T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2024/230 Esas
KARAR NO : 2024/620
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2024
KARAR TARİHİ : 14/10/2024
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekilinin vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin çeşitli sektörlerde çalışan gerçek ve tüzel kişilere marka iletişim ve görsel tasarım hizmetleri veren bir marka ve reklam ajansı olduğunu, davalı ise kendisini "..." adlı yazılımın uzmanı olarak tanıtan bir serbest çalışan olduğunu, davalının uzmanı olduğu, "..." adlı bu yazılım; veri tabanları, kanban tahtaları, takvimler ve hatırlatıcılar sunan bir not tutma ve sistem takip uygulaması olduğu, ..., kullanıcıların notlarını organize bir şekilde tutabildiği ve sunduğu özellikler sayesinde not sayfalarını görsel ve kullanılabilirlik anlamında güçlendiren, hem kişisel hem de ekipler ve şirketler tarafından kullanılabilen web tabanlı bir platform olduğu, müvekkili şirketin müşterilerine daha iyi hizmet verebilmek ve şirket içindeki ekiplerin daha koordine bir şekilde çalışmasını sağlayabilmek için ... adlı bu programda bazı geliştirmeler yapılarak kendilerine özel hale getirilmesi ihtiyacı içerisine girmiş, bu hususta da davalı ile tanışmış ve önce karşılıklı yapılan toplantılar, sonrasında da taraflar arasındaki whatsapp yazışmaları ve telefon görüşmeleri neticesinde ... proje yapısının oluşturulması hizmetinin davalı tarafından KDV dahil 50.000,00-TL karşılığında yapılması hususunda anlaşmışlardır. Buna istinaden davalı toplam 5 aşamadan oluşan ve 6-10 hafta arasında sonuçlandırılmasını planladığı proje detaylarını müvekkil şirketle paylaşarak proje üzerinde çalışmaya başladığını, bu süre zarfında davalıya 18.09.2023, 08.11.2023 ve 10.11.2023 tarihlerinde üç parça halinde toplam 33.000,00-TL ödeme yapılmış, bu ödemelere karşı da ilk olarak davacının kuzeni ... tarafından 30.09.2023 tarihli ve... numaralı fatura, arkasından da davacı tarafından ve serbest girişimcilere fatura kesme olanağı sağlayan... Danışmanlık A.Ş. aracılığıyla 10.11.2023 tarihli ve... numaralı fatura düzenlenerek müvekkiline gönderildiğini, ancak davalı taahhüt ettiği işleri süresinde ve gereği gibi yapmamış, müvekkilimize kısmi olsa da kullanabileceği hiçbir yapı sunmamış, bu hususta kendisiyle görüşülmeye çalışıldığında ise önce müvekkilimizi oyalamaya, sonra da telefonlarına çıkmamaya başladığını, akabinde müvekkili tarafından davalıya önce 15.12.2023 tarihli e-posta gönderilerek taahhüt edilen hizmetin alınamadığı, kendisine ulaşılamadığı ve eksikliklerin giderilmesinin istendiği hususları iletilmiş, bu e-postaya hizmetin %90'ının tamamlandığı, işin bu şekilde teslim edildiği ve bir problem varsa hukuki yolla halledilmesini istediği şeklinde bir geri dönüş yaptığını, sonrasında kendisine bu kez 09.02.2024 tarihli bir e-posta gönderilerek hukuki sürecin başlatılacağı bildirilmişse de bu e-postaya da olumlu bir geri dönüş alınamadığını, taraflar arasındaki anlaşma uyarınca davalı müvekkiline bir hizmet sunmayı müvekkilinin ise bu hizmete karşılık kesilen faturalara binaen davalıya ödeme yapmayı kabul etmiş ancak davalı taahhüt ettiği işleri süresinde ve gereğince yerine getirmediği gibi, hem işleri yapmaktan hem de müvekkilinin ödediği bedeli iade etmekten imtina ettiğini, kısmi olarak teslimi mümkün olmayan bu hizmeti müvekkilinin hiçbir şekilde kullanamamış, kaldı ki kısmi olarak dahi hizmet alamamış olması dolayısıyla da zarara uğradığını, davalı tarafından taahhüt edilen hizmetin kısmi olarak verilebilecek bir hizmet olmadığı ve davalının müvekkiline kısmi olarak dahi kullanabileceği herhangi bir yapı yani hiçbir hizmet sunmadığı hususlarının yapılacak bilirkişi incelemesiyle açık ve net bir şekilde tespit edileceğini, tüm bu açıklanan nedenler ile, İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ...E. sayılı dosyasına yapılan 23.02.2024 tarihli haksız ve kötüniyetli itirazın iptaline ve takibin devamına, Davalı tarafça net bir şekilde bilinen likid alacağımıza davalı tarafça yapılan haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle alacağın %20'sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekilinin vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, itirazın iptali davasında yetki mahkeme tayin edilirken itirazın iptali davalarında yetki kuralarına ilişkin özel bir düzenleme mevcut olmadığından genel hükümlere göre hareket edileceğine, genel hükümlere göre yetki hukuk muhakemeleri Kanunu m.6 gereğince davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi genel yetkili mahkeme olduğunu, itirazın iptali davaları bakımından yetkili icra dairesinde usulüne uygun icra takibi yapılmış olması dava şartlarından, icra takipleri bakımından İcra İflas Kanunu''nun 50.maddesinde HMK'da yer alan yetkiye ilişkin düzenlemelerin uygulanacağı hükme bağlandığını, genel yetkili icra dairesi de borçlunun ikametgahı icra daireleri olduğunu, her ne kadar huzurdaki dava hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali olarak ikame edilmişse de HMK m.33 gereği yargıç tarafların hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmadığını, hizmet sözleşmesi ve eser sözleşmesinin birbirine yakın kavramlar olup hizmet sözleşmesinde, ücret, bağımlılık ve devamlılık unsurlarının, eser sözleşmesinde ise bir şeyin ücret karşılığı imâl edilmesinin söz konusu olduğu nazara alınırsa; somut olayda müvekkili tarafından ortaya konulan beceri neticesinde oluşturulan "..." programının bir "eser" niteliğine haiz olduğu takdir edildiği durumda görevli mahkemenin Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi olacağını, bu nedenle görev yönünden davaya itiraz ettiklerini, hiç bir şekilde kabul mahiyeti taşımamakla beraber huzurdaki davada ayıplı bir hizmet söz konusu ise dahi hizmet alan tacir, malın ayıplı olduğu açıkça belli değilse, malı teslim aldıktan sonra malı incelemek veya incelettirmek, malın ayıplı olması halinde 8 gün içinde bu durumu hizmet verene iletmek durumunda olduğunu, bu sürelere riayet edilip edilmediği araştırılarak zaman aşımı ve hak düşürücü süreler bakımından da davanın usulden reddini talep ettiklerini, müvekkilinin %90'ını tamamladığı işi tanıtmak ve finalize etmek için davacı yanla iletişime geçmiş ancak şehir dışında (Muğla / Akyaka'da) olduğu ve bu süre zarfında kovid olduğu için şehir değiştirmesinin sair sebeplerle mümkün olmadığını belirterek online toplantı talep ettiğini, zaten yazılım sektöründe mutad uygulama da online hizmet verilmesidir ve hizmet sonrası elde edilen ürün ve destek online verildiğini, buna rağmen davacı taraf hizmetin bu şekilde tanıtımını kabul etmediğini, müvekkilinin yerine getirdiği yükümlülüğüne karşılık kendisine; 18.09.2023 tarihinde 15.000,00 TL ile 08.11. 2023 tarihinde 15.000,00 TL ve 10.11.2023 tarihinde 3.000,00 TL (müvekkil tarafından ödenen vergi iadesi mahiyetinde) ödeme yapılmış, ödemelerin karşılığında da fatura düzenlemiş ve davacı yana e-tebliğ edildiğini, bilindiği üzere Türk Ticaret Kanunu m.21/2 gereği bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılırken aynı zamanda faturanın taraflar aralarındaki sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğine de karine teşkil ettiğini, davacı yan faturaların tebliğinden itibaren faturalara itiraz etmemiş ve faturanın zorunlu unsurları yönünden nitekim bunlardan en önemlisi de bedel kesinleştiğini, taraflar arasındaki sözleşme gereğince yapılan iş bedeli kesinleşmiş faturalarda yer alan miktar olup davacı yanın müvekkilinden müvekkilinin yaptığı hizmet karşılığı ödenen bedellerin iadesi talebiyle dava konusu icra takibini başlatması haksız ve kötü niyetli olduğu, davacı yan dava konusu icra takibine esas değer olarak toplam 33.000,00 TL'nin iadesini talep ettiği, karşı tarafın bir limited şirketi olduğu nazara alındığında; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 18/2 ve sair mevzuat gereğince her tacir, tüm ticarî faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek, sağduyu sahibi olmak, ileriyi düşünmek ve işlemlerini ona göre organize etmek zorunda olduğu kesinlikle kabul etmemekle beraber müvekkili, davacı yanın kısmi de olsa kullanabileceği bir yapı sunmamış ise davacı yan toplam 33.000,00 TL'lik ödemeyi neden müvekkiline yaptığını, davacı yanın tacir olarak basiretli hareket etmeyerek ortada bir hiçbir yapı yokken müvekkiline havadan bir ödeme yaptığını, düşünmek abesle iştigal olacağını, salt bu durum dahi davacı yanın kötü niyetle hareket ettiğini, yukarı da detaylı olarak açıklandığı üzere müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı iddialarını somut deliller ile ispat edemediğini, davacı yan tarafından ileri sürülen whatsapp konuşmaları eksik olup taraflar işin çok büyük kısmını telefon konuşması ve online toplantılar vasıtasıyla gerçekleştiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla her durumda davacının likit bir alacağı söz konusu olmadığından icra inkar tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmaması sebebiyle reddine karar verilmesini, davanın yetkisiz ve görevsiz mahkemede ikame edilmesi nedeniyle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkili hakkında açılmış olan işbu itirazın iptali davasının esastan reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20' sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık konusunun, İstanbul ... İcra Müdürlüğü' nün... esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu belirlendi.
Görev, HMK md. 114 uyarınca dava şartıdır ve mahkeme tarafından re'sen gözetilir. Ticaret mahkemelerinin görevi TTK md. 4'te düzenlenmiştir. Bu maddeye göre her ticari dava ticaret mahkemesinin görevinde değildir. Bir davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için mutlak veya nispi ticari dava olması gerekir. Mutlak ticari davalar TTK'da düzenlenen konulara ilişkin olup, davanın taraflarının tacir olup olmaması önemli değildir. Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın da tacir olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olan davalardır. Yargıtay 20. HD'nin 2019/391 Esas ve 2019/1391 Karar sayılı ilamında "Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez." şeklinde karar verilmiştir. Yine aynı kararda "Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, Kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez." şeklinde ticari davaların ve ticari işlerin ayrımına vurgu yapılmıştır.
Davanın ticari dava olmadığı ve davaya Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiği kanaatine varıldığından 6100 sayılı HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. (emsal ve alıntı Yargıtay 23. HD' nin 2016/5383 esas, 2020/1248 karar sayılı kararı)
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 20.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve 2 haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
2-Karar kesinleştiğinde ve iki haftalık süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 sayılı yasanın 20. madde uyarınca süresi içinde kanun yoluna başvurulmadığı takdirde, kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması durumunda başvurunun reddi kararının tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurarak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde dosyanın re'sen ele alınarak açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-6100 sayılı HMK'nın 331. maddesi uyarınca yargılama gideri ve vekâlet ücretinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/10/2024
Katip ...
¸e-imzalıdır
Hakim ...
¸e-imzalıdır
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!