WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ANKARA 5. FIKRI VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/328 Esas
KARAR NO : 2023/250

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali - Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 02/09/2022
KARAR TARİHİ : 15/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/05/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali - Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 02/09/2022 tarihli dava ve 27/09/2022 tarihli replik dilekçelerinde özetle; Müvekkilinin yönetim kurulu başkanlığını yaptığı ...’nun ... Okullarıyla (...) eğitim-öğretim hizmetleri alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin “...” ibareli markasını uzun yıllardır nizasız ve fasılasız kullanarak markaya ayırt edicilik kazandırdığını ve tanınmış marka haline getirdiğini, davalının müvekkili markasının toplumda edindiği bilinirlikten haksız biçimde yararlanmaya çalıştığını, müvekkilinin “...” ibareli ve esas unsurlu seri markaların maliki olduğunu, markayı ilk defa kullanan ve ayırt edici nitelik kazandıran olarak marka üzerinde öncelik ve üstün hak sahibi olduğunu, davalı şirketin ... numaralı “... ...” ibareli markasının müvekkili şirket markası ile aynı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, davalı markasında yer alan “...” ekinin markaya ayırt edici nitelik kazandırmadığını, dava konusu markada “...” ibaresinin bütünün içerisinde dikkat çekici şekilde ön planda tutularak yazıldığını, müvekkiline ait seri markalardan birinde “...” ibaresinin aynen kullanıldığını, müvekkiline ait “...” markasının taklidi olacak şekilde son harfin baş harf yerine konarak dava konusu “...” ibareli markanın oluşturulduğunu, davalı markasında yer alan “...” harfinin “...” kelimesinin ilk harfi olduğunu, dava konusu mal ve hizmetler eğitim öğretim sektörüne ilişkin olduğundan “...” harfinin açıkça bu amaçla “...” kelimesine ithafen markaya eklendiğini, müvekkilinin “...” ibarelerini ayrıca içeren “...” esas unsurlu seri markaları bulunduğunu, davalının tüketiciler nezdinde yanılgıya müsait bir intiba bırakarak müvekkili markaları ile karıştırılmaya yol açmaya çalıştığını, tüketicilerin markalar arasında idari, ticari, ekonomik bir bağ olduğunu düşüneceklerini, her iki markanın birbirinin devamı algısı oluşabileceğini, müvekkili markasının halk nezdinde tanınmış olması sebebiyle karıştırılma ihtimalinin çok yüksek olduğunu, dava konusu markanın tescili halinde haksız kazanç sağlanacağını, markaların asli unsurlarının aynı olduğunu, dava konusu markanın tescil edilmek istendiği özellikle 16 ve 41. sınıf mal ve hizmetlerin müvekkilinin asıl iştigal alanı ve uzun yıllardır markasını tescilli olarak kullandığı sınıflar arasında ayniyet ve özdeşlik bulunduğunu, davalı markasının tescil edilmek istendiği sınıf ile müvekkili markalarının tescilli olduğu emtianın her düzeyde tüketici kitlesine hitap ettiğini, davalı şirketin marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu, davalı şirketin müvekkili markalarını taklit etmek suretiyle markalar oluşturduğunu, müvekkiline ait “...” ibareli ve esas unsurlu markaların toplumda oldukça iyi bilinen, orijinal ve özgün markalar olduğunu, dava konusu markanın tescili halinde müvekkili markalarının ayırt edici karakterinin zedelenmesine yol açacağını ve markanın saygınlığı ve itibarının azalmasına neden olacağını, dava konusu markada yer alan çocuk figürünün markanın tescilli olduğu mal ve hizmetler bakımından ayırt edici bir ibare olmadığını, markaları farklılaştırma işlevi bulunmadığını beyanla; ... ...’nın... sayılı kararının iptaline ve ... sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı ... vekili 13/09/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu marka ile davacıya ait markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, itiraza mesnet gösterilen “...” ibaresini içeren markalar ile davalı tarafa ait “... ...” ibareli markanın benzerlik arz etmediğini, davalı markasında yer alan “...” ibaresinin bir bütün olarak “...” şeklinde dikkat çektiğini ve bu şekilde telaffuz edildiğini, davacı markalarının ise “..." şeklinde harf harf telaffuz edildiğini, markaların sesçil olarak bir çağrışım ilişkisi içine girmeyecek kadar birbirinden farklı olduklarını, davalı markasında ayırt ediciliğe katkı sağlayacak derecede dikkat çekici bir çocuk figürü kullanıldığını ve bu şekilde markanın özgün karakterinin güçlendirildiğini, taraf markalarının nihai tüketici üzerinde oluşturduğu umumi intiba birbirinden farklı olduğundan taraf markaları ile karşı karşıya kalan tüketici açısından malın ticari kaynağında yanılma ihtimali ve işletmeler arasında idari/ekonomik bir ilişkinin bulunduğu düşüncesinin oluşmasının mümkün olmadığını, markalar arasında benzerlik ya da karıştırılma ihtimali görülmediğinden benzer olmayan markalar hakkında eskiye dayalı kullanımın söz konusu olamayacağını, SMK 6/4 şartlarının uygulanabilirliğine ilişkin herhangi bir delil sunulamadığını, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığından SMK 6/5 maddesine dayalı davacı iddialarına itibar edilmesinin mümkün olmadığını, davacının kötü niyet iddiasının kanıtlaması gerektiğini, Kurum tarafından yapılan iş ve işlemlerin hukuka uygun olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Hizm. Tic. Ltd. Şti., davaya cevap dilekçesi ibraz etmediğinden 6100 sayılı HMK m.128 hükmü gereği, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan ... Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği... sayılı ... kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait ... sayılı "...+... ..." ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacının gerçek hak sahipliğinin mevcut olup olmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalı şirketin marka tescil başvurusu esnasında kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde dava konusu markanın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ... Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin "...+... ..." ibareli, 16 ve 41.sınıfta yer alan mal ve hizmetlerin tescili amacıyla 02.12.2020 tarihinde gerçekleştirdiği ... sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 01.03.2021 tarih ve 367 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 21.04.2021 tarihinde .... sayılı markalarını mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın m.6/1, m.6/3, m.6/4 m.6/5, m.6/6 ve m.6/9 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, davalı şirketin 22.06.2021 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, yayına yapılan itirazın ...'nca reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 13.01.2022 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, davalı şirketin 01.02.2022 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, yeniden yapılan itirazı değerlendiren ... 'nun... sayılı ... kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 27.07.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka 12.10.2022 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı tarafından mesnet gösterilen .... sayılı markalar, dava konusu marka başvurusundan sonraki tarihli olduğundan incelemede dikkate alınmamıştır.
Davacının dava aşamasında gerekçe olarak gösterdiği markalar; “...”, “...”, “...”, “...”, “bilimle sanatla hayalle başarıyla yeni bir nesil, burada” ibarelerinden oluşan, dava konusu marka ile karşılaştırma gerek duyulmayacak derecede farklı markalar olduğundan, bu markalar yönünden sınıfsal benzerlik değerlendirmesi yapılmamıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu marka başvurusu, 16 ve 41. Sınıf mal ve hizmetler bakımından başvuruya konu edilmiştir. Davacıya ait markalar ise, hali hazırda 16 ve 41. Sınıfta tescillidir. Taraf markaları kapsamında yer alan ve ayniyet taşıyan mal ve hizmetler, bilirkişi raporunda yer verilen tabloda kırmızı renk ile işaretlenmiştir.
Sonuç olarak, dava konusu marka kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetler bakımından taraf markaları arasında “emtiaların aynı ve/veya benzer olması” şartının sağlandığı kanaatine varılmıştır.
Dava konusu marka başvurusu; “... ...” kelime unsuru ile bir çocuk figüründen oluşan karma nitelikte bir markadır. “...” ibaresi, anlamı bilinen bir kelime değildir. “...” ibaresi ise, “...” kelimesinin çoğuludur. “...” kelimesi ise “Basılıp satışa çıkarılan kitap, gazete vb., neşriyat.” anlamına gelen bir kelime olup, davanın konusunu oluşturan 16. ve 41. Sınıf mal ve hizmetler bakımından, ayırt edici nitelik taşımamaktadır. “...” ibaresi, yazıldığı gibi okunmakta ve “...” şeklinde telaffuz edilmektedir. “...” kelimesi, markanın esaslı unsuru konumunda olup, anlamı olmayan bir ibare olduğu da gözetildiğinde, ayırt edici niteliği yüksektir.
Davacıya ait markalar ise; genel olarak “...” kelimesi çevresinde oluşturulmuş olup, davacıya ait sadece bir adet marka “...” kelimesinden oluşmaktadır. “...” kelimesinde yer alan “A” harfi, üçgen şeklinde yazılmıştır. Davacı markalarında “... ,” bugünü öğren yarını keşfet” gibi tali nitelikte kelime unsurları yer almaktadır. Davacı markalarının esas unsuru “...” ve “...” kelimeleridir. Bu ibareler, “..." ve “..." şeklinde telaffuz edilmekte olup, anlamlı kelimeler değildir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; dava konusu marka başvurusunda esas ve tüketici algısında markasal nitelik gösterir mahiyetteki esas unsurun “...” ibaresi olduğu, davacıya ait markalarda ise esas unsurun “.../...” ibareleri olduğu, davacı markalarında baskın bir ... unsuru bulunmadığı, fakat dava konusu marka başvurusunda bir çocuk figürü kullanıldığı ve bu şeklin en az kelime kadar baskın nitelik taşıdığı, taraf markalarında yer alan “...” ve “okulları, test akademi, schools, each, sociable talks,” kelimelerinin tali unsurlar olduğu, taraf markalarının esas unsurları her ne kadar aynı harflerin bir araya getirilmesi ile oluşmuş ise de, bu harflerin sıralaması ve oluşturdukları hecelerin farklı olduğu, markaların gerek bütünsel gerekse esas unsur bakımından görsel ve işitsel olarak farklı olduğu, davacı markaları “..." ve “..." olarak telaffuz edilirken, dava konusu markanın esas unsurunun “...” şeklinde telaffuz edildiği, markaların renk ve ... bakımından da benzerliğinin bulunmadığı, taraf markalarında farklı renk ve ... unsurlarının kullanıldığı, dava konusu markanın kapsamında yer alan bir kısım hizmetler bakımından ilgili tüketicinin dikkat düzeyinin ortalamanın üzerinde olduğu gözetildiğinde, taraf markalarının tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali bulunmadığı, somut uyuşmazlık bakımından tüketicinin farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlayabilmelerinin mümkün olduğu, taraf markaları arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunmadığı, dava konusu markanın kompozisyonun davacı markaları ile ilişkilendirilebilir olmadığı, somut olayda markaların karıştırılması/ilişkilendirilmesi ihtimaline dayalı olan nispi tescil engeline ilişkin şartların oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/3 hükmüne göre; Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
Marka başvurusunun bu sebeple reddi için marka başvurusundan önce ve markaya konu işaretin aynısı veya benzerinin yoğun ve sıkı kullanımı sonucu işarete belirli bir düzeyde ayırt edicilik kazandırılması gerekir. (...)
Somut olayda yapılan değerlendirmede; davacı yanın, dava konusu marka ile aynı ya da benzer bir işareti, davaya konu marka kapsamında yer alan mal ve hizmetlerle aynı veya benzer mal ya da hizmetler üzerinde, davaya konu marka tescil başvuru tarihinden önce, yoğun ve sıkı şekilde kullandığını gösterir delil ibrazında bulunmadığından SMK m.6/3 hükmü koşulunun somut olayda gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/4 hükmüne göre; ... Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, ...’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/4 hükmü bağlamında tanınmış marka koruması için; toplumun her kesimince bilinme gerekli olmayıp, toplumun ilgili kesimindeki bilinilirlik düzeyi dikkate alınacaktır. Toplumun ilgili kesimi; markanın tanındığı iddia edilen ve kaynak ülkede markanın tescilli olduğu ve kullanıldığı sektörü ifade eder. (...) Bir markanın ... Sözleşmesi anlamında tanınmış marka olarak kabul edilebilmesi için, bu markanın ...'de tanınmış olmasının ya da kullanılmasının gerekip gerekmediği hususu bakımından; ... 'nin 13.02.2019 tarih ... sayılı kararında belirtildiği üzere, ...’de tescilli olmayan markalara tanınmış marka koruması sağlanabilmesi için, söz konusu markanın, itiraza konu marka başvuru tarihinden önce ...’de ilgili sektörde tanınmış marka olduğunun dosyaya sunulan objektif delillerle ispat edilmesi gerekir. (Aynı yönde ... )
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, ...'de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak ... markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; davacı taraf, yayıma itiraz dilekçesi ekinde 37 sayfadan oluşan aşağıdaki belgeleri dosyaya ibraz etmiştir:
• ... ile ilgili hazırlanan tanıtım yazısı
• “...” başlıklı afiş
• Kişisel gelişim ve girişimcilik zirvesi afişi-2018 tarihli
• ... başlıklı afiş-2019 tarihli
• ... afişleri-2020 tarihli
• Katılımcı belgesi örneği-2018 tarihli
• ... adresinden alınan ekran görüntüleri
• ... ... sayfası ekran görüntüsü
• ... ... sayfası ekran görüntüsü
• ... ... sayfası ekran görüntüsü
• ... Linkedin sayfası ekran görüntüsü
• ... ... sayfası ekran görüntüsü
• Haberler (... gazete ve internet sayfalarından alınan 2018-2019 tarihli haberler)
• ... ve Tic. A. Ş. ticaret sicil gazetesi
• ... ve Tic. A. Ş.’ne düzenlenmiş 2018 tarihli 2 adet fatura
Somut uyuşmazlık bakımından incelendiğinde, davacı tarafça itiraz aşamasında sunulan belgelerin markanın kullanımını gösterir belgeler olduğu, sunulan belgelerin tanınmışlığın ispatı için yeterli olmadığı, tanınmışlığın değerlendirilebileceği yeterli belgenin dosya kapsamında bulunmadığı, bu nedenle iddia edilen tanınmışlığın ispatlanamadığı, mahkememizce oluşturulan bilirkişi heyetinin bilgi ve tecrübeleri kapsamında da davacı markasının tanınmış olarak değerlendirilemeyeceğinin belirtildiği, davacıya ait “...” markasının tanınmış olduğu kabul edilse dahi davalıya ait markanın, davacıya ait “...” ibareli markanın ayırt edicilik karakterine ve itibarına zarar vermesi ve tanınmışlığından haksız yarar sağlanması ihtimallerinin somut olay bakımından mevcut olmadığı, zira; davaya konu marka ile davacıya ait marka arasında işaret benzerliği bulunmadığı, bu nedenle tanınmışlık iddiasından kaynaklı nispi tescil engeli koşullarının somut olayda oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir. (...)
Somut olayda; davaya konu marka ile itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markaların iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmadıkları, bunun haricinde davalı şirketin kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu da ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL'nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 11,50 TL vekalet harcı, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 221,00 TL posta-tebligat masrafı, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.393,32 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı ... Hizm. Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan 11,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı ... Hizm. Tic. Ltd. Şti.'ne verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re'sen iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı kurum vekili, davalı şirket vekilinin yüzüne karşı HMK m. 341 hükmü gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ... Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk Dairesi nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/05/2023

Katip ...
E-imza

Hakim ...
E-imza

UYAP Entegrasyonu