WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ANKARA 5. FIKRI VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/305 Esas - 2023/221
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/305 Esas
KARAR NO : 2023/221

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 29/11/2021
BİRLEŞEN DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali - Markanın Hükümsüzlüğü)
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 05/01/2022
KARAR TARİHİ : 08/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/06/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali - Markanın Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı-birleşen davacı 29/11/2022 tarihli dava ve 05/01/2022 tarihli birleşen dava dilekçelerinde özetle; Öncelikle ... markasına sahip “... ...' nin faaliyet alanının sahibi oldukları “..." isimli internette bulunan emlak ilan sitesi üzerinden emlakçıların ilanlarını belirlenmiş bir ücret karşılığı yayınlamak olduğunu, yani direkt olarak emlak alım satımı konusunda herhangi bir faaliyeti olmadığını, kendilerinin yaptığı işin sadece ilan yayınlamak olduğunu, ... markası da ...'in müşterileri olan emlakçılara vermiş olduğu bir hizmet olduğunu, ...'ın marka sahibi olarak taşınmaz ticareti yönetmeliğine uygun olarak kurulmuş olduğunu ve ...'den yetki belgesine sahip olduğu bir gayrimenkul şirketinin mevcut olduğunu ve direkt alıcıya hizmet vermekte olduğunu, son kullanıcı dedikleri ev, arsa, işyeri almak ve kiralamak isteyenlerin hedef kitlesi ve ... markasının da “slogan markası” olduğunu, ... markasını kullanmak istediği şirketinin faaliyet alanı ile ...'in sahibi olduğu ... markasnın farklı sektörlere hizmet vermekte olduğunu, kendisinin direkt alıcıya satış yönünden hitap ederken ... ise emlakçılara iletişim kolaylığı yönünden hitap etmekte olduğunu, itiraza gerekçe markanın logosunda görüldüğü üzere markada ve logoda vurgulanan ibarenin “...” olduğunu, marka yazım şekli ve anlamından da anlaşıldığı üzere telefon hattıyla iletişime işaret etmek için kullanılmakta olduğunu ve markada kullanılan ... ve ... ibarelerinin anlamının ise hızlı iletişim şeklinde olduğunu, markanın bu amaçla kullanıldığının zaten marka sahibinin internet sitesinde yer alan açıklamada da çok net belirtilmekte olduğunu, sahibi olduğu markasında ise orta düzey tüketici tarafından görülen ve anlaşılan markanın direkt olarak "..." markası olduğunu, taraflarına ait olan markada kullanılan ... ve ... ibareleri ise hızlı satış anlamına gelmekte olduğunu, her iki markada da ... ibaresinin yanına getirilen “... ve ...” ibarelerinin anlam olarak birbirinden tamamen farklı olmasının dolayısıyla orta düzey tüketici nezdinde aynı anlamda ya da benzer anlamda yorumlanma ihtimallerinin olmadığını, bu sebeple "... ve ..." markalarının da tüketici nezdinde aynı ya da benzer görülerek karıştırılma ihtimalleri olmadığını, orta düzey tüketici nezdinde anlaşılan markaların tamamen birbirinden farklı olduğunu, bu sebeple tarafına ait "..." markasına verilen ret kararının geri çekilmesinin haklı ve objektif bir karar olacağını beyan ederek; ...'nin ... markasının ... markasına göre farklı kod'dan (... nolu kod) tesciline ilişkin durumun incelenmemesine istinaden alınan ret kararının iptaline, ...'nın ... markasının ... markasına göre aynı tür veya benzer hizmetlerde olduğuna dair tesciline ilişkin ret kararının belirtilen sebeplerden dolayı iptaline, ...'nın ... markasını art ve kötü niyetli tescil ettiğine dair almış olduğu ret kararının belirtilen sebeplerden dolayı iptaline, 22.09.2021 tarihli, ... Karar Nolu ... kararının tamamının reddi ve iptaline, karşı tarafın markasının hükümsüzlüğüne ve tarafına ait olan ... başvuru numaralı "..." markasının tarafına tescili yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı-birleşen davacının 06/04/2022 tarihli somutlaştırma dilekçesi ile; Birleşen davalıya ait ... ve ... sayılı markaların SMK m.6/1 ve m.6/9 hükümleri uyarınca hükümsüz kılınmasını talep ettiği tespit edilmiştir.
CEVAP:
Davalı ... vekili 20/12/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu başvuru markası ile itiraza gerekçe gösterilen marka, kapsadıkları mal ve hizmetler açısından değerlendirildiğinde, başvuru markasının kapsadığı mal ve hizmetlerin redde konu markanın kapsadığı mal ve hizmetlerle, aynı tür veya benzer hizmetlerden olduğunun sabit olduğunu, başvuru markası ile itiraz sahibi şirkete ait ... sayılı "..." ibareli marka arasında zikredilen hizmetler bakımından ilişkilendirme/karıştırılma ihtimali bulunduğunu, davacı şahsın, kurumları ... kararının SMK m.6/9 hükmü bağlamında hukuka aykırı olduğu yönündeki iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, kurumları tarafından yapılan incelemede, başvuru sahibi davacı şahsın gayrimenkul danışmanlığı alanında faaliyet gösterdiği, itiraz sahibi olan ... ...'ne ait olduğu anlaşılan .... sitesinin bir üyesi olduğunu, mezkur üyeliğin 30/12/2017 tarihinde başladığının tespit edilmiş olduğunu, yapılan incelemede, itiraz sahibi şirketin, itiraz gerekçesi olan "..." ibaresini marka olarak algılanacak şekilde başvuru sahibi davacı şahsın kurumlarına başvurmadan önce internet ortamında duyurduğunun tespit edildiğini, başvuruya konu işaret ile itiraz sahibinin daha önce duyurduğu işaretin renk kombinasyonu ve tertip olarak ve şekil unsurunu da içerecek şekilde birebir aynı olduğunun görülmekte olduğunu, itiraz sahibi şirketin söz konusu işaretin tasarlanması süreciyle ilgili olarak başvuru tarihinden önce bir reklam ajansıyla yapmış olduğu yazışmalarının da bulunduğunun tespit edilmiş olduğunu, bu tespitler hep birlikte değerlendirildiğinde, başvuru sahibinin söz konusu başvuruyu iyi niyetle yapmış olduğunun kabul edilemez olduğunu, başvurunun kötü niyetle yapılmış olduğunu, davacı şahsın Kurum ... kararının 6769 sayılı SMK’nın 6/9 maddesine aykırı olduğu yönündeki iddialarının da haksız ve mesnetsiz olduğunu beyan ederek; ... sayılı ... kararı iptali isteminin reddine, davacı yanın aleyhe olan sâir istemlerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davalı ... ... vekili 04/03/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin taşınmaz ticareti faaliyeti ile iştigal etmekte olduğunu, faaliyetlerini ağırlıklı olarak kendisine ait “....com” alan adlı internet sitesi üzerinden yürütmekte olduğunu, bu internet sitesinde gayrimenkul ilanları yayınlama hizmeti de verilmekte olduğunu, özellikle emlak ofisleri, müvekkilinin internet sitesine üye olarak kendi portföylerindeki gayrimenkullerle ilgili ilanlarını ücret karşılığında yayınlayabilmekte olduğunu, davacı, ... bölgesinde taşınmaz ticareti ile uğraşan dava dışı ... isimli bir emlak ofisinde çalışmakta olduğunu, bu işletme müvekkili şirketin internet sitesi üyesi olduğunu, üyeliğin 30.12.2017 tarihinde oluşturulmuş olduğunu, davacı, bu üyelik kapsamında müvekkili şirketin internet sitesinin tanımlı kullanıcısı olduğunu, müvekkili şirketi çok yakından tanımakta olduğunu ve tüm faaliyetlerinden haberdar olduğunu, müvekkili şirketin, emlak sektöründe akla ilk gelen firma ve markalardan biri olduğunu, müvekkili şirketin markasının yalın unsurları olan “...” ibaresi ile Google arama motoruna girildiğinde 2,5 milyon sonuç içerisinden ilk sırada yer bulmakta olduğunu, davacı, müvekkilinin bu itibar ve bilinilirliğinden yararlanarak kötüniyetle "..." marka başvurusunu yapmış olduğunu, davacının müvekkili şirketin internet sitesine üye olan işletmenin çalışanı olduğunu ve kullanıcı olarak internet sitesine tanımlanmış olduğunu, kendi şifresi ve adı ile müvekkilinin internet sitesini kullanmakta olduğunu, davacının, bu sayede müvekkilinin geliştirdiği "..." markasından haberdar olmuş olduğunu ve müvekkili markasını kopyalayarak ve hiçbir değişiklik yapmaksızın aynen kullanarak tescil başvurusunda bulunmuş olduğunu, müvekkili şirketin, davacının tescil başvurusu yaptığı markayı 2020 Ocak ayında yaratmış olduğunu ve davacının tescil başvurusundan önce internet sitesinde yayınlamış olduğunu, dava konusu markanın yaratılması için 28.01.2020 tarihinden itibaren markanın tasarımını yapacak olan dava dışı ... ... A.Ş. unvanlı firmayla yazışmalara başlamış olduğunu ve "..." ibareli marka örneğinin hazırlanması sürecini başlatmış olduğunu, bu görüşmeler sonucunda ... Reklam 31.01.2020 tarihinde markanın tasarımı için teklif vermiş olduğunu ve 11.02.2020 tarihinde taraflar arasında anlaşma sağlanmış olduğunu, müvekkilinin "..." markasını 17.02.2020 tarihinde sosyal medya üzerinden düz yazı büyük harf kurgusu ile kamuoyuna duyurmuş olduğunu, müvekkilinin "..." ibaresini 2006 yılından itibaren tescilli marka olarak kullandığını, "..." ibaresini esas unsur olarak içeren muhtelif sayılarla tescilli markalarının bulunduğunu, diğer taraftan, davacının tescil başvurusu yaptığı "... markası ile müvekkilinin tescilli markası olan "..." markası arasında ilişkilendirme/karıştırılma ihtimali olduğunun da ortada olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
.... 'nin 07/01/2022 tarih .... sayılı kararı ile söz konusu dava dosyası, mahkememize ait yukarıda yazılı esas sayılı dava dosyası ile birleştirildiğinden, birleşen dava dosyası, dosyamız arasına alınarak yargılama birlikte yürütülmüştür.
Davalar, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan ... Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markaların Hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
I-... Kararının İptali İstemi Bakımından;
Davalı kurumun tesis ettiği ... sayılı ... kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait ... sayılı "..." ibareli marka başvurusu ile birleşen davalı şirkete ait .... sayılı "..." ibareli marka başvurusu arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacının marka tescil başvurusu aşamasında SMK m.6/9 hükmü uyarınca kötü niyetli olup olmadığı,
II-Markanın Hükümsüzlüğü İstemi Bakımından;
Birleşen davalıya ait ... ve ... sayılı markaların SMK m.25, m.6/1 ve m.6/9 hükümleri uyarınca hükümsüz kılınmalarının gerekip gerekmediği, bu markaların birleşen dava tarihi itibariyle tescilli olmamaları halinde hükümsüz kılınıp kılınamayacakları hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, bilirkişi raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren .... Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı-birleşen davacının 17.05.2020 tarihinde "..." ibareli ... sayılı, 35 / 36 / 37. sınıfta yer alan bir kısım hizmetlerin tescili amacıyla başvuruda bulunduğu, ...'nca başvurunun 28.09.2020 tarih ve 357 sayılı ...'nde yayımlandığı, birleşen davalının 27.11.2020 tarihinde SMK m.6/1, m.6/2, m.6/3, m.6/4, m.6/5, m.6/6 ve m.6/9 hükümleri uyarınca .... sayılı markaları mesnet göstererek yayına itiraz ettiği, davacı-birleşen davacının bu itiraza karşı 21.01.2021 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi sunduğu, dilekçesinde ... sayılı markalara ilişkin olarak tüm mal ve hizmetler bakımından kullanmama def'i ileri sürdüğü, birleşen davalının 29.03.2021 tarihli kullanım ispat formu ibraz ettiği, yayına yapılan itiraz sonucu ...'nca marka başvurusunun reddedilmesine karar verildiği, redde mesnet olarak SMK m.6/1 (... sayılı marka) ve m.6/9 hükümlerinin gösterildiği, bu karara karşı davacı-birleşen davacı tarafından 06.07.2021 tarihinde itirazda bulunulduğu, birleşen davalının 09.08.2021 tarihli itiraza karşı görüş ibraz ettiği, itirazı değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'nun ... sayılı ... kararı ile; itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı-birleşen davacıya 28.09.2021 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Birleşen davalıya ait ... ve ... sayılı hükümsüzlüğü istenen markaların sırasıyla; 04/04/2022 ve 28/04/2022 tarihinde tescil edildikleri, birleşen dava tarihi itibariyle söz konusu markaların tescilli olmadıkları, birleşen dava tarihinden sonra tescil edildikleri, her bir davanın, dava tarihindeki mevcut maddi olgulara göre değerlendirilmesi gerektiğinin temel bir usul kaidesi olduğu, buna göre; birleşen dava tarihi itibariyle tescilli olmayan ... ve ... sayılı markaların hükümsüzlüğü isteminde hukuki yarar bulunmadığından, birleşen davanın USULDEN REDDİNE reddine karar verilmiştir.
... kararının iptali istemi bakımından ise aşağıdaki şekilde değerlendirme yapılmıştır:
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet marka, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka başvurusu 35, 36, 37. Sınıf hizmetleri kapsamakta iken, davalının ... sayılı redde mesnet markası 35, 36, 38 ve 42. Sınıf hizmetlerde tescillidir. Dava konusu marka kapsamında yer alan “35. Sınıf: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Tespihler. Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir. 36. Sınıf: Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler. Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri", davalı markasında aynen yer almaktadır. Taraf markalarında ayniyet taşıyan emtialar, bilirkişi raporunda yer verilen tabloda koyu renk ve altı çizili olarak gösterilmiştir.
Sayılan hizmetler haricinde, taraf markaları kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili mal ve hizmet bulunmamaktadır.
Sonuç olarak; dava konusu marka kapsamında yer alan 36. Sınıf hizmetlerin tamamı ile 35. Sınıfta yer alan ve yukarıda belirtilen mal ve hizmetler bakımından, taraf markaları arasında, “emtiaların aynı veya benzer olması” şartının sağlandığı tespit edilmiştir.
Dava konusu marka başvurusu; siyah renkle yazılmış “...” ibaresi ile yeşil renk ile yazılmış “...” ibaresinden oluşmaktadır. “J” harfinin sol tarafında, uzunluğu değişen alt alta üç çizgi yer almaktadır. Markanın tamamı aynı satırda, aynı punto ile tamamı büyük harflerle yazılmıştır. Kelimeler farklı renk ile yazılmışsa da, birbirine bitişik şekilde konumlandırılmıştır. “...” ibaresi, yazıldığı gibi okunan bir ibaredir. “...” ibaresi anlamlı bir kelime olmamakla beraber, kelimelerin anlamından yola çıkılarak “hızlı bir şekilde ...” anlamına gelebilir. Zira “...” ibaresi, ... online sözlüğünde “Tepkili motorlarla çalışan, özel cihazların çıkardığı gazla basınç sağlanan, hızı çok olan uçak, tepkili uçak.” olarak tanımlanmış olup, “...” ibaresi, “hızı” akla getirmektedir. “...” ibaresi ise “satmak” fiilinin köküdür. “Satış Hizmetleri” bakımından, “...” kelimesinin ayırt edici niteliğinin düşük olduğu kabul edilebilirse de, dava konusu markada “...” ibaresinin bir araya getirilişi orijinaldir. Bir diğer deyişle, “...” ve “...” kelimeleri, günlük hayatta sıklıkla birlikte kullanılan bir kelime grubu değildir. Ayrıca markada, herhangi bir kelime ön plana çıkarılmamıştır. Bu nedenle, marka bir bütün olarak marka algısı yarattığından, “...” ibaresi, esas unsur konumundadır.
Davalının redde mesnet markası ise; “...” ibaresinden oluşmakta olup, “...” ibaresi ve “...” ibaresi, birleşik yazılmıştır. Markanın arka planında mavi renk kullanılmış, kelimeler ise beyaz renk ile yazılmıştır. “...” ibaresi, ... çevrimiçi sözlüğünde “Çizgi. Yazı. Ulaşım sağlayan bir taşıtın uğradığı yerlerin bütünü, yol, geçek. Elektrik akımı taşıyan tel veya kablo sistemi. Kanal. Savunma veya saldırma amacıyla bir araya getirilmiş asker dizisi. Sınır. Yüzü biçimlendiren çizgi veya kırışıklık. Biçim.” anlamlarına sahiptir. Davalının redde mesnet markasında, “...” ve “...” kelimelerinin birlikte yazılması ile ortaya yeni bir anlam çıkmamış olup, kelimelerin anlamından yola çıkılarak, “hızlı bir şekilde ulaştıran” anlamına varılabilir. Dolayısıyla, “ulaşım hizmetleri, iletişim hizmetleri” bakımından, "...” ibaresinin ayırt edici niteliğinin düşük olduğu kabul edilebilirse de, taraf markalarında ayniyet taşıyan mal ve hizmetler arasında “ulaşım hizmetleri/iletişim hizmetleri” bulunmamaktadır. Taraf markalarında yer alan hizmetler için, “...” ibaresi, anlamlı bir ibare değildir. “...” ve “...” kelimelerinin bir araya getirilişi orijinal olup, alışılagelmiş bir kullanım değildir. Dolayısıyla, davalıya ait markanın esas unsuru, bir bütün olarak “...” ibaresidir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; dava konusu markanın “...” olarak bir bütün olarak esas unsur niteliği taşıması, benzer şekilde davalının redde mesnet markasının da esas unsurunun, markadaki tek unsur olan “...” ibaresi olması, taraf markalarında ayırt ediciliğe katkı sağlayan bir şekil unsurunun olmaması, markaların kelime yapısının aynı olması, her iki kelimenin de 2 hece, 6 harften oluşması, marka vurgusunun kelimenin başında olması, markanın başındaki 3 harfin ayniyet taşıması, kelimelerin aynı sesler ile başlayıp bitmesi nedeniyle taraf markalarının görsel ve işitsel olarak benzer olduğu, markaların anlamlı kelimeler olmaması nedeniyle, kavramsal karşılaştırma yapılamamışsa da, “...” ibaresini içeren taraf markalarının “hıza” vurgu yapması, dava konusu marka kapsamında yer alan 35 ve 36. Sınıfta yer alan bir kısım hizmetler ile davalı markasında yer alan hizmetlerin ayniyet taşıması, markalar arasındaki sınıfsal benzerliğin yüksek olması, bu nedenle ilgili tüketicinin bilgi düzeyi dahilinde tüketicilerin farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlayabilmelerinin mümkün olmadığı, dolayısıyla dava konusu marka kapsamında yer alan "35. Sınıf: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Tespihler. Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir. 36. Sınıf: Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler. Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri" bakımından taraf markaları arasında karıştırılma ve iltibas ihtimali şartlarının oluştuğu, diğer emtialar bakımından ise taraf markaları arasında karıştırılma ve iltibas ihtimali şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir. (...)
... kararında; marka tescil başvuru sahibinin adil rekabete girme amacı taşımaksızın, dürüst ticari uygulamalarla aykırılık oluşturacak şekilde başkalarının menfaatlerini baltalama ya da belirli bir başkasını hedef almaksızın markanın köken göstermeye ilişkin temel fonksiyonundan ziyade başka amaçlar için marka tescilinin sağladığı tekelci yetkileri elde etme amacı taşımasının ilgili ve tutarlı göstergelerden bariz bir şekilde anlaşılması halinde, markanın kötü niyet gerekçesi ile hükümsüz kılınabileceğini belirtmiştir. Mahkeme, marka tescil başvurusu yapan kimsenin niyetinin sübjektif bir olgu olduğunu, ancak buna rağmen, bu olgunun yetkili idari makamlar veya yargı mercilerince nesnel bir şekilde belirlenmesi gerektiğini kabul etmektedir. Dolayısıyla, herhangi bir kötü niyet iddiası, somut olaydaki tüm ilgili nesnel olguların dikkate alınması suretiyle genel bir değerlendirme yapılmasını gerektirir.
...'nun 16.07.2008 tarih ... sayılı kararında; başvuru sahibinin, markanın aynısının veya benzerinin bir başkası tarafından kullanıldığını bilmesi veya bilmesi gerekmesi hali, kötü niyetin varlığı bakımından önemli bir kriter olarak görülmektedir. Karara konu olayda ...; “…Davalının giysi üretiminde bulunan ve tekstil alanında faaliyet gösteren bir kişi olduğu, bu itibarlı müdebbir bir tacir gibi davranmasının gerektiği, kullanacağı işaretin her hangi bir kişiye ait olup, olmadığını araştırmasının gerektiği, ihtilaf konusu ibarenin her hangi bir anlamı olmayan harfler ve rakamlardan oluşması nedeniyle, davacı seçiminin tesadüften ibaret olamayacağı ve bu nedenle iyi niyetli sayılamayacağı, davalının fantezi bir ibare olan ... ibaresini tescil ettirmesinin, faaliyet alanı nedeniyle varlığından haberdar olduğu davacı markasından faydalanma kastını gösterdiği, davacının bu işaret üzerinde öncelikli kullanım hakkına sahip olduğu, bu nedenle davalının kötü niyetli tescilinin hükümsüzlüğüne karar verilmesinin gerektiği…” şeklinde değerlendirmede bulunarak, tescile konu markanın orijinal ve anlamsız bir kelime olup olmaması, başvuru yapan kimsenin ticari hayatta etkinliğinin bulunup bulunmaması, marka olarak seçilen işaret dolayısıyla faydalanma kastı bulunup bulunmadığı gibi hususları da kötü niyetli marka başvuruları bakımından değerlendirme kriteri olarak kabul etmiştir.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olayda yapılan değerlendirmede;
Dava konusu markanın başvuru tarihi olan 17.05.2020 tarihinden önceye ilişkin olarak, dosya kapsamında aşağıdaki bilgiler yer almaktadır:
• ... adı ile 30.12.2017 tarihinde ... sitesinde üyelik kaydı oluşturulmuştur. Bu üyelik kaydı için 29.12.2019 tarihli paket başlangıç tarihi oluşturulmuş olup, paketin bitiş tarihi 27.01.2021’dir. Bu kayıtta, alt kullanıcılardan biri davacı-birleşen davacı şahıs olarak görünmektedir.
• Davacı-birleşen davacı şahıs, 11.05.2020 tarihinde ... sayılı “...” ibareli marka başvurusunda bulunmuştur.
• Tahsis eden bilgileri gizlik olmakla birlikte,... alan adı, ... lokasyonundan tahsis edilmiştir. (... sitesinde, ... adına oluşturulan kayıtta, adres ... görünmektedir.)
• Birleşen davalı şirket, (dava konusu markanın başvuru tarihinden sonra) 20.05.2020 tarihinde ... sayılı “...” ibareli marka başvurusunda bulunmuştur. Bu başvuru, davacı-birleşen davacının itirazı üzerine reddedilmiştir. Birleşen davalı şirket ... sayılı başvuruya konu ettiği marka için;
o ... ve ... arasında yapılan yazışmalarda, ilk olarak 11.02.2020 tarihinde “...” ibaresi yer almıştır.
o Birleşen davalı şirket, düz yazı şeklinde yazılan “...” ibaresini, ilk olarak 17.02.2020 tarihinde sosyal medya üzerinden paylaşmıştır.
o Logo içeren “...” markası ise, ilk olarak 27.03.2020 tarihinde sosyal medya hesaplarında yayınlanmıştır.
o “...” markası için lansman planlamasına dair 01.04.2020 tarihinde yazışma yapılmıştır.
o 06.04.2020 tarihinde ... markası için reklam briefi hazırlığına dair yazışma yapılmıştır.
o 24.04.2020 tarihinde storyboard revizeleri için yazışma yapılmıştır.
o 01.05.2020 reklam filmi çalışmaları için yazışma yapılmıştır.
o 08.05.2020 tarihinde tv reklam filmlerinin yayınlandığına dair yazışma yapılmıştır.
Yukarıda yer verilen vakıalara göre; dava konusu marka tescil başvuru tarihinden önce, davacı-birleşen davacının, dava dışı ... adı ile 30.12.2017 tarihinde birleşen davalıya ait ... sitesinde üyelik kaydı oluşturulan portalın alt kullanıcılarından biri olarak birleşen davalıdan ve birleşen davalının faaliyetlerinden haberdar olduğu, Davacı-birleşen davacının, 11.05.2020 tarihinde ... sayılı “...” ibareli marka başvurusunda bulunduğu, böylece birleşen davalının ticari unvanını içeren marka tescil başvurusunda bulunduğu, birleşen davalının "..." markasını ilk olarak sosyal medya hesaplarından paylaştığının davacı-birleşen davacı yanca bilindiği veya yukarıda yer verilen vakıalara göre bilinmesi gerektiği, buna rağmen, davacı-birleşen davacının "..." markası ile iltibas tehlikesi oluşturan iş bu davaya konu "..." marka tescil başvurusunda bulunduğu, böylece, birleşen davalının ilk olarak kamuya sunduğu bu markayı haksız bir şekilde kendi adına tescil ettirmeye çalıştığı, nitekim akabinde, 20.05.2020 tarihinde ... sayılı “...” ibareli birleşen davalı marka başvurusunun, davacı-birleşen davacının iş bu davaya konu marka mesnet gösterilerek reddettirildiği, davacı-birleşen davacının ticari dürüstlük kurallarına aykırı olarak iş bu davaya konu marka tescil başvurusunda bulunarak birleşen davalının ticari faaliyetlerini baltalama amacı güttüğü, böyle bir amacın ticari dürüstlük kuralları ile bağdaşmayacağı ve davacı-birleşen davacının kötü niyetli olarak iş bu davaya konu marka tescil başvurusunda bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Markanın kötüniyetli tescili, tescile konu mal ve hizmetler ile ilişkili, bölünebilir bir niteliği bulunmadığından, davacı-birleşen davacının kötü niyetli olması olgusu, davaya konu markanın tescil başvurusuna konu edildiği tüm emtiaları kapsar. (....) ..... ve 26.11.2012 tarih ... sayılı kararları da aynı yöndedir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davacı-birleşen davacıya ait marka başvurusunun SMK m.6/1 ve m.6/9 hükümleri uyarınca tümden reddedilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığından ... kararının iptali istemli asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Asıl davanın REDDİNE,
2-Birleşen davanın USULDEN REDDİNE,
3-Asıl ve birleşen davalar bakımından Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 140,00 TL'nin düşümü ile bakiye kalan 39,90 TL'nin davacı-birleşen davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-... kararının iptali istemi bakımından; davalı ve birleşen davalı kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacı-birleşen davacıdan alınarak eşit olarak davalı ve birleşen davalıya verilmesine,
5-Markanın hükümsüzlüğü istemli birleşen dava bakımından; birleşen davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 ve m.7/2 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin birleşen davacıdan alınarak birleşen davalıya verilmesine,
6-Davacı-birleşen davacı tarafından yapılan 140,00 TL peşin harç, 140,00 TL başvurma harcı, 48,92 TL dosya kapağı masrafı, 2.200,00 TL bilirkişi ücreti, 573,00 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.101,92 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Birleşen davalının yapmış olduğu 11,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacı-birleşen davacıdan alınarak birleşen davalıya verilmesine,
8-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re'sen iadesine,
Dair, Davacı-b. davacının, Davalı Kurum vekilinin ve birleşen davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ... Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/05/2023

Katip ...
E-imza

Hakim ...
E-imza

UYAP Entegrasyonu