WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DANIŞTAY İDARE DAVA DAIRELERI KURULU

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2023/173 E.  ,  2024/1105 K.
"İçtihat Metni"T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2023/173
Karar No : 2024/1105

TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Kurulu
VEKİLİ :Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) :…
VEKİLİ : Av….

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 17/02/2022 tarih ve E:2017/4965, K:2022/549 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 17/02/2022 tarih ve E:2017/4965, K:2022/549 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek işin esasına geçilmiş,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacı hakkında, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme" ve "Silahlı terör örgütüne üye olma" suçlarından açılan adli soruşturma sonucunda, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının … tarih ve Sor. No:…, K:… sayılı kararıyla davacının örgütün amacını benimseyip, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu ve bu surette verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk ettiğine, ayrıca örgüt faaliyetlerine katıldığına dair tespit yapılamadığı ve delil elde edilemediği anlaşıldığı gerekçesiyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına kararı verildiği ve UYAP sistemi üzerinde yapılan incelemede anılan kararın kesinleştiğinin görüldüğü,
Davacı hakkındaki tanık beyanı yönünden; … isimli tanığın ifadesinde, davacının örgüt mensubu kişiler ile birlikte dolaştığını, bu kişilerle samimi olduğunu ve 2014 yılı HSYK seçimlerinde de ... Platformunun adaylarına mesafeli davrandığını arkadaşlarından duyduğunun belirtilmesinin, anılan ifadenin davacının örgüt içerisinde yer aldığına ilişkin somut bir veriye dayanmaması ve duyuma dayalı olması nedeniyle, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisakını ortaya koyan bir delil olarak değerlendirilmesine olanak bulunmadığı,
Davacı ile ilgili 15/05/2018 tarihli tutanakta yer alan otel kayıt bilgileri yönünden; davalı idare tarafından dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerde, davacının konakladığı mekanların bir kısmının kamu kurumuna, bir kısmının ise özel işletmelere ait otellerin oluşturduğu, davacı ile aynı tarih aralığında kamu kurumuna veya özel işletmeye ait tesislerde konaklama yapan ve Polnet kayıtlarında hakkında FETÖ/PDY şerhi bulunan kişilerin davacı ile örgütsel faaliyet kapsamında aynı yerde konakladığını ispatlar mahiyette bir belge sunulmadığı,
Netice itibarıyla, davacının konaklama kayıtlarına ilişkin 15/05/2018 tarihli Tutanakta yer verilen tespitlerin, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisakını ortaya koyan bir delil olarak değerlendirilmediği,
Davacıya yüksek teftiş notu verilmesi yönünden; davacıya örgütle iltisaklı/irtibatlı olması nedeniyle 2013 yılı teftişinde yüksek puan verildiğine dair iddianın soyut nitelikteki bir iddiadan ibaret olduğu, somut bilgi ve belgelerle desteklenmediği görüldüğünden, belirtilen hususun davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisakını ortaya koyan bir delil olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı,
Davacıyla ilgili şikayet ve soruşturma bilgisi yönünden; kararda yer verilen şikayet dilekçesi incelendiğinde, davacının örgüt adına hareket ettiği ve açtığı menfi tespit davasında aleyhine karar veren davacının halen FETÖ terör örgütü üyesi olmak suçundan cezaevinde bulunduğunun belirtilerek bu hususların araştırılmasının istenildiği,
Öte yandan, … isimli şahıs tarafından CİMER (Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi) üzerinden gönderilen 17/02/2017 başvuru tarihli söz konusu dilekçedeki iddiaları inceleyen Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu … Dairesinin … tarih ve Dosya No:…, K:… sayılı kararında; "öne sürülen iddiaların yargılama faaliyetine ilişkin olduğu, hâkimin yargı yetkisi ve takdir hakkı kapsamında kaldığı, bu hak ve yetkinin şikâyet olunan ilgili görevli tarafından kötüye kullanıldığına dair somut herhangi bir delil gösterilmediği gibi, kanun yollarına başvuru sırasında öne sürülebilecek hususların şikâyete konu edildiği, şikâyet edilen hakkındaki FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü lehine davranması hususundaki iddia yönünden evrakın bir suretinin dairemizin … sayılı dosyasına gönderilmesi gerektiği" gerekçesiyle davacı hakkındaki şikayetin 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 97. maddesinin (a) ve (d) bentleri uyarınca işleme konulmaması hususunda Kurul Başkanına teklifte bulunulmasına karar verdiği,
Ayrıca, davacı hakkında FETÖ/PDY terör örgütü ile bağlantılı olarak yürütülen başkaca soruşturma bulunup bulunmadığı yönünde Dairelerince yapılan 25/11/2020 tarihli ara kararına davalı idare tarafından verilen 18/02/2021 tarihli cevapta davacı hakkında Hâkimler ve Savcılar Kurulu …Dairesinin … esas sayılı (Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin … sayılı) disiplin dosyasının dışında FETÖ/PDY örgütü ile bağlantılı olarak yürütülen veya sonuçlandırılan başka idari soruşturma bulunmadığı belirtilmiş ise de, bu disiplin soruşturması kapsamında davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisakı ve irtibatına ilişkin varsa elde edilen bilgi ve belgelerin neler olduğu ortaya konulmadığından, söz konusu soruşturmanın davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisakı ve irtibatı bulunup bulunmadığının değerlendirilmesinde dikkate alınmadığı ve bu soruşturma kapsamında incelenen davacının örgüt adına hareket ettiği iddiasının yer aldığı kararda yer verilen şikayet dilekçesinin de davacının FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatını ortaya koyan bir delil olarak değerlendirilmediği,
Davacı hakkındaki sosyal çevre bilgileri yönünden; davacı hakkında somut bir tespiti içermeyen sosyal çevre bilgilerinin, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisakını ortaya koyan delil olarak değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı idarece, davacının terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplarla iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğuna ilişkin yeterli delil sunulmadığı, sunulan delillerin ise davacının iltisakı veya irtibatını ortaya koyacak yeterlilikte ve nitelikte olmadığı, ayrıca ilgili kamu kurumları ve özel kuruluşlarca Dairelerinin 25/11/2020 tarihli ara kararına verilen cevaplarda da davacının iltisakı veya irtibatını ortaya koyan herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka uyarlık bulunmadığı,
Öte yandan, davalı idarece, davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatını ortaya koyacak nitelikte delillerin tespit edilmesi hâlinde yeniden işlem tesis edilebileceği gerekçesiyle, dava konusu kararın davacıya ilişkin kısmının iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davalı idare tarafından, usule ilişkin itirazlarının neden yerinde görülmediğinin gerekçesinin kararda yer almadığı, dava konusu işlemin bir disiplin işlemi olmadığı, bu nedenle hukuki denetimin katı bir bakış açısıyla yapılamayacağı; meslekten çıkarılan bazı hâkim ve savcılar tarafından açılan davalarda Dairenin verdiği bir kısım ret kararlarında yer alan değerlendirmeler ile bu dosyadaki iptal kararının gerekçesinde çelişkilerin bulunduğu; savunma dilekçesi ekinde yer alan CD içeriğinde yer alan …'nin ifadesinde geçen davacı hakkındaki beyanların, davacının … isimli otelde 15/11/2015-17/11/2015 tarihleri arasında yaptığı konaklamanın, …Misafirhanesinde 21/06/2015-23/06/2015 tarihleri arasında yaptığı konaklamanın, Ankara …Otelde 29/10/2014-01/11/2014 tarihleri arasında yaptığı konaklamanın, … Otelde 07/11/2013-10/11/2013 tarihleri arasında yaptığı konaklamanın, … Misafirhanesinde 16/09/2011-18/08/2011 ile 13/04/2009-15/04/2009 tarihleri arasında yaptığı konaklamaların aynı otellerde konaklama yapan FETÖ/PDY şüphelisi kişiler ile aynı tarih aralığında bulunduğuna ilişkin tespitlerin, davacı hakkındaki FETÖ/PDY kapsamındaki ihbar ve şikayet bilgileri ile mahiyeti ve ilgili disiplin evrakının birlikte değerlendirilmesi sonucunda Kurul kanaatinin, davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle iltisaklı veya irtibatlı olduğu yönünde oluştuğu; davacının seçim dönemindeki hal ve hareketlerine ve FETÖ/PDY terör örgütüyle irtibat ve iltisaklı olan kişilerle birlikte dolaştığına, onlarla samimi olduğuna ilişkin Adliyeden sorumlu Başsavcı olan tanığın ifadesinin, somut bir veriye dayanmadığı, duyuma dayalı olduğu gerekçesiyle delil olarak kabul edilmemesinin büyük bir çelişki ve yanılgı oluşturduğu; Dairenin idari yargılama usulünde geçerli “resen araştırma ilkesi" çerçevesinde öncelikli yetkisini kullanarak tüm verilere sahip olduktan sonra dosya kapsamında yer alan tüm bilgi ve belgelerle birlikte bir değerlendirme yaparak sonucuna göre karar vermesi gerekirken yazılı şekilde karar vermesinin hatalı bir yaklaşım olduğu; davacı hakkındaki şikayet bilgileri olarak dosyaya sunulan … isimli şahıs tarafından CİMER yoluyla gönderilen 17/02/2017 tarihli dilekçede yer verilen, davacı hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibat ve iltisaka ilişkin iddialar davacının örgütle iltisakı ve/veya irtibatı olduğuna ilişkin somut veriler içermediği ve Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından da işlem yapılmadığı gerekçesiyle delil olarak değerlendirilmemiş ise de, Kurul tarafından ihbar ve şikâyet dilekçelerinin, 2802 Hâkimler ve Savcılar Kanununun 69. ve 97. maddeleri kapsamında disiplin hukuku bağlamında ele alınarak değerlendirildiği, salt şikayet dilekçesi üzerine Kurul tarafından verilen karar sonucuna göre hareket etmenin hatalı değerlendirmeye yol açacağı gibi gerekçenin aksine dilekçede somut tespitlerle desteklenen iddiaların dikkate alınmamasının doğru olmadığı; Danıştay Savcısının, davacının FETÖ/PDY ile irtibat ve iltisaklı olduğu ve davanın reddine karar verilmesi yönündeki görüşünün de dikkate alınması gerektiği; temyize konu kararın "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığını taşıyan 5. bölümünde "...işlemin dayanağı olan deliller, davalı idare tarafından dava konusu işlemin tesisinden sonra tespit edilerek..." şeklindeki gerekçenin de açık bir şekilde hukuka aykırı olduğu zira meslekten çıkarılan ilgililer hakkında işlem tesis edildiği tarihte (Genel Kurul kararı ve Genel Kurul kararlarına karşı yapılan yeniden inceleme süreci) Kurulca yapılan değerlendirmeyi destekleyen ve idari/adli süreçte kendilerine gönderilen bilgi ve belgelerin yargı yeri ile paylaşılmasının, işlemin dayanağı delillerin sonradan tespit edildiği anlamına gelmeyeceğinin Daire tarafından da başka kararlarda kabul edildiğinden söz konusu ifadenin hukuki dayanaktan yoksun kaldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Davacı tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Kurulumuzun 29/01/2024 tarihli ara kararına davalı idarece verilen cevabın dosyaya sunulması üzerine, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosya tekemmül ettiğinden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu kararın davacıya ilişkin kısmının iptaline ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 17/02/2022 tarih ve E:2017/4965, K:2022/549 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 16/05/2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

UYAP Entegrasyonu