T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/239 Esas
KARAR NO : 2023/287
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/09/2021
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 04/10/2021
KARAR TARİHİ : 02/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/06/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı-birleşen davacı vekili 27/09/2021 tarihli dava ve 04/10/2021 tarihli birleşen dava dilekçelerinde özetle; Davalı şirketin ... nezdinde yaptığı ... numaralı “...” ibareli marka başvurusuna müvekkilinin yaptığı itirazın ... tarafından reddedildiğini, bu karara karşı davalının kötüniyetli olduğu gerekçesiyle yaptıkları itirazın ise ... kararı ile reddedildiğini, davalı şirket sahibi ile 1.5 yıl öncesine kadar ortak olarak faaliyet gösterdiklerini ve 2019 sonu itibariyle ortaklığın sona erdiğini, davalı şirket sahibi ile ortak olunan şirketin bütün hisselerinin müvekkili tarafından devralındığını, müvekkilinin ortaklık sona ermeden önce yaptığı ...işlem numaralı “...” ibareli başvurunun reddedilmesinden sonra 12.01.2015 tarihinde .... ibareli alan adını tescil ettirerek, “...” marka ürünleri satmaya devam ettiğini, dava konusu ... kararının doğru olmadığını ve gerekçesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının marka başvurusunun kötüniyetli olduğunu, olayın gelişimine bakıldığında ...numaralı “...” ibareli markanın kullanımının yapıldığı ve tarafların eski ortak olduğu şirket hisselerinin müvekkili tarafından devralındığını, müvekkilinin bu şirket ve .... alan adı üzerinden markaya bilinirlik sağladığını, davalının, tarafların ortaklığı bittikten ve şirket hisselerini müvekkiline devrettikten sonra bu marka başvurusunda bulunmasının kötüniyetin kanıtı olduğunu, müvekkilinin yazılım mühendisi olduğunu ve tüm bilgi birikim ve sermayesini “...” markasına yatırdığını, davalının bu markayı tescil ettirmesinin müvekkilinin markasının suistimali olduğunu, müvekkilinin dava konusu markayı ciddi bir şekilde kullandığını ispat edemediği yönündeki ... kararının doğru olmadığını, zira müvekkilinin bu isim ile tesis ettiği internet sitesinde bu marka adı altında binlerce ürün sattığını, bu kullanıma ilişkin faturaların ve ilgili internet sitesi bilgilerinin ekte sunulduğunu, mevcut başvurunun müvekkilinin markasının sulandırılması ve müvekkilinin yıllara dayanan emeğinin haksız kullanımı olduğunu belirterek; ... sayılı ... kararının iptali ile tescili halinde ... sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı ... vekili 05/10/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu ... sayılı “...” marka başvurusunun 6769 sayılı SMK’nın 5/1 b ve c maddeleri gereğince bazı mal ve hizmetler yönünden reddedildiğini, kalan kısım için başvurunun yayımına davacı tarafından yapılan itirazın ise önce ..., bu karara karşı yapılan itirazın ise ... tarafından reddedildiğini, davacının itiraz gerekçelerinden olan SMK’nın 6/3 maddesi uyarınca önceye dayalı kullanım iddiası bakımından davacının markanın başvuru tarihi olan 26.03.2020 tarihinden önce markayı ciddi olarak kullandığına dair dosyaya herhangi bir somut delil sunmadığını, dosya kapsamına sunulan bilgi ve belgelerin davacının bu tarihten önce ülke sathına yaygın ve aralıksız ticari kullanımını teminen yeterli delil sunulamadığını, davacının kötü niyet iddiasının ise somut olayda marka başvurusunun kötü niyete dayalı olarak markadan haksız fayda elde etmek, yedeklemek, marka ticareti yapmak, ya da marka sahibine herhangi bir şekilde zarar vermek gibi amaçlarla yapıldığı hususları ispatlanamadığından dikkate alınmadığını, dava konusu ... kararının hukuka uygun olduğunu savunarak iş bu davanın reddini talep ettiği görülmektedir.
Birleşen davalı ... vekili 17/12/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu “...” markasının kullanımında öncelik hakkının müvekkiline ait olduğunu ve davacının eskiye dayalı kullanım iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili “... ...” adlı şahıs firmasının kurucusu ve sahibi olduğunu ve davacıdan çok daha önce “...” ibaresini kendi işyerinde ve şimdiki şirketinde kullandığını, dava konusu “...” markasının, araçların boya kalınlıklarını ölçmeye yarayan cihazın adı olduğunu, bu ölçüm cihazını müvekkilinin ...’den ithal edip “...” adıyla satışa arz eden ilk kişi olduğunu, müvekkilinin bu cihazı davacının eski ortağı olduğu ... Ltd. Şti’den önce kendi şahıs şirketinde “...” marka ve logosu ile sattığını, davacının kullanım ispatı olarak dosyaya sunduğu 4 adet ... videosunun davacının iddiasını ispata yeterli olmadığını, hergün binlerce aracın satışının yapıldığı ve her oto satışında araç kaporta boya ölçümünün yapıldığı düşünüldüğünde davacının 6 yılda 21.000 izlenmesi olan videolarının yaygın ve aralıksız kullanıma delil olamayacağını, davacının kötü niyet iddiasının da ispatlanması gerektiğini, “...” ibaresinin ... ve meter ibarelerinin birleşmesinden oluştuğunu ve iki sözcüğün yaygın kullanımı olması nedeniyle davacıya önceye dayalı hak sağlamayacağının aşikar olduğunu, Kurum kararının hukuka uygun olarak tesis edildiğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
... 'nin 04/10/2021 tarih ... sayılı kararı ile söz konusu dava dosyası, mahkememize ait yukarıda yazılı esas sayılı dava dosyası ile birleştirildiğinden, birleşen dava dosyası, dosyamız arasına alınarak yargılama birlikte yürütülmüştür.
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan ... kararının iptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği ... sayılı ... kararının hukuka uygun olup olmadığı, birleşen davalı şirkete ait ... sayılı "...+..." marka başvurusu bakımından davacı-birleşen davacı yanın SMK m.6/3 hükmü uyarınca gerçek hak sahibi olup olmadığı, birleşen davalı şirketin marka tescil başvurusunda kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde birleşen davalı şirkete ait markanın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava dışı ... Limited Şirketi ve birleşen davalı şirketin ticari sicil kayıt bilgileri celp edilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, maddi vakıalara ilişkin bilirkişi raporu aldırılmış, tanık beyanları alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ... Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Birleşen davalı şirketin 26.03.2020 tarihinde ... sayılı "...." ibareli 09.sınıfta bulunan emtialar bakımından tescil başvurusunda bulunduğu, ...'nca SMK m.5/1-b ve m.5/1-c hükümleri gereği başvurunun kısmen reddedildiği, kalan emtialar bakımından 13.04.2020 tarih ve 346 sayılı ...'nde başvurunun yayımlandığı, davacı-birleşen davacının 13.07.2020 tarihli dilekçesiyle SMK m.6/3 ve m.6/9 hükümleri gereği yayıma itirazda bulunduğu, ...'nca ileri sürülen itirazların haklı bulunmayarak reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı-birleşen davacı tarafından 11.01.2021 tarihinde yeniden itiraz edildiği, itirazı inceleyen ...'nun ... sayılı kararı ile itirazın reddine karar verdiği, verilen kararın davacı-birleşen davacıya 13.09.2021 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki aylık hak düşürücü süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu 10.10.2021 tarihinde tescil edilmiştir.
SMK m.6/3 hükmüne göre; Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
Marka başvurusunun bu sebeple reddi için marka başvurusundan önce ve markaya konu işaretin aynısı veya benzerinin yoğun ve sıkı kullanımı sonucu işarete belirli bir düzeyde ayırt edicilik kazandırılması gerekir. (...)
Somut olayda yapılan değerlendirmede;
Dava konusu ... sayılı "...+..." markası kapsamında yer alıp iş bu davaya konu olan emtialar; "Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları. Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler). Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar. Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri. Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller. Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil). Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görüşü sağlayıcı veya arttırıcı aletler ve cihazlar. Dekoratif mıknatıslar. Metronomlar." şeklindedir.
Davacı tarafın dava dosyasına “...” markasının gerçek hak sahibi olduğu yönündeki iddiasını ispat için ... alan adı ... kaydı görselini, ... sayfası görselini, ... videolarının bulunduğu ... kanalı görselini, marka kutu kapak çalışmaları ibareli görselleri sunduğu görülmüştür.
“...” alan adı ... kaydı incelendiğinde; sitenin 12.01.2015 tarihinde kaydedildiği, 29.12.2022 tarihinde güncellendiği, ancak sitenin davacıya ait olduğuna dair sahiplik bilgisinin paylaşılmadığı görülmektedir.
Site içinde "..." başlığı altında listelenen siparişlerin hangi ürüne ilişkin olduğu görselden anlaşılamadığı gibi, satışlara ve bu satışlarda ... markasının kullanıldığına ilişkin herhangi bir fatura, evrak davacının delilleri arasında bulunmamaktadır.
Davacı yanın mesnet tuttuğu ... hesabı incelendiğinde; yapılan paylaşımların 26.02.2015 tarihine dayandığı, hesapta “...” markasına ilişkin kullanımların yer aldığı, markanın "..." şeklinde kullanıldığı, 29.01.2019 tarihinde son paylaşımın yapıldığı ve bu paylaşıma birleşen davalı şirket sahibinin beğeni bıraktığı görülmüştür.
Davacı yanın mesnet tuttuğu ... hesabı incelendiğinde; "..." hesabından "..." tanıtımı yapılan videoların paylaşıldığı, yine bu cihazın tanım paylaşımının "..." hesabından da paylaşıldığı, davacının delilleri arasında yer alan baskı çalışmaları dosyalarında “...” kutu kapak görselinin 17.06.2017 ve ... kapak görselinin 17.06.2016 tarihinde oluşturulduğu görülmektedir.
Davacı taraf dava dilekçesinde tarafların ortaklığı sona ermeden önce ... sayılı marka başvurusunda bulunulduğunu ve bu başvurunun ... tarafından reddedildiğini belirtmiştir.
...sayılı söz konusu marka başvurusunun "..." adına 26.03.2015 tarihinde "Bilim, denizcilik, topoğrafya, meteoroloji, sanayide ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme
aletleri, cihazları: tıbbi amaçlı olmayan termometreler, barometreler, ampermetreler, voltmetreler, nem
ölçerler, test cihazları, teleskoplar, periskoplar, pusulalar; taşıt göstergeleri; laboratuvarlarda kullanılan
malzemeler: mikroskoplar, büyüteçler, deney malzeme ve cihazları." emtiaları bakımından gerçekleştirildiği, söz konusu başvurunun ... ...'nca mülga 556 sayılı KHK m.7/1-c hükmü uyarınca reddedildiği tespit edilmiştir.
Birleşen davalı şirketin dosyaya ibraz ettiği evrak incelendiğinde;
Birleşen davalı şirket sahibi ...’ın “... ...” ticaret unvanı ile 29.06.2009 tarihinde toptan ticaret alanında faaliyete başladığı, 05.09.2013 tarihinde faaliyet alanına “bilgisayar, bilişim, elektronik eşyalar, otomotiv arıza cihazı alım satım ithalat ihracat teknik servis” alanlarını eklediği görülmektedir.
Birleşen davalı tarafın delil olarak dosyaya 2013-2018 yıllarına ilişkin fatura ve ithalat belgeleri sunduğu görülmüştür. 2014 tarihli faturalardan ... şahıs şirketinin ...’den “kaplama kalınlık ölçer” ürününü ithal ettiği görülmüştür.
2013 ve 2014 tarihli faturalardan “...” adı altında davacı-birleşen davacı ...’nın ... Bilgisayar şirketinden “oto kaporta boya ölçüm cihazı” satın aldığı, faturalarda “...” ibaresinin yer aldığı ve dava konusu markadaki “...” kullanımına benzer şekilde kullanıldığı görülmüştür.
2017 ve 2018 tarihli faturalardan ise ... şirketinin tarafların daha önce ortak olduğu ... Yazılım şirketinden ... ve reklam hizmeti aldığı görülmektedir.
Davacı-birleşen davacı tarafından birleşen davalı şirket kurucusu ...’a “boya ölçüm bedeli, boya ölçüm cihazı bedeli” açıklamaları ile yapılan 2014 tarihli havalelere ilişkin banka makbuzları bulunduğu müşahede edilmiştir.
Taraflarca dosyaya sunulan deliller, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı incelendiğinde; tarafların bir dönem ticari ilişki içinde olduğu ve beraber ticari faaliyette bulunduğu görülmüş; bu nedenle değerlendirme yapılabilmesi için öncelikle tarafların ticari faaliyette bulunduğu şirketlere ilişkin sicil gazetesi üzerinden araştırma yapılmıştır.
Yapılan incelemede birleşen davalı şirket kurucusu ...’ın 2009 tarihinde “... ...” şahıs şirketi üzerinden faaliyet göstermeye başladığı, daha sonra 10.07.2017 tarihinde iş bu davanın birleşen davalısı ...’ni kurduğu, 11.05.2021 tarihinde ise tür değişikliği ile ... olarak ticaret siciline kaydolduğu görülmüştür.
Davacı-birleşen davacı tarafın ise “... ...” şahıs şirketi üzerinden faaliyet gösterdiği, 10.10.2016 tarihinde kurulan ...’nde birleşen davalı şirket kurucusu ... ile birlikte kurucu ortak olduğu, 09.01.2019 tarihinde ...’ın şirket payını diğer ortağa devrettiği görülmüştür. Tarafların 10.07.2017-09.01.2019 tarihleri arasında ortak olarak ... firması ile faaliyet gösterdiği anlaşılmıştır.
Yukarıda yer verilen tespitler ışığında, davacı-birleşen davacı tarafın gerçek hak sahipliği iddiası incelendiğinde; her ne kadar davacı-birleşen davacı, “...” ibaresinin gerçek hak sahibinin kendisi olduğunu iddia etmiş olsa da, dosyaya sunulan deliller incelendiğinde, davacı-birleşen davacının ve birleşen davalı şirket sahibinin, 10.07.2017-09.01.2019 tarihleri arasında “...” şirketinde ortak olduğu, davacı-birleşen davacının delillerinde yer alan “...” markasına ilişkin ... videolarının bazılarının “...” şirketi adıyla paylaşıldığı, davacı-birleşen davacı ... tarafından oluşturulan ... videoları ile tarafların ortak olduğu “...” şirketi tarafından oluşturulan videoların aynı tarihlere denk geldiği,
.... adresli videoda ürünün “...” firması tarafından piyasaya sunulduğu yönünde açıklama olduğu, "..." firmasının ise birleşen davalı şirket sahibinin önceki tarihli “... ...” isimli şahıs şirketi olduğu,... alan adının ... kaydı incelemesinde davacı-birleşen davacı taraf adına tescil edildiğine dair bir kayıt bulunmadığı, ...sayılı “...” ibareli marka başvurusunun birleşen davalı şirket sahibi ... adına yapıldığı, birleşen davalı şirket kurucusu ...’ın 2009 tarihinde “...” adıyla faaliyette bulunmaya başladığı, kurucusu olduğu şirketlerin ticaret unvanları ve faturalarında “... ..., ...” şeklinde “...” ibaresini kullandığı, 2013-2014 tarihlerinde davacı-birleşen davacıya “kaplama boya ölçüm cihazı” sattığına ilişkin faturaların bulunduğu ve bu faturalarda da “... ...” ibaresinin yer aldığı, birleşen davalının ... sayılı markasını adına tescil ettirdiği ve tanıkların “davacının daha önce yazılım alanında faaliyet gösterdiği, otomotiv sektörüyle ilişkisinin olmadığı, bu nedenle yapılan ortaklıkta şirketin sosyal medya işlerini yönettiği ve ortaklık sona erdikten sonra ... alan adı kullanımının davacı tarafından devam ettirildiği” beyanları da dikkate alındığında birleşen davalının birebir “...” ibaresi ile olmasa da “...” esas unsurlu şeklindeki marka kullanımlarının davacı-birleşen davacı taraftan daha önceki tarihlere dayandığı, dosyaya sunulan davacı-birleşen davacı delillerinin arasında birleşen davalıdan ve başvurudan önce dava konusu markanın yaygın, fasılasız ve ticari etki doğuracak şekilde kullanıldığına ilişkin fatura, ticari evrak, bilgi ve belge bulunmadığı, sonuç olarak davacı-birleşen davacının “...” markasını kendisinin ihdas ettiği ve marka üzerinde gerçek hak sahibi olduğu yönündeki iddiasını ispatlayamadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir. (...)
Somut olayda yapılan incelemede; Dava konusu "...+..." ibareli marka başvurusu bakımından davacı-birleşen davacının gerçek hak sahipliğinin bulunmadığı, birleşen davalı şirket sahibinin ilk olarak 2009 yılında “...” adıyla faaliyette bulunmaya başladığı, kurucusu olduğu şirketlerin ticaret unvanları ve faturalarında “ ...” şeklinde “...” ibaresini kullandığı, 2013-2014 tarihlerinde davacı-birleşen davacıya “kaplama boya ölçüm cihazı” sattığına ilişkin faturaların bulunduğu ve bu faturalarda da “...” ibaresinin yer aldığı, ...sayılı “...” ibareli marka başvurusunun birleşen davalı şirket sahibi ... adına yapıldığı, tanıkların “davacının daha önce yazılım alanında faaliyet gösterdiği, otomotiv sektörüyle ilişkisinin olmadığı, bu nedenle yapılan ortaklıkta şirketin sosyal medya işlerini yönettiği ve ortaklık sona erdikten sonra ... alan adı kullanımının davacı tarafından devam ettirildiği” beyanlarının bulunduğu, 10.10.2016 tarihinde kurulan ...’nde birleşen davalı şirket kurucusu ... ile birlikte davacı-birleşen davacının kurucu ortak olduğu, 09.01.2019 tarihinde ...’ın şirket payını diğer ortağa devrettiği, tarafların 10.07.2017-09.01.2019 tarihleri arasında ortak olarak ... firması ile faaliyet gösterdiği, ancak ... firmasının "..." markası üzerinde üstün bir hakkının bulunduğunun söylenemeyeceği, izah edilen gerekçelerle; birleşen davalı şirketin iş bu davaya konu marka tescil başvurusunda bulunurken ticari dürüstlük kurallarına aykırı olarak hareket ettiğinin söylenemeyeceği, spekülasyon, engelleme, şantaj, haksız kazanç vb amaçla iş bu davaya konu marka tescil başvurusunun yapıldığı yönünde dosya kapsamında delil bulunmadığı, 4721 sayılı TMK m.3 hükmü uyarınca asıl olanın iyi niyet olduğu, somut olayda; birleşen davalı şirketin kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmakla; kötü niyet iddiasından kaynaklı istemler yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; asıl ve birleşen davaların reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Asıl ve birleşen davaların REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından asıl ve birleşen davada peşin alınan 118,60 TL'nin düşümü ile bakiye kalan 61,30 TL'nin davacı-birleşen davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı ve birleşen davalı kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacı-birleşen davacıdan alınarak davalı ve birleşen davalıya eşit olarak verilmesine,
4-Davacı-birleşen davacı tarafından yapılan 118,60 TL peşin harç, 118,60 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 48,92 TL dosya kapağı masrafı, 640,75 TL posta masrafı olmak üzere toplam 3.335,37 TL yargılama giderinin davacı- birleşen davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Birleşen davalının yapmış olduğu 8,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacı-birleşen davacıdan alınarak birleşen davalıya verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re'sen iadesine,
Dair, Davacı - b. davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, birleşen davalı vekilinin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ... Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/06/2023
Katip ...
E-imza
Hakim ...
E-imza
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!