T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/358 Esas
KARAR NO : 2023/309
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali - Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 27/09/2022
KARAR TARİHİ : 09/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/07/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali - Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 27/09/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ...’nin en önde gelen gıda şirketlerini bünyesinde barındıran bir şirketler grubu haline gelmiş olduğunu; 130'dan fazla ülkede 65 bin çalışanı, 5 bin 200 tedarikçisi ve Dünya geneline yayılmış 68 fabrikası ile faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu; ... Holding A.Ş. bugün geldiği noktada, yurt içinde ve yurt dışında, aralarında sektörlerinin en tanınmış ve önde gelen markalarının da bulunduğu yaklaşık 10.000 tescilli markanın sahibi olduğunu; müvekkil tarafından aynı sınıfta tescilli olan “...” ve “...” esas unsurlu markalara dayanılarak, markaların adeta ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, başvurunun kötü niyetle yapıldığı, müvekkilin tanınmış markasından yararlanma amacı güdüldüğü, gerekçeleriyle dava konusu ... no’lu “...” ibareli marka başvurusunun yayımına itiraz ettiğini; davalı tarafından kullanım ispatının talep edildiğini; ...” esas unsurlu markaların müvekkil tarafından kullanıma ilişkin deliller ibraz edilmiş olup ... ... tarafından .... tescil numaralı itiraz gerekçesi markaların “...” mallarında kullanımının ispatlandığı tespit edildiğini; 9. sınıfta yer alan bir kısım malların marka kapsamından çıkarılmasına karar verildiğini; kısmi red kararına karşı itiraz edildiğini, ...tarafından 35.sınıfta yer alan bir kısım hizmetlerin marka başvurusundan çıkarılmasına karar verildiğini; davaya konu "..." markasının tüm mal ve hizmetler için reddi gerekirken kısmen verilen ret kararının yerinde olmadığını; davalı tarafa ait “...” ibareli marka başvurusu ile müvekkiline ait “...” ve “...” esas unsurlu markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu; ... nezdinde daha önce “...” markalarını korumak adına yapılan yayıma itirazların kabul edildiğini dava konusu ...kararının, önceki kararlarla da çelişki yaratmakta olduğunu; itiraza konu “...” ibareli marka için, müvekkilinin “...” esas unsurlu markalarının tescilli olduğu sınıfta marka tescil talep edildiğini; müvekkili tarafından “...” ibareli markaları ilk kez 22 yıl önce 1998 yılında başta 09. ve 42. sınıflar olmak üzere çeşitli sınıflarda tescil ettirilmiş ve kullanılmaya başlanmış olduğunu; ardından “...” ibareli 21 marka daha tescil edilerek “...” marka ailesi yaratılmış olduğunu; ... nezdinde itirazlar neticesinde 9. ve 35. sınıfta kısmen bir kısım mallar davaya konu marka kapsamından çıkarılmış olsa da halen müvekkiline ait mallarla iltibas teşkil eden bağlantılı mal ve hizmetlerin bulduğunu; tüm mahkemelerin, bir emtia ile o emtianın perakendeciliği hizmetinin birbirini tamamlar nitelikte olmasından dolayı benzer kabul edilmesi gerektiği yönünde birleşmiş olduğunu; Marka İnceleme Kılavuzunda 9.sınıf ile 38 ve 42 sınıftaki hizmetler arasındaki ilişkinin açıklandığını; ... tarafından 9. ve 35. sınıfın bir kısım mal ve hizmetlerinde benzerlik tespit edilerek bunlar marka kapsamından çıkarılırken, 38 ve 42. sınıfın da bağlantılı olduğunun hiç değerlendirilmemiş olmasının en başta ... tarafından yayımlanan Marka İnceleme Kılavuzu'na ve emsal ... ve Yargı kararlarına da aykırı olduğunu; markalar arasında iltibas ölçütünün çok net bir biçimde gerçekleştiğini, markaların esaslı unsurlarının birebir aynı olması, taraf markalarının aynı emtiaları kapsaması, aynı ihtiyaçları karşılamaya yönelik olması, aynı dağıtım kanalları ile piyasaya sürülmesi, birbirleri yerine ikame edilebilir olmaları sebebi ile markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu; davaya konu marka başvurusu aynı zamanda müvekkiline ait seri marka imajı yaratmakta olduğunu; müvekkiline ait “...” markasının tanınmış marka olduğunu; sektöründe ilkleri gerçekleştiren, öncü bir marka olduğunu; “...” hakkında önemli bilgilere ve tanıtım faaliyetlerine ilişkin görselleri, ilgili URL’leri ile birlikte sunduklarını; markanın tescil edilmesi halinde müvekkilinin markası üzerinden haksız kazanç sağlanacağını, müvekkilinin zarara uğrayacağını; marka başvurusu kötü niyetle dosyalanmış olduğunu beyan ederek, dava konusu ...kararının iptaline, tescili halinde dava konusu marka başvurusunun hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı ... vekili 04/10/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; ...kararının hukuka uygun olduğunu; sunulan deliller üzerinde yapılan incelemede kullanımın ispatlanması gereken 13/10/2015-13/10/2020 tarih aralığında düzenlenmiş faturalardan "..." ibareli markaların "..." malında kullanımın ispatlandığını; ancak itiraza mesnet markaların kapsamında yer alan diğer mal ve hizmetler açısından sunulan delillerin kullanımı ispatlamaya yeterli olmadığını; benzer ve ilişkili olan dolayısıyla karıştırılma ihtimali doğabilecek mal ve hizmetlerin davalı markasının kapsamından çıkartılmış olduğunu; davalı markasının kapsamında kalan mal ve hizmetler yönünden ise karıştırılma ihtimali doğabileceğinden bahsedilmesi mümkün olmadığını; dava konusu marka başvurusu ile davaya mesnet gösterilen markalar arasında davalı markasının kapsamında kalan mal ve hizmetler yönünden karıştırılma ihtimali bulunmadığından SMK 6/5 kapsamında bir tescil engelinin varlığından bahsedilmesinin mümkün olmadığını; kötü niyetten bahsedebilmek için, pek çok koşulun bir araya gelmesi gerektiğini; kötü niyetli marka sahibinin amacının, kendisine fayda sağlamaktan ziyade, üçüncü kişilere zarar vermek olduğunu; Türk hukuku bakımından da, sırf başka kişiye zarar verme saikiyle hakkını kötüye kullanan kişinin dürüstlük kuralına aykırı hareket etmiş sayılacağını; bu hususlar ispatlanmadan yapılacak her türlü kötü niyet iddiasının redde mahkûm olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili 02/11/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin grup şirketlerinin de desteği ile 20 yılı aşkın süredir hizmet verdiğini ve kurumlara yönelik alacak takip ve tahsilat hizmetleri alanındaki callcenter, süreç destek ve ilgili operasyonel servislerde ...’nin lider kurumu olduğunu; davacı kendi adına tescilli çok sayıda markanın varlığından söz etmişse de bu ifadenin ... markasının tanınır olduğuna inandırma çabasından ibaret olduğunu ve davacı adına tescilli markaların çok büyük bir kısmının gıda sektöründe olduğunu, dava konusunu ilgilendirmediğini, dava konusu ... markasının tanınmış olmadığını, günümüzde yazılım hizmetleri açısından müvekkilinin çok daha bilinir ve güçlü bir pozisyonda olduğunu; müvekkilinin ... markasını kendi uzmanlığına uyacak şekilde ve kendi hayal gücüne dayalı olarak yaratmış olduğunu ve kendi adına ... ve ... gibi ayırt ediciliği minimumda olan ifadeleri içeren çeşitli markaları kendi adına tescil ettiren davacının bu markaları kullanmadığını; dava dilekçesinin ekinde sunmuş olduğu ve en yenisi 2020 yılına ait olan faturalardan da bu kullanmamanın belli olduğunu; davacının tanınmış olduğu iddia eden bir ... markasının normalde bir günde satacağı ürün sayısı kadar ürünü uzun aralıklarla ve çok uzun sürede satabildiği ve bu nedenle tanınmış bir marka olmadığını; görsel ve işitsel açıdan dava konusu marka ile davacı markalarının oldukça farklı olduğunu; ... kelimesinin neredeyse jenerik sayılacak kadar ayırt ediciliği olmayan bir kelime olduğunu; çok zayıf marka olduğunu; marka sicilindeki araştırma sonucunda yaklaşık 66 sayfa boyunca “....” kelimelerini içeren çeşitli markaların tescilinin kolaylıkla görüleceğini; ... kelimesi ile ... kelimesi ayrı ayrı değil, bileşik olarak yazıldığından ... ifadesinin ara emrini veren ... bir ifade olduğun öne sürülemeyeceğini; ayırt edici niteliği düşük marka sahibinin üçüncü kişilerin kendi markasına benzer ya da yakın kullanımlarına katlanması yükümlülüğü bulunduğunu; davacının web sitesindeki destek hattının ekran görüntüsünü sunmuş olduğunu; davacıya ait bu şekilde destek hattı sayfası mevcutken, sırf ... markasına dair ürünler ve hizmetler hakkında arama yapmak adına tüketicilere yönelik hazırlanmış bir ... markasının yaratılmış olmasının abesle iştigal olduğunu; pek çok şirketin destek hattının mevcut olduğunu; destek hattına sahip olmanın çok az görülen bir durummuş gibi yansıtılmaya çalışılmasının sebebinin anlaşılamamış olduğunu; ... markasının tanınmış bir marka olmadığını ve ... markasının yazılış şekli ve renkleri de düşünüldüğünde, davacının bu iddiasının öncelikle reddi gerektiğini; Google arama motoruna ... yazıldığında, ... markası ile hiçbir ilgisi olmayan özel uzmanlık gerektiren bir arama veri işleme yazılımının satışının yapıldığı, callcenter hizmeti verilmediğinin anlaşılacağını; önceki ...kararları ile çelişki bulunduğu iddiasının kabul edilemeyeceğini, itirazlar kabul olsa da kısmi kabullerin olduğunu ve sınıfların da dava ile uyuşmadığını; davacının 35.sınıfla ilgili verdiği emsal kararının iş bu dava ile hiçbir ilgisi bulunmadığını; davacının davalı şirket hizmetinin perakendecisi olmadığını; davalı şirketin de davacı ürünlerinin perakendecisi olmadığını; müvekkili şirketin hizmetinin yapısı nedeniyle perakende satılması bile mümkün olmayan bir ürün olduğunu, telefon görüşmelerinin çözümlenmesine yönelik hizmet olduğunu; davacı sadece tablet ve ... satmakta olduğunu; mal ve hizmetlerin otomatik olarak benzer kabul edilmemesi gerektiğini; ... markasının tescilli olduğu 9. ve 35. sınıf ve alt sınıfların terkin talebine dair hiçbir hukuki gerekçe sunamayan davacının ... markasının tüm sınıf ve alt sınıflarda terkini talebinin hiçbir şekilde kabulünün mümkün olmadığını; davacıya ait ... markası ve/veya ... uzantılı markaların “tanınmış marka” olduğunun kabul edilemeyeceğini; müvekkili şirket tarafından yapılan tescil başvurusunun “kötüniyetli” olduğunun kabul edilemeyeceğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı... Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan ...Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği ... sayılı ...kararının davacının itirazlarının reddine ilişkin kısmının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait ... sayılı "..." ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, gerek marka işlem dosyasında gerekse dava aşamasında ileri sürülen kullanmama def'inin yerinde olup olmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalı şirketin kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde dava konusu markanın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, özel veya teknik hususların tespiti bakımından bilirkişi raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren .... İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin "..." ibaresini 9, 35, 38 ve 42. sınıflarda bulunan mal ve hizmetlerin tescili amacıyla 13.10.2020 tarihinde gerçekleştirdiği ... sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 28.12.2020 tarih ve 363 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 24.02.2021 tarihinde .... sayılı markaları mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın m.6/1, m.6/5 ve m.6/9 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, davalı şirketin 14.04.2021 tarihinde itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi sunduğu, dilekçesinde .... sayılı markalara ilişkin kullanmama def'i ileri sürdüğü, davacının 06.07.2021 tarihli kullanım ispat formu ibraz edildiği, yayına yapılan itirazın ...'nca kısmen kabul edilerek bir kısım emtiaların başvurudan çıkarıldığı, bu karara karşı davacı tarafından 05.11.2021 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, yeniden yapılan itirazı değerlendiren ...'nun ... sayılı ...kararı ile itirazın kısmen kabulüne ve başvurunun kısmen reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 09.08.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu, kapsamında kalan emtialar bakımından 26.10.2022 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, ... izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. ... değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
I-...Kararının İptali İstemi Bakımından;
Dava konusu "..." ibareli işaret, “...” ve “...” kelimlerinden oluşturulmuştur. “...” ibaresinde “C” harfi siyah kalın punto ve kırmızı renkle, diğer harflerden büyük ve “a” harfini içine alacak şekilde; “a”, “l”, “l” harfleri kırmızı renk ve kalın punto ile yazılmıştır. “...”ibaresi siyah renkle ve kalın punto ile yazılmıştır.
Davacının itiraza dayanak bir kısım markalarında “...” ibaresi tek başına ve bir kısım markalarında “....” kelimeleri ile birlikte seri marka olarak kullanılmakla birlikte, davacı markalarının esas ve ayırt edici/baskın unsurunun “...” ibaresi olduğu anlaşılmaktadır. ... no’lu marka haricindeki “...” esas unsurlu markalar, siyah renkle yazılmıştır ve şekil unsuru içermemektedir. ... sayılı “...” ibaresi lacivert, turuncu ve mavi renkler kullanılarak, özel tasarımlı harflerle yazılmıştır.
Görsel karşılaştırmada, dava konusu marka işareti, “...” ve “...” ibarelerinin ayrı renklerle yazılmış olması nedeniyle, “...” ibareleri iki ayrı kelime olarak görsel dikkati çekmekte ve görsel hafızada iz bırakmaktadır. ... “...” ibaresi, ... “...” anlamlarına gelmek ve ülkemizde özellikle “... ...” ifadesinin de ortalama tüketici tarafından bilinebilecek şekilde yaygın olarak, herkesçe kullanılabilecek ve markasal ayırt ediciliği tek başına olmayan bir ibare olduğu dikkate alındığında, ortalama tüketici açısından dava konusu marka başvurusu ile davacının “...” ibareli/esas unsurlu markanın görsel olarak benzer olduğu düşünülmektedir.
İşitsel karşılaştırmada, dava konusu ... “...” ibaresi “koleksper” olarak seslendirilmekte ve davacı davacının “...” ibareli/esas unsurlu markası “...” olarak seslendirilmekte olup, yukarıda “...” ibaresi ile ilgili gerekçelerimiz nedeniyle ortalama tüketici açısından dava konusu marka başvurusu ile davacının “...” ibareli/esas unsurlu markanın işitsel olarak benzer olduğu düşünülmektedir.
Kavramsal karşılaştırmada dava konusu ... “...” ibaresinde “...” kelimesi , ... “...” ve ... “...” kelimesi ... “...” anlamlarına gelmektedir. “...” ibaresinin ise (“t” harfi olmaksızın yazılan) ... ve/ya ... bilinen bir anlamı bulunmamaktadır. ... “...” olarak da kullanılan ... “...” ibaresi, “t” harfi olmaksızın, adeta ... seslendirmenin, ... alfabesinde yer alan “x” harfi ile yazılması şekilde oluşmuştur, böylece “...” ibaresini çağrıştırmaktadır. Dava konusu “...” ibaresi, ortalama tüketici tarafından kavramsal olarak “uzmanı ara, eksperi ara ve/ya çağrı uzmanı” anlamları ile algılanabilecektir. Ortalama tüketici açısından dava konusu marka başvurusu ile davacının “...” ibareli/esas unsurlu markanın kavramsal olarak benzer olduğu düşünülmektedir.
...kararının iptali istemi açısından; davacının 05.11.2021 tarihli Marka Yayıma İtirazın Yeniden İncelenmesi dilekçesindeki talebi ile sınırlı olarak, dava konusu marka kapsamında kalan 35.sınıftaki hizmetlerin, kullanımı ispatlanan “...” malları ile karşılaştırılması ve varsa ilişkili/benzer olanların tespit edilmesi gerekmektedir.
Davacının 05.11.2021 tarihli Marka Yayıma İtirazın Yeniden İncelenmesi dilekçesindeki talebi ile sınırlı olarak, dava konusu marka kapsamında kalan 35.sınıftaki hizmetler ile kullanımı ispatlanan “...” malları ile karşılaştırıldığında, 35.sınıfta kapsamında yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş ... programları ve yazılımları; ... ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetlerinin ilişkili olduğu, çünkü “...” üreticilerinin aynı zamanda, 35.sınıftaki yukarıdaki hizmetleri de verebilmesi mümkün olabilmektedir. Kaldı ki “...” ürünü ile belirtilen hizmetlerin birbirini tamamlayıcı nitelikte olup, dağıtım kanalları, kullanım amaçları, ilgili müşteri kitlesi açısından da benzerlik oluşturmaktadır.
Bilirkişi raporunda koyu, kalın ve altı çizili olarak gösterilen 35.sınıftaki kalan hizmetler ile “...” malları karşılaştırıldığında, farklı ihtiyaçları karşıladıkları, üretici ve dağıtım kanallarının farklı olabileceği, doğrudan birbirini tamamlayıcı nitelik taşımamaları, ilgili hedef müşteri kitlelerinin farklı olduğu, birbirinin yerine ikame edilebilecek ve/ya rakip olacak nitelikte olmadıkları dikkate alınarak, kalan hizmetler açısından benzerlik olmadığı sonucuna varılmıştır.
Dava konusu “...” ibareli marka ile davacının itiraza dayanak “...” ve “...”esas unsurlu markaları arasında benzerlik olduğu, davacının kullanımı ispatlanan “...” malları ile 35.sınıfta yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş ... programları ve yazılımları; ... ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri.; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetlerinin ilişkili olduğu, bu hizmetler açısından ilgili müşteri kitlesi açısından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma tehlikesinin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
II-Hükümsüzlük İstemi Bakımından;
Davacı tarafından itiraz aşamasında dayanılan .... sayılı markaları dışında, dava aşamasında hükümsüzlük davası yönünden ek olarak bilirkişi raporunda yer verilen tabloda gösterilen markalara da dayanılmıştır.
Yukarıda açıklanan gerekçeler ile dava konusu “...” markası ile davacının dayanak markalarının görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olduğu düşünülmektedir.
Davacının dayanak markalarından bilirkişi raporunda tablolada gösterilen bir kısmının geçersiz olduğu tespit edilmiştir. Dava konusu marka başvuru tarihi 13.10.2020 olduğu ve davacının geçerli olan dayanak markalarının tescil tarihleri itibariyle dava konusu marka başvuru tarihinde ...’de en az beş yıldır tescilli olduğu dikkate alındığında, 13/10/2015-13/10/2020 tarihleri arasındaki dönem için kullanımın ispatlanması gerekmektedir.
Davacının dava aşamasında sunmuş olduğu deliller incelendiğinde, yazılı basında yer alan reklamlar ve faturalar olduğu, sunulan bu deliller ile davacının “...” ibareli markaların "..." malında kullanımın ispatlandığı, ancak davacının tescilli markalarının kapsamında kalan diğer mal ve hizmetler açısından kullanımının ispatlanamadığı sonucuna varılmıştır.
Davacının tescilli markalarının kapsamında kalan diğer mal ve hizmetler açısından kullanımının ispatlanamadığı, sadece “...” malında kullanıldığı ispatlandığı için, dava konusu marka başvuru kapsamındaki mal ve hizmetler, benzerlik yönünden “...” malı karşılaştırılmış olup; dava konusu marka kapsamında bilirkişi raporunda kalın/büyük punto ile gösterilmiş 9.sınıfta yer alan “Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş ... programları ve yazılımları; ... ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri.” ; 35.sınıfta yer alan “ Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş ... programları ve yazılımları; ... ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” ile 42.sınıfta yer alan “... hizmetleri: ... programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, ... sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, ... donanımları alanında danışmanlık, ... donanımlarının kiralanması hizmetleri” nin “...” malı ile ilişkili olduğu kanaatine varılmıştır. Yukarıda ilişkili olduğu düşünülen, mal ve hizmetlerin kullanım amaçlarının benzer olduğu; üretici ve dağıtım kanallarının benzer olduğu; birbirini tamamlayan ve benzer müşteri kitlesine hitap eden mal ve hizmetler olduğu gerekçesi ile bu sonuca varılmıştır.
Dava konusu marka başvurusunda kalan hizmetler ile “...” malları karşılaştırıldığında, farklı ihtiyaçları karşıladıkları üretici ve dağıtım kanallarının farklı olabileceği, doğrudan birbirini tamamlayıcı nitelik taşımamaları, ilgili hedef müşteri kitlelerinin farklı olduğu, birbirinin yerine ikame edilebilecek ve/ya rakip olacak nitelikte olmadıkları dikkate alınarak, kalan hizmetler açısından benzerlik olmadığı sonucuna varılmıştır.
Dava konusu marka kapsamında 9.sınıfta yer alan “Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş ... programları ve yazılımları; ... ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri.” ; 35.sınıfta yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş ... programları ve yazılımları; ... ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” ile 42.sınıfta yer alan “... hizmetleri: ... programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, ... sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, ... donanımları alanında danışmanlık, ... donanımlarının kiralanması hizmetleri” nin kullanımı ispatlanan “...” malları ile ilişkili olduğu, taraf markalarının benzer olduğu; belirtilen mal ve hizmetler açısından ilgili müşteri kitlesi açısından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, ...’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, ...'de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak ... bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, ... bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Gerek ...kararının iptali istemi, gerekse markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından yapılan incelemede; Somut olayda davacı tarafın itiraz veya dava aşamasında, davacı markalarının tanınmışlığını ispatlamaya yeterli ve yukarıdaki kriteleri karşılayacak bilgileri içeren yeterli delil sunmamış olduğu, mevcut delillerin tanınmışlık iddiasına ispatlamaya yeterli olmadığı ve bu nedenle 6769 Sayılı SMK m.6/5 koşullarının oluşmadığı sonucuna varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir. (....)
Somut olayda; davaya konu marka ile itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markaların bir kısım emtialar bakımından iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmalarının haricinde davalı şirketin kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; "35.SINIF:Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş ... programları ve yazılımları; ... ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)" hizmetleri bakımından ... sayılı ...kararının davacının itirazlarının reddine ilişkin kısmının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Dava konusu ... sayılı markanın "9.SINIF: Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş ... programları ve yazılımları; ... ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. 35.SINIF: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş ... programları ve yazılımları; ... ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) 42.SINIF: ... hizmetleri: ... programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, ... sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, ... donanımları alanında danışmanlık, ... donanımlarının kiralanması hizmetleri." bakımından HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü uyarınca hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re'sen ...'e gönderilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL'nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL'nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davanın kısmen reddolunması ve davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirmeleri sebebiyle AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit olarak verilmesine,
7-Davanın kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak kabulüne,
8-Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 80,70 TL peşin karar ve ilam harcının tamamının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 23,00 TL vekalet harcı, 3.500,000 TL bilirkişi ücreti, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 463,00 TL posta-tebligat ücreti olmak üzere toplam 4.112,12 TL yargılama giderinin 1/2'si olan 2.056,06 TL'sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 2.056,06 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı ... tarafından yapılan 37,10 TL vekalet harcına ilişkin yargılama giderinin 1/2'si olan 18,55 TL'nin davacıdan alınarak davalı ...'ne verilmesine, bakiye 18,55 TL yargılama giderinin davalı ... üzerinde bırakılmasına,
11-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re'sen iade edilmesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ... Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/06/2023
Katip ...
E-imza
Hakim ...
E-imza
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!