Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2024/342 E. , 2024/3028 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2024/342
Karar No:2024/3028
TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Kurulu
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): … Radyo Televizyon ve Dijital Yayıncılık A.Ş.
VEKİLİ: Av. …
İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait "…" logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 28/10/2020 tarihinde yayınlanan "…" adlı programda 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer verilen "Yayın hizmetleri; ... İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez." şeklindeki yayın ilkesinin ihlal edildiğinden bahisle 25.881,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Üst Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; uyuşmazlık konusu programda kullanılan, "(...) Dediğim gibi yani …'ın İçişleri Bakanı …'nun başında olduğu teşkilatın memurları Türkiye'de cemevlerine girip rahatlıkla işeyebiliyorlar ama (...)" şeklindeki ifadeler ile olgu isnadında bulunulduğu, fakat isnat edilen olguların dayanağının ortaya konulamadığı, söz konusu olayla ilgili olarak bir milletvekili tarafında Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)'ne yazılı soru önergesi verilmiş olmasının bu olguların doğruluğunun ispatı için yeterli olmadığı, kullanılan ifadelerin kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde, küçük düşürücü, aşağılayıcı ve iftira niteliğinde olduğu dikkate alındığında, söz konusu ifadelerin basın ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği anlaşıldığından, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan yayın ilkesinin ihlâl edildiğinden bahisle davacı şirkete idarî para cezası verilmesine ilişkin Üst Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nce; Dairemizin 16/05/2023 tarih ve E:2022/3109, K:2023/2436 sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda, dosyanın incelenmesinden, …'nun sunuculuğunu yaptığı "…" isimli, gündemdeki konulara ve siyasî olaylara yönelik yorum ve değerlendirmelerin yapıldığı programda, ihlâle konu yayının yapıldığı tarih itibarıyla Cumhurbaşkanının Almanya'da yaşanan cami baskını ile ilgili sözleri üzerine, daha önce Türkiye'de yaşanmış ve TBMM'ye yazılı soru önergesi verilmiş ve hakkında birçok kez haber yapılmış bir olay hatırlatılarak, Türkiye'de de aynı hassasiyetin neden gösterilmediğine yönelik yapılan yorum ve değerlendirmeler nedeniyle davacı şirket hakkında idarî yaptırım uygulanmasına ilişkin dava konusu Üst Kurul kararının tesis edildiği;
Aynı fiil sebebiyle program sunucusu … hakkında, "Devletin askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılama suçundan" açılan ceza davasında, ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, atılı suçun unsurları oluşmadığından …'nun beraatine karar verildiği; anılan Ceza Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun … Bölge Adliye Mahkemesi ... Ceza Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddedildiği ve bu kararın temyiz edilmeksizin 12/01/2023 tarihinde kesinleştiği;
Ceza Mahkemesince davacı kanalın program sunucusu hakkında beraat kararı verilirken, "29/07/2018 tarihinde .... cemevi baskını olduğu, cemevine içeride aranan şahıslar olduğu gerekçesiyle polis baskını düzenlendiği, polislerin uzun namlulu silahlarla girdikleri, baskın sırasında çok sayıda kişinin kötü muameleye maruz bırakılarak gözaltına alındığı, cemevinin duvarlarına spreylerle yazılar yazıldığı, kapıların zorla kırıldığı, içeride bulunan eşyalara zarar verildiği, koridorlara baskını gerçekleştiren polislerce idrar yapıldığının ileri sürüldüğü, bu olayla ilgili olarak … İstanbul Milletvekili … tarafından TBMM'ye yazılı soru önergesi verildiği, bu olay ve olayla ilgili yapılan protestoların sosyal medyada yer aldığının görüldüğü, bütün bu duruma göre de, sanığın programda söylediği sözler bir bütün olarak değerlendirildiğinde eleştiri niteliğinde olduğu, sanıkta suç kastının bulunmadığı, atılı suçun unsurlarının oluşmadığı" yönünde tespitlere yer verilerek hüküm kurulduğu;
Ayrıca, uyuşmazlık konusu yayında yer alan iddialara ilişkin İstanbul Milletvekili … "....'de bulunan ... Cemevi'ne yapıldığı iddia edilen kolluk müdahalesine ilişkin" İçişleri Bakanı'nca cevaplanması istemiyle TBMM Başkanlığı'na sunulan ...tarih ve ...esas numaralı yazılı soru önergesine, İçişleri Bakanı'nca herhangi bir cevap verilmediğinin görüldüğü;
Bu itibarla, ... Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı beraat kararında yer alan tespitler dikkate alındığında, uyuşmazlık konusu yayında kullanılan ifadelerin, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı, ağır itham veya iftira niteliğinde olmadığı anlaşıldığından, dava konusu Üst Kurul kararında hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukukî isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf isteminin kabulüne, istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, dava konusu yayın ile 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin ihlal edildiğinin açık olduğu, kliplerden ve deşifre metinden görülebileceği üzere, sunucu …'nun polis memurlarının cemevlerine işediklerini ifade ettiği, bu ifadeleri kullanırken herhangi bir bilgi ve belge göstermediği, toplumda hassasiyet oluşturabilecek bir olayla ilgili olarak polis teşkilatını zan altında bıraktığı, yayında yer alan ifadelerin bir bilgi ve belgeye dayalı ifadeler olmaması ve kişi ve kuruluşlara yönelik suçlayıcı ifadeler olması nedeniyle ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği, hukuk hakiminin ceza mahkemesi kararındaki maddi olgularla bağlılığının ölçüsünün beraat kararında suçun sanık tarafından işlenip işlenmediğinin kesin olarak delilleriyle tespit edilip edilmediği olduğu, ceza mahkemesinin, kusurun ve zarar miktarının takdiri hususundaki kararının, yani, fiilin işlendiği sabit olduğu halde, kusurluluğa ya da kusursuzluğa ilişkin saptamasının hukuk hakimini bağlamayacağı, yerleşmiş yargı kararlarının da asılsız suçlamalara ve sözlü saldırılara karşı kamu görevlilerini koruduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, Bölge İdare Mahkemesi'nce verilen kararın usul ve yasaya olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge İdare Mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Anılan Kanun'un 50. maddesinin dördüncü fıkrasında, "Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesi, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılır." hükmü bulunmaktadır.
Aktarılan kurallar göz önünde bulundurulduğunda, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri, Dairemizin bozma kararındaki esaslara uyularak verilen temyize konu kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulü, İdare Mahkemesi kararının kaldırılması ve dava konusu işlemin iptali yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine, 02/07/2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!