WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ANKARA 5. FIKRI VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/232 Esas - 2023/261
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/232 Esas
KARAR NO : 2023/261

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali - Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 27/06/2022
KARAR TARİHİ : 24/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/06/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali - Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 27/06/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 12.07.2007 tarihinde kurulduğunu, faaliyet konusunun “..., koltuk iskeleti imalatı, döşemesi ve her türlü ... imalatı, toptan ve perakende satışı ve şirketin ana sözleşmesinde yazılı olan diğer işler” olduğunu, müvekkili şirketin 13.10.2010 tarihinde ... alan adını kendi adına kaydettirdiğini ve aktif olarak kendi adına ticaret faaliyeti çerçevesinde kullandığını, müvekkili şirketin 2010 yılından itibaren .... ’ya da ihracat yapmaya başladığını, 2018 yılında ... ... takımını kurduğunu, müvekkili şirketin kurulduğu tarihten bu yana “...” ibareli şirket unvanıyla aktif olarak faaliyet gösterdiğini, davalı ... şirketinin müvekkili şirketten 12 yıl sonra kurulduğunu ve faaliyet alanının “Her türlü ev tekstili ürünleri” olduğunu, diğer davalı ... şirketinin ise 27.03.2007 tarihinde ... A.Ş. olarak kurulduğunu ve faaliyet alanının “Organik tarım” olduğunu, ancak 26.11.2009 tarihinde faaliyet konusunu değiştirerek eğitim sektörüne atıldığını, bu tarihten itibaren şirket unvanında tadil işlemi gerçekleştirdiğini, müvekkili şirket tarafından ... başvuru numaralı “...” ibareli markanın 20 ve 35. sınıflarda tescili için başvuruda bulunulduğunu, müvekkili şirket marka başvurusunun yayımına davalı şirketler tarafından itiraz edildiğini, itirazın .... kabul edildiğini, karara müvekkili şirket tarafından itiraz edildiğini, müvekkili şirket itirazının ... ...’nın ... sayılı kararı ile reddedildiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirket marka başvurusunun esas unsuru olan “...” ibaresinin müvekkili şirket tarafından davalı şirketlerden önce kullanıldığını, müvekkili şirketin eskiye dayalı kullanımının ispatlandığını, müvekkili şirketin “...” ibaresinin 20 ve 35. sınıflarda tescil etme hususunda kazanılmış hakkı bulunduğunu, dava konusu markaların birbirlerinden farklı olduğunu, müvekkili markasının ayırt edici olduğunu, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunmadığını, müvekkili şirketin kurulduğu 2007 yılından beri aralıksız olarak “...” ibaresini kullanması sebebiyle müvekkili şirketin emtia alanı olan 20 ve 35. sınıfların ilgili mal ve hizmetlerinde davalı şirketlerin markalarının hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, dosyaya sınırlı sayıda fatura sunulabilmesinin 02.03.2021 tarihinde müvekkili şirkette çıkan yangından kaynaklandığını, bu yangında müvekkili fabrikasının yüzde 75’lik kısmının yandığını ve arşivde tutulan evrakların birçoğunun yok olduğunu, dosyaya sunulan delillerin müvekkili şirketin “...” ibaresini kendi emtiasında kullandığını ispatladığını beyanla ... ...’nın ... sayılı kararının iptaline, davalılara ait ... sayılı markaların 20. sınıf “Yapıldıkları maddelere ve malzemelere bakılmaksızın mobilyalar. Yatak şilteleri, yastıklar, tıbbi amaçlı olmayan havalı yataklar ve yastıklar, deniz yatakları (kampçılar için uyku tulumları hariç). Aynalar. Arı kovanları, suni petekler ve petek çıtaları. Bebekler için ana kucakları, parmaklıklı oyun parkları (iç mekanlar için), bebek beşikleri, yürüteçler. Ahşap veya sentetik malzemeden mamul panolar, resimler, tablolar için çerçeveler, kimlik kartları, künyeler, isimlikler, etiketler. Ahşap veya sentetik malzemeden mamul ambalaj, nakliye ve depolama amaçlı variller, fıçılar, bidonlar, hazneler (depolar), kutular, ambalaj kapları, nakliye amaçlı konteynerler, sandıklar, taşıma paletleri, bunlarla birlikte kullanılan kapaklar. Ahşap veya sentetik malzemelerden mamul hırdavat (nalburiye) eşyası, ... bağlantıları, açma kapama tertibatları. Tahta, mantar, kamış, bambu, hasır, boynuz, kemik, fildişi, balina kemiği, istiridye kabuğu, kehribar, sedef, lületaşı, balmumu, plastik veya alçıdan mamul bu sınıfa dahil süs ve dekorasyon eşyaları: biblolar, duvara asılan süsler, heykeller ve bu malzemelerden mamul müsabakalarda verilen kupalar. Sepetler, balıkçı sepetleri. Ev hayvanları için kulübeler, yuvalar, yataklar. Ahşap veya sentetik malzemeden mamul portatif merdivenler, hareketli merdivenler. Bambu perdeler, stor perdeler (iç mekan), şerit perdeler, dekorasyon amaçlı boncuklu perdeler; perde kopçaları, perde halkaları, perde kancaları, perde çubukları. Araç tekerlekleri için metalden olmayan takozlar.” ve 35. sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Yapıldıkları maddelere ve malzemelere bakılmaksızın mobilyalar. Yatak şilteleri, yastıklar, tıbbi amaçlı olmayan havalı yataklar ve yastıklar, deniz yatakları (kampçılar için uyku tulumları hariç). Aynalar. Arı kovanları, suni petekler ve petek çıtaları. Bebekler için ana kucakları, parmaklıklı oyun parkları (iç mekanlar için), bebek beşikleri, yürüteçler. Ahşap veya sentetik malzemeden mamul panolar, resimler, tablolar için çerçeveler, kimlik kartları, künyeler, isimlikler, etiketler. Ahşap veya sentetik malzemeden mamul ambalaj, nakliye ve depolama amaçlı variller, fıçılar, bidonlar, hazneler (depolar), kutular, ambalaj kapları, nakliye amaçlı konteynerler, sandıklar, taşıma paletleri, bunlarla birlikte kullanılan kapaklar. Ahşap veya sentetik malzemelerden mamul hırdavat (nalburiye) eşyası, ... bağlantıları, açma kapama tertibatları. Tahta, mantar, kamış, bambu, hasır, boynuz, kemik, fildişi, balina kemiği, istiridye kabuğu, kehribar, sedef, lületaşı, balmumu, plastik veya alçıdan mamul bu sınıfa dahil süs ve dekorasyon eşyaları: biblolar, duvara asılan süsler, heykeller ve bu malzemelerden mamul müsabakalarda verilen kupalar. Sepetler, balıkçı sepetleri. Ev hayvanları için kulübeler, yuvalar, yataklar. Ahşap veya sentetik malzemeden mamul portatif merdivenler, hareketli merdivenler. Bambu perdeler, stor perdeler (iç mekan), şerit perdeler, dekorasyon amaçlı boncuklu perdeler; perde kopçaları, perde halkaları, perde kancaları, perde çubukları. Araç tekerlekleri için metalden olmayan takozlar. Mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal/hizmetleri yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı ... vekili 07/07/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu marka başvurusu ile itiraza mesnet markalar arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunduğunu, davaya konu marka başvurusu ile itiraza mesnet gösterilen markalar ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğundan ve söz konusu markaların tescil kapsamında yer alan mal ve hizmetler aynı olduğundan, tüketici zihninde bir ilişkilendirme veya marka sahipleri arasında idari veya iktisadi anlamda bir bağlılığın bulunduğu yönünde bir izlenime yol açmasının kaçınılmaz olduğunu, dava konusu “...” ibareli marka başvurusunun kendine özgü ve ayırt edici niteliği olmadığını, markada kullanılan renklerin itiraza mesnet markalar ile aynı veya benzer olduğunu, markaların aynı veya benzer kelime ve şekil unsurları içerdiğini, ... kararının usule ve hukuka uygun olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... ... vekili 12/08/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin .... ’e bağlı bir grup şirketi olduğunu, 2019 yılında kurulan müvekkili şirketin ev tekstili sektöründe faaliyet gösterdiğini, davacı şirketin “...” ibaresi üzerinde gerçek hak sahipliği ve kazanılmış hakkı bulunmadığını, dava dilekçesi ile sunulan evrakların gerçek hak sahipliğini kanıtlamaya yeterli olmadığını, sunulan evrakların “...” ibaresinin markasal anlamda kullanıldığını göstermediğini, davacı tarafın yalnızca “...” ibaresi üzerinde gerçek hak sahipliğini kanıtlamasının yeterli olmayacağını, bir bütün olarak “...” ibaresi üzerinde gerçek hak sahipliğini kanıtlaması gerektiğini, bu ibare üzerinde gerçek hak sahipliği kanıtlansa dahi bu hususun davaya etki etmeyeceğini, önceye dayalı kullanımdan kaynaklı gerçek hak sahipliği iddiası ile marka tescilinin sağlanması olanağı bulunmadığını, davacının dava konusu ibare üzerinde kazanılmış hakkı bulunduğu iddiasının mesnetsiz olduğunu, kazanılmış haktan söz edebilmek için kazanılmış hakka mesnet markanın uzun süredir tescilli olması gerektiğini, davacının “...” veya “...” ibareli tescilli markası bulunmadığını, dava konusu marka ile müvekkili şirket markalarının görsel ve işitsel olarak benzer olduklarını, markaların aynı mal ve hizmetleri kapsadıklarını, ortalama tüketici bakımından markalar arasında karıştırılma ihtimali oluşacağının açık olduğunu, davacının kullandığını iddia ettiği “...” ibaresinin müvekkiline ait markalar bakımından hükümsüzlük koşulunu sağlamasının mümkün olmadığını, davacı tarafın açıkça kendilerine ait marka ile müvekkili şirkete ait mesnet markaların görsel, işitsel ve kavramsal açıdan benzer olmadığını ifade ettiğini, markaların benzer olmadığını söyleyen davalı tarafın benzerlik bulunmuyor ise nasıl hükümsüzlük koşullarının oluşacağını açıklaması gerektiğini, davacının davaya mesnet markaları kullanmadığını, dosyaya kullanıma ilişkin faturaların sunulmama sebebi olarak fabrikada çıkan yangının ileri sürüldüğünü, ancak yangında muhtelif evraklar ve faturalar yanmış olsa dahi muhasebe kayıtlarının aynı zamanda elektronik ortamda da tutulması sebebiyle kayıtların sunulabilmesi gerektiğini, yangın sebebiyle evrakların sunulamadığı gerekçesinin nazara alınmaması gerektiğini beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... A.Ş., davaya cevap dilekçesi ibraz etmediğinden 6100 sayılı HMK m.128 hükmü gereği, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan ... Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
I-... Kararının İptali İstemi Bakımından; Davalı kurumun tesis ettiği ... sayılı ... kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait ... sayılı "... ... ..." ibareli marka başvurusu ile davalı şirketlere ait redde mesnet ... sayılı markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı yanın önceki tarihli kullanım iddiasından kaynaklı müktesep hak iddiasının yerinde olup olmadığı,
II-Markanın Hükümsüzlüğü İstemi Bakımından; Davalı şirketlere ait ... sayılı markaların kapsamlarında yer alan 20.sınıftaki emtialar bakımından; davacının gerçek hak sahipliğinin bulunup bulunmadığı, davacıya ait alan adı ve ticaret unvanı ile davalılara ait bu markalar arasında 20.sınıfta yer alan emtialar bakımından iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, buna bağlı olarak; söz konusu markaların 20.sınıfta yer alan emtialar bakımından hükümsüz kılınmaları koşulunun oluşup oluşmadığı, davalılara ait bu markaların kapsamlarında yer almayan ancak dava konusu yapılan 35.sınıftaki hizmetler bakımından hükümsüzlük istemi ileri sürülmesinde hukuki yarar bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, özel veya teknik hususların tespiti bakımından bilirkişi raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren .... Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının "... ... ..." ibaresini 20. ve 35. sınıflarda bulunan mal ve hizmetlerin tescili amacıyla 17.07.2020 tarihinde gerçekleştirdiği ... sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 28.09.2020 tarih ve 357 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davalı şirketlerin itirazlarda bulundukları, ...'nca ileri sürülen itirazların SMK m.6/1 hükmü uyarınca kabulüne karar verilerek marka başvurusunun reddedildiği, redde mesnet olarak ... sayılı markaların gösterildiği, davacı tarafından 20.10.2021 tarihinde ret kararına itirazda bulunulduğu, yapılan itirazı değerlendiren ...'nun ... sayılı ... kararı ile itirazın ve başvurunun reddine karar verdiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
I-... Kararının İptali İstemi Bakımından Yapılan Değerlendirme:
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
İlk olarak belirtilmelidir ki; .... 'nun yerleşmiş uygulamasına göre (...) ... kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (...) Eldeki talep de ... kararının iptali istemini barındırdığından ... karar tarihi olan 01.06.2022 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak ... kararının iptali istemi değerlendirilmiştir.
Dava konusu marka başvurusunun iş bu davaya konu emtiaları; 20. sınıf emtialar ile bu emtiaların satışına yönelik 35. sınıf hizmetlerdir. Dava konusu marka kapsamında yer alan emtialar, davalılara ait markalar kapsamında aynen yer almakta olup, 20. sınıf emtia bakımından, taraf markaları arasında ayniyet oluşmuştur. Dava konusu marka kapsamında yer alan (20. sınıf emtia satışına yönelik) 35. sınıf hizmetler bakımından ise taraf markaları arasında benzerlik oluşmuştur. Zira davalılara ait markaların tamamı 20. sınıf emtia bakımından tescillidir. Bu mal ve hizmetler, benzer/ilişkili mal ve hizmetlerdir. Zira bir malın üretilmesinin doğal sonucu, o malın pazarlanmasıdır. Dolayısıyla bahsi geçen emtialar ile bunların perakendeciliği hizmetleri arasında tamamlayıcılık ilişkisi söz konusu olup, bu mal ve hizmetler tüketici nezdinde benzerdir. Bilirkişi raporunda yer verilen tabloda, kırmızı ile işaretlenen mal ve hizmetler aynı/aynı tür emtiayı, altı çizili mal ve hizmetler ise benzer mal ve hizmetleri göstermektedir.
Sonuç olarak; dava konusu marka kapsamında yer alan ve iş bu davanın konusunu oluşturan tüm mal ve hizmetler bakımından, taraf markaları arasında “emtiaların aynı veya benzer olması” şartının sağlandığı tespit edilmiştir.
Dava konusu marka başvurusu; “... ... ...” ibaresinden oluşan, “... ...” ibaresinin daha büyük punto ile yazıldığı, “...” ibaresinin ise çok küçük punto ve okunmayacak derecede silik bir punto ile yazıldığı bir kelime markadır. “...” kelimesinin ilk iki harfi siyah renk ile son iki harfi ise yeşil renk ile yazılmıştır. “...” kelimesinin altında konumlandırılan “...” ibaresi, ... bir kelime olup “yatak takımı” anlamına gelmektedir. Davanın konusunu oluşturan emtialar bakımından tanımlayıcı niteliktedir. “...” ibaresi de ... olup, “doğada uyu” şeklinde çevirisi yapılabilir. Dava konusu markanın esas unsuru, “...” kelimesi olup, “...” kelimesi... nezdinde “Kendi kuralları çerçevesinde sürekli gelişen, değişen canlı ve cansız varlıkların hepsi, tabiat, natür. İnsan eliyle büyük değişikliğe uğramamış, doğal yapısını koruyan çevre, tabiat. İnsan eliyle büyük değişikliğe uğramamış, doğal yapısını koruyan çevre, tabiat.” olarak tanımlanmıştır.
Davalı ... firmasına ait “... ...” ibareli marka ise, üstte bir ağaç şekli ile alt satırda yazılan “...” ve en alt satırda konumlandırılan “...” ibaresinden oluşmaktadır. “...” ibaresi, “çocuklar” anlamına gelen ... bir kelimedir. “...” ibaresi hem anlamı itibariyle hem de “...” ibaresine nazaran daha küçük punto ile yazılmış olması sebebiyle, markada tali unsur niteliği taşımaktadır. Davalı ... firmasına ait “... ...” ibareli marka ile dava konusu marka başvurusu, esas unsur bakımından ayniyet taşımakta olup, markalar bütünsel olarak değerlendirildiğinde ise aralarında görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik olduğu değerlendirilmiştir.
Davalı ... firmasına ait markalar ise standart bir yazı karakteri ile yazılmış, kapsamında şekil ya da renk unsuru bulunmayan birer kelime markasıdır. Davalıya ait markalar “... ” ibarelerinden oluşmaktadır. Davalıya ait markaların esas unsuru “...” ibaresi olup, davalı markalarında yer alan diğer kelimeler, tali unsur niteliğinde olup, marka vasfı taşımayan ibarelerdir. “...” ibaresinin herhangi bir anlamı tespit edilememiştir. “...” ibaresinin “do-gu” ya da “do-ku” şeklinde telaffuz edilmesi olasıdır. Davacı markası ile davalıya ait “...” esas unsurlu markalar karşılaştırıldığında, markaların ilk iki harfinin aynı olduğu, buna karşın son iki harfinin farklı olduğu, dört harften oluşan kelimelerin ilk iki harfinin benzer olmasının markaları benzer kılmak için yetmeyeceği değerlendirilmiştir. Markalar işitsel olarak değerlendirildiğinde de, taraf markalarının sadece ilk hecesinde benzerlik olduğu, son hecenin farklılaştığı, markaların işitsel olarak da benzer olmadığı tespit edilmiştir. Davalıya ait markanın anlamsız bir kelime olması nedeniyle, markaların anlamsal olarak karşılaştırılması mümkün olmamıştır. Taraf markaları bütünsel olarak değerlendirildiğinde de, markaları birbirine yakınlaştıracak herhangi bir unsur içermedikleri tespit edilmiştir.
Sonuç olarak; dava konusu marka başvurusu, davalı ...’na ait marka ile görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olduğu, buna karşın dava konusu markanın, davalı ...’ne ait markalar ile görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olmadığı değerlendirilmiştir. Dolayısıyla; dava konusu marka başvurusu, davalılara ait markalar ile sınıfsal olarak ayniyet/benzerlik taşımakla birlikte, davalılardan sadece ...’na ait marka ile görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olduğu, buna karşın davalı ... firmasına ait markalar ile görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olmadığı, bu nedenle, dava konusu markanın, sadece ... sayılı marka bakımından, markaların karıştırılması/ilişkilendirilmesi ihtimaline dayalı olan nispi tescil engeline ilişkin şartların oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Davacı yan her ne kadar önceki tarihli kullanımlarından kaynaklı olarak iş bu davaya konu marka başvurusu bakımından müktesep hakkı bulunduğunu ileri sürse de, davacı yanın önceki tarihli olup uzun süreli kullanıma konu tescilli markası bulunmadığından müktesep hak iddiası yerinde görülmemiştir.
Davacı yanın önceki tarihli kullanım kaynaklı iddiası, iş bu davaya konu marka başvurusu bakımından, başvuru markası ile redde mesnet alınan markalar arasında "birlikte var olma" koşulunun oluşup oluşmadığı bakımından aşağıdaki şekilde irdelenmiştir:
İlk kullanılmaya başlandıkları noktada karıştırılma tehlikesi yaratabilecek nitelikteki markaların, uzun yıllar piyasada kullanılması ve hukuki bir çatışmanın gündeme gelmemesi halinde, tüketicilerin de ilgili markaları ayırt edebildiği ve bu noktada karıştırılma tehlikesi yaratmayacağı kabul edilmektedir. (Bkz; ....)
Barışçıl şekilde birlikte var olmanın söz konusu olabilmesi için gereken ilk unsur; tarafların uzun bir dönem boyunca piyasada çatışma yaşamaksızın birlikte var olmasıdır. Tarafların hali hazırda karşı tarafın kullanımını bilmesi ya da bilmemesi, iş bu doktrin bağlamında önem arz etmez. Esas olan, çatışma yaşanmaksızın, uzun bir döneme yayılmış aktif bir kullanımın gerçekleştirilmiş olmasıdır. Piyasada uzun süre barış içinde var olunduktan sonra ortaya çıkan ihtilaflar, durumun barışçıl şekilde var olma olarak nitelendirilmesine engel olmaz.
Barışçıl şekilde birlikte var olmanın söz konusu olabilmesi için gereken ikincil unsur; gerçekleştirilen uzun süreli yoğun kullanım neticesinde, markaların piyasada ayırt edilebilmesidir. İlgili kullanımın belli bir yoğunluğa ulaşması ve markaların farklılığını ortaya koyması gerekir (...).
... 'nin 11.11.2019 tarih ... sayılı kararında da;"Dairemizin daha önceki bir çok kararına konu olan ve Öğretide “birlikte var olma” olarak tanımlanan ilke (...) uyarınca, itiraza gerekçe markanın tescil kapsamında bulunan mal ve hizmetler yönünden, anılan markaya kural olarak karıştırılmaya yol açacak ölçüde benzer olan bir işaretin uzun yıllar marka olarak kullanılması, kullanımın sürekli ve yoğun şekilde olması ve kuvvetli tanıtımla markanın ayırt edici kılınması, buna karşılık tescilli marka sahibinin marka başvuru tarihine kadar niza çıkarmaması halinde her iki markanın uzun yıllardır barış içinde birlikte var oldukları ve artık tescilsiz markanın başvuru tarihi itibariyle kullanım sonucu ayırt edici hale geldiğinin ve markalar arasında karıştırılma ihtimalinin meydana gelmeyeceğinin kabulü gerekir. Önceki markanın sahibince kullanılmaması halinde, markanın kullanım sonucu ayırt edici kılınmasının daha kolay olacağının da kabulü gerekir." şeklinde değerlendirmede bulunularak, birlikte var olma ilkesinin uygulama alanı açıklanmıştır.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olayda marka işlem dosyası ile sınırlı olarak yapılan incelemede; gerek davacı tarafın gerekse davalı tarafın markasal kullanımlarını gösterir bir belge dosya kapsamında bulunmamaktadır. Birlikte var olma ilkesinin somut olay bakımından mevcut olup olmadığının incelenebilmesi için, ... Kararlarında da ifade edildiği üzere, “uzun yıllar marka olarak kullanılması”, “kullanımın sürekli ve yoğun şekilde olması”, “kuvvetli tanıtımla markanın ayırt edici kılınması” gibi hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Somut olayda yapılan incelemede; dava konusu markanın başvuru tarihi 17.07.2020 olup, birlikte var olma koşullarının bu tarih baz alınarak incelenmesi gerekmektedir.
Marka işlem dosyası incelendiğinde, davalılardan ... şirketinin dosyaya “... ...” markasının kullanımı ile ilgili belgeler sunduğu, yayıma itiraz dilekçesi içeriğinde ve ekinde “... ...” markası ile ilgili haberlere yer verdiği tespit edilmiştir. Sunulan belgelerin incelenmesi neticesinde, “... ...” ibareli markanın, “41. Sınıf: Eğitim ve öğretim hizmetleri” bakımından kullanıldığı değerlendirilmiştir. Bu hizmetler, davalı ...’na ait redde mesnet ... sayılı markasının redde mesnet mal ve hizmetlerinden farklıdır. Davalı ...’na ait markanın 20. Sınıf emtiası nedeniyle, davacıya ait marka reddedilmiştir. Davalı ...’nın markasını 20. Sınıfta kullandığını gösterir bir belge dosya kapsamında bulunmamaktadır.
Davalı ... firmasının kullanımını gösterir herhangi bir belge, marka işlem dosyasında bulunmamaktadır.
Davacı taraf, markanın reddine dair karara karşı sunduğu itiraz dilekçesi içeriğinde ve ekinde aşağıdaki belgeleri dosyaya sunmuştur:
• Ürün görselleri,
• Faturalar (13 adet 2008 tarihli “ham sunta, 3. sınıf gürgen ve sünger açıklamalı, 7 adet 2019 tarihli, 22 adet 2020 tarihli fakat sadece 9 tanesi dava konusu markanın başvuru tarihinden öncedir),
• 2021 tarihli faturalar,
• Kargo faturası (2 adet),
• Elektrik faturası (2 adet),
• 2021 tarihli yazılım faturası (2 adet).
Davacının dosyaya sunduğu belgelerden, “...” markasını “20. Sınıf: Yapıldıkları maddelere ve malzemelere bakılmaksızın mobilyalar. Yatak şilteleri, yastıklar, tıbbi amaçlı olmayan havalı yataklar ve yastıklar” emtiası bakımından kullandığı tespit edilmiştir.
Davalı ... ile davacının “...” markasını kullandıkları sektörlerin farklılığı gözetildiğinde, iş bu şirketler bakımından birlikte var olma şartlarının oluşmadığı, davalı ... firmasının, redde mesnet markasını redde mesnet alınan 20. Sınıf emtia bakımından kullanmadığı değerlendirilmiştir. Diğer davalının da, markasını kullandığını gösterir bir belge dosya kapsamında bulunmadığından, iş bu davalı yönünden de “birlikte var olma” koşullarının oluşmadığı değerlendirilmiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; dava konusu marka başvurusunun reddine karar verilmesine yönelik davaya konu ... kararının sonuç kısmında hukuka aykırılık bulunmadığından ... kararının iptali isteminin reddine karar verilmiştir.
II-Markaların Hükümsüzlüğü İstemi Bakımından Yapılan Değerlendirme:
İlk olarak belirtilmelidir ki; ... sayılı markaların 35.sınıfta tescilli olmamaları nedeniyle; bu markaların 35.sınıfta yer aldığı iddia edilen hizmetler bakımından hükümsüzlüğü istemlerinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
6769 sayılı SMK m.25/1 hükmüne göre; 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
SMK m.6/3 hükmüne göre; Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
Marka başvurusunun bu sebeple reddi için marka başvurusundan önce ve markaya konu işaretin aynısı veya benzerinin yoğun ve sıkı kullanımı sonucu işarete belirli bir düzeyde ayırt edicilik kazandırılması gerekir. (....)
Somut olayda yapılan incelemede; Hükümsüzlüğü talep edilen, davalı ...’na ait ... sayılı markanın başvuru tarihi 22.11.2017, davalı ...’ne ait markaların başvuru tarihi ise 26.06.2020’dir. Davacı taraf, dava konusu markaların başvuru tarihinden önceye ilişkin belge sunarak, gerçek hak sahipliğini ispatlamalıdır.
Davacı taraf, marka işlem dosyasına ve daha sonra dava dosyasına aşağıdaki belgeleri sunmuştur:
• Ürün görselleri
• Faturalar
o 13 adet 2008 tarihli “ham sunta, 3. sınıf gürgen ve sünger açıklamalı,
o 7 adet 2019 tarihli “maketbıçağı, kapak sunta, sünger, streç film, kelebek somun, metre şerit fisko, makas, kayış, vida, döşemelik kumaş, baza, başlık, mdf zımparalı, kontroplak” açıklamalı
o 22 adet 2020 tarihli
• 2021 tarihli “lif levha favori, sunta, kapaklık, kontraplak, kapaklık, sunta,amortisörlü baza makası, sünger, ağaç somunu, çivi, çelik tel, streç film açıklamalı,
• 06.02.2021 ve 03.05.2021 tarihli Kargo faturası (2 adet)
• Mayıs 2020 tarihli elektrik faturası (2 adet)
• 09.06.2021 ve 09.08.2021 tarihli yazılım faturası (2 adet)
• 2021 tarihli gümrük beyannamesi, (... markalı baza başlık yatak açıklamalı) (2 adet)
• 2022 tarihli gümrük beyannamesi,
• 2020 tarihli gümrük beyannamesi, (... markalı baza başlık yatak açıklamalı) (5 adet)
• 2018 tarihli gümrük beyannamesi, (... markalı baza ve başlıkları açıklamalı) (4 adet)
• 2017 tarihli gümrük beyannamesi, (... markalı baza ve başlıkları açıklamalı) (3 adet)
• 2016 tarihli gümrük beyannamesi, (... markalı baza seti ve baza başlıkları açıklamalı) (1 adet)
• 2012 tarihli gümrük beyannamesi, (... markalı baza ve başlıkları açıklamalı) (19 adet)
• 2011 tarihli gümrük beyannamesi, (... markalı baza ve başlıkları açıklamalı) (10 adet)
• 2010 tarihli gümrük beyannamesi, (... markalı baza ve başlıkları açıklamalı) (1 adet)
• Kurumlar Vergisi Beyannamesi- 2008-2022 tarih aralığına ilişkin
• ... adresinden alınan görüntüler
Davacının sunduğu belgeleri incelediğimizde, herhangi bir ürün üzerinde “...” markasının tespit edilememesi, sunulan belgelerin büyük bir çoğunluğunun, dava konusu edilen markaların başvuru tarihinden sonraya ilişkin olması, diğer yandan, gerçek hak sahipliği iddia edilen “...” ibaresi ile “...” markalarının benzer olmadığı, “...” ibaresinin, davalı ...’na ait “... ...” ibaresi ile benzer olduğu, fakat “... ...” markasının başvuru tarihinden önceye ilişkin sunulan belgelerin ciddi kullanımı göstermek için yeterli olmaması nedeniyle, somut olay bakımından gerçek hak sahipliği iddiasının ispatlanamadığı değerlendirilmiştir.
SMK’nın 6/6 maddesine göre; “tescil için başvurusu yapılmış markanın, başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi halinde, hak sahibinin itirazı üzerine tescil başvurusu reddedilir.”
Bu hüküm kapsamına, kişilik haklarından isim hakkı ile fotoğraf üzerindeki hak, FSEK kapsamında telif hakları ve sınaî haklar olan marka, tasarım, patent, faydalı model, coğrafi işaret, ticaret unvanı, işletme adı ve alan adı girer. Bir alan adının SMK m. 6/6 hükmü uyarınca korunmasının istenebilmesi için, o alan adının fiilen kullanıldığı faaliyet konuları kapsamı ile aynı/benzer konularda bir marka kullanımının söz konusu olması gerekir.
Ticaret unvanı, bir tacirin ticari işletmesine ilişkin işlemlerinde kullandığı addır. Markalar, eşya ile işletme arasındaki ilişkiyi kurar ve farklı işletmelerin ürettiği benzer emtiayı birbirinden ayırt etmeye yarar. Buna karşılık, ticaret unvanları ise işletmenin kendisini tanımlar. Şirketlerin ticaret unvanları tescil edilirken, faaliyet alanına her türlü mal ve hizmetin yazılması mümkün olduğundan ve ticaret unvanının bu alanların hepsinde kullanma gibi bir yükümlülük bulunmadığından, ticaret unvanının fiilen kullanıldığı mal ve hizmetler bakımından, 6769 sayılı SMK'nin 6/6 maddesi anlamında sahibine öncelik hakkı sağladığının kabulü gerekmektedir. ... sayılı kararında da, önceki tarihli ticaret unvanı nedeniyle sonraki tarihli aynı/benzer markanın başvurusunun engellenebilmesi için, salt ticaret unvanına ilişkin ticari sicil kayıtlarında yer alan iştigal alanlarına bakılmaması gerektiği, ticaret unvanının fiili olarak kullanıldığı mal ve hizmetler dikkate alınmak suretiyle iltibas değerlendirmesi yapılması gerektiği kabul edilmiştir.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; Davalılara ait markaların esaslı unsurları, tüketici nezdinde marka algısı yaratan kısımları “...” ve “...” ibareleridir. Davacıya ait ticaret unvanının ayırt edicilik sağlaması gereken “ek” unsuru ise “...” ibaresidir. “...” ibaresi ile davalı ...’na ait “... ...” ibareli markanın benzer olduğu, buna karşın diğer davalı ...’ne ait “...” esas unsurlu markaları ile benzer olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacının ticaret unvanı altında “baza, başlık, yatak, koltuk, kanepe” emtia satışı yaptığı tespit edilmiştir.
Davalı ... markası ile davacı ticaret unvanı arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğu, davacının ticaret unvanını kullandığı ürünler ile davalıya ait marka kapsamında yer alan “20. Sınıf: Yapıldıkları maddelere ve malzemelere bakılmaksızın mobilyalar. Yatak şilteleri, yastıklar, tıbbi amaçlı olmayan havalı yataklar ve yastıklar” emtiasının benzer olduğu, bu emtialar bakımından aralarında ilişkilendirilme ihtimali bulunduğu tespit edilmiştir.
Buna karşın, davalı ...’ne ait “...” esas unsurlu markaları ile davacının “...” ayırt edici unsurunu içeren ticaret unvanı arasında benzerlik bulunmadığı, bu davalıya ait markaların, davacıya ait ticaret unvanı sebebi ile reddi için gerekli koşulların oluşmadığı tespit edilmiştir.
Davacı taraf, ... adresi ile davalılara ait markalar arasında iltibas bulunduğunu iddia etmiştir. ... adresinin tescil bilgileri sorgulandığında, iş bu alan adının davacı adına 13.01.2010 tarihinde kaydedildiği tespit edilmiştir.
Davacı yana ait ... adresi incelendiğinde, internet sitesinin arşiv görüntülerinde, sol köşede “... ...” markasına yer verildiği, internet sitesi içeriğinde; baza, başlık, yatak, koltuk, kanepe tanıtımı yapıldığı tespit edilmiştir.
Davalılara ait markaların esaslı unsurları, tüketici nezdinde marka algısı yaratan kısımları “...” ve “...” ibareleridir. Davacıya ait alan adında kullanılan marka ise “...” ibaresidir. “...” ibaresi ile davalı ...’na ait “... ...” ibareli marka ile benzer olduğu, buna karşın diğer davalı ...’ne ait “...” esas unsurlu markalar ile benzer olmadığı tesipt edilmiştir.
İnternet sitesinin arşiv görüntüleri incelendiğinde, davacının “baza, başlık, yatak, koltuk, kanepe” emtia satışı yaptığı tespit edilmiştir.
Davalı ... markası ile davalının alan adında kullanılan “...” markası arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğu, davacı şirket alan adı içeriğindeki kullanıma konu emtia ile dava konusu marka kapsamında yer alan “20. Sınıf: Yapıldıkları maddelere ve malzemelere bakılmaksızın mobilyalar. Yatak şilteleri, yastıklar, tıbbi amaçlı olmayan havalı yataklar ve yastıklar” emtiası ile benzer olduğu, aralarında ilişkilendirilme ihtimali bulunduğu tespit edilmiştir.
Buna karşın, davalı ...’ne ait “...” esas unsurlu markalar ile davacının alan adı içeriğinde kullanılan “...” ibareli markası arasında benzerlik bulunmadığı, bu davalıya ait markaların, davacıya ait alan adı sebebi ile reddi için gerekli koşulların oluşmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; ... sayılı markaların tescilleri kapsamlarında bulunan 20.sınıftaki emtialar bakımından hükümsüzlüğü istemlerinin reddine, ... sayılı markanın kapsamında yer alan "Yapıldıkları malzemelere bakılmaksızın mobilyalar. Yatak şilteleri, yastıklar, tıbbi amaçlı olmayan havalı yataklar ve yastıklar." emtiaları bakımından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü uyarınca hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re'sen ...'e gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
A)... sayılı ... kararının iptali isteminin REDDİNE,
B)... sayılı markaların 35.sınıfta yer aldığı iddia edilen hizmetler bakımından hükümsüzlüğü istemlerinin HUKUKİ YARAR YOKLUĞU nedeniyle USULDEN REDDİNE,
C).... sayılı markaların tescilleri kapsamlarında bulunan 20.sınıftaki emtialar bakımından hükümsüzlüğü istemlerinin REDDİNE,
D)... sayılı markanın kapsamında yer alan "Yapıldıkları malzemelere bakılmaksızın mobilyalar. Yatak şilteleri, yastıklar, tıbbi amaçlı olmayan havalı yataklar ve yastıklar." emtiaları bakımından HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, 6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü uyarınca hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re'sen ...'e gönderilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile alınması gereken 99,20 TL harcın davalı ... A.Ş.'den alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3-... kararının iptali istemi bakımından; davalı ... ve davalı ... ... kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü uyarınca hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar ... ve ... ...'ne verilmesine,
4- .... sayılı markaların hükümsüzlüğü istemi bakımından; davalı ... ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü uyarınca hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... ...'ne verilmesine,
5-... sayılı markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından; davanın kabul edilen kısmına ilişkin olarak, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalı ... A.Ş.'den alınarak davacıya verilmesine,
6-Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 80,70 TL peşin karar ve ilam harcının tamamının davalı ... A.Ş.'den alınarak davacıya verilmesine,
7-Yargılama giderlerinden 4/5 oranında davacının, 1/5 oranında davalı ... A.Ş.'nin sorumlu tutulmasına, diğer davalıların aleyhine hüküm kurulmadığından, diğer davalıların yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalarına,
8-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 23,00 TL vekalet harcı, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 2.900,00 TL bilirkişi ücreti, 383,00 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.432,12 TL yargılama giderinin 1/5'i olan 686,42 TL'nin davalı ... A.Ş.'den alınarak davacıya verilmesine, bakiye 2.745,70 TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı ... ... tarafından yapılan 23,00 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı ... ...'ne verilmesine,
10-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde yatırılan avansın re'sen yatıran tarafa iade edilmesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı ... vekilinin yüzüne karşı, davalı ... Şirketi'nin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde... Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/05/2023

Katip ...
E-imza

Hakim ...
E-imza

UYAP Entegrasyonu