WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL 9. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2024/609 Esas
KARAR NO :2024/666

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/10/2024
KARAR TARİHİ:08/11/2024

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine .... İcra Dairesi ... Esas sayılı icra takibi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapıldığını, müvekkilinin , icra takibine konu 31/12/2020 vade tarihli ve 30/12/2002 tanzim tarihli 30.000-USD bedelli bonoyu lehtar ...'a ödemiş olup, senet karşılıksız olduğundan yapılan icra takibi haksız olduğunu, müvekkilinin borcu bulunmadığını, müvekkili ile senedin lehtarı ...'ın akraba olup, ...'ın müvekkilinin eniştesi, kız kardeşinin eski eşi olduğunu, her ne kadar senedin tanzim tarihi ve vade tarihi farklı olsa bile bu senedin düzenlendiği tarihin 1998 olduğunu, 1998 yılında müvekkilinin eniştesi olan ... tefeciye borcu olduğundan bahisle o zamanki eşinin kardeşi olan müvekkilinden kendisine 30.000USD tutarında senet vermesini istemiş olduğunu, akrabalık bağından dolayı tarih ve yeri boş olarak senet imzalanmış olduğunu, bu senet karşılığında müvekkilinin ... Köyü ... Mevkii 24002 Mahalle No ... Ada Parsel numaraları 240, 241, 242 konumlarında bulunan ve müvekkilinin dedesine ait 22 dönümlük bir arazi tapuda ...'a devredilmiş olduğunu, işbu arazilerin değerinin, o günün kuruyla senet borcu olan 30.000,00USD tutarından bile daha değerli olduğunu, ...'ın o dönem borçları çok olduğundan ve aile huzurları bozulduğundan; müvekkilinin kız kardeşinin evliliği bozulmasın, mağdur durumda kalmasınlar diye normalde müvekkilinin hakkı olarak ayrılan dedesinin üzerine kayıtlı arazilerden bir kısmı borçlarını kapatması için ...'a devredilmiş olduğunu, buna ilişkin tapu kayıtlarını bilahare temin edip Mahkemeye sunacaklarını, senede karşılık tapuda devir yapılmasına rağmen ... söz konusu senedi müvekkiline iade etmediğini ve oyaladığını, müvekkilinin bütün ısrarlarına rağmen senedin iade edilmediğini, sonraki yıllarda ... borca sıkıştıkça müvekkiline gelerek elinde senet olduğunu, senedi icraya koyacağını söyleyerek, müvekkilini tehdit ederek kendisinden para almaya çalışmış olduğunu, bunun üzerine müvekkilinin bu senetle ilgili ... Cumhuriyet Başsavcılığının 27/07/2007 tarih ve ... soruşturma nolu dosyasında ... hakkında suç duyurusunda bulunmuş olduğunu, ...'ın bilahare 07/06/2024 tarihinde vefat ettiğini, davalı icra takip alacaklısı ... ile eş olduğunu, ... ölmeden önce birlikte yaşamakta oldukların ve muhtemelen ...'ın, müvekkile kaybettiğini söylediği tarla devri suretiyle bedelsiz kalan icra takibine konu senedi sağlığındayken eşi davalı ...'e yine muhtemelen ödeme ve tanzim tarihi açık olarak vermiş olduğunu, gerçekte birlikte yaşayan ... ile ..., muvazaa ile senedi 3. bir kişiye devretmiş gibi göstermek için gerçekte var olmayan bir ciro ile senedi ...'e devretmiş olduğunu, nitekim senet metni incelendiğinde çıplak gözle dahi senedin vade, hululü vade ve alacak miktarı farklı kalemle yazılmış olduğunu, senedin arka yüzündeki ... yazısının farklı bir kalemle yazılmış, ciro imza farklı bir kalem ile atılmış olduğunu, yargılama aşamasında senetteki bilhassa vade tarihi ve miktar ile arka tarafındaki ... cirosunun sonradan atılıp atılmadığına dair inceleme yapılmasını talep edeceklerini, bononun ... adına düzenlenmiş olduğunu, icraya koyan ise murisin eşi davalı ... olduğunu, davalının, yıllar önce düzenlenen işbu bononun ... tarafından yıllarca icraya konulmadığının, ortada bir alacak kalmadığının farkında ve bilgisinde olduğunu, davalının iyi niyetle bonoyu ele geçirmesinin imkanı olmadığını, davalının bononun karşılıksız olduğunu, yıllar önce müvekkil tarafından akrabalık ilişkisinden kaynaklı verildiğini bilecek durumda olduğunu, senedin bedelinin 30.00,00USD olduğu da göz önüne alındığında ne ...'ın ne de ...'in bu derece yüksek bedellerle yaptıkları ticari işleri bulunmadığını, günlük hayatta yüksek bedelli çeklerin daha çok büyük ticari işletmeler arasında kullanıldığının bilinmekte olduğunu, tarafların arasında bu çekin verilmesine sebep olabilecek hiçbir borç ilişkisi de doğmamış olduğunu, senedin hatır senedi olarak verildiği, bononun boş bırakılan vade ve tanzim tarihi kısımlarının sonradan doldurarak kötü niyetli olarak icraya konulduğu anlaşılmakta olduğunu, kötü niyetli hamilin haklarının korunmayacağını, davalının müvekkili davacıdan herhangi bir alacağı bulunmadığını, her ne kadar kambiyo senetleri illetten mücerret olsa da, hamil kötü niyetli olarak evrakı ele geçirmişse, soyutluk ilkesine dayanamayacağını, bu sebeple, icra takibinin haksız olduğunu, müvekkilinin alacaklı davalıya borcunun olmadığına dair işbu davanın açılması gereği hasıl olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; taleplerinin kabulü ile davalı şahıs ile müvekkili arasında mevcut ve geçerli bir borç ilişkisinin bulunmadığının tespitini, Mahkememizce takdir edilecek teminat mukabilinde yahut teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek icra veznesine girecek paranın davalıya ödenmemesini, neticeten .... İcra Dairesi ... Esas sayılı haksız icra takibinin durdurulmasını ve akabinde iptalini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, bu dava sebebiyle uğramış olduğumuz zararların yasa gereği alacağın yüzde yirmisinden az olmamak kaydıyla kötü niyetli davalıdan alınarak müvvekile verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalıya usulüne uygun tebligat hazırlandığı ancak davaya karşı cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Eldeki dava, menfi tespit davasıdır.
HMK'nın 115/1 maddesi gereğince Mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
HMK'nın 138.maddesine göre Mahkemeler öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinde karar verir.
İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 7445 sayılı Kanunun 31.ve 43. maddesi gereğince 01.09.2023 tarihinden itibaren açılan ticari dava kapsamındaki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olduğu hükmü getirilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde arabuluculuk tutanağını ibraz etmemiştir. Mahkememizin 28/10/2024 tarihli tensip tutanağının 12 numaralı ara kararı ile “-Davacı vekilince arabuluculuk tutanağının fotokopisinin ibraz edildiği görülmekle;19/12/2018 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 7155 sayılı Kanunun 20. Maddesi ile 6102 sayılı TTK 5. Maddesinden sonra gelmek üzere arabuluculuğun dava şartı olduğuna ilişkin 5/A.1fıkrası ve aynı Kanunla 6325 sayılı Kanuna eklenen18/A maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacı vekiline arabuluculuk faaliyeti sonucunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini ibraz etmesi için 1 haftalık kesin süre verilmesine, bu konuda davacı vekiline tebligat çıkarılmasına ve 1 haftalık kesin sürenin tebligatın alınacağı tarihten itibaren başlayacağının bildirilmesine, verilen kesin süre içinde bu tutanağın ibraz edilmemesi halinde davanın usulden reddedileceğinin ihtarına,” şeklinde karar verilmiştir. Davacı vekili ara karara ilişkin olarak dosyaya sunduğu 06/11/2024 tarihli dilekçesinde; dava dilekçesi ekinde arabuluculuk tutanağı fotokopisini sunmadıklarını ve davadan önce uyuşmazlık konusunda arabulucuya başvurmadıklarını beyan ederek eksikliğin tamamlanması için süre verilmesi talep edilmiş ise de davanın 7445 sayılı kanunla değişik TTK'nın 5/A-1 maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olduğu davalardan olduğu, bu nedenle dava şartının bulunmadığı anlaşıldığından HMK'nın 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-TTK'nın 5/A-1, HMK'nın 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 427,60-TL harçtan peşin alınan 4.538,44-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 4.110,84-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere Mahkememize hitaben yazılmış, Mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/11/2024

Katip ...
¸e-imzalıdır

Hakim ...
¸e-imzalıdır

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.

UYAP Entegrasyonu