WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL 10. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/464 Esas
KARAR NO:2024/746

DAVA:Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli)
DAVA TARİHİ:18/07/2023
KARAR TARİHİ:30/10/2024

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların ortak murisi ...'ın, 25.07.2019 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçıları olarak kızı davacı ..., eşi davacı ... ile oğlu dava dışı ... ve kızı dava dışı ...'ın kaldığını, .... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/... E.-2019/... K. sayılı ve 04.09.2019 tarihli mirasçılık belgesi ile muris ...’ın her bir mirasçı payı eşit olarak ¼ oranında belirlendiğini ve davacıların ayrı ayrı ¼ oranında muris ...’ın yasal mirasçıları olduğunun tespit edildiğini, ... Odası’na ... numaralı sicil kaydı ile kayıtlı davalı şirketin 52.000.000-TL olan toplam sermayesi her biri 1-TL olan 52.000.000 adet hisseye ayrılmış olup, yine aynı kayıtlara göre muris ... vefat tarihinde toplam 28.143.942 adet hisse sahibi iken vefat ettiğini, davalı şirketin diğer ortakları, YK Başkanı, Vekili ve üyeleri, aynı zamanda davacılar ile birlikte mirasçı olan murisin önceki evliliğinden olan oğlu ... ile yine önceki evliliğinden olan kızı ... ve murisin ilk eşi ...olduğunu, muris davalı şirketin 28.143.942 adet hisse ile yaklaşık %54 hissedarı iken vefat etmesi üzerine, TTK’nun miras yoluyla iktisaba ilişkin 494/2. maddesi düzenlemesi gereğince, ayrı ayrı 7.035.985,5 adet (toplamda davalı şirketin yaklaşık %27’si oranında) şirket hissesinin mülkiyeti ve bunlardan kaynaklanan tüm haklar ¼ oranında yasal mirasçıları olan davacılara derhal miras yoluyla intikal ettiğini, nitekim pay sahibi olan davacılara son olarak 22.03.2022 tarihinde yapılan 2020 yılı Olağan Genel Genel Kurul Toplantısı’na katılmaları için bildirim yapıldığını ve davacıların anılan toplantıda vekaleten temsil edildiğini, TTK hükümleri gereğince her faaliyet dönemi bitiminden itibaren 3 ay içinde Olağan Genel Kurul Toplantısı’nın yapılması gerektiğini, davalı şirketin en son 2020 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı yapılmış olup 2021 yılı faaliyet dönemine ilişkin Olağan Genel Kurul Toplantısı yapılmadığı gibi 2022 yılı faaliyet dönemi sona ermiş olmasına rağmen 2022 yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantısı da yapılmadığını, bugüne kadar davacılara toplantı tarihine ilişkin herhangi bir bildirim de yapılmadığını, TTK’nun 411/1. maddesinde “Sermayenin en az onda birini oluşturan pay sahiplerinin yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilecekleri” düzenlendiğini, anılan maddeye istinaden şirketin son 2 yıldır Olağan Genel Kurul Toplantısı’nın yapılmamış olmasının yasal bir eksiklik olması, davalı şirketin halihazırda %46 oranında hissedar olan azınlık tarafından yönetilmesi, davacı hissedarların şirketin yönetimi ve işleyişiyle ilgili bilgi sahibi olmalarının engellenmesi nedeniyle, ... Noterliği’nin 19.06.2023 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek, davalı şirketin Yönetim Kurulu’ndan, Toplantı Gündemi de belirtilerek, Genel Kurulun en geç 30.08.2023 tarihine kadar toplantıya çağrılmasının istendiğini, davalı şirketin, ... Noterliği’nin 04.07.2023 tarih ve ... yevmiye nolu cevabi ihtarnamesi ile “Müvekkillerin şirkette pay sahibi konumunda olmadığı, TTK’nun 411. maddesindeki Genel Kurulun toplantıya davet edilmesini Yönetim Kurulu’ndan isteme yetkisinin münhasıran pay sahiplerine tanındığı, ... terekesinde yer alan anonim ortaklık paylarının terekenin tasfiye edilmemiş olması nedeniyle halihazırda tereke uhdesinde olduğu, beyan ettiğimiz hisse oranlarına da itiraz ettikleri, müvekkiller tarafından anonim ortaklık paylarının bedelinin tespiti talebiyle dava açıldığı, bu doğrultuda müvekkillerin yasal haklarını terekenin tasfiyesi bağlamında pay sahibi sıfatını kazanmak yerine paylarını devrederek bedelini alma doğrultusunda kullandığı” şeklindeki haksız ve mesnetsiz gerekçelerle “Genel Kurulun toplanmasını talep etme hakkımızın bulunmadığını” ileri sürdüğünü, Anonim ortaklığın zorunlu organlarından olan Genel Kurul, pay sahiplerinden oluşan bir iç organ olup tüm pay sahipleri Genel Kurul’un doğal üyesi olduğunu, bununla birlikte Genel Kurul, birçok pay sahipliği hakkının kullanılma yeri olup karar organı olduğunu, bu anlamda yasa koyucu anonim ortaklıkta önemli bir işlevi olan Genel Kurul’un her yıl zorunlu olarak toplanması gerektiğini öngördüğünü, TTK’nun 409. maddesi “Olağan Toplantı her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içinde yapılır.” şeklinde düzenlenmiş olup her hesap dönemi için ve hesap devresinin sonundan itibaren üç ay içerisinde, Olağan Genel Kurul Toplantısı yapılarak, kanunda sayılan gündem maddeleri görüşülüp karara bağlamanın zorunlu olduğunu, dolayısıyla Olağan Genel Kurul Toplantısının zamanı ve asgari gündeminin yasa koyucu tarafından açık ve net şekilde belirlendiğini, Anonim ortaklık Genel Kurulu, her halde ve mutlaka toplantı yaparak karar alması gereken bir organ olup bu zorunluluğun bir istisnası olmadığından, yasa koyucu aksi durumda pay sahiplerine Genel Kurul’un toplantıya çağırılmasını Yönetim Kurulu’ndan isteme hakkı öngörmüş, bunun reddi veya cevapsız bırakılması halinde de mahkemeye müracaat imkanının tanındığını, davalı şirketin, TTK’nun 411. maddesi gereğince Genel Kurulun Olağan toplantıya çağrılması talebimizi “terekenin tasfiye edilmemiş olması nedeniyle müvekkillerin şirkette pay sahibi konumunda olmadığı” gerekçesiyle reddetmiş ise de, belirttikleri üzere, davacıların murisin yasal mirasçısı olmaları, TTK’nun 494/2. maddesi gereğince mirasın tasfiyesi beklenmeksizin payların ölümle birlikte derhal mirasçılara geçmesi karşısında, davacıların pay sahibi sıfatıyla TTK’nun 411. maddesi gereğince Yönetim Kurulu’ndan Genel Kurul’u toplantıya çağırmasını isteyebileceklerinin kuşkusuz olduğunu, nitekim davacıların pay sahipliği, mahkemelerce taraflar arasındaki davalarda bu yöndeki gerekçelerle kabul edildiğini, TTK’nun 411/1. maddesinde Genel Kurul’un toplantıya çağrılması talebinin, “Sermayenin en az onda birini oluşturan pay sahiplerine” tanınan bir hak olması karşısında, davacıların hisse oranlarına ileri sürülen itirazın da red için geçerli bir sebep olmadığının açık olduğunu, davalı şirket davacıların paylarının bedelinin tespiti talebiyle açmış oldukları davaya dayanarak, pay sahibi olmak yerine paylarını devrederek bedelini alma doğrultusunda yasal haklarını kullandıklarını ileri sürmüş ve hukuki yanılgı yaratmaya çalışmış ise de, bahse konu davanın, pay sahipliği sıfatlarını ortadan kaldıran bir dava olmadığını, davacıların derhal edindikleri paylarının şirket pay defterine kaydını talep etmeleri üzerine, davalı şirket bu taleplerini reddettiğini, davacıların paylarının satın alınmasına yönelik herhangi bir istek ya da irade belirtmediklerini ancak davacı şirket kayıt taleplerinin reddinden sonra davacılara gönderdiği ihtarname ile bu kez “tereke paylaştırılması sonrasında müvekkil mirasçıların her birinin payına düşecek şirket sermayesinin %12,75’ine tekabül eden payları ayrı ayrı 2.500.000.-USD karşılığında satın alma iradesi”ni bildirdiğini, davacılar tarafından gönderilen cevabi ihtarname ile bu talep kabul edilmemiş ise de, TTK’nun 493/5. Maddesi gereğince, hak kaybı yaşanmaması için, payların gerçek değerinin belirlenmesi için davalı şirketin ihtarnamesinde bahsettiği pay değerinin tespitine yönelik davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu, davalı şirketin davacının TTK’nun 411. maddesi gereğince Genel Kurulun Olağan toplantıya çağrılması talebimizi reddetmesinin mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğunu belirterek öncelikle TTK’nun 412. maddesi gereğince davalı şirkete kayyum atanmasına, TTK’nun 411. maddesi gereğince davalı şirketin Genel Kurulunun toplantıya çağrılması talebimizin davalı şirket tarafından haksız ve mesnetsiz şekilde reddedilmesi nedeniyle, TTK’nun 412. maddesi uyarınca mahkemenizce Davalı şirketin Genel Kurulu’nun toplantıya çağırılmasını, Olağan Toplantıda “Şirket Yönetim Kurulu Başkanı ve üyelerine, 2021 ve 2022 faaliyet dönemlerinde sağlanan tüm hakların ve ödenen miktarların açıklanması ve görüşülmesi, Şirketin standart uygulaması olan “Aile Bütçesi” kapsamında, şirket tarafından karşılanan şirket hissedarlarının şahsi harcamalarının 2021 ve 2022 faaliyet dönemlerindeki miktarı ile bu kapsamda ... terekesine isabet eden miktar ve bunun ne şekilde ayrıldığının açıklanması ve görüşülmesi, Şirketin 2021 ve 2022 faaliyet dönemlerinde elde ettiği karın miktarı, dağıtılan/dağıtılacak kar ve kazanç payı oran ve miktarlarının açıklanması ve görüşülmesi, Şirketin 2021 ve 2022 faaliyet dönemlerine ilişkin Ayrıntılı bilanço, ayrıntılı gelir tablosu, mali ve finansal tablolar, öz kaynaklar değişim tablosu, nakit akış tablosu, mizan ve ekleri, Yönetim Kurulu faaliyet raporları, Denetçi raporları ve bunların dayanaklarının okunması ve görüşülmesi, Gelecek yıllara ait TEMETTÜ beklentisinin görüşülmesi, Şirketin 2021 ve 2022 yıllarına ilişkin alınmış Şirket Değerleme Raporlarının okunması ve görüşülmesi, Şirketin ve bağlı şirketlerin ... A.Ş. veya iştiraklerine aslen ve/veya kefil sıfatıyla olan borçları, miktarı, riskleri ve borca karşılık verilen teminatları, bu borçlardan dolayı ...’ın kefil sıfatıyla olan borçları, miktarı, riskleri ve borca karşılık verilen teminatları, ...’ın ölüm tarihinden sonra murisin borca karşılık verilen teminatlar kullanılarak herhangi bir yeni kredi alınıp alınmadığı, alındı ise miktarının açıklanması, Şirket lehine ve aleyhine devam eden davalar, bunların takibi için yapılan masraflar ve takip eden şirket avukatlarına ne şekilde ve ne miktarda ücret ödendiğinin açıklanması ve görüşülmesi, Yönetim Kurulu Başkan ve üyelerinin azli konusunun görüşülmesi ve oylanması, Yeni Yönetim Kurulu Başkan ve üyelerinin seçilmesi”, şeklindeki gündem maddelerinin görüşülmesine ve karar bağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olan istem, Türk Ticaret Kanunu’nun 411. ve 412. maddeleri uyarınca, gerektirici bir sebebin varlığına istinaden genel kurulun toplanması ve bu amaçla davalı şirkete kayyum atanması istemi olduğunu, davacıların bu istemi ileri sürmelerinin tamamen hukuka aykırı ve haksız olduğunu, davacıların paysahibi sıfatını taşımadığını, paysahibi olmayan, genel kurulun toplanmasını da mahkemeden istemeyeceğini, ortada genel kurulun toplanmasını gerektiren bir gerektirici sebebin bulunmadığını, davacılar ile davadışı ... ve ...'ın, müteveffa ...’ın mirasçıları olduğunu, mirasın henüz tasfiye edilmemiş olup; mirasçıya ait tüm hakların, halihazırda terekede olduğunu, bu itibarla, davacıların, davacı şirkette paysahipliği sıfatını kazanamadıklarını, bunun kaçınılmaz bir sonucu olarak, davacıların huzurdaki dava açısından davacı sıfatlarının da bulunmadığını, davacıların hiçbir zaman paysahibi sıfatını kazanmayacaklarını, çünkü kendi tercihleriyle TTK.m. 492 vd. hükümlerini işlettiklerini ve payların kendi adlarına kaydedilmesi yerine, davalı şirketin satın alma teklifini kabul ederek TTK.m. 493 uyarınca .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ... E. Sayılı dosyasıyla gerçek değerin belirlenmesi davasını açtıklarını, bu itibarla davacıların şu anda sahip olmadıkları ve kendi tercihleri doğrultusunda hiçbir zaman edinemeyecekleri paysahipliği sıfatına özgü bir davayı haksız yere açtıklarını, davacılar sıfata sahip olsalardı dahi, ortada genel kurulun toplanması açısından bir gerektirici sebebin bulunmadığını, şirketin, bağımsız denetime tabi bir şirkettir ve genel kurul hazırlıklarının sürdüğünü, hal böyle iken, henüz paysahibi sıfatını dahi kazanmamış ve paysahipliği haklarının ancak tereke tarafından kullanılacağı düşüncesiyle terekeye temsili tayin ettirme girişiminde bulunan davacıların bu davayı açmasının, bariz bir kötüniyet örneği olduğunu, bir yandan terekeye temsilci atanmasını isteyerek, müteveffanın paylarının terekede olduğunu kabul ve ikrar eden, zaten başka bir şansı da olmayan davacıların, sırf ihtilaf zeminini genişletmek ve yeni mücadele alanları kazanmak uğruna, bu haksız davayı ikame etmelerinin kabul edilemeyeceğini, bu durum karşısında, davalı şirkete bir kayyım atanmasının da söz konusu olamayacağını, şöyle ki Mahkememiz yüksek malumları olduğu üzere, kayyım, ancak organ boşluğu halinde atanan bir görevli olduğunu, maksatın şirketin fiil ehliyetini idame ettirmesini, şirket yönetiminde boşluğun önlenmesini temin etmek olduğunu belirterek dvacıların paysahibi sıfatını taşımaması ve TTK.m. 411 uyarınca genel kurulun toplatılması açısından gerektirici bir sebebin bulunmaması nedeniyle, genel kurulun toplanması ve müvekkil şirkete kayyım atanması yolundaki haksız istemin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Taraflara usulüne uygun davetiyeler tebliğ edilmiş olup, davalı şirket ticaret sicil kayıtları, .... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dosya UYAP sureti, .... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dosya UYAP sureti, .... Sulh Hukuk Mahkemesinin ... Esas sayılı dosya UYAP sureti, .... Sulh Hukuk Mahkemesinin ... Esas sayılı dosya UYAP sureti dosyamız içerisine alınmıştır.
Davacılar ve davalı vekilince 16/09/2024 tarihli ortak dilekçeleri ile davadan ve bu davaya ilişkin istinaf / temyiz haklarından, karşı taraf vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmeksizin karşılıklı olarak feragat ve feragati kabul ettiklerini, dosyada mevcut olan teminatın iadesine ve tedbirlerin kaldırılarak ilgili tapu müdürlüklerine ve emniyet birimlerine müzekkere yazılmasına karşılıklı muvafakat ettiklerini belirterek vaki feragat ve feragati kabulleri nazar-ı itibara alınarak karar verilmesini talep etmişlerdir.
Dosyanın tetkikinde; davacılar vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde davadan feragate yetkileri olduğu görülmüştür.
Davadan feragat 6100 sayılı HMK'nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre feragat, davacının talep sonucunda kısmen veya tamamen vazgeçmesi diye tanımlanmıştır. Feragatin kayıtsız ve şartsız olacağı, dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği belirtildikten sonra hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı açıkça belirtilmiştir. Taraflarca karşılıklı feragat ve feragati kabul ettikleri görülmekle, davacıların davasından feragati nedeniyle HMK 307 ve 311 maddeleri uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan feragat sebebiyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların davasından feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan, maktu karar ve ilam harcının üçte ikisi olan harçtan 15,22-TL eksik harcın davacılardan müştereken müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
3-Taraf vekillerinin beyanları nazara alınarak taraf vekillerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Taraf vekillerinin beyanları nazara alınarak taraflarca yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oybirliği ile dosya üzerinden karar verildi.30/10/2024

Başkan ...
e-imzalıdır
Üye ...
e-imzalıdır
Üye ...
e-imzalıdır
Katip ...
e-imzalıdır

UYAP Entegrasyonu