Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2023/12691 E. , 2024/2915 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2023/12691
Karar No : 2024/2915
DAVACI : … Gayrimenkul Geliştirme Anonim Şirketi
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …
DAVALILAR :
1- …
2- … Bakanlığı
VEKİLLERİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Erzurum ili, Yakutiye İlçesi sınırları içerisinde bulunan ve ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen, davacının da taşınmazının bulunduğu belirtilen alanın 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun'un 2. ve Ek 1. maddesi uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin 04/03/2020 tarihli ve 31508 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 03/03/2020 tarih ve 2193 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istenilmiştir.
DAVACININ İDDİALARI : Davacının Erzurum İli, Yakutiye İlçesi, 644 ada, 55 parsel sayılı taşınmazının Erzurum Merkez Kentsel Sit Alanı ve III. Derece Arkeolojik Sit Alanı içinde kaldığı, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'ndan alınan izin ile taşınmazında inşaata başlamak istediği, bu konuda imar durumu ve yapı ruhsatı verilmesi talebiyle ilgili Belediyeye başvurulduğu, talebin zımnen reddedilmesi üzerine ise Erzurum 3. İdare Mahkemesinin E:2023/1245 sayılı dosyasına açılan dava ile riskli alan kararından haberdar olunduğu, riskli alan kararı verilebilmesi için bir alanın zemin veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybı riskinin bulunması, bu riskin tespitinin ise bölge zemininin ve üzerindeki yapıların incelenmesi suretiyle hazırlanan teknik bir raporla ortaya konulması, ayrıca alan üzerindeki toplam yapının en az %65'inin de imar mevzuatına aykırı veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş olması gerektiği, ancak böyle somut bir teknik çalışmayla tespit yapılmadığı gibi bölgede riskli alan ilanına gerekçe oluşturacak herhangi bir köhneleşme sorunu bulunmadığı, dava konusu işlem ile Anayasa'da güvence altına alınan mülkiyet hakkının haksız yere kısıtlandığı iddia edilerek, dava konusu işlemin iptali talep edilmiştir.
DAVALILARIN SAVUNMASI: Davalı idareler tarafından; öncelikle davada süre aşımı bulunduğu, dava konusu işlemin 04/03/2020 tarihli, 31058 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandığı, 6306 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliği kapsamında riskli alan kararlarının Resmi Gazete aracılığıyla ilan edilmesi haricinde, maliklere bireysel olarak tebliğ edileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, bu nedenle ilandan sonra otuz gün olan dava açma süresinin geçirildiği; işin esası yönünden ise; alandaki 726 adet yapının 582'sinin imar mevzuatına aykırı şekilde yapılaştığının tespit edildiği, bu durumda alandaki yapıların %80,16'sının imar mevzuatına aykırı olduğu, mevzuat gereğince üzerindeki toplam yapının en az %65'inin imar mevzuatına aykırı veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş yerlerde riskli alan kararı verilebileceği, alınan kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek, davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Dairemiz kararında belirtilen gerekçe ile davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14/6. maddesi uyarınca, işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacının da maliki olduğu belirtilen Erzurum İli, Yakutiye İlçesi, 644 ada, 55 parsel sayılı taşınmazın da içinde bulunduğu alanın 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. ve ek 1. maddeleri gereğince riskli alan olarak ilanına ilişkin 04/03/2020 tarihli, 31508 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 03/03/2020 tarih ve 2193 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı üzerine, bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
Anayasa'nın 40. maddesinin 2. fıkrasında; Devletin, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu hükme bağlanmış, 125. maddesinin 3. fıkrasında da; 40. maddedeki düzenlemenin devamı niteliğinde, "İdari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar." hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında; dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, ikinci fıkrasında; bu sürenin, idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren başlayacağı, dördüncü fıkrasında ise; ilânı gereken düzenleyici işlemlerde dava açma süresinin, ilân tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, 28/06/2014 günlü, 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6545 sayılı Kanunun 18. maddesi ile 2577 sayılı Kanuna 20. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 20/A maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde; 16/05/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca alınan Cumhurbaşkanı kararlarından doğan uyuşmazlıklar hakkında ivedi yargılama usulünün uygulanacağı, 2. fıkrasının (a) bendinde ise; ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin otuz gün olduğu hükme bağlanmıştır.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un 6. maddesinin 9. fıkrasında; "Bu Kanun uyarınca tesis edilen idari işlemlere karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde 06/01/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca dava açılabilir." düzenlemesi yer almıştır. 26/04/2016 tarih ve 29695 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanun'un 25. maddesi ile 6306 sayılı Kanun'a eklenen Ek 1. maddenin 2. fıkrasında ise; "Riskli alan kararına karşı Resmî Gazete’de yayımı tarihinden itibaren dava açılabileceği, uygulama işlemleri üzerine riskli alan kararına karşı dava açılamayacağı" düzenlemesine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa'nın 40. maddesinin 2 fıkrasının gerekçesinde belirtildiği üzere, idari işlemlere karşı başvuru yollarının ayrıntılı düzenlemelerde yer alması, başvuru süresinin kısa olması veya olağan başvuru yollarına istisna getirilebilmesi nedeniyle, işlemlere karşı hangi idari birime, hangi sürede başvurulacağının idarelerce işlemde belirtilmesi hukuk güvenliği ilkesinin bir gereği olduğundan, Anayasa'nın 40. maddesiyle, bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
Bu nedenle, nitelikleri gereği özel yasalarda, genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma süreleri öngörülmüş olan idari işlemlerin nitelikleri ve tabi oldukları dava açma süreleri idare tarafından ilgililerine bildirilmedikçe, özel dava açma sürelerinin işletilmesine, Anayasa’nın 40. maddesi hükmü uyarınca olanak bulunmamakta olup, 2577 sayılı Kanun’da açıkça belirtilen ve ilgililerce de bilindiğinin kabulü gereken genel dava açma sürelerinin işletilmesi zorunludur.
Dolayısıyla, her ne kadar 6306 sayılı Kanun'un 6. maddesinin 9. fıkrası ile 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin 2. fıkrasının (a) bendiyle, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca tesis edilen idari işlemler yönünden, 2577 sayılı Kanun'da öngörülen 60 günlük genel dava açma süresi 30 güne indirilmiş ise de, dava konusu işlemde bu hususun bildirilmemiş olması, bu davada özel dava açma süresinin değil, 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanmasını gerekli kılmaktadır.
Diğer yandan, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 19/06/2022 tarih ve 31871 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 15/03/2022 tarih ve E:2021/2, K:2022/1 sayılı kararında, " (...) idarî işlemlerde dava açma süresinin belirtilmediği hallerde özel ve genel dava açma süresinin işletilmesi veya işletilmemesi konusunda Danıştay dava daireleri ile kurullarının kararları arasında var olan içtihat aykırılığının, içtihatların birleştirilmesi yoluyla bağlayıcı bir çözüme kavuşturulması ve içtihadın, “özel dava açma süresine tâbi bir idarî işlemde, dava açma süresinin gösterilmemiş olması durumunda, vergi mahkemelerinde 30, Danıştay ve idare mahkemelerinde 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği; aynı şekilde genel dava açma süresine tâbi bir idarî işlemde dava açma süresi gösterilmemiş olsa da, 30 ve 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği” yönünde birleştirilmesi sonucuna ulaşılmıştır. (...) 2- Yazılı olarak bildirilen özel veya genel dava açma süresine tabi idari işlemlerde dava açma süresinin belirtilmediği hallerde genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği doğrultusunda içtihadın birleştirilmesine (...)" karar verilmiştir.
Her ne kadar söz konusu Kurul kararında "ilanı gereken işlemler" açısından açık bir hüküm kurulmamış olsa da Anayasa'nın 40. maddesinin 2. fıkrası ve gerekçesi ile anılan Kurul kararının gerekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, ilan edilen edilen düzenleyici işlemler yönünden de bahse konu Anayasa hükümünün uygulanması ve uygulamanın da söz konusu Kurul kararı doğrultusunda yapılması gerekmektedir.
Bu açıklamalar çerçevesinde, uyuşmazlıkta, dava konusu edilen 6306 sayılı Kanun'un 2. ve Ek 1. maddeleri kapsamında riskli alan ilanına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararına karşı Resmî Gazete’de yayımı tarihinden itibaren dava açılabileceği belirtilmiştir. Ancak riskli alan kararları için otuz günlük özel dava açma süresi öngörülmüş ise de; Anayasa'nın 40. maddesi gereğince, kanunlarda özel başvuru yolu ve dava açma süresi öngörüldüğü hallerde bunun ilgililere açıkça ve ayrıca bildirilmesi gerektiğinden, bu husus işlemde açıklanmadığından, riskli alan kararının Resmî Gazete’de yayım tarihinden itibaren 60 günlük genel dava açma süresi içerisinde dava konusu edilebileceğinin kabulü gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; Erzurum İli, Yakutiye İlçesi, 644 ada, 55 parsel sayılı taşınmazın da içinde bulunduğu alanın 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. ve ek 1. maddeleri gereğince riskli alan olarak ilanına ilişkin 03/03/2020 tarih ve 2193 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının 04/03/2020 tarihli, 31508 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandığı, davanın ise 06/09/2023 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda; 6306 sayılı Kanun'un Ek 1. maddesinin 2. fıkrası uyarınca; 04/03/2020 tarih ve 31508 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan riskli alan kararına karşı 04/03/2020 tarihinden itibaren 60 günlük genel dava açma süresi içerisinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 06/09/2023 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN SÜRE AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
2.Aşağıda ayrıntısı gösterilen … TL yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
4. Posta gideri avansından varsa artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A maddesinin 2. fıkrasının (g) bendi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, 09/05/2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!