Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2021/2278 E. , 2024/2870 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/2278
Karar No : 2024/2870
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı - ..
VEKİLİ : Av. …
DİĞER DAVALI İDARE : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ..
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- .. Triko Sanayi ve Dış Tic. Ltd. Şti.
2- ..
VEKİLLERİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU :Danıştay Altıncı Dairesinin 20/12/2016 tarihli, E:2016/810, K:2016/9073 sayılı bozma kararına uyularak verilen ... İdare Mahkemesinin .. tarih ve E:.., K:.. sayılı kararının kabule ilişkin kısmının davalı Başakşehir Belediye Başkanlığı tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Mülkiyeti davacılara ait İstanbul İli, Büyükçekmece İlçesi, …Kule 1. Kısım,… ada … parsel sayılı taşınmaza komşu olan … ada, … parsel sayılı taşınmaz için verilen .. tarihli, … sayılı yapı ruhsatı ile … tarihli, … sayılı tadilat yapı ruhsatının ve ruhsatların dayanağı olan İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin .. tarihli, .. sayılı kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin yargı kararıyla iptaline karar verilmesi üzerine, davalı idarelerce verilen söz konusu yapı ruhsatları ve yapılan imar planı değişikliğine istinaden konut olarak (villa) kullanmakta oldukları taşınmazlarına komşu parselde yapılan işyeri mahiyetindeki 8 (sekiz) katlı bina nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradıklarından bahisle, hukuka aykırı yapı nedeniyle uğranıldığı öne sürülen (19/10/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile artırılmış haliyle) 230.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi zararın, işlemlerin yargı kararıyla iptal tarihi olan 18.05.2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda;
Maddi tazminat isteminin incelenmesinden;
Dosyada yer alan bilgi ve belgeler ile yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, davacıya ait taşınmaza komşu olan parsele tanınan ayrıcalıklı yapılaşma hakkı verilmeseydi parsel üzerinde çevresiyle benzer yapılaşma olacağı, davacıya ait villanın şehir ve gölet manzarasının engellenmeyeceği ve bununla birlikte görüntü kirliliğinin de oluşmayacağı, komşu parsele tanınan ayrıcalıklı yapılaşma hakkı nedeniyle görüntü kirliliği, ışık almada kısmi yoksunluk, manzaranın kısıtlanması ve yaşam konforunda azalmanın dikkate alınması sonucunda davacıya ait taşınmazın güncel rayiç değerinden %10 civarında bir değer kaybına uğradığı açık olup, bu değer kaybının karşılığı maddi tazminat tutarı olan 230.000,00 TL'nin idareye başvuru tarihi olan 24/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (gerçekleştirilen işlemlerden kaynaklı hizmet kusuru nedeniyle sorumluluğu bulunan) davalı Başakşehir Belediye Başkanlığı tarafından davacı şirkete ödenmesi gerektiği,
Davacı ...yönünden;
Dairemizin yukarıda anılan bozma kararında davacılardan Adnan Yılmaz'ın taşınmazla mülkiyet bağının bulunmadığı belirtilerek, bu davacı açısından ehliyet yönünden bir değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmiş olmakla birlikte, yukarıda da bahsedildiği üzere 30/03/2017 tarihinde taşınmazın ...tarafından satın aldığı anlaşıldığından, bakılan davada davacının karar tarihi itibariyle dava açma ehliyetinin bulunduğu görülmüştür. Ancak, davacı Adnan Yılmaz'ın taşınmazın mevcut durumunu bilerek satın aldığı göz önünde bulundurulduğunda, maddi ve manevi herhangi bir zararının oluştuğundan bahsetmeye olanak bulunmadığından, davacı ...yönünden maddi ve manevi tazminat isteminin reddi gerektiği,
Davacı şirketin manevi tazminat isteminin incelenmesinden;
Manevi zararın kişinin fizik yapısının ve iç huzurunun bozulmasını, yaşama gücünün ve sevincinin azalmasını, kişilik haklarının zedelenmesini, şeref ve haysiyetinin rencide edilmesini, duyulan acı ve ıstırabı, kişinin günlük yaşamını zorlaştıran her türlü üzüntü ve sıkıntıyı ifade ettiği; fiziki veya manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevinci azalan kişinin manevi yönden zarara uğramış olduğunun kabul edilmesi gerektiği, Dairemizin yukarıda anılan bozma kararında "hukuka aykırı olduğu yargı kararıyla tespit edilen yapı ruhsatları ve imar planına dayanılarak inşa edilen sekiz katlı yapının, villayı kullananların villadan beklediği rahatlık, huzur, sessizlik ve açık alanlardan yararlanma özgürlüğü gibi manevi menfaatleri elde edememesine neden olduğu, günlük yaşamı zorlaştıran sıkıntılar doğurduğu, bu nedenle komşu parsele tanınan ayrıcalıklı yapılaşma hakkı ölçüsünde manevi zararların da takdiren tazmin edilmesi gerektiği" gerekçesine yer verildiği görülmüş olup, taşınmazı sonradan edinen (gerçek kişi) ...yönünden yukarıda yer verilen gerekçeyle manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi karşısında, (tüzel kişi) davacı şirkete hasren kalan manevi tazminat istemi bakımından, bozma kararında vurgulanan " villayı kullananların villadan beklediği rahatlık, huzur, sessizlik ve açık alanlardan yararlanma özgürlüğü gibi manevi menfaatleri elde edememesi ile günlük yaşamı zorlaştıran sıkıntılar doğurması" olgularının davacı tüzel kişi bakımından gerçekleşmesine olanak bulunmadığı görüldüğünden, davacı şirketin şartları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle; maddi tazminat talebinin kabulü ile 230.000,00 TL maddi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 24/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (gerçekleştirilen işlemler nedeniyle sorumluluğu bulunan) davalı Başakşehir Belediye Başkanlığı tarafından davacı şirkete ödenmesine, manevi tazminat istemi yönünden ise davanın reddine, karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :
Başakşehir Belediye Başkanlığı tarafından, uyuşmazlığa konu taşınmazı kapsayan alanda yargı kararıyla iptaline karar verilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planın onay sürecinde büyükşehir belediyesinin olduğu gözetilmeyerek sorumluluğun sadece kendilerinde bırakılmasının hukuka aykırı olduğu, dava konusu edilen yapının inşa edildiği tarihte yürürlükte olan imar planı ve mevzuata göre inşa edildiği, uyuşmazlığa konu taşınmazın yapı ruhsatının yargı kararıyla iptaline karar verilmiş olmasının tek başına davacıların zarara uğramasına neden olmayacağı, dava konusu taşınmaza ait yapı ruhsatının yapı kullanma izin belgesi düzenlendikten 3 yıl sonra iptaline karar verildiği, öte yandan, manevi tazminat isteme şartlarının oluşmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Dosyanın incelenmesinden; İstanbul İli, Büyükçekmece İlçesi, .... Kısım, ... pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararıyla 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği yapıldığı, önceki imar planlarında "özel sosyal ve kültürel tesis alanı" olan kullanım kararının yapılan bu değişiklikle "özel öğretim, özel temel eğitim, özel kreş, özel sağlık, özel sosyal ve kültürel tesis alanı" kullanımlarına dönüştürüldüğü ve .. tarihli, … sayılı yapı ruhsatı ile …. tarihli, … sayılı tadilat yapı ruhsatının verildiği, bu yapı ruhsatları doğrultusunda söz konusu parselde sekiz katlı iş yeri mahiyetinde büyük bir yapı yapıldığı, komşu parsellerde villa maliki olan kişilerin açtığı davalar neticesinde hem ruhsatların hem de dayanak imar planı değişikliğinin iptaline karar verildiği davacı şirket tarafından, iptal kararlarının gereğinin davalı idarelerce yerine getirilmemesi üzerine hukuka aykırı imar planı ve yapı ruhsatlarına dayalı inşa edilen sekiz katlı yapı nedeniyle taşınmazının ( … ada, … sayılı parsel) değer kaybettiği ve manevi zararının oluştuğu iddiasıyla bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında "İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür." hükmü; 138. maddesinin 4. fıkrasında ise "Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez." hükmü mevcuttur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesinde ise, "Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez" hükmüne yer verilmiştir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun ''Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları'' başlıklı 7/b maddesinde; ''Çevre düzeni plânına uygun olmak kaydıyla, büyükşehir belediye (…)(3) sınırları içinde 1/5.000 ile 1/25.000 arasındaki her ölçekte nazım imar plânını yapmak, yaptırmak ve onaylayarak uygulamak; büyükşehir içindeki belediyelerin nazım plâna uygun olarak hazırlayacakları uygulama imar plânlarını, bu plânlarda yapılacak değişiklikleri, parselasyon plânlarını ve imar ıslah plânlarını aynen veya değiştirerek onaylamak ve uygulanmasını denetlemek; nazım imar plânının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde uygulama imar plânlarını ve parselasyon plânlarını yapmayan ilçe (…)(2) belediyelerinin uygulama imar plânlarını ve parselasyon plânlarını yapmak veya yaptırmak.'' düzenlemesi yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Kamu kurum ve kuruluşları mevzuatla uhdelerine tevdi kılınan kamu hizmetlerini gereği gibi yapmakla yükümlüdürler. İdarelerin bu yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmemesi suretiyle hizmetin kötü veya geç işlemesi yahut hiç işlememesi sonucunda bir zararın meydana gelmesi durumunda idarenin hizmet kusuru ilkesi gereğince bu zararı tazmin yükümlülüğü bulunmaktadır.
İdarelerin bir zararı ödemekle yükümlü tutulabilmesi zararın varlığına, bu zararın idareye atfı kabil ve isnadının mümkün olabilmesine ve zararla idari işlem veya eylem arasında illiyet bağı bulunması şartlarının bir arada gerçekleşmesine bağlıdır.
Hizmet kusuru kavramı genel anlamıyla bir kamu hizmetinin kuruluş ve işleyişindeki aksaklık, eksiklik ve bozuklukları ifade etmektedir. Başka bir anlatımla, Kanunlarla kendisine görev olarak verilen kamu hizmetinin işlemesini sağlayacak örgütü kurmak, gerekli organizasyonu sağlamak, denetimleri yapmak ve önlemleri almakla yükümlü olan idarelerin, bu yükümlülüklerini gereği gibi ve zamanında yerine getirmemesi nedeniyle ortaya çıkan aksaklık, aykırılık, bozukluk, düzensizlik, eksiklik hallerinde idarenin hizmet kusurunun varlığı kabul edilmektedir. İdarenin hizmet kusurundan doğan sorumluluk halleri, uygulama süreci içinde giderek artmış ve yaygınlaşmışsa da bu haller günümüz öğreti ve içtihatlarında da hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi ve hiç işlememesi şeklinde üç ana başlık halinde toplanmaktadır. Hizmetin kötü işlemesi, hizmetin gereği gibi yapılmamış olması, hizmetin beklenen özen, dikkat ve kalitede yapılmaması, hizmetin geç işlemesi, hizmetin belli bir çabukluk içinde ve zamanında yerine getirilmemesi, beklenen ölçü ve süratin gösterilmemesi, hizmetin hiç işlememesi de idarenin yükümlü ve görevli kılındığı hizmeti yerine getirmemesi, hareketsiz kalması olarak tanımlanmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, her ne kadar İdare Mahkemesince, uygulamaya dönük yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgelerini düzenleme görevinin ilçe belediyesinde olduğu, büyükşehir belediyesi tarafından nihai durumda uygulamaya dönük işlemler tesis edilmediği, dava konusu edilen edilen zararın meydana gelmesine neden olan binanın inşa edilmesine yönelik düzenlenen nihai uygulamalara dönük kontrol ve izinlere ilişkin iş ve işlemlerde (yapı ruhsatı, yapı kullanma izin belgesi) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının kusurunun bulunmadığı, bu hususta tüm sorumluluğun Başakşehir Belediye Başkanlığında olduğu, bu nedenle davacının taşınmazında meydana gelen değer kaybının ilçe belediyesi tarafından tazmin edilmesi gerektiği belirtilerek, büyükşehir belediyesine herhangi bir sorumluluk yüklenmemiş ise de, davacının taşınmazının zarar uğramasına neden olan yapı ruhsatının dayanağı olan ve yukarıda belirtilen yargı kararıyla hukuka aykırılığı tespit edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planının onaylanması sürecinde dahli olan Büyükşehir Belediyesinin de sorumlu olduğu, bu nedenle, davacının taşınmazında meydana gelen değer kaybının davalı idarelerce müştereken tazmin edilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, aksi yönde verilen temyize konu kararda hukuki isabet bulunamamıştır.
Bu durumda, yukarıda belirtilen husus göz önünde bulundurularak İdare Mahkemesince yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı … Belediye Başkanlığının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen reddi ile kısmen kabulüne ilişkin temyize konu … İdari Dava Dairesinin .. tarih ve E:.., K:… sayılı kararının kabule ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 09/05/2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!