T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2024/743
KARAR NO : 2024/719
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 18/10/2024
KARAR TARİHİ : 30/10/2024
Tarafları yukarıda belirtilen davanın birleştirme talebi yönünden yapılan yazışmalara, en son müzekkereye verilen cevaba, Mahkememizin mesaisine ve önceliklerine bağlı olarak elde edilen ilk zamanda ele alınan dosyanın incelenmesi sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen birleştirme ve ihtiyati haciz talepli ve gerekli-yeterli kısımları:
"...
KONU : Fazlaya Dair Her Türlü Hakkımız Saklı Kalmak Kaydıyla, Davalının ----- İcra Müdürlüğü’nün ------ Sayılı Dosyası Üzerinden Kendisine Tebliğ Edilen Ödeme Emrine Yapmış Olduğu İtirazın İptal Edilerek Kötü Niyetli Borçlunun, Alacağın %20’sinden Az Olmamak Üzere İcra İnkâr Tazminatına Mahkûm Edilmesi ve Kötü Niyetli Davalı Aleyhine HMK M. 329 Gereğince Disiplin Para Cezasına Hükmedilmesi Talepli Dava Dilekçemizin Sunulmasından İbarettir.
AÇIKLAMALAR :
Aşağıda ayrıntılı bir şekilde açıklanacağı üzere, Müvekkil Şirket ile davalı borçlu arasında okul işletmelerinin devrine ilişkin olarak akdedilen Sözleşme neticesinde, davalı borçlu taraf erken kayıt bedellerini tahsil etmiştir. Ne var ki, gerek sözleşmelerin baştan itibaren geçersiz olması, gerekse aynı zamanda da tarafımızca feshedilmesi nedeniyle okul işletmeleri davalı tarafa fiziken devredilmemiş olup, Müvekkil tarafından işletilmeye devam edilmektedir. Bu kapsamda, yaşanan geçersiz devir süreci kapsamında davalı şirketin Müvekkile ait olan kayıt bedellerini tahsil etmesi nedeniyle oluşan alacağımızın 30.000.000,00 TL tutarının tahsili amacıyla davalının yerleşim yeri olan ---- İcra Müdürlüğü’nün ------ sayılı dosyası (yetki itirazı sonucu ----- İcra Müdürlüğü’ne gönderilerek yeni esası ------ olmuştur) ile 7.350.301,34-TL tutarının tahsili amacıyla ---- İcra Müdürlüğünün ---- sayılı dosyasından takibe girişilmiştir.
Borçlu tarafından ----- İcra Müdürlüğü’nün ------. İcra Müdürlüğü ------ sayılı dosyası kapsamında tebliğ edilen ödeme emrine itiraz edilmesi sonucunda tarafımızca; ---Asliye Ticaret Mahkemesi’nin -----sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali talep edilmiş olup söz konusu yargılama işbu dava tarihi itibariyle devam etmektedir.
Bu noktada ayrıca belirtmek isteriz ki; Müvekkil Alacaklı Şirketin Borçlu Şirketten olan alacakları iki ayrı cari hesapta tutulmakta olup, bu cari hesaplardan yukarıda bahsi geçen takip bedelleri olan 30.000.000,00 TL ile 7.350.301,34 TL tutarları düşüldüğünde ortaya çıkan 52.501.477,70 TL tutarındaki cari hesaptan kaynaklı bakiye alacağının tahsili için ayrıca bir icra takibi başlatma zorunluluğumuz hâsıl olmuştur.
Bu kapsamda tarafımızca, 52.501.477,70-TL tutarındaki alacağın tahsili için ---- İcra Müdürlüğü’nün ------ sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatılmıştır. Ancak davalı tarafça, söz konusu icra dosyasından kendisine tebliğ edilen ödeme emrine, borca ve tüm ferilerine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilmiştir. Gerçekleştirilen haksız ve kötü niyetli itiraz neticesinde, tarafımızca öncelikle ---- Arabuluculuk Bürosu’nun ----- arabuluculuk numaralı dosyası üzerinden zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmuşsa da anlaşma sağlanamaması neticesinde işbu itirazın iptali davasının ikame edilmesi gerekliliği doğmuş olup, kötü niyetli borçlunun itirazının iptal edilerek takibinde devamına karar verilmesi gerekmektedir. (EK-1: ---- Arabuluculuk Bürosu ----- Arabuluculuk Son Tutanağı) Şöyle ki;
A- OLAYLARIN ÖZETİ
Müvekkil ---- (Bundan sonra kısaca “müvekkil” ve/veya “------” olarak anılacaktır.) 2002 yılından bu yana Türkiye’nin önde gelen eğitim kurumlarından biri olan ve toplamda 100 kampüsü ile halihazırda eğitim faaliyetlerine devam eden “ ----” nın sahibi ve işletenidir.---- Ruhsatları Müvekkil Şirket üzerinde olduğu gibi, okulların işletme hakları da Müvekkildedir. ------, eğitimde fark yaratan içerikleriyle kurulduğu yıldan bu yana Türkiye’de eğitim sektörüne yön veren lider kurumlardandır. (EK-2: Müvekkil Şirketin ---- Okullarının Sahibi olduğunu gösterir ruhsatlar)
Müvekkil Şirket ile karşı taraf “------” olarak anılacaktır) arasında 03.01.2022 tarihli “İşletme Devir Sözleşmesi” (EK-3) ve 10.01.2022 tarihli “03.01.2022 Tanzim Tarihli İşletme Devir Sözleşmesi’nin 5.3 ve 5.4. Maddelerinin Tadil Edilmesi Hakkında Ek Protokol” (EK-4) (Bundan Sonra Birlikte “İşletme Devir Sözleşmesi” olarak anılacaktır) akdedilmiştir. 03.01.2022 tarihli “İşletme Devir Sözleşmesi” sözleşme içeriğinde, İşletme Devir Sözleşmesi’nde listelenen okullar ile ilgili olarak, Millî Eğitim Bakanlığı nezdinde devirlerin gerçekleştirileceği belirtilmiştir.
Bu bağlamda, -----Noterliği nezdinde 04.01.2022 tarihli Düzenleme Şeklinde Eğitim Kurumları Devir Sözleşmeleri düzenlenmiştir. (EK-5: 04.01.2022 ve 02.02.2022 tarihli Düzenleme Şeklinde Eğitim Kurumları Devir Sözleşmeleri)
Bu sözleşmelere konu okullar aşağıda listelenmektedir;
1.-----
Ancak söz konusu sözleşmeler hiçbir zaman yürürlüğe girmemiş ve devir işlemleri tamamlanmamıştır.
Taraflar arasında toplamda 20 adreste kurulu yukarıda okulların devrine yönelik devir sözleşmelerinin imzalanmasının ardından;
- 03.01.2021 tarihinde “İşletme Devir Sözleşmesi” adı altında akdedilen sözleşmenin, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 14/1 fıkrasının c bendinde belirtilen resmi şekil Kanunun öngördüğü resmi şekil şartına uygun düzenlenmediğinden kesin hükümsüz olduğu
- Söz konusu sözleşmeye konu olan “toplu mal varlığı satışı”, aşağıda ilgili paragraflarda açıklanacak olduğu üzere; Türk Ticaret Kanunu 408. Madde uyarınca Şirket genel kurul kararı olmaksızın imza altına alınması sebebiyle batıl olduğu
- 03.01.2022 tarihli “İşletme Devir Sözleşmesi” içeriğinde, -noterde imzalanan devir sözleşmelerinden farklı ve hatta tarafların gerçek iradelerinin, devir sözleşmelerinde öngörülenlerden ve kanunen zorunlu kılınan hususlardan farklı olduğuna- ilişkin hükümler bulunması sebebiyle böyle bir sözleşmenin hukuka, kanunun emredici hükümlerine, ahlaka uygun olduğundan bahsedilemeyeceği ve böyle bir Sözleşmenin ve bu Sözleşmeye bağlı Noter huzurunda akdedilen sözleşmelerin de Türk Borçlar Kanunu 27. Madde uyarınca hükümsüz olduğu,
- İşletme devir sözleşmesinin akdedildiği dönemde Müvekkil Şirket, Finansal Yeniden Yapılandırma sürecinde olmasına rağmen; Müvekkil Şirketin gelir kaynağının büyük bir kısmını oluşturan okulların devrine ilişkin işletme devri sürecinin FYY Mevzuatı kapsamında da hükümsüz olduğu,
anlaşılmıştır. Daha detaylı açıklanacak olursa;
1.1. Söz Konusu Sözleşmeler Hiçbir Zaman Yürürlüğe Girmemiştir. Keza Sözleşmenin, Devir İşlemlerinin Millî Eğitim Bakanlığı Tarafından Onaylandığı Tarihten İtibaren Hüküm İfade Edeceği Sözleşmede Açıkça Düzenlenmiştir. Devletin Resmi Kurumu Olan Millî Eğitim Bakanlığı Tarafından Devir İşlemine Onay Verilmemiş ve Sözleşmeler Yürürlük Kazanmamıştır.
Davalı Tarafından Devir İşlemine Onay Verilmemesine İlişkin İdari İşleme Karşı Herhangi Bir Hukuki Süreç de Başlatılmamıştır. Bu Husus Dahi Tek Başına İşletme Devir Süreçlerinin Geçersizliğinin Davalı Tarafından Bilindiğini ve Kabul Edildiğini Gösterir Niteliktedir.
1.1.1. Yukarıda da arz ve izah ettiğimiz üzere; Müvekkil Şirket ile davalı taraf arasında 03.01.2022 tarihli “İşletme Devir Sözleşmesi” ve 10.01.2022 tarihli “03.01.2022 Tanzim Tarihli İşletme Devir Sözleşmesi’nin 5.3 ve 5.4. Maddelerinin Tadil Edilmesi Hakkında Ek Protokol” (Bundan Sonra Birlikte “İşletme Devir Sözleşmesi” olarak anılacaktır) akdedilmiştir.
1.1.2. 03.01.2022 tarihli “İşletme Devir Sözleşmesi” sözleşme içeriğinde İşletme Devir Sözleşmesi’nde listelenen okullar ile ilgili olarak Millî Eğitim Bakanlığı nezdinde devirlerin gerçekleştirileceği belirtilmiştir.
Bu bağlamda, ----- Noterliği nezdinde 04.01.2022 tarihli Düzenleme Şeklinde Eğitim Kurumları Devir Sözleşmeleri düzenlenmiştir.
1.1.3. Söz konusu “Devir Sözleşmesinin Başlangıç ve Yürürlük Tarihi” başlıklı 4. maddesinde aynen;
“İşbu Devir Sözleşmesi devir işlemlerinin Milli Eğitim Bakanlığı –Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından onaylandığı tarihten itibaren hüküm ifade edecektir. Buna göre, MEB Özel Eğitim Kurumları Genel Müdürlüğünün devir işlemi onay tarihinden itibaren Sosyal Güvenlik Kurumu ve Mili Eğitim Müdürlüğü nezdinde resmi devir işlemleri yapılacaktır.”
hükmü bulunmaktadır.
1.1.4. Keza Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 14/2 maddesi uyarınca;
“(Ek cümleler:-------) Devir senedinin noterlikçe düzenlendiği tarihten itibaren 30 iş günü içerisinde devir için devralan tarafından millî eğitim müdürlüğüne başvurulur. Bu süre bitiminden sonra yapılan devir başvurusu işleme alınmaz. Kurumun devir işlemleri, yukarıda belirtilen belgelerin uygun görülmesi hâlinde (Değişik ibare:----) herhangi bir inceleme raporu düzenlenmeden kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı veren merciin izni ile (Değişik ibare:----) on beş iş günü içinde yapılır.”
hükmü düzenlenmekte olup, devir işleminin Kurum’a devir senedinin noterlikçe düzenlendiği tarihten itibaren 30 iş günü içerisinde başvurulması sonrasında değerlendirilmeye alınacağı ve uygun görülmesi halinde işleme izin verileceği açıktır.
Yine Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 14/5 de yer alan “Kurum devir işlemleri, kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatını veren merci tarafından sonuçlandırılmadıkça kurum devredilmiş sayılmaz.” düzenlemesi uyarınca; Devir Sözleşmelerine konu devirlerin Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünce onaylanmadığı sürece “Başlangıç tarihinin ve Yürürlüğünün” gerçekleşmeyeceği açıktır.
1.1.5. ------- İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 12.10.2023 tarihli yazısında, kurum devrine ilişkin başvurunun eksiklikler nedeniyle iade edildiği belirtilmiştir. (EK-6: ---- İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Yazısı)
Öte yandan, Milli Eğitim tarafından savcılık dosyasına gönderilen cevabı yazı aynen; “Sahteliği iddia edilen evrakın normal şartlarda teyidi yapılamaz ancak Bakanlığımız tarafından onaylanan kurum açma ruhsatını o tarihte görevde bulunan Prof. Dr. --- imzalamayıp, --- - imzalamıştır.” şeklindedir. Kurum açma ruhsatı yetkili kişi tarafından imzalanmadığı, ----- tarafından yetkisiz şekilde imzalandığı, bu nedenle şekli eksiklikler nedeniyle devrin hiçbir zaman gerçekleşmediği açıktır. Görüleceği üzere, davalı tarafından yapılan devir başvurusu devletin resmi kurumu tarafından onaylanmamıştır.
1.1.6. İdare tarafından, eksikliklere ilişkin olarak devir işlemi yapılmamasına dair tesis edilen idari karara karşı da davalı tarafından ikame edilen herhangi bir iptal davası da bulunmamaktadır.
1.1.7. Yukarıda açıklanan hususları özetlemek gerekirse, Devir Sözleşmesinin “Başlangıç ve Yürürlük Tarihi” başlıklı 4. maddesinde, devir işlemlerinin Millî Eğitim Bakanlığı tarafından onaylandığı tarihten itibaren hüküm ifade edeceği açıkça düzenlenmiştir. Ancak baştan itibaren geçersiz olan söz konusu devir sözleşmesi, devletin resmi kurumu tarafından onaylanmamış ve uygun bulunmamıştır.
Bu itibarla, Devirler resmi olarak gerçekleşmediğinden hiçbir eğitim kurumunda da ----- şirketine fiziki teslim yapılmamıştır.
1.2. Yukarıda İzah Edildiği Üzere, Söz Konusu Sözleşmeler Hiçbir Zaman Yürürlüğe Girmemiştir. Ancak Bir An İçin Sözleşmenin Yürürlüğü Bakımından Bir Sorun Olmadığı Varsayılsa Dahi Sözleşmeler, Aşağıda Açıklanacak Nedenlerle Baştan İtibaren Geçersizdir.
1.2.1. Söz Konusu Sözleşmeler Resmi Şekil Şartına Aykırı Olarak Akdedilmiş Olduğu İçin Baştan İtibaren Geçersizdir.
1.2.1.1. Bilindiği üzere, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 14/1 fıkrasının c bendinde “Kurumun borç ve alacaklarının vadesi gelmemiş olanlar da dâhil olmak üzere, kurumu devralan veya devredilen gerçek kişi veya tüzel kişilik tarafından üstlenildiğini gösterir noterlikçe düzenlenen devir senedine bağlanması gerektiği” belirtilmiş olduğundan, 03.01.2021 tarihinde “İşletme Devir Sözleşmesi” adı altında akdedilen sözleşme, Kanunun öngördüğü resmi şekil şartına uygun düzenlenmemiş olup, buna bağlı olarak baştan itibaren tüm hükümleri ile birlikte kesin hükümsüzdür.
1.2.1.2. Bu doğrultuda, söz konusu sözleşmelerin bir an için yürürlüğe girmiş olduğu varsayılsa dahi, davalının takas def’ine dayandırdığı ve ileri sürdüğü haksız iddialara dayanak olarak gösterdiği Sözleşmeler, kanunda öngörülen şekli şarta aykırı olarak düzenlendiğinden başından itibaren geçersizdir.
1.2.2. Söz Konusu Devir Sözleşmeleri Aynı Zamanda Toplu Mal Varlığı Satışı Niteliğinde Olup, TTK m. 408 ve FYY Mevzuatı Uyarınca da Geçersizdir.
1.2.2.1. Yukarıda açıklananların yanı sıra, söz konusu sözleşmeye konu olan “toplu mal varlığı satışı”, Türk Ticaret Kanunu 408. Madde uyarınca Şirket genel kurul kararı olmaksızın imza altına alınmış olup, ayrıca davalı ve davalı ile ilişkili kişiler lehine aşırı yararlanma teşkil edecek biçimde düzenlenmiştir.1.2.2.2. İşbu dilekçemizin 5. ekinde yer alan tabloda işletme devirlerine konu edilen ve devre konu olmayan kampüsler ile bu kampüslerin cirosu, kontenjanı, doluluk oranı ve öğrenci sayısı bilgileri detaylıca belirtilmiştir. İşbu tablonun özet niteliğinde bir kısmına dilekçemizde de yer verme gereği hasıl olmuştur. (EK-7: Toplu Malvarlığı Satışı Olduğunu Gösteren Liste)
¸
Geçersiz devir sözleşmeleri neticesinde ------2022-2023 dönemine ilişkin olarak 4.334 öğrenci ile 129.477.493-TL cironun devredildiği görülmektedir. Ayrıca devir sözleşmelerine konu okulların toplam kontenjanı 27.119'dur.
Devre konu edilmeyen okulların toplam cirosu ise 207.243.662 TL'dir. Bu kapsamda, dava konusu işletme devir sözleşmelerine konu mal varlıkları, Müvekkil şirketin mal varlıklarının yaklaşık %40'ını oluşturmaktadır.
Bu büyüklükte bir satışın “toplu mal varlığı satışı” niteliğinde olduğu açık olup, Türk Ticaret Kanunu 408. Maddesi uyarınca Şirket Genel Kurul Kararı olmaksızın imza altına alınmış olduğundan, sözleşmelerin baştan itibaren kesin olarak hükümsüz olduğu ve herhangi bir hüküm doğurmayacağı açıktır.
1.2.2.3. Öte yandan bu noktada önemine binaen belirtmek isteriz ki; ---- Şirketi, yazılı ve görsel basına da yansıdığı üzere, ----- ve kampüslerini, ----- Şirketi’nden devralmıştır.
1.2.2.4. ---, Müvekkil Şirketten önce “---- sahibi ve işleteni konumunda olan, eğitim sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olup 2019 yılının son aylarında gerek kamuoyunda gerekse yazılı, görsel, internet üzerinden yayın yapan medya organlarında ve sosyal medyada ----- borçlarını ödeyemediği, özellikle öğretmen ücretlerinin ödenememesi nedeniyle eğitim öğretimin aksadığı haberlerinin yapılması, kasa mevcutlarına, banka hesaplarındaki nakitlere, hak ve alacaklarına haciz konduğu, şirketin iflas edebileceği, şirketin iflası halinde Türkiye’nin dört bir yanında eğitim alan tüm öğrencilerin, velilerin, şirket çalışanlarının/öğretmenlerin, kamu ve özel sektördeki alacaklılar ile hazinenin yüklü tutarlarda zarara uğrayacağı gerekçeleriyle eğitim ve öğretime ara vermek zorunda kalacağı bir zamanda; 10.02.2020 tarihinde ---- devralınmıştır.
1.2.2.5. Bu kapsamda, Müvekkil Şirket “------Şirketi hâlihazırda söz konusu okulları kurtarabilmek amacıyla yoğun bir borç ödeme ve yapılandırma süreci içerisine girmiştir.
Zira Müvekkil Şirket 09.09.2021 tarihinde borçlarının yeniden yapılandırılması talebiyle, 3 milyar TL tutarlı Finansal Yeniden Yapılandırma başvurusu yapmıştır ve yapılandırma süreci devam etmektedir. FYY Çerçeve Anlaşması Büyük Ölçekli Uygulama uyarınca, şirketin hukuki statüsü, teminat yapısı, ilişki düzeyi ve varlıklar üzerinde başvuru sonrasında ve FYY durum koruma süreci boyunca bir tasarrufta bulunma imkânı bulunmamakta olup devir sözleşmeleri FYY mevzuatına da aykırı olup başından itibaren yok hükmündedir.
1.2.2.6. Yukarıda bahsi geçen 20 adet okul Müvekkil Şirket’in en çok gelir ve kar elde ettiği kampüsler olup, Müvekkilin bu kampüsleri devretmesinin borcunu ödeyememe sonucunu doğuracağı ve alacaklılar ve kamu zararına işlem niteliğinde olacağı açıktır. İlgili devir işlemi de alacaklılardan ve kamudan mal kaçırma niteliğini doğuracak olması nedeniyle bu yönüyle de hukuka aykırıdır.
1.2.2.7. Bu noktada ayrıca belirtmek isteriz ki, söz konusu işlemlerin olduğu dönemde ---- finans müdürü olarak görev yapmakta olan “----” aynı zamanda ----- Şirketi’nde yönetim kurulu olarak yer almaktaydı. Dolayısıyla davalı------ Şirket’in finansal yeniden yapılandırma da dâhil olmak üzere geçirdiği tüm bu süreçleri bilebilecek durumda olup, olası bir iyi niyet iddiasının da kabul edilmesi mümkün değildir. İşbu hususun ispatlanması açısından davalı şirketin SGK kayıtlarının celp edilmesi talebimiz bulunmaktadır.
1.2.3. 03.01.2022 Tarihli “İşletme Devir Sözleşmesi” İçeriğinde, -Noterde İmzalanan Devir Sözleşmelerinden Farklı ve Hatta Tarafların Gerçek İradelerinin, Devir Sözleşmelerinde Öngörülenlerden ve Kanunen Zorunlu Kılınan Hususlardan Farklı Olduğuna- İlişkin Hükümler Bulunması Sebebiyle Böyle Bir Sözleşmenin Hukuka, Kanunun Emredici Hükümlerine, Ahlaka Aykırı Olması Nedeniyle Geçersiz Olduğu Açıktır.
1.2.3.1. Yukarıda izah edildiği üzere, Müvekkil Şirketin malvarlığının neredeyse yarısı İşletme Devir Sözleşmesine konu edilmiştir. Söz konusu devir işlemiyle Müvekkil Şirketin içinin boşaltılmak istendiği açıktır.
1.2.3.2. Davalı tarafından işbu husus gayet iyi bilinmekte olup, söz konusu sözleşmelerin Müvekkil Şirketin içini boşaltmak amacıyla ve kötü niyetli olarak akdedilmiş olduğu açıktır. TBK m.27 doğrultusunda, kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olacağı düzenlenmiştir.
1.2.3.3. Söz konusu İşletme Devir Sözleşmeleri Kanunun emredici hükümlerine ve ahlaka aykırı olmasının yanı sıra, TMK m. 2 ve 3 kapsamında düzenlenen dürüstlük ve iyi niyet kuralına da aykırı olacak şekilde düzenlenmiştir. Bu itibarla Türk Borçlar Kanunu’nun emredici nitelikteki 12. 13. ve 27. madde hükümlerine, Türk Borçlar Kanunu’nun 2. ve 3. Madde hükümleri ve bunlarla sınırlı olmaksızın Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin yürürlükteki düzenlemeleri ile Türk Ticaret Kanunu hükümlerine aykırı biçimde imza altına alınan bu sözleşme baştan itibaren kesin olarak hükümsüz olup herhangi bir hüküm doğurmayacaktır.
1.2.3.4. Tüm bu açıklamalar kapsamında, ----- gönderilen ihtarname ile 03.01.2022 tarihli İşletme Devir Sözleşmesi ile ilgili olarak ------. Noterliği nezdinde düzenlenen 04/01/2022 tarihli “Düzenleme Şeklinde Eğitim Kurumları Devir Sözleşmeleri”nin, geçersizliği ve feshi kurumların devrinden önce ihtar edilmiş ve tüm devir süreci, kurum devirleri gerçekleşmeksizin sonlandırılmıştır. (EK-8: ----- Noterliğinin 07 Şubat 2022 tarihli ----- yevmiye numaralı ihtarnamesi)
1.2.3.5. Ayrıca, Müvekkil Şirket ile “----- arasında akdedilen 04.01.2022 tarihli “Franchising Sözleşmesi” de---- Noterliğinin 09.02.2022 tarih ve ----- nolu ihtarnamesi ----- ihtarnamesi)
1.3. Netice itibariyle, geçersiz devir süreci neticesinde Sözleşmelere konu okul işletmelerinin davalı tarafa devri gerçekleşmemiş ve yukarıda listelenen okullardaki eğitim öğretim faaliyetleri müvekkil şirkete verilen yasal izin ve ruhsatlar çerçevesinde müvekkil şirket tarafından yürütülmektedir. Keza, bu okulların bulunduğu kampüslere ait kira sözleşmeleri de müvekkil şirket ile akdedilmiştir. (EK-10: Kampüslere Ait Kira Sözleşmeleri)
II. AÇIKLANDIĞI ÜZERE; İŞLETME DEVRİ BAŞINDAN İTİBAREN GEÇERSİZ OLMASINA VE DEVİR İŞLEMLERİ HİÇBİR ZAMAN TAMAMLANMAMIŞ OLMASINA RAĞMEN 2022-2023 EĞİTİM ÖĞRETİM DÖNEMİNE İLİŞKİN 129.477.493,00 TL ERKEN KAYIT BEDELİ DAVALI TARAFÇA TAHSİL EDİLMİŞTİR.
BU TUTARIN HARİCİNDE, POS CİHAZLARININ KULLANILMASI SURETİYLE İLERİYE DÖNÜK OLARAK ÇEKİLEN VE İLERİDE TAHSİL EDİLECEK OLAN TUTARIN DA 20.948.121,11-TL OLDUĞU ANLAŞILMIŞTIR.
BU KAPSAMDA MÜVEKKİL ŞİRKET’E AİT OLAN OKULLARIN KAYIT BEDELLERİNİN DAVALI TARAFÇA TAHSİL EDİLDİĞİ KONUSU KARŞI TARAFÇA DA DA İKRAR EDİLMİŞ OLUP, MÜVEKKİLİN ALACAĞININ ŞİMDİLİK 52.501.477,70 TL TUTARININ TALEP EDİLDİĞİ TAKİBİN DEVAMINA KARAR VERİLMESİ GEREKMEKTEDİR.
2.1. Yukarıda açıklandığı üzere, Milli eğitim bakanlığı nezdinde okulların eğitim öğretim ruhsatları ve okullarla ilgili tüm işletme hakları müvekkil şirket üzerindedir. Okulların ruhsatları ve halen müvekkil tarafından işletildiğine dair belgeler EK-1’de sunulmaktadır.
2.2. Ne var ki, devir süreci baştan itibaren geçersiz olsa da, ruhsatları Müvekkil Şirkete ait olan ve Müvekkil Şirket tarafından işletilmeye devam edilen okullar için karşı tarafça 2022 -2023 eğitim öğretim yılına ait erken kayıt bedelleri davalı ----- tarafından tahsil edilmiş ve bu şekilde 129.477.493,00 TL bedel tahsil edilmiştir.
2.3. Bununla birlikte, okullardaki eğitim öğretim tarafımızca yapılmasına rağmen ----- tarafından daha önce okullara yerleştirilen pos cihazlarından öğrenci velilerinin kredi kartlarının geçirilmesi ile ileriye dönük olarak tahsil edilmiş olan kayıt bedellerinin halen tahsiline devam edildiği anlaşılmıştır.
Gelinen noktada, 129.477.493,00 TL haricinde de EK-11 da banka bilgileri ve terminal numaraları yazılı olan pos cihazlarının kullanılması suretiyle ileriye dönük olarak çekilen ve ileride tahsil edilecek olan 20.948.121,11-TL bedel olduğu anlaşılmıştır. (Fazlaya dair tüm haklarımız saklıdır) (EK-11: Pos Cihazları Banka Bilgileri ve Terminal Numaraları) Bu konu, velilerin yapmış olduğu başvurular neticesinde anlaşılmış ve bir kısım velilerin erken kayıt sonrasında, eğitim-öğretimden vazgeçtiğini ve devam edilmeyeceğini belirtmesine rağmen, -----kendilerinden bedel talep ettiğini okullara bildirmesiyle ortaya çıkmış ve yapılan bildirim ve şikâyetler neticesinde öğrenilmiştir. (EK-12 Öğrenci Velileri Tarafından Yapılan Bildirimler)
2.4. Belirtmek gerekir ki; yukarıda listelenen okullardaki eğitim öğretim faaliyetleri müvekkil şirkete verilen yasal izin ve ruhsatlar çerçevesinde, Müvekkil Şirket tarafından yürütülmektedir. Bu itibarla, -----, okullar ile hiçbir ilişkisi olmamasına ve okulların sahipliği ile tüm hakları müvekkilde olmasına ve verilen hizmetler de müvekkil tarafından verilmesine rağmen, Müvekkile ait olan 150.000.000,00 TL’yi aşkın kayıt bedelini tahsil etmiştir.
2.5. Keza davalı taraf da Müvekkile keşide ettikleri --- Noterliği’nin ----- Yevmiye Nolu ve 14.02.2022 Tarihli cevabı ihtarında (EK-13) aynen;
“Müvekkiller Erken Kayıt Döneminde 83.459.613,00 TL Postlardan, 36.027.838,00 TL EFT, 3.248.605,00 TL olarak ödeme almış olup, TOPLAMDA Tahsil edilen miktar 122.736.056,00 TL’dir. Ancak Şirketinize ve Şirketinizin gösterdiği ve borçları olan Şirketlere yapılan ödemeler ile listesinde görüleceği üzere 117.084.366,73 TL Alacak ve SGK Borçlarında Karşılık Verilen Güncel Gayrimenkul Teminat Bedeli 30.000.000,00 TL ve Franchising Sözleşmesine Konu Teminat Senedi 40.000.000,00 TL ve TOPLAMDA 189.264.336,73 TL Alacağımız olup, 117.084.336,73 TL alacaklı olduğumuz bakiyemiz mevcuttur.”
şeklindeki beyanı ile, 122.736.056,00 TL’yi tahsil ettikleri kabul ve ikrar edilmiştir.
2.6. Devamında ise devir süreci kapsamında çeşitli şekillerde toplamda 189.111.961,35 TL teminat gösterdiklerini ve bu tutarda alacaklı olduklarını, Müvekkil’in alacak tutarının bu miktardan mahsup edilmesi gerektiğini öne sürmüşlerdir.
Davalının bu miktarda teminat gösterdiklerine ilişkin iddiaları ise tarafımızca kesinlikle kabul edilmemekle birlikte; geçersiz kılınan süreç kapsamında Müvekkilimizin davalıdan bahsedilen tutarda hiçbir tahsilatı bulunmamaktadır.
III. TARAFIMIZCA BAŞLATILAN İCRA TAKİBİNE KONU ALACAK KALEMLERİNDEN BİRİ DE MÜVEKKİL ŞİRKET İLE DAVALI ŞİRKET ARASINDA HÂLİHAZIRDA DEVAM ETMEKTE OLAN FRANCHİSE İLİŞKİSİNE DAYANMAKTADIR.
----- BULUNAN KAMPÜSLERİ, FRANCHİSE SÖZLEŞMESİ KAPSAMINDA İŞLETEN DAVALI ŞİRKETİN, MÜVEKKİL ŞİRKET BÜNYESİNDE TUTULAN CARİ HESAP DOĞRULTUSUNDA MÜVEKKİLE BORCU BULUNMAKTADIR.
3.1. Yukarıda özetlendiği üzere, Müvekkil Şirketin davalı şirketten, geçerli bir devir sözleşmesi bulunmamasına rağmen, 2022-2023 erken kayıt bedeli adı altında tahsil edilen tutarlar nedeniyle alacağı bulunmaktadır.
3.2. Öte yandan, --- bulunan kampüslere ilişkin Davalı -------- ile müvekkil şirket arasında Franchising (Lisans) Sözleşmeleri akdedilmiş olup akdedilen sözleşmeler kapsamında Müvekkil Şirket "Lisans Veren", davalı ----"Lisans Alan", ve diğer davalı----- "Garantör" sıfatını haizdir ve taraflar arasındaki Franchise ilişkisi halihazırda devam etmektedir.
3.3. İşbu sözleşmeler kapsamında ---- tarafından;
----- arasında akdedilen Sözleşme’ye istinaden işletilmektedir.)----. Sayılı dosyasına konu alacak tutarı, davalı şirket tarafından 2022-2023 erken kayıt bedeli adı altında haksız ve dayanaksız olarak tahsil edilen tutarları ve Müvekkil Şirket ile davalı şirket arasındaki franchise ilişkisinden kaynaklanan cari hesap borcundan oluşmaktadır.
3.7. Müvekkil Şirketin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde, tarafımızca ileri sürülen tüm bu hususlar açıkça ortaya konacaktır.
IV. MÜVEKKİLİN MAĞDURİYETİNİN DAHA FAZLA ARTMAMASI İÇİN DAVALI BORÇLUNUN MENKUL VE GAYRİMENKUL MALLARI, BANKA HESAPLARI İLE ÜÇÜNCÜ KİŞİLERDEKİ ALACAK VE İSTİHKAKLARI ÜZERİNE İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA KARAR VERİLMESİ GEREKMEKTEDİR.
4.1. Yukarıda ayrıntılı bir şekilde açıklandığı üzere, davalı borçlu Müvekkilin en az 150.000.000,00 TL tutarında alacağı bulunmasına karşın, 52.501.477,70 TL tutarındaki takip tutarına dahi itiraz etmektedir.
4.2. Rakamın yüksekliği ve borçlunun tahsil ettiği bedellerin, Müvekkile ait ve Müvekkil tarafından işletilmeye devam edilen okullara ilişkin öğrenci kayıt bedelleri olmasına karşın ödeme emrine itiraz edilmesi davalının kötü niyetini ortaya koymakta olup, haricen edindiğimiz bilgiye göre de borçlu mallarını kaçırma eğilimine girmiştir. Borçlunun mallarını kaçırması halinde davamızın kabulüne karar verilse dahi alacağın tahsili mümkün olamayacaktır.
4.3. İşbu nedenlerle borçlu tarafın menkul ve gayrimenkul malları, banka hesapları ile üçüncü kişilerdeki alacak ve istihkakları üzerine İhtiyati Haciz konulmasına karar verilmesini talep ederiz.
V. BİRLEŞTİRME TALEBİMİZ HAKKINDA
5.1. Sayın Mahkemenizce de bilindiği gibi Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 166. maddesi gereğince aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.
HMK M.166 – Davaların Birleştirilmesi
(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.
....
(4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.
5.2. Yukarıda detaylıca açıkladığımız üzere; davalı ile Müvekkil Şirket arasında yaşanan geçersiz devir süreci kapsamında davalı şirketin Müvekkile ait olan kayıt bedellerini tahsil etmesi nedeniyle oluşan alacağımızın 30.000.000,00 TL tutarının tahsili amacıyla davalının yerleşim yeri olan ---- İcra Müdürlüğü’nün ------ sayılı dosyasında (yetki itirazı sonucu ---- İcra Müdürlüğü’ne gönderilerek yeni esası ----olmuştur), borçlu tarafından, ödeme emrine itiraz edilmesi sonucunda tarafımızca, ----- Asliye Ticaret Mahkemesi’nin -----. sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali talep edilmiş olup söz konusu yargılama işbu dava tarihi itibarıyla devam etmektedir.
5.3. Görüleceği üzere; söz konusu dava ile tarafımızca ikame edilen huzurdaki dava aynı sebeplerden doğmuş olup, davanın tarafları ve uyuşmazlığın temeli birebir aynıdır. Aynı zamanda davaların biri hakkında verilecek hüküm de diğerini etkileyecek niteliktedir. Bu nedenle HMK madde 166’da öngörülen bütün şartlar somut olayda sağlanmış olup, ilgili dosyaların en önce ikame edilen dosya kapsamında birleştirilmesi gerekmektedir.
5.4. Bu kapsamda Sayın Mahkemenizden, söz konusu dosyaların ---- Asliye Ticaret Mahkemesi’ni---- sayılı dosyası kapsamında birleştirilmesine karar verilmesini ve yargılamanın birleşen dosya üzerinden yürütülmesini talep etme zorunluluğumuz hâsıl olmuştur.
........................
NETİCE VE TALEP: Yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan gerekçelerle ve Mahkemenizce re’sen dikkate alınacak diğer nedenlerle, fazlaya dair her türlü hakkımız saklı kalmak kaydıyla, Davalının, ----- İcra Müdürlüğü’nün -----sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın takip tutarının tamamı olan 52.501.477,70 TL tutarı bakımından İPTALİ İLE TAKİBİN DEVAMINA,
Talebimiz uyarınca öncelikle teminatsız, aksi takdirde ise Sayın Mahkemece uygun görülecek teminat mukabilinde dava tutarı olan 52.501.477,70 TL üzerinden İHTİYATİ HACİZ kararı verilmesine,
HMK madde 166 gereğince; huzurdaki dosyanın --- Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ----- sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
Davalının, haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle, alacak miktarının %20’sinden az olmamak suretiyle İCRA İNKÂR TAZMİNATINA HÜKMEDİLMESİNE,
Kötü niyetli davalı aleyhine HMK m. 329 gereğince DİSİPLİN PARA CEZASINA HÜKMEDİLMESİNE,
Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.
..."
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılan dava dilekçesinde ileri sürülen sebeplere bağlı olarak ----- İcra Müdürlüğü'nün ------ Esas sayılı icra dosyası üzerinden yapılan takibe itirazın iptali ile takibin devamına ve dava değeri 62.501.477,70 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesi, %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına ve ayrıca MHK. Madde 329 gereğince disiplin para cezasına hükmolunması ve davanın----- Mahkemesinin ----- Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ------ Esas sayılı davasıyla birleştirilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
İbraz edilen Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağına göre ---- Arabuluculuk Bürosu, Büro dosya numarası ---- ve arabuluculuk numarası ----- numaralı yapılan başvurunun taraflarla ilgili olduğu, tarafların görüşmeye katıldığı ve fakat anlaşma sağlanamadığından 04/03/2024 tarihli son tutanak düzenlendiği, arabuluculuğa başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmiş olduğu belirlenmiştir.
Birleştirme talebi yönünden yazışma yoluna gidilerek ----- Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ----- Esas sayılı dosyanın UYAP içeriği celbedilerek bu konudaki görüş sorulmuş olup, 22/10/2024 tarihli cevabi yazıda birleştirme yönünden görüş bildirilmiştir.
Sonuç olarak talep, davaların tarafları, konusu, davaların niteliği, söz konusu ---- Esas sayılı itirazın iptali davası, Mahkemenin birleştirme yönündeki görüşü,---Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ----- üzerinden işlem gören davanın daha önceki esaslı olup, derdest olması, davalar arasında irtibat bulunması karşısında davaların birlikte görülmesinde hukuki yarar bulunduğu anlaşılmakla ---- Esas sayılı bu davanın ----Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ---- Esas ile birleştirilmesine ilişkin olmak üzere aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Hukuki ve fiili irtibat nedeni ile bu davanın --- Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ---- Esas sayılı davası ile birleştirilmesine,
2-Esasın bu şekilde kapatılmasına,
3-Dilekçe teatisine ilişkin işlem gereğinin ---- Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ----- Esas sayılı dosya üzerinden gözetilmesine,
4-İhtiyati haciz ile ilgili talep hakkında ---- Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ---- Esas sayılı dosya üzerinden değerlendirme yapılmasına,İlişkin olmak üzere dosya üzerinden tensiben yapılan inceleme sonunda nihai kararla birlikte İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!