T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/999
KARAR NO : 2024/771
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2024
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVADavacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı ile ---- sitesine bir adet engelli platformu yapımı konusunda anlaştıklarını, müvekkili şirketin engelli platformunu yaptığını ve aradan 154 gün geçmesine rağmen davalı şirketin bakiye fatura bedelinin ödemesini yapmadığını, borçlu davalı şirketin müvekkili firmaya yaptırmış olduğu engelli platformuna ilişkin 21.04.2021 tarih ve ------ belge nolu 62.000,00 TL tutarlı faturanın 5.000,00 TL olan bakiye bedelinin ödenmemesi üzerine ----- İcra Müdürlüğü'nün ----- Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, montaj işlemlerinden kalan bakiye bedelin ödenmemesine rağmen, müvekkili şirketin herhangi bir bedel almaksızın iki defa servis yönlendirmesi yaptığını ve yardımcı olduğunu, davalı şirketin hem bakiye bedelin ödemesini yapmadığını, hem de engelli platformu için bakım sözleşmesi yapmadığını, engelli platformunun bakım sözleşmesi yapılmaması halinde ve başka bir firmaya bakım yaptırılması halinde engelli platformunun davacı şirketin garanti kapsamından çıkarılacağının davalı şirketin (----- adresine e mail yoluyla bildirildiğini, buna rağmen davalı şirketin ödeme yapmadığını tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket aleyhine açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafça iddia olunanın aksine 27.11.2020 tarihinde peşinatın yatırıldığını, kontrata göre 4 ile 5 hafta içerisinde teslim edilmesi taahhüt edilen asansörün tam olarak 27 hafta sonra teslim edildiğini, müvekkilinin tüm ödemeleri yaparak sözleşme gereği yükümlülüklerini getirmiş olmasına rağmen davacı tarafın basiretli bir tacir gibi davranmayarak yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ilk montajın 25.04.2021 tarihinde yapıldığını ancak davacı şirketin çalışanı olan montaj elemanlarının sahayı terk etmesinden birkaç gün sonra halatların sarkması nedeniyle asansörün çalışmaz duruma geldiğini, müvekkilinin söz konusu hizmetin ayıplı teslim edilmiş olduğunu, aradan zaman geçmeden tespit edip davacı tarafa bildirimde bulunduğunu, ancak davacı tarafın tam 46 gün sonra 15.06.2021 tarihinde asansörü çalışır hale getirdiğini, davacının taahhütlerine uymadığını ve 152 gün geciktiğini, müvekkili şirket tarafından asansörün ilk arızasında servis ücretini ödediğini, fakat tamir edildiği söylenen asansörün ikinci kez arızalandığını, davacı taraf yetkililerinin ise servis ücreti ödenmediği gerekçesi ile fabrika arızalı asansörü yönetmelik ve garanti şartlarına rağmen tamir etmediklerini, dolayısıyla henüz tam olarak kurularak eksiksiz teslim edilmemiş bir iş hakkında arızadan söz edilemeyeceği ve bu nedenle servis ücreti talep edilemeyeceğinin açıkça ortada olduğunu, nitekim sitede yaşayan engelli bireyler için temel ihtiyaç olan asansörün tamamlanmasını isteyen müvekkili şirkete yine de servis ücreti dayatıldığını, asansörün kullanımına ihtiyaç duyan kat maliklerinin de aylarca çalışmayan asansör nedeniyle taşınmak zorunda kaldıklarını, bunun üzerine müvekkili tarafından davacı tarafa 24.09.2021 tarihinde mevcut durumun ihtarı ile Türk Borçlar Kanunundan kaynaklanan seçimlilik hakları hakkında bildiriminde bulunduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmede üç yıl süreli garanti, çelik konstrüksiyon ve dış kaplamanın fiyata dahil edildiğini ancak paslanmak çelik taahhüdüne rağmen her yeri pas tutan asansörün garanti kapsamına dahil edilmeyip müvekkilinden ücret talep edildiğini, ödemelerin sözleşme akdinde 25.000,00 TL, malzeme sevk edildiğinde veya malzeme şantiyeye geldiğinde 25.000,00 TL ve iş bitiminde 12.000,00 TL şeklinde yapılmasının kararlaştırıldığını, asansör yapım ve montajı işinin eksiksiz bir şekilde tamamlanıp teslim edilmemiş olmasına ve davacı lehine sözleşme ile belirlenen 12.000,00 TL hakkedişin doğmamasına rağmen müvekkili şirket tarafından fazlaca ödeme yapıldığını, müvekkili şirket tarafından yapılan tüm uyarılara rağmen engelli asansörünün çalışır vaziyette teslim edilmediği gibi mevzuat ile öngörülen testleri tamamlanmadığını, hatta sertifikalarının dahi karşılıklı olarak imzalanmadığını, işin tamamlanmamış olması nedeniyle davacının 12.000,00 TL hakkedişinin bulunmadığını, buna rağmen müvekkili şirket tarafından davacı tarafa fazla ödeme yapıldığını tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ----. İcra Müdürlüğünün -----sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, -----. İcra Müdürlüğünün -----sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Davacı şirketin 2021-2022 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, Tacir olan davalı şirketin incelenen 2021-2022 yıllarına ilişki kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturanın her iki şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, fatura yönünden davacı şirketin Bs (Satış) bildiriminde bulunurken, davalı şirketin Ba (Alış) bildiriminde bulunduğu, hiç kimsenin başkasına ait faturayı sebepsiz yere kendi defterlerine kendi borcu olarak yazmayacağı, “alım” olarak kendi aleyhine vergi dairesine beyan etmeyeceği, aksi somut delillerle ispat edilebilmek mümkün olmakla birlikte, fatura yönünden hizmetin ifasına ilişkin karinelerin oluştuğu Bu kez ispat yükünün yer değiştirerek ödemenin yapıldığının ispat yükünün davalı şirkete geçtiği, davalının işbu hizmeti almadığını veya fatura bedelinin tamamını ödediğini ispat etmesi gerektiği, bu hususta her ne kadar davalı şirketin defterlerinde, davacı şirkete 62.000,00 TL ödeme yapıldığına ilişkin kayıt girilmişsee de, dosya kapsamına bu ödemelerin belgesinin sunulmadığı hususları topluca değerlendirildiğinde, davacı şirketin, davalı şirket tarafından yapılan ödeme olarak kabulünde olan 57.000,00 TL tutarlı ödemenin düşümü yapıldığında, davacı şirketin 03.01.2022 takip tarihi itibariyle, takip konusu alacağı oluşturan faturalardan kaynaklı 5.000,00 TL bakiye alacağını talep edebileceği, davacı/alacaklı takip öncesinde faiz talebinde bulunmadığı için taleple bağlılık kuralı gereği bu konuda değerlendirmenin yapılmadığı, mahkememizin kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması “münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında reeskont avans faiz talebinin yerinde olduğu, Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, taraflar arasında imzalanan sözleşme doğrultusunda davacının yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmediğini, hizmetin ayıplı olduğunu, davacı şirkete ihtarname gönderildiği itirazına ilişkin yapılan incelemede; Bu hususta, davalı vekilinin cevap dilekçesinde belirtilen hizmet sözleşmesinin dosyaya sunulmadığı, hizmetin gecikmeli ve ayıplı olduğuna ilişkin ayıp ihtarı, ihbarı veya tespitine yönelik delilin sunulmadığı görülmüş olup, davalının itirazlarına ilişkin hukuki değerlendirmenin mahkememize ait olduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir.Mahkememizin 29/03/2024 tarihli duruşması ile davalı vekiline bilirkişi incelemesine esas olmak üzere delil avansını yatırması için iki haftalık kesin süre verildiği verilen kesin süreye rağmen davalı vekilinin bilirkişi ücretini yatırmadığı görüldü.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/3. Maddesinde " İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde)yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde). Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz." hükmü düzenlenmiştir. Davacı şirketin 2021-2022 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, Tacir olan davalı şirketin incelenen 2021-2022 yıllarına ilişki kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturanın her iki şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, fatura yönünden davacı şirketin Bs (Satış) bildiriminde bulunurken, davalı şirketin Ba (Alış) bildiriminde bulunduğu, hiç kimsenin başkasına ait faturayı sebepsiz yere kendi defterlerine kendi borcu olarak yazmayacağı, “alım” olarak kendi aleyhine vergi dairesine beyan etmeyeceği, aksi somut delillerle ispat edilebilmek mümkün olmakla birlikte, fatura yönünden hizmetin ifasına ilişkin karinelerin oluştuğu Bu kez ispat yükünün yer değiştirerek ödemenin yapıldığının ispat yükünün davalı şirkete geçtiği, davalının işbu hizmeti almadığını veya fatura bedelinin tamamını ödediğini ispat etmesi gerektiği, bu hususta her ne kadar davalı şirketin defterlerinde, davacı şirkete 62.000,00 TL ödeme yapıldığına ilişkin kayıt girilmişsee de, dosya kapsamına bu ödemelerin belgesinin sunulmadığı anlaşılmakla davacı şirketin, davalı şirket tarafından yapılan ödeme olarak kabulünde olan 57.000,00 TL tutarlı ödemenin düşümü yapıldığında, davacı şirketin 03.01.2022 takip tarihi itibariyle, takip konusu alacağı oluşturan faturalardan kaynaklı 5.000,00 TL bakiye alacağını talep edebileceği usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu ile tespit edilmekle tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, hizmetin ayıplı yapıldığına dair, ayıp ihbarı, bir tutanak, şikayet dilekçesi ibraz edememiş, bu konuda davacıyı usulüne uygun bir şekilde (6102 sayılı TTK.'nun 18. madde) uyardığını ispat edememiş ayrıca davalı yan söz konusu emtia da ayıp incelemesinin yatırılması için bilirkişi ücretinin kesin süreli ihtara rağmen yatırmamıştır. Bu nedenle davalının malın ayıplı teslime yönelik savunmasının dinlenme olanağı yoktur. Ayrıca sadece davalının ticari defterine kayıtlı olan ödeme iddiasının yazılı olarak davalı tarafça ispat edilemediği anlaşılmakla davaya konu faturaya yapılan itiraz mahkememizce haklı görülmemiş olup davacının davaya konu emtianın davalıya eksiksiz teslim edildiği yönünde kanaat oluşması neticesinde davanın tümden kabulüne karar vermek gerekmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-Davalının ----. İcra Müdürlüğünün ---- Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 427,60 TL 'den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 346,90 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 161,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.283,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,Dair davacı vekiline (e- duruşma sistemi üzerinden) davalının yokluğunda, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!