten aracın 0 km ve aynı marka bir araçla değiştirilmesine de karar verilmemiştir. Yenisinden amaç, aracın yine aynı nitelikte olan aynı marka bir yenisidir. Yani, davalılarca davacıya bu hüküm gereği verilecek araç ------ modelli bir araç olup, bu araç kazasız ve takyidatsız olmalıdır. Ancak yargılama esnasında aracın bir kazaya karıştığı belirlenmiş olup, kazaya ilişkin evraklarda getirtilmiş olup, kaza nedeniyle değer düşüklüğü bilirkişilere tespit ettirilmiş olup, aracın yenisiyle ( benzer yenisiyle ) değiştirilmesi esnasında bu değer düşüklüğü olan 10.150,00 TL'nin de davacıdan alınıp, davalılara verilmesine hükmedilmiştir''ŞEKLİNDE KARAR VERİLMİŞ,Karar davalı vekilleri tarafından istinaf edilmiş olup, --------- sayılı hükmünde;''Bu durumda öncelikle çözülmesi gereken uyuşmazlık; dava konusu aracın ayıplı olup olmadığı, sonucuna göre ayıp ihbar sürelerine riayet edilip edilmediği, zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı noktalarında toplanmaktadır. Satıcının ayıba karşı tekeffül borcu TBK'nın 219 vd maddelerinde düzenlenmiştir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 219. Maddesine göre satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.TBK'nın 227. maddesinde ise satılanın ayıplı olması halinde alıcının seçimlik hakları; "satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme" olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte aynı kanun hükmünde; alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkimin, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebileceği------ satılanın değerindeki eksikliğin satış bedeline çok yakın olması halinde ise alıcının, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabileceği (m.227/5) belirtilmiştir. Somut olayda, dava konusu aracın davalı satıcı ------- tarihinde satın alındığı, ilki ----- tarihinde araç henüz 6.622 km'de sonuncusu ---- tarihinde araç 100.607 km'de olmak üzere toplam----------- şikayeti ile aracın davalı satıcıya ait servise getirildiği, aynı arızaların devam ettiği iddiasıyla açılan eldeki davada bilirkişi raporunda dizel partikül filtre tıkanması şeklindeki arızanın üretimden kaynaklı gizli ayıp niteliğinde olduğu yönünde görüş bildirildiği, mahkemece de bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Davalılarca, davacının şikayetinin kullanıcı hatasından kaynaklandığı, ikaz lambası yandığında aracın kullanım kılavuzunda da belirtildiği şekilde----- rejenerasyonunun yapılması halinde ikaz lambasının kendiliğinden söneceği, bu hususun kullanım kılavuzunda ne şekilde yapılacağının açıkça gösterildiği, dizel yakıtla çalışan araçların tümünde----- işleminin yapılması gerektiği, bunun bir ayıp olmadığı savunulmakta olup davalılar aynı gerekçelerle bilirkişi raporuna itiraz etmişlerdir.Dizel yakıtla çalışan aracın sıkışık bir trafikte kullanılması halinde her 200 km'de bir rejenerasyon işlemine ihtiyaç duyacağı yönünde bilirkişi tespitlerinin bazı yargı kararlarına da yansıdığı anlaşılmaktadır---------- dava dosyasında davalı tarafça araçtaki dizel partikül filtre sistemi ile ilgili şikayetin üretimden kaynaklı bir ayıp olmadığı yönündeki itirazların teknik nitelikte olduğu ve HMK'nın 266 ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği halde mahkemece davalıların itirazlarını karşılayacak şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. O halde, mahkemece, teknik üniversitelerde görev yapan konularında uzmanların bulunduğu, 3 kişilik yeni bilirkişi kurulundan, araç üzerinde inceleme yapılmak suretiyle davacının şikayetlerinin kullanım hatası nedeniyle meydana gelip gelmediği, bu kapsamda arızanın rejenerasyon işlemi için kullanma kılavuzunda belirtilen talimatlara uyulmamasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, dizel partikül filtresinin kısa sürede dolmasının ve arızalanmasının araçtaki ayıptan ileri gelip gelmediği, bu hususun ayıp niteliğinde olup olmadığı hususlarında denetime elverişli ve taraf itirazlarını karşılar nitelikte rapor alınması gerekmektedir.Bu yönüyle davalılar vekillerinin istinafı haklı görülmüştür.6098 sayılı TBK m. 227/4, “Alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanması halinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hakim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir” şeklinde düzenlenmiştir. Davacı, asli olarak aracın benzeriyle değişimini talep etmişse de hakim, somut olayın koşullarına göre satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilecektir ----- Araçta ayıp bulunması halinde araçtaki sorunun------- sisteminin tamamen değiştirilmesi ile giderilip giderilemeyeceği hususunda inceleme yaptırılmaması, aracın benzeri ile değişimi yerine bu şekilde onarımın somut olaya uygun düşüp düşmediği hususunun değerlendirilmemesi de doğru olmamıştır. Kabule göre de; davalının talebi TBK'nın 227/3. maddesinde "satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme" olarak düzenlendiği halde mahkemece infazda tereddüt oluşturacak şekilde "aracın yenisi ile değiştirilmesi" şeklinde karar verilmesi de yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün HMK'nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir''ŞEKLİNDE KARAR VERİLEREK MAHKEMEMİZ HÜKMÜ KALDIRILMIŞ.Kaldırma kararından sonra mahkememizce, usul ekonomisi de nazara alınarak öncelikle ilk raporu veren bilirkişiden ek rapor alınıp; bilahare mahkememizde şüphe oluşursa------ Adliye Mahkemesi kararında bahsedildiği gibi Teknik Üniversitelerde görevli uzman bir bilirkişi heyetinden rapor alınması değerlendirilmiş olup,Kaldırma kararında bahsedilen ''dizel yakıtla çalışan aracın sıkışık bir trafikte kullanılması halinde her 200 km de bir rejenerasyon işlemine ihtiyaç duyacağı yönünde eldeki dava dosyasında da şikayetin bu kaynaklı olduğu nazara alınarak inceleme yapılması '' noktasında bilirkişiden rapor istenmiş, Makine mühendisi uzman bilirkişi rejenerasyon olarak bilinen egzoz filtre temizliğinin, sürüş koşullarına bağlı olarak yaklaşık her 300-900 km de bir otomatik olarak gerçekleşip motorun normal çalışma sıcaklığına ulaşmasını gerektirdiği, bu kendini temizleme özelliğinin aracın 60 km/saat veya 70 km/saat hızlarında ve düşük vitesle yüksek devirde kullanılması ile gerçekleştirileceğini; davacı tarafa da dava konusu aracın ---- rejenerasyonunu yapabilmesi için kullanım şartlarının nasıl olması gerektiği hususunda servisçe şifahen anlatıldığı ve buna ilaveten aracın servise getirildiği zamanlarda yapılan yol testlerinde araca müdahale bulunmadan rejenerasyonu ile ilgili olarak partikül filtre temizlendikten sonra tekrar tıkanana kadar aracın normal çalışması gerektiği, partikül filtre temizlendikten sonra performansın düşmeye başlayacağı; --------- tarihinde 100.607 km de yapılan rejenerasyon işlemi sırasında kullanıcının ----- ilişkin şikayet beyanı olmadığı ve de 16/07/2019 tarihinde 113.560 km de yapılan keşif esnasında da araçta bu tür bir rejenerasyon ile giderilecek arızanın bulunmadığı; servise getirildiği zamanlarda araçla yapılan yol testlerinde araca müdahale bulunmadan aracın otomatik olarak rejenerasyona girmiş olduğu nazara alınarak; araçtaki hatanın dizel partikül filitresinin yoğun trafikte kullanımından dolayı gerçekleşen ve ------kararlarında bahsi geçen nitelikte rejenerasyon yapılmaması sebebine bağlı bir tıkanıklık olmadığı servis kayıtlarında da açıkça belirtildiği üzere ----olduğu, bundan kaynaklandığı bu nedenle kök raporda bir değişiklik olmayacağının ifade edildiği görülmüştür.Bilirkişiden alınan bu ek rapor incelenmiş, mahkememizce üniversitede görevli uzman öğretim görevlilerinden oluşacak bir heyetten de rapor alınması gerekip gerekmediği artık kaldırma kararından sonra alınan bilirkişi raporuyla ortaya çıkan bu durum çerçevesinde değerlendirilmiş; aracın bizzat yetkili servis tarafından ------sorunu olarak araç hatasının tespit edilmiş olduğu; ------------kaldırma kararında her 200 km de araç kullanıcıları tarafından yüksek devir ve düşük viteste aracın 60 ila 70 km sabit hızlarla kullanılarak filitrenin temizlenmesi işlemi ile bu araçtaki sorunun giderilemeyeceği oradaki kurum birikmesi ile buradaki ayıbın tamamen farklı olduğu; satılan araçta tamir ile giderilmesi mümkün olmayan kronik bir rahatsızlığın bulunduğu, bu nedenle aracın tam 17 kez servise girdiği ortalama her 5000-6000 km de bir bu arızanın gerçekleştiği; gerçekleşen arızanın yoğun trafikte hatalı kullanımdan kaynaklanmadığı servis tarafından araçla yapılan yol testlerinde zaten araca herhangi bir müdahalede bulunmadan OTOMOTİK OLARAK rejenerasyona aracın kendiliğinden girdiği nazara alınarak ve bu sebeple egzoz temizlemek için aracın esasen dışarıdan 60-70 km sabit hızla kullanımına gerek kalmadan otomatik olarak aracın bunu sağladığı veya vites düşürerek aynı devirleri daha düşük hızlarda sağladığı nazara alındığında, araçta gizli ayıp olduğu bununda ayıpsız misli ile değiştirilme sebebi bulunduğu nazara alınarak ; oluşan bu duruma nazaran artık akademik kariyerli öğretim görevlilerinden de rapor alınmasına gerek görülmeyerek aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVALILARA KARŞI AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
TBK 227. Madde gereğince ----- seri nolu aracın MİSLİ İLE DEĞİŞTİRİLMESİNE, ----------
MİSLİ İLE DEĞİŞTİRİLMESİ SAĞLANDIĞI TAKTİRDE İİK 24. MADDE GEREĞİNCE ARACIN DAVALI --------- ADINA TESCİLİNE,
Kararın infazı esnasında 10.150,00 TL'nin de davacıdan alınıp, davalılara verilmesine,
Alınması gereken 40.898,00 TL ilam harcından peşin olarak karşılanan 10.224,50 TL harcın mahsubu ile eksik 30.673,50 TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 10.261,41 TL harcın tamamı ile 19 davetiye gideri ve bir posta gideri toplam 268,00 TL tebligat gideri ve bilirkişi inceleme ücreti 8.500,00 TL'nin toplamı 19.029,41 TL'nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince, 92.125,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsiline, davacıya verilmesine, ( vekalet ücreti aracın satış bedelinden 10.150,00 TL hasar bedeli düştükten sonra kalan miktar üzerinden hesaplanmıştır )
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ----------Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 24/10/2024

UYAP Entegrasyonu