WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DANIŞTAY 13. DAIRE

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2024/899 E.  ,  2024/2965 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2024/899
Karar No:2024/2965

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Sigorta Fonu
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı hakkında, ... Grubu şirketlerinden ... Gümrükleme Nakliye ve Ticaret A.Ş.'de kanuni temsilci olarak görev yaptığından bahisle 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35. maddesi gereğince toplam 144.481.286,50-TL'nin tahsiline ilişkin olarak düzenlenen … tarih ve E… sayılı ödemeye çağrı mektubunun iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının kanuni temsilci olarak görev yaptığı dönemden önce ve görev yaptığı dönemde çekilen, temdit edilen fakat ödenmeyen kredi borçları ile sınırlı olmak üzere belirlenen Fon alacağının söz konusu şirketten tahsiline olanak bulunmadığının ve mevcut mal varlığı ile borcun karşılanmasının mümkün olmadığının anlaşılması üzerine, temlik alınmakla Fon alacağı niteliği kazanan borçtan 6183 sayılı Kanun'un Mükerrer 35. ve 5411 sayılı Kanun'un Geçici 26. maddeleri uyarınca sorumlu olduğu, bu itibarla, kanuni temsilci sıfatını haiz olan davacıdan İstanbul 10. İdare Mahkemesi'nin kararlarındaki tespitler kapsamında sorumluluk dönemi ve tutarı belirlenerek tahsiline dair tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari İdari Dava Dairesi'nce, Dairemizin 14/09/2023 tarih ve E:2018/1228, K:2023/3537 sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; Fon alacağından sorumlu tutulan kanunî temsilci, 6183 sayılı Kanun'un Mükerrer 35. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, temsilcisi olduğu tüzel kişiliğin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından şahsî mal varlığıyla sorumlu olduğu, bu bağlamda, Fon alacağı açısından kanunî temsilcinin sorumluluğu, kişinin kanunî temsilci olduğu dönemde yükümlülüklerini yerine getirmemesinden kaynaklanan Fon alacakları ve ayrıca görev yaptığı dönemle sınırlı olmaksızın banka kaynağının ne kadarını edindiği veya edindirdiğiyle sınırlı olduğu;
10/07/2001 tarih ve 24458 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 10/07/2001 tarih ve 384 sayılı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu kararıyla, ... Bank A.Ş.’nin bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı ve temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredildiği, davacının ... Bank A.Ş.'nin hakim ortaklarından ... Gümrükleme Nakliye ve Ticaret A.Ş.'de 25/02/2000-16/05/2000 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı, davalı idarenin 29/03/2017 tarihli savunma dilekçesinin 5., 6. ve 7. sayfalarında yer alan tablolarda davacının sorumlu tutulduğu kredilerin gösterildiği, bu kredilerden bir kısmının davacının kanuni temsilci olarak görev yaptığı süreden önceki tarihlerde kullanıldığı ve görev süresinden sonra kullanılan başka kredilerle kapatıldığı, davalı idarenin savunma dilekçesinin 5., 6. ve 7. sayfalarında yer alan tablo ile devamında yapılan açıklamalar, davacının görev süresinden önce kullanılan kredilerden sorumlu tutulup tutulamayacağının tespiti için önem arz etiğinden Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin 08/06/2023 tarihli ara kararıyla davalı idareden, "Davalı idarece verilen ve 29/03/2017 tarihinde Mahkeme kaydına giren savunma dilekçesinin 5., 6. ve 7. sayfalarında yer alan tabloda davacının sorumlu tutulduğu kredilere yer verilmiş olup, söz konusu kredilerden 06/08/1999 tarihli ve 199.000-TL tutarlı; 15/10/1999 tarihli ve 1.394.100-TL tutarlı; 06/10/1999 tarihli ve 1.025.000-TL tutarlı; 08/10/1999 tarihli ve 1.073.000-TL tutarlı; 03/11/1999 tarihli ve 661.000-TL tutarlı; 12/11/1999 tarihli ve 199.000-TL tutarlı kredilerin kullanıldığı zamanın davacının görev süresinden önceye denk geliyor olması nedeniyle, bu kredilerin vadelerinin ne zaman dolduğunun, vade bitim tarihlerinin davacının görev süresinden sonraki bir tarihe denk gelip gelmediğinin sorulmasına, bu hususa ilişkin tüm bilgi ve belgelerin istenilmesine" karar verildiği, anılan ara karara davalı idarece verilen cevabi yazı ve eklerinden, 06/08/1999 tarihinde kullandırılan 199.999,88-TL tutarlı kredinin dövize endeksli kredi olduğu ve vadesinin 06/08/2000 olduğu, 15/10/1999 tarihinde kullandırılan 1.394.100-TL tutarlı kredinin de yine dövize endeksli kredi olduğu ve vadesinin 15/10/2000 olduğu, 06/10/1999, 08/10/1999, 03/11/1999 ve 12/11/1999 tarihli kredilerin ise kısa vadeli kefalet karşılığı krediler olduğu, anlık oluşan ihtiyaçlar için ticari müşterilere sunulan bir kredi türü olduğu ve bu kredilerin vadelerinin en fazla 1 yıl olduğu, ayrıca bu kredilerin rotatif kredi olması nedeniyle diğer kredilerden ayıran özelliğin herhangi bir anapara ödemesine ilişkin vaktinin bulunmayışı olduğu, yılda 4 defa faiz tahakkukunun yapıldığı, başka bir ifade ile belirtilen bu rotatif kredilerin kullanıldıkları tarihten itibaren 1 yıllık vadeye tabi oldukları, 1 yıllık süre içerisinde anapara ödemesine ilişkin herhangi bir zorlayıcı durumun söz konusu olmadığı;
Bu itibarla, davacının sorumlu tutulduğu kredilerin bir kısmında ne kredinin kullanıldığı ne de kredinin vadesinin dolduğu tarihte söz konusu şirkette görev yapmadığı, bu nedenle davalı idarece sunulan tabloda yer alan kredilerin bir kısmından (06/08/1999, 15/10/1999, 06/10/1999, 08/10/1999, 03/11/1999 ve 12/11/1999 tarihli krediler) davacının sorumlu tutulmasına hukuken imkan bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca esastan incelenen davada, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının görev süresi ve öncesinde şirkete kullandırılan kredilerin rotatif krediler olduğu, anılan kredilerin şirketin başka kredilerinin anapara ve devre faizlerinin kapatılması amacıyla kullanıldığı, yeni kredilerle geri kapatılmış gibi gösterilmiş ise de aslında kredilerin kapatılmayıp temdit edildiği ve takip hesaplarına aktarılması sonucu işlemlerin devam ettiği, dolayısıyla gerçek bir tahsilattan bahsedilemeyeceği, kural itibarıyla kanuni temsilcilik süresi sonrasında kullandırılan kredilerden sorumluluk olmasa da, mütemadiyen kullandırılan yeni kredilerle temdit edilen fiktif krediler söz konusu olduğundan davacının sorumluluğuna gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge İdare Mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Anılan Kanun'un 50. maddesinin 4. fıkrasında, "Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesi, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılır." hükmü bulunmaktadır.
Aktarılan kurallar göz önünde bulundurulduğunda, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri, Dairemizin bozma kararındaki esaslara uyularak verilen temyize konu kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine dair İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasına ve dava konusu işlemin iptaline ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine, 01/07/2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu