WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL ANADOLU 12. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/553
KARAR NO : 2024/714

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 05/08/2022
KARAR TARİHİ : 08/10/2024

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkilince, sigortalısı -----") ait emtianın, taşıma sırasında oluşabilecek risklere karşı emtia nakliyat sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, emtianın Türkiye'den ---- taşınması işinin davalı -----tarafından üstlenildiğini, Sigortalı emtianın, Türkiye'den ---- taşınmak üzere ---- plakalı araca yüklendiğini, emtia yüklü aracın, --- -- şehrinde park halindeyken başka bir tır aracından çıkan yangının sigortalı nakliye aracına sıçraması sonucu yanarak hasara uğradığını, yapılan ekspertiz incelemesinde, CMR belgesi uyarınca emtianın temiz/sağlam olarak ----- gönderilmek üzere yüklendiği ancak 11/10/2020 tarihinde çıkan yangında hasara uğradığı ve zararın 9.889,20 Euro olduğunun tespit edildiğini, doğan zararın davalıya rücu edileceğini belirten ihtamame gönderildiğini, sigortalının 9.8890 Euro tutarlı zararını karşılayan müvekkilinin , TTK m. 1472 uyarınca sigortalısının haklarına kanunen halef, olmuş olduğu temlikname ile hasardan akdi halef olduğunu, davalıdan zararın rücuen tahsili amacıyla başlatılan takibe davalının itirazı ile durduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını beyanla; davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20.den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA
Davalı yan kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, CMR Konvansiyonu kapsamında dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahisili için açılan -----İcra Müdürlüğünün ----- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için;

a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, --- İcra Müdürlüğünün ----- esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından Borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen raporda özetle; " Dava konusu olayda, davalı ------ akdi taşıyıcı olduğu, taşıma işinde meydana gelen hasarın CMR Konvansiyonu 23'üncü ve 25'inci maddi kapsamında sovtaj tenzili sonrası net 9.889.20Euro tutarında olduğu, zarardar akdi ve fiili taşıyıcının müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davacı sigorta şirketinin 6102 sayılı TBK 183'ncü maddesine göre şartlarının varlığının yerine geldiği subuta ermiş olduğu ve akdi halefiyet elde etmiş olduğu akdi halefiyet gereğince, zararın meydana gelmesinde tek başına sorumlu olduğu tespit edilen akdi/üst taşıyıcı davalı ----- CMR 25'nci madde gereğince hesaplanan 9.889,20Euro tutarında gerçek zarar bedelini rücuen talep edebileceği, davacı sigorta şirketinin, rücuen talep edebileceği gerçek zarar tutarı olan 9.889.20 Euro için, CMR Konvansiyonu 27'nci maddesi gereğince takip tarihinden itibaren yıllık %5 oranında faiz talep edebileceği, davacının ---- İcra Müdürlüğünün ----- Esas sayıl dosyası nezdinde başlatmış olduğu takibin yukarıda hesaplanan asıl alacak tutarı olarak 9.889.20 Euro icin yerinde olduğu, davacının takibin devamını talep edebileceği sonuç ve görüşlerine ulaşıldığı, " şeklinde rapor sunulmuştur.TTK m. 1472’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK'nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz'î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve -----. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 t. ve ----. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44 üncü maddesine (TBK m. 52) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.Somut olayda davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına dava konusu taşıma sebebiyle meydana gelen zararını ödediği dolayısıyla sigortalısının haklarına halef olduğu, eldeki davayı açmakta aktif husumetinin bulunduğu anlaşılmıştır.Davaya konu uyuşmazlık uluslararası kara yoluyla taşımadan kaynaklandığından olaya CMR konvansiyonu hükümleri uygulanacaktır.CMR konvansiyonu 17. Maddesinde "1. Taşımacı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur.2. Eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşımacının önlenmesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise, taşımacı sorumlu tutulamaz.
3. Taşımacı taşımayı yapmak için kullandığı kusurlu taşıtları, bu taşıtı kiraladığı kişinin veya vekilinin yahut çalışanlarının hata ve veya ihmallerinden dolayı sorumludur.4. Madde 18 paragraf 2 ila 5'e uygun olmak üzere kayıp veya hasar durumları aşağıda belirtilen koşullardan bir veya bir kaçının doğal sonucu olan özel risklerden doğmuş ise, taşımacı sorumlu tutulamaz.
a) Kullanılmasında anlaşmaya varılmış ve sevk mektubunda açıkça belirtilmiş olduğu üzere, madeni levha ile kaplanmamış açık taşıtlar kullanılması,
b) Ambalajlanmadıkları veya kötü ambalajlandıkları zaman, özellikleri gereği fire veren veya hasara uğrayan malların ambalajlanmaması veya hatalı ambalajlanmış olması,
c) Yükün gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden kişiler tarafından alınması, taşınması, yüklenmesi, yığılması veya boşaltılması,
d) Özellikle kırılma, paslanma, çürüme, kuruma, normal fire yahut da güve ve haşerattan kısmen veya tamamen zarar görebilecek malların özelliği,
e) Sandık veya paketlerin üzerindeki marka veya numaraların yetersiz veya hatalı oluşu,
f) Canlı hayvan nakli,
5. Kayıp, hasar ve gecikmeye neden olan faktörlerden bazıları bakımından bu maddeye göre sorumlu olduğu faktörlerin kayıp, hasar ve gecikmeye yaptıkları katkı oranında sorumlu olacaktır.
" hükmü düzenlenmiştir.Konvansiyonun 17. maddesinde taşıyıcının sorumluluktan kurtulma halleri düzenlenmiştir. Taşıyıcı 17. maddede öngörülen hallerden birinin olayda gerçekleştiğini ispatladığı durumda taşımadan kaynaklanan hasardan sorumlu olmayacaktır.Somut olayda dava dışı sigortalının davalı tarafından taşınan emtiaların yanarak hasara uğradığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Yanarak yüksek ısıya maruz kalan emtianın inşaatlardaki kullanım amacına uygunluk vasfını yitirdiği teknik bilirkişi raporu ile sabit hale gelmiştir. Emtiaları taşıyan araç park halinde iken başka bir araçta çıkan yangın emtiaları taşıyan araca sirayet etmiştir. Bu durumda taşımayı yapan akdi ve fiili taşıyıcı meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumludur. Davacı eldeki davayı akdi taşıyıcı olan davalıya açmıştır.Tüm dosya kapsamına göre, davacının dava dışı sigortalısına taşıma esnasında meydana gelen zararı ödediği, meydana gelen zararın 9.889,20 EURO TL olduğu, davacının zararın davalının kusurlu hareketlerinden ileri geldiği, mahkememizce aldırılan kök raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu, zarardan davalının sorumlu olduğu kanaatine varıldığından, davanın kabulüne karar verilmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Eldeki davada alacağın niteliği itibariyle belirlenebilir olmayıp, tazminat kabilinden olduğu,miktarının tespitinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra inkar tazminatı koşulları oluşmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı talebi reddedilmiştir. ----- BAM --- HD-----

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının ----. İcra Müdürlüğünün --- Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin aynen devamına,
2-Alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden, şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı 12.375,73-TL 'den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.592,82 -TL harcın mahsubu ile bakiye 9.782,91‬ -TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL başvurma harcı, 2.592,82-TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 2.673,52-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 220,25-TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.420,25 -TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 30.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ----- Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

UYAP Entegrasyonu