Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2023/454 E. , 2024/3061 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2023/454
Karar No : 2024/3061
DAVACI : …
DAVALILAR : 1- … - ANKARA
VEKİLİ : Av. …
2- … Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
MÜDAHİL (Davalılar Yanında) : … Dağıtım Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Karar eki liste ve haritalarda kamulaştırma bilgileri ve güzergahları gösterilen taşınmazların enerji nakil hatlarının yapımı amacıyla, Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü tarafından, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 08/12/2022 tarih ve 32037 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 07/12/2022 tarih ve 6449 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, davacıya ait Artvinli, Şavşat İlçesi, … Köyü, … ada, … parsel sayılı taşınmaz yönünden iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : Dava konusu işlemin Anayasaya aykırı olduğu, şekil ve amaç unsurları yönünden hukuka uygun olmadığı, olayda acele kamulaştırmanın hukuki şartlarının gerçekleşmediği, dava konusu işlemde belirtilen enerji nakil hattı güzergahının değiştirilmesi istemiyle idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında dava konusu edildiği, bu dava somucunda verilecek kararın da hukuken dikkate alınması gerektiği, usul ve yasaya aykırı olarak tesis edilen dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
DAVALILARIN SAVUNMALARI : 1. Cumhurbaşkanlığı tarafından, usule ilişkin olarak, davanın süresi içerisinde açılıp açılmadığı hususu re'sen incelenerek, süresi içinde açılmadığının tespit edilmesi halinde bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği; esasa ilişkin olarak ise, dava dilekçesinde belirtilen … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasının TEDAŞ Genel Müdürlüğü Yatırımlar İzleme ve Daire Başkanlığının … sayılı işlemine ilişkin olduğu, söz konusu işlemin icrai nitelikte bir işlem olmadığının ve Mahkemece iptaline karar verilmesi halinde dahi kamulaştırma işlemlerine devam edilmesinin idari bir zorunluluk olduğunun değerlendirildiği, bu doğrultuda yargılama süreci devam ederken dava konusu işlemin usul ve yasaya uygun olarak tesis edildiği; davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
2. … A.Ş. tarafından, usule ilişkin olarak, davanın 30 günlük yasal süre içinde açılmadığı; dava konusu Cumhurbaşkanı kararının iptal edilmesinin, TEDAŞ Yönetim Kurulunun 20/10/2022 tarihli, 41-2807 sayılı kararının hukuken geçerliliğine etkisi olmayacağından davacının bakılan davayı açmasında hukuki yararının bulunmadığı; esasa ilişkin olarak ise, davacıya ait taşınmazda geçmiş yıllarda inşa edilen bir enerji nakil hattının bulunduğu, dava konusu işlemde belirtilen projenin de esasen daha önce kurulmuş olan bu enerji nakil hattına ait projenin revize edilmiş hali olduğu, söz konusu revizasyon kapsamında direk tiplerinin daha yüksek olanlarıyla değiştirildiği, böylece taşınmazının kullanımı açısından davacı lehine bir durumun yaratıldığı; ayrıca davacının taşınmazının sadece 439,36 m2'lik kısmına ve irtifak hakkı kurulmak suretiyle el atılacağından, bunun mülkiyet hakkına bir müdahale teşkil etmediği; dava konusu işlemin usul ve yasaya uygun olarak tesis edildiği; davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ : Dava, Artvin İli, Şavşat İlçesi, … Köyü, … ada, … parsel sayılı taşınmazın, enerji nakil hatlarının yapımı amacıyla, Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü tarafından, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. Maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 08/12/2022 tarih ve 32037 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 07/12/2022 tarih ve 6449 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, davaya konu taşınmaza ilişkin kısmının iptali iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasa'nın 13. ve 35. madde hükümleri uyarınca mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla Anayasa'ya uygun olarak yasayla sınırlandırılması mümkündür. Ancak buna ilişkin düzenlemeler öncelikle kamu yararına dayanmalıdır.Ülkemizin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolüyle de mülkiyet hakkı bir insan hakkı olarak kabul edilmiş ve bu hakkın orantılılık ilkesi çerçevesinde kamu yararı gözetilerek sınırlandırılabileceği ifade edilmiştir. Buna göre, bir taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kamulaştırma yolu ile kaldırılması (mülkiyetin el değiştirmesi) kamu yararının karşılanması zorunluluğunun özel mülkiyet hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlıdır. Bu çerçevede, 2942 sayılı Yasanın 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiğinden, madde hükmü ile üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır. Bu koşullardan ikisi Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olması halleri şeklinde açıkça sayılmak suretiyle üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasının gerçekleştirilmesi amacıyla acele kamulaştırma yoluna gidilebileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda üçüncü koşul olan aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar verilebilmesi için de kamu yararı ve kamu düzenine ilişkin olma halinin maddede yer alan diğer iki koşula paralel nitelik taşıması gerekmektedir.
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun "Taşınmaz temini işlemleri" başlıklı 19. maddesinin 2/a fıkrasında, "Dağıtım faaliyetinde bulunan lisans sahibi özel hukuk tüzel kişilerinin lisansa konu faaliyetlerine ilişkin taşınmaz temini taleplerine yönelik işlemler, 2942 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine göre TEDAŞ tarafından yürütülür. Taşınmaz temini talepleri TEDAŞ tarafından değerlendirilir ve uygun görülmesi halinde TEDAŞ tarafından karar alınır. Bu kapsamda alınan kararlar, kamu yararı kararı yerine de geçer ve herhangi bir makamın onayına tabi değildir." hükmü uyarınca yapılacak olan kamulaştırmalarda 2942 sayılı Yasanın acele kamulaştırmayı düzenleyen 27. maddesi hükmünün de uygulanabileceği açık olup, bu halde de kamulaştırmanın 2942 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca gerçekleştirilebilmesi için acele kamulaştırma prosedürünün uygulanabilme koşullarının gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, … Dağıtım A.Ş. Yönetim Kurulunun … tarih ve … sayılı kararıyla … Dağıtım A.Ş.'nin faaliyetleri kapsamında bulunan, Artvin İli sınırları içerisindeki Hanlı HES Kısım-2 Enerji Nakil Hattı güzergahına isabet eden taşınmazlardan toplam 720,65 m2 lik sahanın mülkiyetinin tescil edilebilmesi ve hat emniyet sahası içinde kalan toplam 45870,08 m2 lik saha üzerinde irtifak hakkı tesis edilebilmesi için 6446 sayılı Elektrik Piyasası kanununun 19. Maddesinin 2/a fıkrasına dayanılarak 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerei uyarınca taşınmaz temini işlemlerinin gerçekleştirilmesine karar verildiği, TEDAŞ Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazsı ile, elektrik dağıtım şirketlerinin faaliyetleri kapsamında muhtelif il sınırları içerisinde tesis edilmesi planlanan 31 adet enerji nakil hattının bir an önce işletmeye alınabilmesini teminen, hat güzergahlarına isabet eden taşınmazların 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırmalarının talep edilmesi üzerine dava konusu 07/12/2022 tarih ve 6449 sayılı Cumhurbaşkanı Kararını kararı ile enerji nakil hatlarının yapımı amacıyla davacının taşınmazının da içinde bulunduğu güzergahlara isabet eden taşınmazlarda elektrik dağıtım tesis yerlerinin mülkiyet şeklinde, hat emniyet sahalarının ise irtifak hakkı kurulmak suretiyle Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğü tarafından 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi gereğince acele kamulaştırılımasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
İncelenen davada, davacının enerji nakil hatlarına ilişkin projede değişikliğe gidilmesi istemiyle … Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğüne yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle Rize İdare Mahkemesinin E:2022/599 esasına kayıtlı olarak açılan davanın henüz sonuçlanmadığı, uyuşmazlık konusu taşınmazın enerji nakil hattı güzergahını kapsamında olması tek başına acele kamulaştırma yapılmasına gerekçe teşkil etmeyeceği gibi, dava konusu kararda acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren nedenlerin ortaya konulmadığı, acelelik halinin, kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasını gerektiren hallerin açıklanmadığı görüldüğünden, dava konusu kararda yukarıda anılan 2942 sayılı Yasa'nın 27. maddesine uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu kararın davacıya ait taşınmaza ilişkin kısmının iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 2577 sayılı Yasanın 20/A maddesi uyarınca işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
08/12/2022 tarih ve 32037 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 07/12/2022 tarih ve 6449 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla, anılan karar eki liste ve haritalarda kamulaştırma bilgileri ve güzergahları gösterilen taşınmazların enerji nakil hatlarının yapımı amacıyla, Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü tarafından, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına karar verilmiştir.
Anılan kararın, davacıya ait Artvinli, Şavşat İlçesi, Elmalı Köyü, 129 ada, 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 35. maddesinde, "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmü yer almaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolünün "Mülkiyetin korunması" başlıklı 1. maddesinde, "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez." hükmüne yer verilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun "Kamulaştırma şartları" başlıklı 3. maddesinde, "İdareler, kanunlarla yapmak yükümlülüğünde bulundukları kamu hizmetlerinin veya teşebbüslerinin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz malları, kaynakları ve irtifak haklarını; bedellerini nakden ve peşin olarak veya aşağıda belirtilen hallerde eşit taksitlerle ödemek suretiyle kamulaştırma yapabilirler." hükmüne yer verilmiş; "Kamu yararı kararı verecek merciler" başlıklı 5. maddesinde, kamu kurumları yararına kamulaştırmalarda yönetim kurulu veya idare meclisi, bunların olmaması halinde yetkili
idare organları tarafından kamu yararı kararı alınacağı düzenlenmiş; "Onay mercii" başlıklı 6. maddesinde kamu kurumları yönetim kurulu veya idare meclisleri veya yetkili idare organları tarafından alınmış olan kamu yararı kararlarının denetimine bağlı oldukları bakanın onayı ile tamamlanacağı kurala bağlanmıştır.
Aynı Kanunun "Acele kamulaştırma" başlıklı 27. maddesinde ise, 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere, ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değerinin, idare tarafından, mal sahibi adına, 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği ve anılan Kanunun 3. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktarın, ödenecek ilk taksit bedeli olduğu düzenlenmiştir.
Öte yandan, Anayasanın "İdarenin bütünlüğü ve kamu tüzel kişiliği" başlıklı 123. maddesinde, idarenin kuruluş ve görevleriyle bir bütün olduğu ve kanunla düzenleneceği belirtilmiş; "Yargı yolu" başlıklı 125. maddesinde, "(1) İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.. (5) İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir..." hükmüne; "Mahkemelerin bağımsızlığı" başlıklı 138. maddesinin 4. fıkrasında da, "Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez." hükmüne yer verilmiştir.
Bu doğrultuda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Kararların sonuçları" başlıklı 28. maddesinde, "Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez..." hükmüne yer verilmiş; "Yürütmenin durdurulması" başlıklı 27. maddesinin 2. fıkrasında ise, idari işlemin uygulanması halinde giderilmesi güç veya olanaksız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması koşullarının birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verileceği düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Hukuk devleti ilkesinin gereklerinden biri de idarenin yargısal denetiminin yapılabilmesidir. Anayasa'nın yukarıda belirtilen 125. maddesinde yer alan idarenin her türlü eylem ve işleminin yargısal denetime tabi olacağı yolundaki amir hüküm, belirtilen ilkenin somut halini teşkil etmektedir. Hukuk devletinin gereği olarak idarenin yargısal denetimi ancak idari yargı mercilerince verilen kararların, fiili ve hukuki imkansızlık dışında gecikmeksizin yerine getirilmesi ile mümkün olacaktır.
Yukarıda yer verilen emredici hukuk kurallarına göre, idarelerin yargı kararlarını gecikmeksizin uygulaması yasal bir zorunluluk olup, bu durum aynı zamanda hukuk devleti olmanın da bir gereğidir. Anayasa'nın 2. maddesinde yer alan bu ilke karşısında, idarenin mahkeme kararlarını "aynen" ve "gecikmeksizin" uygulamaktan başka bir seçeneği bulunmamaktadır. Başka bir deyişle, yargı kararlarının uygulanması bakımından idare ''bağlı yetki'' içerisinde bulunmaktadır. Aynı şekilde, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesinin 1. fıkrası da, Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak 30 (otuz) günü geçemeyeceği şeklindeki kuralıyla Anayasa'nın 2. maddesinde yer alan "hukuk devleti" ilkesine uygun bir düzenleme getirmektedir. Söz konusu ilke karşısında, idarenin maddi ve hukuki koşullara göre uygulanabilir nitelikte olan bir yargı kararını "aynen" ve "gecikmeksizin" uygulamaktan başka bir seçeneği bulunmamaktadır.
Dosyanın ve UYAP kayıtlarının birlikte incelenmesinden; davacı tarafından, Artvin İli, Şavşat İlçesi, Elmalı Köyü sınırları içerisinde kurulması planlanan enerji nakil hatlarına ilişkin projenin tadili istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Türkiye Elektrik Dağıtım A. Ş. Genel Müdürlüğü Yatırımlar İzleme Dairesi Başkanlığının … tarih ve … sayılı işlemi ile reddedilmesi üzerine anılan işlemin iptali istemiyle … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında dava açıldığı; bu sırada İdare Mahkemesince proje alanında 10/04/2023 tarihinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda bilirkişilerce Mahkemeye sunulan 19/06/2023 havale tarihli raporda, enerji nakil hattının D18, D17, D16, D15 pilonları boyunca doğrusal olduğu ancak davacının evinin üzerinde bulunan D15-D14 pilonları arasında hattın doğrusallıktan keskin bir şekilde saptığı ve bu durumun hattın güvenliği yönünden sakınca oluşturduğu, D15 pilonunun davacının evinin kuzeyine doğru kaydırılmasının mümkün olduğu ve bu şekilde bir güzergâh değişikliği yapılması halinde hem davacının taşınmazı üzerindeki tasarruf hakkında meydana gelen kısıtlamanın ortadan kalkacağı hem de söz konusu sapmanın azalarak enerji nakil hattının doğrusallığının ve dolayısıyla da güvenliğinin artacağı, aynı zamanda güzergah mesafesinin de kısalması sonucunu doğuracak olan bu durumun ağaç kesimleri nedeniyle zarar verilecek olan orman alanlarını azaltarak doğanın korunmasına ve kamulaştırma maliyetlerinin azalmasına katkı sağlayacağı yönündeki tespitlere yer verildiği; İdare Mahkemesinin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararıyla da, söz konusu tespitler doğrultusunda, davacının evinin üzerinden geçen D15 numaralı pilonun yerinin kamu yararına aykırı surette belirlendiği, enerji nakil hattının bütünüyle değiştirilmesi gerekmemekle birlikte, davacının evinin üzerine tekabül eden ve bilirkişi raporunda kamu yararına aykırı bulunan D15 numaralı pilon yerinin değiştirilmesinin kamu yararına uygun olacağı, dolayısıyla, davacının enerji nakil hatlarına ilişkin projede değişik yapılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine dair işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçeleriyle anılan işlemin iptaline karar verildiği -bu karara karşı davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun ise henüz sonuçlanmadığı-; bakılmakta olan davaya konu Cumhurbaşkanı kararının ise, söz konusu davanın sonucu beklenmeden tesis edildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda; Mahkeme kararlarına tam olarak uyulmasının idareler açısından yasal bir yükümlülük olduğu dikkate alınarak, Rize İdare Mahkemesinin yukarıda özetlenen yargılama süreci henüz tamamlanmadan, davacıya ait taşınmazı da kapsar şekilde tesis edilen dava konusu Cumhurbaşkanı kararının, Kamulaştırma Kanununun yukarıda yer verilen maddelerindeki usule uygun olarak gerçekleştirilmiş olmakla birlikte, anılan Mahkemenin, davacıya ait taşınmazın enerji nakil hattı güzergahı kapsamına dahil edilmesinin kamu yararına ve dolayısıyla hukuka aykırı olduğu yönündeki iptal gerekçesine aykırı olarak tesis edildiği ve bu nedenle de hukuka uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu 08/12/2022 tarih ve 32037 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 07/12/2022 tarih ve 6449 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, davacıya ait Artvinli, Şavşat İlçesi, … Köyü, … ada, … parsel sayılı taşınmaz yönünden İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(g) maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 16/05/2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!