WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DANIŞTAY İDARE DAVA DAIRELERI KURULU

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2023/141 E.  ,  2024/1011 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2023/141
Karar No : 2024/1011

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : ..
VEKİLİ : Av. Ali …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 19/04/2022 tarih ve E:2017/4903, K:2022/2348 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile irtibat ve iltisakının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun .. tarih ve … sayılı kararının iptali ile bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 19/04/2022 tarih ve E:2017/4903, K:2022/2348 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek işin esasına geçilmiş;
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacı hakkında FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan açılan adli soruşturma sonucunda Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … tarih ve Sor. No:…, Karar No:… sayılı kararıyla, davacının üzerine atılı suçu işlediğine dair hakkında kamu davası açılmasını gerektirecek yeterli delil elde edilmediği gerekçesiyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği ve UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan kararın kesinleştiğinin görüldüğü,
Davacının kendi beyanı yönünden, lise son sınıfta kaliteli eğitim veren bir kurum olması nedeniyle ve kendisinin de başarılı bir öğrenci olduğu için FETÖ/PDY yapılanmasına ait dershaneye gittiğini ve bu dönemde örgütün hiçbir organizasyonuna katılmadığını beyan eden davacının bu beyanlarının, bir başka ifadeyle örgüte müzahir dershaneye giderken eğitim saikiyle hareket ettiğinin aksini ve davacının örgütsel saikle hareket ettiğini ortaya koyabilecek somut bir tespit, tanık beyanı ya da başkaca bir bilgi ve belgenin dava dosyasında bulunmadığı gibi davalı idarece de dosyaya sunulmadığı görüldüğünden, davacının örgüte müzahir dershaneye gittiğine yönelik beyanı örgütle irtibat ve iltisaklı sayılması için yeterli bir delil olarak değerlendirilmediği,
Diğer yandan, davacı tarafından FETÖ/PDY terör örgütüyle iltisaklı olduğu gerekçesiyle meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına karar verilen M.U. ve A.Ç. isimli şahısların hakimlik mesleğine girişte kendisine referans oldukları beyan edilmiş ise de, davacının kendisine referans olan kişileri özellikle terör örgütü ile bağlantıları olması nedeniyle tanımadığı yönündeki beyanlarının aksini ve bu kişilerin örgütsel dayanışma kapsamında ve örgüt mensubu olan kişilerin yargı erkine sızdırılması amacıyla davacıya referans olduklarına yönelik bir bilgi ve belgenin dava dosyasında bulunmadığı gibi davalı idarece de dosyaya sunulmadığı görüldüğünden, bu husus davacının örgütle irtibat ve iltisaklı sayılması için yeterli bir delil olarak değerlendirilmediği,
HTS bilirkişi raporu yönünden, davalı idarece, HTS analiz çalışmaları neticesinde düzenlenen bilirkişi raporundan bahsedilmiş ve bu durumun davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve/veya iltisaklı olduğunu gösterir delil niteliğinde olduğu iddia edilmiş ise de, söz konusu raporun ve davacının yaptığı iddia edilen görüşmelere ilişkin somut bir tespit ya da bilgi ve belgenin davalı idare tarafından dosyaya sunulmadığı gibi, davacı hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararda yer alan tespit ve değerlendirmeler de dikkate alındığında, davacının haklarında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü kapsamında soruşturma yürütülen bir kısım kişilerle görüşmesinin bulunması iddiası, FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisakını ortaya koyan bir delil olarak değerlendirilmediği,
Kovuşturmaya yer olmadığı kararı içeriğindeki bilgiler yönünden, davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan yürütülen soruşturma sonucunda verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararında davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatını gösteren herhangi bir delil bulunmadığı anlaşıldığından, anılan karardaki hususların davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisakını ortaya koyan deliller olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı,
Davacıyla ilgili soruşturma bilgisi yönünden, Dairelerince yapılan 14/12/2021 tarihli ara kararına davalı idare tarafından verilen 18/02/2022 tarihli cevapta, davacı hakkında Hâkimler ve Savcılar Kurulu … Dairesinin … esas sayılı (Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 2016/7900 sayılı) soruşturma dosyasının dışında FETÖ/PDY örgütü ile bağlantılı olarak yürütülen veya sonuçlandırılan başka idari soruşturma bulunmadığı belirtilmiş ise de, bu disiplin soruşturması kapsamında davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisakı ve irtibatına ilişkin varsa elde edilen bilgi ve belgelerin neler olduğu ortaya konulmadığından, söz konusu soruşturma davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisakı ve irtibatı bulunup bulunmadığının değerlendirilmesinde dikkate alınmadığı,
Davacı hakkındaki sosyal çevre bilgileri yönünden, davacı hakkında somut bir tespiti içermeyen sosyal çevre bilgilerinin, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisakını ortaya koyan bir delil olarak değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı sonucuna varıldığı,
Dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı idarece bakılmakta olan dosyada davacının terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplarla iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğuna ilişkin yeterli delil sunulmadığı, sunulan diğer delillerin ise davacının iltisakı veya irtibatını ortaya koyacak nitelikte olmadığı, ayrıca ilgili kamu kurumları ve özel kuruluşlarca Dairelerinin 14/12/2021 tarihli ara kararına verilen cevaplarda da davacının iltisakı veya irtibatını ortaya koyan herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı anlaşıldığından, davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle tesis edilen dava konusu kararda hukuka uyarlık bulunmadığı,
Dava konusu kararda hukuka uyarlık görülmediğinden, davacının bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği,
Öte yandan, davalı idarece, davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatını ortaya koyacak nitelikte delillerin tespit edilmesi hâlinde yeniden işlem tesis edilebileceği gerekçesiyle,
Dava konusu kararın davacıya ilişkin kısmının iptaline, davacının bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin işlemin tesis edildiği tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, usule ilişkin itirazlarının neden yerinde görülmediğinin gerekçesinin kararda yer almadığı, dava konusu işlemin bir disiplin işlemi olmadığı, davacının Isparta Cumhuriyet Başsavcılığına vermiş olduğu ifadesindeki; "üniversiteye hazırlık döneminde FETÖ/PDY'ye ait Serhat Dershanesine gittiğini, .... hakimlik mesleğine girişte FETÖ/PDY terör örgütüyle iltisaklı olduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edilen M.U. ve A.Ç.'nin referans olduğunu" belirten beyanları, davacı hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 28/06/2018 tarihli kararındaki; "Şüpheliye ait 0505.....43 ve 0530.....19 numaralı gsm hatları üzerinde yapılan inceleme neticesinde tanzim edilen 28/06/2017 tarihli HTS Bilirkişi Raporunda; Şüpheli Esra BALCI'nın, hakkında FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma soruşturması kapsamında işlem yapılan kişilerle görüşme yaptığı" şeklindeki tespitler, birlikte değerlendirildiğinde Kurul kanaatinin davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle iltisaklı ve/veya irtibatlı olduğu yönünde oluştuğu, her ne kadar; davacı hakkında "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan başlatılan adli süreç mahkûmiyet dışında bir kararla sonuçlanmış ise de; dava konusu işlem "üyelik" değil "iltisak ve irtibat" isnadına dayandığından söz konusu kararın davacının hukuki durumunu değiştirmediği, Danıştay Savcısı tarafından verilen görüşte, davacının FETÖ/PDY ile irtibat ve iltisaklı olduğu ve davanın reddine karar verilmesi yönündeki görüşünün de dikkate alınması gerektiği, davacının bu karar nedeniyle yoksun kaldığı mali haklarının meslekten çıkarılmasına karar verildiği tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebi yönünden ise 667 sayılı KHK ve 6749 sayılı Kanun uyarınca meslekten çıkarılan yargı mensuplarının 685 sayılı KHK kapsamında Danıştayda açtıkları davalardaki parasal - özlük hak, maddi/manevi tazminat ve faiz talepleri yasal dayanaktan yoksun olduğundan reddi gerektiği, temyiz talebinin kabulü ile, Danıştay Beşinci Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay Beşinci Dairesi kararının, davacı lehine hükmedilen parasal haklara yürütülecek yasal faizin başlangıcına ilişkin hükmü dışındaki kısımlar yönünden, aynı gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup davalı idare tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın esastan bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, parasal hakların ödenmesinde, davacının meslekten çıkarıldığı tarihten, iptal kararı uyarınca mesleğe iade edildiği tarih arasında geçen dönemde varsa tespit edilecek çalışmaları karşılığında edindiği gelirin düşülmesi gerektiği tabiidir.
Daire kararının davacı lehine hükmedilen parasal haklara yürütülecek yasal faizin başlangıcına ilişkin kısmına gelince;
Faiz, en genel anlamıyla, konusu bir miktar paranının ödenmesinden ibaret olan borçlarda, alacaklının bu paradan yoksun kaldığı süre içinde oluşan zararına karşılık olarak ödenen ve alacağın türüne göre oranı değişen bir bedeldir.
Hukuka aykırı işlem veya eylem nedeniyle uğranılan zararların ya da yoksun kalınan maddi ve manevi hakların karşılanması zaman içinde gecikebildiğinden, ilgililerin bu gecikmeden doğan zararının giderilmesi için 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun uyarınca faiz uygulanması gerekli bulunmaktadır.
Yerleşik yargısal içtihatlara göre, hukuka aykırılığı saptanan idari işleme dayalı olarak hükmedilecek maddi ve manevi tazminata yürütülecek faizin başlangıç tarihinin, genel olarak idarenin temerrüde düştüğü tarih de olan işlem tarihi olduğu kabul edilmekle birlikte, davacı tarafından dava dilekçesinde yasal faizin başlangıç tarihinin belirtilmemesi hâlinde, iptal davasının açıldığı tarihten itibaren faize hükmedilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının dava dilekçesinde parasal haklarına yasal faiz yürütülmesini istediği, ancak bunun başlangıç tarihini göstermediği, bu durumda dava açma tarihi olan 30/09/2016 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken, Daire kararında meslekten çıkarıldığı tarihin yasal faizin başlangıcı olarak alındığı görülmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda Danıştayın, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, temyize konu Daire kararının hüküm fıkrasının ikinci sırasındaki "yoksun kaldığı parasal haklarının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin işlemin tesis edildiği tarihten" ifadesinin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca, " meslekten çıkarıldığı tarihten itibaren yoksun kaldığı parasal haklarının dava tarihinden" şeklinde düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu kararın davacıya ilişkin kararın iptaline, davacının bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin işlemin tesis edildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 19/04/2022 tarih ve E:2017/4903, K:2022/2348 sayılı kararının, davacı lehine hükmedilen parasal haklara yürütülecek yasal faizin başlangıcına ilişkin hükmü dışındaki kısımlar yönünden ONANMASINA,
3. Anılan Daire kararının, hüküm fıkrasının ikinci sırasındaki "yoksun kaldığı parasal haklarının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin işlemin tesis edildiği tarihten" ifadesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca, "meslekten çıkarıldığı tarihten itibaren yoksun kaldığı parasal haklarının dava tarihinden" şeklinde düzeltilerek ONANMASINA,
4. Kesin olarak, 08/05/2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

UYAP Entegrasyonu