Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2023/7550 E. , 2024/4502 K.
"İçtihat Metni"T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2023/7550
Karar No : 2024/4502
TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVALI)… Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …
2-(DAVACI) …
İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, muhasebecilik hizmeti sunduğu … Otomasyon ve Dış Ticaret Anonim Şirketi'nin komisyon karşılığı sahte fatura düzenleme fiiline iştirak ettiğinden bahisle adına 2017 yılına ait kurumlar vergisi, aynı yılın Ocak-Mart, Nisan-Haziran ve Temmuz-Eylül dönemlerine ait geçici vergi, Ocak ila Ağustos dönemlerine ait katma değer vergisi üzerinden tekerrür hükümleri uyarınca artırılarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Otomasyon ve Dış Ticaret Anonim Şirketi hakkındaki vergi tekniği raporunda yer alan saptamalar, düzenlediği faturaların gerçek bir emtia teslimi ve hizmet ifasına dayanmadığını ve davacının da söz konusu fiile iştirak ettiğini ortaya koyduğundan, kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı, tekerrüre esas alınan 2010 yılına ait olup 2015 yılı içinde ilanen tebliğ edilerek kesinleştiği iddia edilen vergi ziyaı cezasına ait ihbarnamenin tebliğ edilemediği hususu 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 102. maddesinde öngörüldüğü şekilde saptanmadığından ilanen tebliğin usulsüz olduğu dolayısıyla söz konusu cezanın tekerrüre esas alınamayacağı gerekçesiyle bir kat vergi ziyaı cezaları yönünden dava reddedilmiş, vergi ziyaı cezalarının tekerrürden kaynaklanan kısmı kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularının, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
Davalı idare tarafından, vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri gereğince artırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
Davacı tarafından, re'sen matrah takdir etme yetkisi olan vergi inceleme elemanının bu yetkisini takdir komisyona devredemeyeceği, takdir komisyonunca done alınan vergi tekniği raporunun somut tespitlere dayanmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI: Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ…'NİN DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca nispi harç alınmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 02/07/2024 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Tekerrür" başlıklı 339. maddesinde, vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere vergi ziyaında beş, usulsüzlükte iki yıl içinde tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezasının yüzde elli, usulsüzlük cezasının yüzde yirmibeş oranında artırılmak suretiyle uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Tekerrür halinde cezanın artırılmasında maksat, vergi ziyaına yeniden sebebiyet verilmesinin önüne geçebilmek adına, aynı veya farklı fiillerle gerçekleştirilmiş olmasına veya aynı vergi türüne ilişkin olup olmadığına bakılmaksızın, ilkinden daha ağır bir yaptırım uygulanmak suretiyle mükelleflerin vergi kaybına yol açacak eylemlerde bulunmaktan caydırılmasıdır.
Vergi ziyaına yol açan eylemin, mükellef hakkında kesilen cezanın kesinleştiği tarihten, izleyen takvim yılı başına kadar geçecek süre içerisinde gerçekleşmesi ile bu fiilin izleyen takvim yılı içerisinde ya da daha sonra gerçekleştirilmesi arasında, ihlalin ağırlığı yönünden herhangi bir farklılık bulunmamaktadır. Ayrıca,Vergi Usul Kanunu'nun 339. maddesinde yer alan "...cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere ..." ibaresi tekerrürün uygulanacağı iki veya beş yıllık sürenin sona ereceği tarihin tespiti ile ilgilidir.
Bu itibarla, yukarıda anılan Kanun hükümleri amaçsal olarak yorumlandığında, vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, cezanın kesinleştiği tarihten itibaren vergi ziyaında beş, usulsüzlükte iki yıl içinde tekrar ceza kesilmesi durumunda kesilecek cezaların tekerrür nedeniyle artırılarak uygulanması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, davacı adına kesilen ve tekerrür uygulamasına esas alınan cezanın tebliği ve kesinleşmesine ilişkin itirazlar ancak söz konusu cezaya karşı açılacak davada ileri sürülebileceğinden, 2015 yılında dava açılmaksızın kesinleşen ceza esas alınarak uyuşmazlık konusu 2017 yılına ait kurumlar vergisi, aynı yılın Ocak-Mart, Nisan-Haziran ve Temmuz-Eylül dönemlerine ait geçici vergi ile Ocak ila Ağustos dönemlerine ilişkin kesilen cezanın tekerrür nedeniyle artırılarak uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmağından, 213 sayılı Kanun'un 339. maddesinde 7338 sayılı Kanun'la yapılan değişiklik dikkate alınarak karar verilmek üzere davalı idare temyiz isteminin kısmen kabulü ile Mahkeme kararının sözü edilen cezanın ilgili kısmına ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği oyuyla Karara katılmıyorum.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!