T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2024/751
KARAR NO : 2024/720
DAVA : Adi Ortaklığın Tasfiyesine Bağlı Alacak
DAVA TARİHİ : 21/10/2024
KARAR TARİHİ : 30/10/2024
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde tensiben yapılan incelemesi sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talepli olarak ibraz edilen ve gerekli-yeterli kısımları:
"...
---- NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
SAYIN BAŞKANLIĞINA
İHTİYATİ TEDBİR VE HACİZ TALEPLİDİR
..........
DAVA KONUSU: Belirsiz alacak davası, hesap hatalarının düzeltilmesi ve davacı müvekkilin payına düşen tutarın tespiti. İhtiyati tedbir ve bilirkişi incelemesi taleplidir.
DAVA DEĞERİ: Sayın mahkemenizce belirlenecek eksik ödeme miktarı tarafımızca tespit edilemediğinden fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100000,00-TL
AÇIKLAMALAR:
1. Müvekkilim ..., davalılarla aralarında mevcut iş ve ticari ilişkilerde sermaye ve kâr paylaşımı esasına göre işlemler yürütmektedir bu işlerin birinde de ----- şirketi ve yetkilisi olan ... ile ----- adli sitenin inşaatı için resmi olmayan bir adi ortaklık kurulmuştur, müvekkil bu ortaklıkta sermaye ve kar ortağı olarak yer almaktadır. Bu ortak iş ilişkisinde davacı, ----- Şirketi’ne sermaye yatırımı yapmış ve %1/4 oranında pay sahibi iken EK-1'de sunmuş olduğumuz protokol ile 24.11.2023 tarihinde ortaklıklarını alacak ve borç rakamları belirtilerek feshetmişlerdir. Müvekkil ek1'deki protokole göre davalılardan 31.000.000,00-TL alacaklıdır, bu alacağın bir kısmı ödenmiştir ancak borç bakiyesi henüz kapanmamıştır. Davalı tarafların fesihten sonra yapmış oldukları eylemler dolayısıyla müvekkilin aslında payına düşen tutarın çok daha altında bir ödeme aldığı anlaşılmıştır. Bu ortaklık neticesinde davacının alacağı, çeşitli muvazaalı işlemler neticesinde eksik hesaplanmıştır. ----- şirketi ile yapılan pay devrine ilişkin protokole göre ----- firmasının hesaplanan değeri 339.500.000,00-TL'dir ve müvekkilin firmadaki payı yüzde 12.5'tir.
2. EK'lerde bulunan, son yapılan kârsız sermaye ödeme tablosunda, ------ gelen 38.575.000 TL tutarındaki sermayenin 1/4 payı olan 9.643.000 TL davacıya ait olup bu tutarın doğru hesaplanmadığı, 350.000 USD karşılığı bir tutar ile eksik ödemenin yapıldığı anlaşılmıştır.
3. Ayrıca, ------diğer mal varlıklarında, özellikle daire satışlarından elde edilen gelirlerde ciddi hesaplama hataları yapılmıştır. 73 milyon TL olarak belirtilen daire satış gelirine iki kat değer artışı yapılmamış, oysaki diğer kalemlerde bu artış sağlanmıştır. Bu artış yapılmış olsaydı, daire satış gelirleri 146 milyon TL olacak ve davacının bu artıştan 1/4 oranında 18.25 milyon TL alacağı olacaktı. Bu tutar, o günkü döviz kuru olan 27.60 üzerinden hesaplandığında, 662.000 USD’ye denk gelmektedir.
4. Yine müvekkilime gizlenen mülk satışları yapılmış olup, bu satışlardan elde edilen gelirlerin 1/4 oranındaki payı davacıya ödenmemiştir. Özellikle ----- İnşaat projesinde yapılan dubleks daire ve iki artı bir bir daire satışları müvekkilimden gizlenmiş ve bu nedenle bir dublex daire fiyatı olan 13.2 milyon TL ve iki artı bir daire fiyatı olan 4.5 milyon TL tutarında bir kayıp söz konusudur. ----- inşaatinda 4 adet dublex 10 adet iki arti bir 2 adet 3 artibir vardir. Bu tapular 1/4 oraninda paylaşim yapilsaydi 30 milyon ortalama değerde mülk her pay sahibine düşecekti.
------ tarafindan ödeme yapılacak tutar 13.2 milyon hesaplarda görülmektedir. Müvekkilin sadece bu hesaptan dahi 17 milyon ortalama zararı olmuştur. Ayrıca, bu gizli satışlar neticesinde müvekkilimin toplam zararı tarafımızca yaklaşık 27 milyon TL olarak hesaplanmıştır.
5. Tüm bu maddi gerçekler ve belgeler ışığında, davacı müvekkilim zarara uğratılmış ve kendisine düşen sermaye payı ve kâr payları eksik ödenmiştir. Bu nedenle, belirsiz alacak davası açma zorunluluğu doğmuştur.
DAVAYA KONU PROTOKOL İÇERİĞİ:
EK'1 de paylaşılan protokolün ANLAŞMA ŞARTLARI başlıklı kısmında;
...''1) CARI HESAPLAR ek 1DE OLDUĞU GIBiDiR. ----- CARI HESAPLARDAN 52.500 USD ------BORÇLUDUR.
2)-------SIRKETININ DEGERI ek 2DE HESAPLANMISTIR VE İKİ TARAFTA KABUL ETMiSTiR. MUTABIK KALINAN DEGER 339.500.000 TL (ÜÇYÜZOTUZDOKUZMiLYONBESYÜZBIN TÜRK LiRASI) DIR. ---- TÜM PAYDA %12.5 PAYA SAHIP OLDUGUNA GÖRE ; ------PAYINA DÜSEN BEDEL 42.500.000 LT (KIRKiKiMILYONBESYÜZBIN TÜRK LiRASI) DIR.
3)----- INSAATININ HESABI EK 3DE OLDUGU GIBIDIR VE İKİ TARAFTA KABUL ETMISTIR.----- BU HESAPTAN ---------13.200.000 LT (ONÜÇMILYONiKiYiZBiN TÜRK LiRASI) BORÇLUDUR.
4) EK2'DE DEGERLEME TABLOSUNDA ----- ATI OLAN --- --- ILÇESi -----BULUNAN ----- MARKETE KIRAYA VERILEN TICARi İKİ ADET TASINMAZ 20.000.000 TLYIRMIMILYON TÜRK LiRASI )BEDELE ------ DEVIR EDiLECEKTiR.
5) ----- TARAFINDAN ----- YAPILAN ÖDEMELER: -DEVRI YAPILAN ARSA 2.000.000 LT (iKiMiLYON TÜRK LiRASI)
-NAKIT OLARAK ODENEN 500.000 TL (BESYÜZBIN TÜRK LiRASI)
------ SITESI DARIE TAKASI FARKI 750.000 TL(YEDIYÜZELLIBIN TÜRK LiRASI) TOPLAM YAPILAN ÖDEME 3.250.000 LT (ÜÇMILYONiKiYÜZELLiBiN TÜRK LiRASI)
SONUÇ OLARAK; ------
-CARi HESAPTAN 52.500 USD BORÇLU (1.450.000 TL)
------ GELEN PAYDAN 42.500.000 LT (KIRKiKiMiLYONBESYÜZBIN TÜRK LiRASI) ALACAKLI
------ SITESI iNSAATINDAN13.200.000 LT (ONÜÇMiLYONIKiYiZBiN TÜRK LiRASI) ALACAKLI
-DEVRI YAPICAK OLAN TICARI TASINMAZ(B-4 MADDESI) 20.000.000 TL(YIRMIMILYON TÜRK LIRASI ) BORÇLU
- B-5 MADDESI YAPILAN NAKIT ÖDEMELERDEN 3.250.000 LT (ÜÇMILYONKIYÜZELLiBIN TÜRK
LIRASI) BORÇLU
TOPLAM ALACAK OLDUGU TUTAR: 42.500.000 TL+13.200.000 TL=55.700.000 LT
TOPLAM BORÇLU OLDUGU TUTAR: 1.450.000 TL+20.000.000 TL+ 3.250.000 TL=24.700.000 LT
----- ÖDENECEK NET TUTAR:55.700.000-24.700.000=31.000.000 TLOTUZBIRMILYON TÜRK LiRASI)'DIR..''
Yukarıda açıkladığımız ödeme planı taraflarca imza altına alınmıştır Ancak;
Portokol imza tarihinden önce ve imza tarihinde ---- Sitesi kar paylaşimi ve bölüşümü hesabinda 4/1 oraninda toplam ciro TL şeklinde paylaşim yazilmiş ve karşilikli onaylanmiştir. Fakat ------ sitesi SATİŞ yetkisi ve tapular müvekkilin yetkisinde olmadiğindan kaç adet tapu üzerinde hesap görüldüğü bilinmemektedir, imza tarihinde sözlü olarak sorulduğunda ise TÜM TAPULARIN SATIŞI yapıldiği ve sadece bir adet bağimsiz bölümün tapuda şerhli olduğu için satilmadiği bilgisi verilmiştir.
FAKAT sözleşme sonrasi hesaptan saklanmiş olan birkaç tane tapunun mevcut olduğu ve öğrenilme tarihi itibariyle hala satışının yapılmamış olduğunu ------ adlı sitenin ilan sayfasindan tesadüfen fark etmiş bulunmaktayız. İlan görseli tarihli olarak iş bu dilekçenin Ek'inde mevcuttur...........
SONUÇ VE İSTEM:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla;
1. Davacının alacağının tespiti ve bu alacak için bilirkişi incelemesi yapılmasına,
2. Davalıların, müvekkilimin alacağı olan 9.643.000 TL tutarındaki sermaye payı ile 18.25 milyon TL tutarındaki daire satışından doğan alacağın tespiti ile tahsil edilmesine,
3. Müvekkilin haklarının korunması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesine,
4. Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini saygıyla talep ederiz.21.10.2024
..."şeklinde olup yukarıya aynen aktarılan dava dilekçesinde ileri sürülen sebeplere bağlı olarak taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesinin muvazaalı işlemlere dayalı olduğunun sonradan öğrenildiği ve çeşitli muvazaalı işlemler neticesinde davacının alacağının eksik hesaplandığı ileri sürülerek dilekçenin başlığındaki dava değeri bölümünde belirsiz alacak davasına bağlı olarak şimdilik 100.000 TL'nin talep edildiği ifade edildiği halde sonuç ve istem bölümünde 9.643.000 TL sermaye payı ile açılanmaya muhtaç bir ifade olarak 18.25 milyon TL daire satışından doğal alacak şeklinde 2 kaleme bağlı olarak alacağın tahsiline ve ayrıca dilekçenin başlığında "ihtiyati tedbir ve haciz taleplidir" şeklindeki ibareye ve dilekçe içeriğinde ne şekilde tedbir istendiği açıklanmadan sonuç ve istem bölümünde "müvekkilin haklarının korunması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesine" şeklinde ifadeyle ihtiyati tedbire karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.Yukarıya aynen aktarılan dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere davanın ticaret mahkemesinde görülmesi ihtimalinde dava şartı niteliğinde zorunlu arabuluculuğa başvurulmadığı anlaşılmıştır.Dava adi ortaklığın tasfiyesine bağlı olarak alacak talebine ilişkin olup, bu vasıflandırmaya ve davanın taraflarına başka bir ifadeyle adi ortaklığın paydaşlarına bağlı olarak zorunlu arabuluculuk gibi diğer dava şartlarından önce irdelenmesi gereken görev kuralı yönünden irdeleme yapılması gerekmiştir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ilgili maddeleri:
''...
Madde 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
(2) (Değişik: 28/2/2018-7101/61 md.) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beş yüz bin *1* Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.
..........
Madde 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari (Değişik ibare: 26/06/2012-6335 S.K./2.md.) davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
(2) Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir.
(3) (Değişik fıkra:26/06/2012-6335 S.K./2.md.) Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
(4) (Değişik fıkra:26/06/2012-6335 S.K./2.md.) Asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yargı çevresindeki bir ticari davada görev kuralına dayanılmamış olması, görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez; asliye hukuk mahkemesi, davaya devam eder.
...''şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlar ticari davalardır. 6102 sayılı TTK. 5/1. Maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı TTK.'nın yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3. Maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü olmaktan çıkmış ve görev ilişkisi haline gelmiştir. HMK. 1. Maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Söz konusu yasal düzenlemelere göre ticaret mahkemeleri ticari davalara bakmakla görevli olup, ticari davalar mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır.Mutlak ticari davalar tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK'da düzenlenmesi nedeni ile ticari sayılan davalardır. Buna göre TTK Madde 4/1 bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alan veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilen davalar mutlak ticari dava niteliğinde olup, görevli mahkeme ticaret mahkemeleridir.Nispi ticari davalar ise her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. Bu kritere ve TTK Madde 4/1 düzenlemesine göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için hem her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve hem de iki tarafın tacir olması şartlarının birlikte bulunması gerekli olup, ayrıca belirtilmelidir ki esas alınan kriter ''ticari iş'' olmayıp, ''ticari işletme'' kriteridir.Görev kriterleri yönünden emsal ---- BAM -----. Hukuk Dairesi'nin ----- Esas ve ------ Karar sayılı kararı ışığında yukarıya aynen alınan ilgili yasal düzenlemeler, mutlak ve nispi ticari davalara ilişkin söz konusu kriterler, davanın niteliği, davacının tacir olmaması, davacı tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığının açıkça belli olması, söz konusu BAM kararında da ifade edildiği üzere görev yönünden uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olmasının veya TTK. Madde 19/2 düzenlemesinde yer alan ticari iş karnesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılmasının, davanın ticari dava olması için yeterli olmaması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesini gerektirir bir yönü olmayıp Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gereken bir dava olduğu, taraflardan birinin şirket olmasının bu görev kriterlerine bir etkisinin olmayacağı sonucuna varıldığından Mahkememizin görevsizliğine ve yukarıda dilekçe bölümünde belirtildiği üzere açıklanmaya muhtaç tedbir/haciz talebinin görevli mahkemece değerlendirilmesine ilişkin olmak üzere aşağıdaki hüküm kurulmuştur.Son olarak belirtmek gerekir ki görev kurallarının dava şartı olduğuna ilişkin HMK 114/1-c maddesi,HMK.nun 115. maddesine göre Mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorunda olması,HMK.nun 30. Maddesine göre Hakimin lüzumsuz masraf yapılmamasını sağlamakla yükümlü olması,
HMK.nun 138. maddesinde öncelikle dava şartlarının dosya üzerinden karar verileceğinin düzenlenmiş olması,hususları birlikte değerlendirildiğinde tensiben görevsizlik kararı verilmesinin usul hükümlerine ve tarafların menfaatlerine daha uygun olduğu değerlendirildiğinden Mahkememizin görevsizliğine ilişkin olmak üzere tensiben karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE ve davanın görev yönünden dava şartı yokluğuna bağlı olarak USULDEN REDDİNE,Kararın kesinleşmesine bağlı olarak ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20/1 maddesinde belirtilen 2 haftalık süre içinde, taraflardan birinin talebi halinde dosyanın görevli ----- Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine,Gerekçede belirtilen şekilde açıklanmaya muhtaç nitelikte olan tedbir/haciz ile ilgili hususların açıklığa kavuşturulması ve karara bağlanması konularının görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Gerekçede açıklanan dava değerine ve talebe/kalemlerine ilişkin olup, açıklanmaya muhtaç hususların görevli mahkemece gözetilmesine,
Gerekçede işaret edilen ve görevden sonra ele alınması söz konusu olabilecek sair ve muhtemel dava şartlarının görevsizlik kararının akibetine de bağlı olarak görevli mahkemece gözetilmesine,Süresinde başvuruda bulunulması halinde harç ve yargılama giderleri ile avansa ilişkin hususların 6100 sayılı HMK.'nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece değerlendirilmesine,Süresinde başvuruda bulunulmaması halinde HMK. Madde 20 düzenlemesine bağlı olarak davanın açılmamış sayılmasına yönelik gerekli usuli kararın resen verilmesi gereğinin gözetilmesine,Yukarıdaki hüküm fıkralarında belirtilen ihtimallerde gözetilerek yargılama sonucunda ve resen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse resen yapılacak giderde mahsup edilmek ve HMK. Madde 333 düzenlemesi gözetilmek sureti ile avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,İlişkin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde --- Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile tensiben karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!