WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DANIŞTAY İDARE DAVA DAIRELERI KURULU

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2023/2511 E.  ,  2024/1103 K.
"İçtihat Metni"T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2023/2511
Karar No : 2024/1103

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Huk. Müş. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü ve Altıncı Daireleri Müşterek Kurulunca verilen 21/02/2023 tarih ve E:2021/3497, K:2023/720 sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Tabiat Varlıkları ve Doğal Sit Alanları ile Özel Çevre Koruma Bölgelerinde Bulunan Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altındaki Yerlerin İdaresi Hakkında Yönetmeliğin (Yönetmelik) 65 ve 66. maddelerinin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü ve Altıncı Daireleri Müşterek Kurulunun 21/02/2023 tarih ve E:2021/3497, K:2023/720 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usûle ilişkin itirazları geçerli görülmeyerek esasın incelenmesine geçildiği belirtilmiş,
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 43. maddesine, 10/07/2018 tarih ve 30474 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 109. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendine, dava konusu Tabiat Varlıkları ve Doğal Sit Alanları ile Özel Çevre Koruma Bölgelerinde Bulunan Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altındaki Yerlerin İdaresi Hakkında Yönetmelik'in yayımlandığı tarih itibarıyla 1., 2., 3., 65. ve 66. maddelerine, Yönetmelik ekinde yer alan Ek-1 Kira Şartnamesi'nin 2. maddesine yer verildikten sonra,
Kararda aktarılan mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden, tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerinde bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle ilgili her türlü tasarrufta bulunma, işletme, işlettirme ve kullanım izinlerini verme yetkisinin 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile davalı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde bulunan Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü'ne verildiği, söz konusu yetkiye istinaden çıkarılan dava konusu Yönetmelik'te taşınmazlarla ilgili olarak Bakanlığın sahip olduğu yetkinin ihale yoluyla kullanılacağının temel prensip olarak belirlendiği, bu bağlamda dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesinde, "Bu Yönetmelikte geçen; Kanun, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nu ifade eder." kuralına yer verildiğinin anlaşıldığı,
Dava konusu Yönetmelik'in 65. maddesi yönünden;
Yönetmelik'in 65. maddesinde yer alan düzenlemenin incelenmesinden; Yönetmelik kapsamındaki kıyıların, 3621 sayılı Kıyı Kanunu ile 03/08/1990 tarih ve 20594 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğe uygun olarak kullanılması ve kıyıların kamunun kullanımına açık tutulması koşuluyla kiralanabilmesine imkân tanındığı, kiralamanın ise Yönetmelik ekinde yer alan Kira Şartnamesi (Ek-1) ve Kira Sözleşmesi (Ek-2)'ne uygun olarak yapılması gerektiğinin belirtildiği, Kira Şartnamesi (Ek-1)'nin ikinci maddesinde yer alan düzenleme uyarınca taşınmazın yapılacak ihale neticesinde kiraya verilebileceğinin anlaşıldığı,
Yönetmelik kapsamındaki taşınmazların kiraya verilmesine ilişkin düzenlemelere 55. ve devamındaki maddelerde yer verildiği, Yönetmelik'in 55. maddesinde ise, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazların kiraya verilmesinde uygulanacak ihale usullerinin düzenlendiği görülmekte olup, aktarılan düzenlemeler gereğince Yönetmelik kapsamındaki kıyıların 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nda yer alan usullere göre yapılacak ihale neticesinde kiralanabileceğinin anlaşıldığı,
Bu itibarla, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerinde bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle ilgili her türlü tasarrufta bulunma, işletme, işlettirme ve kullanım izinlerini verme yetkisinin davalı idareye verildiği, söz konusu yetkinin Yönetmelik kapsamındaki yerlerin kiralanabilmesini de kapsadığı, anılan yetkiye istinaden dava konusu Yönetmelik kuralı ile Yönetmelik kapsamındaki kıyıların yapılacak ihale neticesinde kiralanabilmesine ilişkin düzenleme yapıldığı, her ne kadar davacı tarafından ihale yapılmaksızın işletme hakkı verilmesi ve protokol yapılması suretiyle kiralama yapıldığı ileri sürülmüş ise de, söz konusu usûle imkân tanıyan düzenlemenin dava konusu maddenin önceki hâlinde yer aldığı, ayrıca düzenlemeyle kıyıların korunmasını ve kamunun kullanımına açık tutulmasını güvence altına alan hükümlere de yer verildiği göz önünde alındığında, davalı idareye tanınan yetki kapsamında tesis edilen dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı,
Dava konusu Yönetmelik'in 66. maddesi yönünden;
Yönetmelik'in 66. maddesinde yer alan düzenlemenin incelenmesinden; 3621 sayılı Kıyı Kanunu ile 03/08/1990 tarih ve 20594 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğe uygun olarak kullanılmak ve ilgili kuruluşlardan izin alınmak şartıyla, kıyıda deniz turizmi tesisleri, tersane, liman, barınak, iskele, yanaşma yeri, rıhtım ve benzeri türde tesis yapanlara âzâmî otuz yıla kadar kullanma izni verilebilmesine imkân tanındığının anlaşıldığı,
Yönetmelik kapsamındaki yapı ve tesisler için kullanma izni verilmesi şartlarını içeren düzenlemelere 61. ve devamındaki maddelerde yer verildiği, Yönetmelik'in 63. maddesinde ise, kullanma izninin hangi ihale usûlüyle verileceğinin kurala bağlandığı görülmekte olup, bu düzenlemeler gereğince kıyılarda inşa edilen yapı ve tesisler için yapılacak ihale neticesinde kullanma izni verilebileceğinin anlaşıldığı,
Bu itibarla, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerinde bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle ilgili her türlü tasarrufta bulunma, işletme, işlettirme ve kullanım izinlerini verme yetkisinin davalı idareye verildiği, söz konusu yetkinin Yönetmelik kapsamındaki yerlerde inşa edilen yapılar için kullanma izni verilebilmesini de kapsadığı, anılan yetkiye istinaden dava konusu Yönetmelik kuralı ile Yönetmelik kapsamındaki kıyı yapıları için yapılacak ihale neticesinde kullanma izni verilebilmesine ilişkin düzenleme yapıldığı, maddede sayılan yapı ve tesislerin Kıyı Kanunu ile Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte kıyıda yapılabilecek yapılar arasında yer aldığı ve kıyıların korunmasını güvence altına alan hükümlere yer verildiği göz önünde bulundurulduğunda, davalı idareye tanınan yetki kapsamında tesis edilen dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davalı … Bakanlığına gönderilen tahsis taleplerinin, 5216 sayılı Kanunun 7. maddesinde sayılan görevler kapsamındaki kamu hizmetlerini yerine getirme ve kamuya açık alanların yine kamu yararına, herhangi bir rant oluşturmadan işletilmesinin temin edilebilmesi amacını taşıdığı; bahse konu taleplerin, dava konusu Yönetmelik hükümleri ve Yönetmelik uyarınca yapılan idari işlemler nedeniyle reddedildiğinden, davayı açmakta menfaatlerinin bulunduğu davalı idare tarafından …'e yapılan devir işlemlerinin kanuna aykırı olduğu; Anayasanın 43. maddesi ile kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunun, kıyılar ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetileceğinin hüküm altına alındığı, nitekim, Devlete ait taşınmazların idaresiyle ilgili ve emsal nitelikteki Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 81. maddesinde, sadece kıyılarla ilgili olarak, bir sıralama da yapılmak suretiyle mahalli idarelere tahsis yapılması veya gelir paylaşımı yoluyla işletme yaptırılmasıyla ilgili özel bir düzenleme yapıldığı ancak davalı idarenin, dava konusu Yönetmelik kapsamındaki alanların Özel Çevre Koruma Bölgesi statüsünde olmasını gerekçe göstererek, kamu yararına işletme yapabilecek kurumları ve bu kurumların taleplerini yok saydığı, rant ve fiyat sarmalına yol açabilecek, varoluş amacı kâr etmek olan özel şirketlere kiralama yapmayı tercih ettiği; tahsis yönünde talepleri bulunmasına rağmen, bu taleplerin yok hükmünde sayılarak tesis edilen kiralama işlemlerinin, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamında yapılsa dahi yapılan ihalelerden kendilerinin ve iştiraklerinin hiçbir şekilde haberdar olamadığı; dava konusu alanların kamu yararı gözetilerek, kamu hizmeti sağlanabilmesi için, ihale edilmesine gerek kalmaksızın davalı Bakanlık tarafından Büyükşehir Belediyesi adına kiralama veya tahsisinin yapılması gerekirken, herhangi bir objektif kritere dayalı olmadan, tahsis taleplerinin göz ardı edilerek 3. şahıslara kiralama imkanı veren, Anayasanın 43. maddesi ile ilgili mevzuat hükümlerinin ruhuna da aykırı nitelikteki Yönetmelik hükümlerinin iptali gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onüçüncü ve Altıncı Daireleri Müşterek Kurulunca verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosya tekemmül ettiğinden davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü ve Altıncı Daireleri Müşterek Kurulunun temyize konu 21/02/2023 tarih ve E:2021/3497, K:2023/720 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan ve fazla yatırılan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Kesin olarak, 16/05/2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

UYAP Entegrasyonu