Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2023/11051 E. , 2024/2889 K.
"İçtihat Metni"T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2023/11051
Karar No : 2024/2889
DAVACI : ...
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … (E-Tebligat)
2- … Bakanlığı VEKİLLERİ : Hukuk Müşaviri …
MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : … Belediye Başkanlığı (E-Tebligat)
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : 21/03/2015 tarih ve 29302 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Konya İli, Meram İlçesi, Şükran Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen, davacıya ait (eski 7 Mahalle) 291 ada, 133 parsel sayılı taşınmazın da içerisinde bulunduğu alanın 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin 11/02/2015 tarihli, 2015/7284 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, bölgenin 6306 sayılı Kanun ve yönetmeliğinde belirtilen riskli alan şartlarını taşımadığı, yapılara ilişkin teknik ölçümlerin yapılmadığı ve alanın hangi yönden can ve mal kaybına yol açma riski olduğuna dair teknik bilgi içermediği, jeolojik etüt raporunun alınmadığı, dava konusu işlemin ilgili mevzuata uygun şekilde tesis edilmediği, mülkiyet hakkının kısıtlanmasına yol açacağı ve kamu yararına aykırı olduğu ileri sürmektedir.
DAVALI İDARELERİN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, usule ilişkin olarak davacının dava açmakta menfaatinin olmadığını ve davanın süresinde açılmadığını, esasa ilişkin olarak ise dava konusu Bakanlar Kurulu kararının 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesine ve ilgili yönetmeliğe uygun olduğu, hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.
MÜDAHİLİN (DAVALI YANINDA) SAVUNMASI : Müdahil tarafından, usule ilişkin olarak davanın süresinde açılmadığı; esasa ilişkin olarak, bölgenin olası afet riskleri ile afet sonrasına hazırlıklı olmadığı, alandaki yapıların ekonomik ve fiziksek ömrünü tamamlamış olması gibi sorunların olduğu, riskli alan ilanından sonra 6306 sayılı Kanunun 2 ve 6. maddeleri uyarınca riskli ilan edilen Konya İli, Meram İlçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan alanda gerçekleştirilecek plan, projelendirme ve uygulamalarla ilgili olarak Meram Belediye Başkanlığı'na geçici olarak yetki verildiği, bu kapsamda çalışmalara başlandığı, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Dava konusu işlemin davacının taşınmazına ilişkin kısmının iptali gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; 21/03/2015 tarih ve 29302 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Konya İli, Meram İlçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin 11/02/2015 tarihli, 2015/7284 sayılı Bakanlar Kurulu kararının davacıya ait (eski … Mahalle) … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin kısmının ptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarelerin usule yönelik iddiaları yerinde görülmemiştir.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, bu Kanun'un amacı; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemek olarak belirtilmiş; Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde; Riskli alan: Zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan, Bakanlık veya İdare tarafından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü de alınarak belirlenen ve Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan alan olarak tanımlanmıştır.
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin, “Riskli alanın tespiti” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında da "Riskli alan;
a) Alanın, zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair teknik raporu,
b) Alanda daha önceden meydana gelmiş afetler varsa, bunlara dair bilgileri,
c) Alanın büyüklüğünü de içeren koordinatlı sınırlandırma haritasını, varsa uygulama imar planını,
ç) Alanda bulunan kamuya ait taşınmazların listesini,
d) Alanın uydu görüntüsünü veya ortofoto haritasını,
e) Zemin yapısı sebebiyle riskli alan olarak tespit edilmek istenilmesi halinde yerbilimsel etüd raporunu,
f) Alanın özelliğine göre Bakanlıkça istenecek sair bilgi ve belgeleri,
ihtiva edecek şekilde hazırlanmış olan dosyaya istinaden ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir ve teklif olarak Bakanlar Kuruluna sunulur..." hükümlerine yer verilmiştir.
"Riskli yapıların tespiti ve itiraz" başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında "Riskli yapılar, 6/3/2007 tarihli ve 26454 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre tespit edilir." hükmüne yer verilmiş iken; 02/07/2013 tarih ve 28695 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 4. maddesi ile, anılan Yönetmeliğin 7. maddesinin birinci fıkrası, “Riskli yapılar, Ek-2’de yer alan Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esaslara göre tespit edilir.” şeklinde değiştirilmiş, 14. maddesi ile de Yönetmeliğe, "Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esaslar" başlıklı Ek-2 eklenmiştir.
Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esasların, "Kapsam" başlıklı 1. bölümünün 1.1. maddesinde, bu Esasların 16/05/2012 tarih ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında deprem etkisi altında 2.1.de tanımlanan riskli binaların tespit edilmesinde kullanılacak kuralları içerdiği belirtilmiş (Riskli bina başlıklı 2.1. maddede, "Bulunduğu bölge için DBYBHY’de tanımlanan Tasarım Depremi altında yıkılma veya ağır hasar görme riski bulunan bina riskli bina olarak tanımlanır. Riskli binanın tespiti için uygulanacak değerlendirme kuralları bu esaslarda verilmiştir." düzenlemesi yer almaktadır.), 1.2. maddesinde, "Bu Esaslarda verilen yöntemler, 6/3/2007 tarihli ve 26454 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmeliğin eki Esaslarda [DBYBHY] tanımlanan bina deprem performans değerlendirmesi ve güçlendirmesi amacıyla kullanılamaz..." kuralına, 1.3. maddesinde, "Bu Esaslar, sadece DBYBHY Tablo 7.7.’de “diğer binalar” kapsamındaki binalardan, yüksekliği 25 m veya zemin döşemesi üstü sekiz katı geçmeyen betonarme ve yığma binaların risk belirlemesi için kullanılır. Daha yüksek katlı binaların risk belirlemesi için DBYBHY’de belirtilen yöntemler kullanılacak ve göçme öncesi performans düzeyini sağlamayan bina riskli olarak kabul edilecektir. DBYBHY Tablo 7.7.’deki “diğer binalar” dışında kalan binaların risk belirlemesi için DBYBHY’de belirtilen yöntemler kullanılacaktır." kuralına yer verilmiş; riskli bina tespit yöntemleri, betonarme ve yığma binalar açısından ayrı ayrı detaylandırılmıştır.
6306 sayılı Kanun kapsamında, belirli alanlarda riskli olabilecek binaların bölgesel dağılımının belirlenmesi ve önceliklendirme kararı verilmesi amacıyla kullanılabilecek, bina özelliklerini ve deprem tehlikesini dikkate alan basitleştirilmiş yöntemler, Esaslar'ın EK-A kısmında belirlenmiş; yine hem betonarme hem de yığma yapılar için ayrı ayrı "veri toplama formu" örnekleri burada düzenlenmiştir.
Dava konusu işlem; 6306 sayılı Kanun'un 2. maddesi uyarınca, alanın üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığı gerekçesiyle tesis edildiğinden, yapılaşmanın risk taşıyıp taşımadığı hususunun mevzuata uygun olarak belirlenmesi gerekmektedir.
6306 Sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği'nin eki "Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esaslar" uyarınca, binaların taşıyıcı sistemine ait parametrelerin (taşıyıcı eleman sayısı ve dağıtımı, planda düzensizlik, düşeyde düzensizlik, lokal ve konstrûktif uygulamalar, vb.) dikkate alınarak yapıların bulunduğu yerdeki deprem tehlikesi ve yapının deprem performansını etkileyen yapısal özelliklerin, saha çalışmaları sonucunda elde edilmesi ve yapısal sistem özelliklerine göre sınıflandırılmış tip binalar seçilerek, bunların ayrıntılı analizlerinin yapılması sonucunda bir korelasyon çıkarılıp, buna göre genel yapı stokunun riskinin belirlenmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda, dava konusu işlemin dayanağı olan ve Meram Belediye Başkanlığı tarafından hazırlanan teknik raporda; ... Mahallesini kapsayan alanın Konya'nın tarihi merkezinde yer aldığı, kuzeyinde Alaaddin Tepesi ve dershaneler bölgesi olarak bilinen alanın, güneyinde önemli ticari bölgelerden Furkan Dede caddesi, batısında Sırçalı Medrese ve Sahibata Külliyesi, doğusunda ise tarihi Konya Bedesteninin bulunduğu, bölgedeki yapıların ekonomik ve fiziksel ömürlerini tamamladığı, trafik yoğunluğunu akışını sağlayacak yollar ve yeterli otopark bulunmadığı, altyapının yetersiz kaldığı, tarihi kent merkezi niteliğine sahip olan alanın konumu sayesinde kent içinde önemli bir oynadığı, alanda Konya mimarisini yansıtan sivil mimari örneklerin olduğu, koruma altında olan bu yapıların restorasyon ve bakımının yapıldığı, ancak sonradan inşa edilen yapıların gabari ve cephe genişlikleri ile birbirinden ve tescilli yapılardan oldukça farklı olduğu, cephe kaplamalarının da tarihi dokuyla uyumsuz olduğunun belirtildiği, 16,2 hektar büyüklüğündeki proje alanı üzerinde 468 adet yapı ve bu yapılarda 1451 bağımsız birim bulunduğu; yapıların yapım yılı incelendiğinde, 2 yapının 6-10 yaş, 4 yapının 11-15 yaş, 19 yapının 16-20 yaş, 174 yapının 21-30 yaş, 150 yapının 31-40 yaş, 65 yapının 41-50 yaş, 23 yapının 51-75 yaş aralığında olduğunun tespit edildiği, 23 adet yapının ise harabe, inşaat halinde olması gibi nedenlerle yapım yılı bilgisinin alınmadığı; yapıların taşıyıcı sisteminin incelenmesinden, 290 yapının yığma kargir, 163 yapının betonarme, 15 yapının da kerpiç, taş duvarlı veya diğer basit tarzda yapılmış ve yığma yapıların büyük kısmının 1980 yılı öncesi inşa edilmiş olduğu, yapı kalitesi analizinde binaların 239'unun kötü, 183'ünün orta 37'sinin iyi kalitede olduğunun belirlendiği, kat sayıları analiz edildiğinde ise 152 yapının tek katlı, 122 yapının 3 katlı, 114 yapının 2 katlı, 77 yapının 4 katlı, 5 yapının 5 katlı olduğunun belirlendiği açıklanmıştır.
Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden; Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esaslar'a göre alandaki her bina açısından düzenlenmesi gereken hızlı değerlendirme formlarının (betonarme ve yığma binalar açısından ayrı ayrı belirlenen veri toplama formu) hazırlanmadığı; riskli alan kararı alınan bölgenin bütünüyle temsil edilmesini sağlayacak yapılar arasından, doğru bir örnekleme seçim yöntemi ile belirlenen binalar üzerinde, anılan Esaslar'da yer alan koşulların birebir yerine getirilmesi, tüm parametrelerin hesaplanması ve her binaya ilişkin formların hazırlanması suretiyle riskli alan kararı alınması gerekirken, tüm bu hususlar yerine getirilmeksizin tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata ve hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu edilen Konya İli, Meram İlçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanunun 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin 11/02/2015 tarih ve 2015/7284 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının uyuşmazlık konusu Konya İli, Meram İlçesi, ... Mahallesi (eski … Mahalle) … ada, … parsel sayılı taşınmaza yönelik kısmının iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 08/05/2024 tarihinde, davacı vekili Av. ..'ın, davalı idarelerin vekilleri Hukuk Müşaviri … ve Av. ..'in geldiği, davalı yanında müdahil vekili Av. …'in gelmediği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davalı idareler ile müdahilin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacının maliki olduğu Konya İli, Meram İlçesi, ... Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın da içinde bulunduğu Konya İli, Meram İlçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alana yönelik Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … tarih ve … sayılı yazısı üzerine, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanunun 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin 11/02/2015 tarih ve 2015/7284 sayılı Bakanlar Kurulu kararının alınarak 21/03/2015 tarih ve 29302 sayılı Resmi Gazetede yayımlandığı, anılan Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı işlemleri ile 6306 sayılı Kanunun 2 ve 6. maddeleri uyarınca riskli ilan edilen Konya İli, Meram İlçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan alanda gerçekleştirilecek plan, projelendirme ve uygulamalarla ilgili olarak Meram Belediye Başkanlığı'na geçici olarak yetki verilmesi üzerine, Meram Belediye Başkanlığı tarafından davacıya gönderilen … tarih ve … sayılı anlaşmaya davet ve tahliye yazısının usulüne uygun tebliğ edilmediği görülmüştür.
İLGİLİ MEVZUAT :
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlanması" başlıklı 4709 sayılı Kanun ile değişik 13. maddesinde: "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz."hükmü, "Mülkiyet Hakkı" başlıklı 35. maddesinde de "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz" hükmüne yer verilmiştir.
20/03/1952 günü kabul edilen ve Türkiye tarafından 19/03/1954 tarihinde onaylanan İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye Ek 1 Nolu Protokolün "Mülkiyetin Korunması" başlıklı 1. maddesinde ise: "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez." kuralı yer almıştır.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un 1. maddesinde; bu Kanun'un amacı, afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemek olarak belirtilmiş; Kanunun 2. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde; Riskli alan: Zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan, Bakanlık veya İdare tarafından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü de alınarak belirlenen ve Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan alan olarak tanımlanmıştır.
15/12/2012 tarih ve 28498 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği" başlıklı Yönetmeliğin 25/07/2014 tarih ve 29071 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile bahse konu Yönetmeliğin adı, "6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği" olarak değiştirildiği, işlem tarihinde yürürlükteki haliyle, “Riskli alanın tespiti” başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasında, "Riskli alan;
a) Alanın, zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair teknik raporu,
b) Alanda daha önceden meydana gelmiş afetler varsa, bunlara dair bilgileri,
c) Alanın büyüklüğünü de içeren koordinatlı sınırlandırma haritasını, varsa uygulama imar planını,
ç) Alanda bulunan kamuya ait taşınmazların listesini,
d) Alanın uydu görüntüsünü veya ortofoto haritasını,
e) Zemin yapısı sebebiyle riskli alan olarak tespit edilmek istenilmesi halinde yerbilimsel etüd raporunu,
f) Alanın özelliğine göre Bakanlıkça istenecek sair bilgi ve belgeleri,
ihtiva edecek şekilde hazırlanmış olan dosyaya istinaden ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir ve teklif olarak Bakanlar Kuruluna sunulur..." hükmüne, "Riskli yapıların tespiti ve itiraz" başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında ise, "Riskli yapılar, 6/3/2007 tarihli ve 26454 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre tespit edilir." hükmüne yer verilmiş iken; 02/07/2013 tarih ve 28695 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 4. maddesi ile, anılan Yönetmeliğin 7. maddesinin birinci fıkrası, “Riskli yapılar, Ek-2’de yer alan Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esaslara göre tespit edilir.” şeklinde değiştirilmiş, 14. maddesi ile de Yönetmeliğe, "Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esaslar" başlıklı Ek-2 eklenmiştir.
Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esasların, "Kapsam" başlıklı 1. bölümünün 1.1. maddesinde, bu Esasların 16/05/2012 tarih ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında deprem etkisi altında 2.1.de tanımlanan riskli binaların tespit edilmesinde kullanılacak kuralları içerdiği belirtilmiş (Riskli bina başlıklı 2.1. maddede, "Bulunduğu bölge için DBYBHY’de tanımlanan Tasarım Depremi altında yıkılma veya ağır hasar görme riski bulunan bina riskli bina olarak tanımlanır. Riskli binanın tespiti için uygulanacak değerlendirme kuralları bu esaslarda verilmiştir." düzenlemesi yer almaktadır.), 1.2. maddesinde, "Bu Esaslarda verilen yöntemler, 6/3/2007 tarihli ve 26454 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmeliğin eki Esaslarda [DBYBHY] tanımlanan bina deprem performans değerlendirmesi ve güçlendirmesi amacıyla kullanılamaz..." kuralına, 1.3. maddesinde, "Bu Esaslar, sadece DBYBHY Tablo 7.7.’de “diğer binalar” kapsamındaki binalardan, yüksekliği 25 m veya zemin döşemesi üstü sekiz katı geçmeyen betonarme ve yığma binaların risk belirlemesi için kullanılır. Daha yüksek katlı binaların risk belirlemesi için DBYBHY’de belirtilen yöntemler kullanılacak ve göçme öncesi performans düzeyini sağlamayan bina riskli olarak kabul edilecektir. DBYBHY Tablo 7.7.’deki “diğer binalar” dışında kalan binaların risk belirlemesi için DBYBHY’de belirtilen yöntemler kullanılacaktır." kuralına yer verilmiş; riskli bina tespit yöntemleri, betonarme ve yığma binalar açısından ayrı ayrı detaylandırılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Mülkiyet hakkı, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınmış olup, anılan düzenlemeler uyarınca bu hak, sadece kamu yararının mevcut olduğu durumlarda kanunla sınırlanabilir. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, mülkiyet hakkına sınırlama getirilmesine ilişkin hükümler içermekle birlikte, sınırlama yetkisinin kullanımını oldukça sıkı kurallara bağlamış ve ortada kamu yararını ilgilendiren durumun bulunduğunun hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açık ve somut olarak ortaya konulmasının gerekliliğini öngörmüştür.
6306 Sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği'nin eki "Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esaslar" uyarınca, binaların taşıyıcı sistemine ait parametrelerin (taşıyıcı eleman sayısı ve dağıtımı, planda düzensizlik, düşeyde düzensizlik, lokal ve konstrûktif uygulamalar, vb.) dikkate alınarak yapıların bulunduğu yerdeki deprem tehlikesi ve yapının deprem performansını etkileyen yapısal özelliklerin, saha çalışmaları sonucunda elde edilmesi ve yapısal sistem özelliklerine göre sınıflandırılmış tip binalar seçilerek, bunların ayrıntılı analizlerinin yapılması sonucunda bir korelasyon çıkarılıp, buna göre genel yapı stokunun riskinin belirlenmesi gerekmektedir.
Zira anılan Esaslar'ın, işlem tarihinde yürürlükte bulunan haliyle "Riskli Bina Tespit Yöntemi" başlıklı kısmına göre riskli binaların tespiti için hesapların, mevcut bina taşıyıcı sistem özellikleri dikkate alınarak yapılacağı, binanın mevcut taşıyıcı sistem özelliklerinin sadece kritik kat rölevesi ile belirlenebileceği, kritik katın, rijitliği diğer katlara oranla çok küçük olan (betonarme çevre perdeleri bulunmayan) veya yanal ötelenmesi zemin tarafından tutulmamış olan en alt bina katı olduğu, binanın kat adedi ve kat yüksekliklerinin rölevede belirtileceği, kritik kattaki kısa kolonlar ve binadaki konsolların rölevede işleneceği, taşıyıcı sistem bilgi düzeyinin, asgari veya kapsamlı olabileceği, taşıyıcı elemanların kapasitelerinin, "Mevcut Malzeme Dayanımı" kullanılarak hesap edileceği belirlenmiştir.
Daha sonra, "Betonarme Binalarda Donatı Tespiti ve Malzeme Özelliklerinin Belirlenmesi" başlıklı kısmında, mevcut donatı düzenini belirlemek için kritik katta 6 adetten az olmamak üzere perde ve kolonların en az % 20’sinde boyuna donatı türü, miktarı ve düzeni belirleneceği; bu işlemin, seçilen perde ve kolonların en az yarısında kabuk betonu sıyrılarak yapılacağı, mevcut beton dayanımını belirlemek için kritik kat kolon ve perdelerinden en az 10 elemanda tahribatsız yöntemler kullanılacağı ve en düşük sonucun alındığı 5 yerden beton numunesi alınacağı, kat alanı 400 m2 den fazla ise, 400 m2'yi aşan her 80 m2 için beton numunesinin bir adet arttırılacağı, numunelerden elde edilen ortalama beton dayanımının % 85'inin mevcut beton dayanımı olarak alınacağı düzenlenmiştir.
"Yığma Binaların Taşıyıcı Sistem ve Malzeme Özelliklerinin Belirlenmesi" başlıklı kısımda ise, yığma binanın kritik katında düşey hatılların ve dolgu duvarların yerleşiminin, uzunluğunun, boşluğunun ve kalınlıklarının röleve planında belirtileceği, binanın kat adedi ve kat yüksekliklerinin de rölevede bulunacağı, yığma binalar için asgari bilgi düzeyi katsayısı kullanılacağı, duvar malzemelerinin türünün, duvar yüzeyinin bir bölümünün sıvası kaldırılarak gözle tespit edileceği, yalnızca "bina dayanımı hesapları"nın DBYBHY Bölüm 5’e göre Ra = 2 alınarak yapılacağı kurala bağlanmıştır.
6306 sayılı Kanun kapsamında, belirli alanlarda riskli olabilecek binaların bölgesel dağılımının belirlenmesi ve önceliklendirme kararı verilmesi amacıyla kullanılabilecek, bina özelliklerini ve deprem tehlikesini dikkate alan basitleştirilmiş yöntemler, Esaslar'ın EK-A kısmında belirlenmiş; yine hem betonarme hem de yığma yapılar için ayrı ayrı "veri toplama formu" örnekleri burada düzenlenmiştir.
Dava konusu işlem; 6306 sayılı Kanun'un 2. maddesi uyarınca, alanın üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığı gerekçesiyle tesis edildiğinden, yapılaşmanın risk taşıyıp taşımadığı hususunun mevzuata uygun olarak belirlenmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda; dava konusu işlemin dayanağı olan ve Meram Belediye Başkanlığı tarafından hazırlanan teknik raporda; ... Mahallesini kapsayan alanın Konya'nın tarihi merkezinde yer aldığı, kuzeyinde Alaaddin Tepesi ve dershaneler bölgesi olarak bilinen alanın, güneyinde önemli ticari bölgelerden Furkan Dede caddesi, batısında Sırçalı Medrese ve Sahibata Külliyesi, doğusunda ise tarihi Konya Bedesteninin bulunduğu, bölgedeki yapıların ekonomik ve fiziksel ömürlerini tamamladığı, trafik yoğunluğunu akışını sağlayacak yollar ve yeterli otopark bulunmadığı, altyapının yetersiz kaldığı, tarihi kent merkezi niteliğine sahip olan alanın konumu sayesinde kent içinde önemli bir oynadığı, alanda Konya mimarisini yansıtan sivil mimari örneklerin olduğu, koruma altında olan bu yapıların restorasyon ve bakımının yapıldığı, ancak sonradan inşa edilen yapıların gabari ve cephe genişlikleri ile birbirinden ve tescilli yapılardan oldukça farklı olduğu, cephe kaplamalarının da tarihi dokuyla uyumsuz olduğu belirtilmiştir.
Proje alanının 16,2 hektar büyüklüğünde olup, üzerinde 468 adet yapı ve bu yapılarda 1451 bağımsız birim bulunduğu; yapıların yapım yılı incelendiğinde, 2 yapının 6-10 yaş, 4 yapının 11-15 yaş, 19 yapının 16-20 yaş, 174 yapının 21-30 yaş, 150 yapının 31-40 yaş, 65 yapının 41-50 yaş, 23 yapının 51-75 yaş aralığında olduğunun tespit edildiği, 23 adet yapının ise harabe, inşaat halinde olması gibi nedenlerle yapım yılı bilgisinin alınmadığı; yapıların taşıyıcı sisteminin incelenmesinden, 290 yapının yığma kargir, 163 yapının betonarme, 15 yapının da kerpiç, taş duvarlı veya diğer basit tarzda yapılmış ve yığma yapıların büyük kısmının 1980 yılı öncesi inşa edilmiş olduğu, yapı kalitesi analizinde binaların 239'unun kötü, 183'ünün orta 37'sinin iyi kalitede olduğunun belirlendiği, kat sayıları analiz edildiğinde ise 152 yapının tek katlı, 122 yapının 3 katlı, 114 yapının 2 katlı, 77 yapının 4 katlı, 5 yapının 5 katlı olduğunun belirlendiği açıklanmıştır.
Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden; mevzuatta riskli yapı tespitinin çok katı ve ayrıntılı kurallara bağlanmış olduğu, Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esaslar'a göre alandaki her bina açısından düzenlenmesi gereken hızlı değerlendirme formlarının (betonarme ve yığma binalar açısından ayrı ayrı belirlenen veri toplama formu) hazırlanmadığı; riskli alan kararı alınan bölgenin bütünüyle temsil edilmesini sağlayacak yapılar arasından, doğru bir örnekleme seçim yöntemi ile belirlenen binalar üzerinde, anılan Esaslar'da yer alan koşulların birebir yerine getirilmesi, tüm parametrelerin hesaplanması ve her binaya ilişkin formların hazırlanması suretiyle riskli alan kararı alınması gerekirken, tüm bu hususlar yerine getirilmeksizin tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata ve hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, Konya İli, Meram İlçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanunun 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin 11/02/2015 tarih ve 2015/7284 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu 11/02/2015 tarih ve 2015/7284 sayılı Bakanlar Kurulu kararının davacının maliki olduğu Konya İli, Meram İlçesi, ... Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin kısmının İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı davalar için belirlenen … TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(g) maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 09/05/2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!