T.C. ... 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/9 Esas - 2023/240
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
...
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/9
KARAR NO : 2023/240
HAKİM :...
KATİP : ...
DAVACI :...
VEKİLLERİ : Av. ...
Av. ...
DAVALILAR : 1-...
Av. ....
: 2-...
Av. ...
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2023
KARAR TARİHİ : 01/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/06/2023
DAVA:
Davacı vekili 06/01/2023 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin ... sayılı ve "..." esas unsurlu ibareli markalarının sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "..." ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı ...’e başvuruda bulunduğunu, ... kod numarasını alan başvurunun, ... Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından ...itirazda bulunulduğunu, itirazın kabul edilerek başvurunun reddedildiğini, davalının bu kararın yeniden incelenmesi talebinin nihai olarak ...tarafından kabul edilerek başvuru hakkındaki ret kararının kaldırıldığını, oysa “...” ibaresinin ilgili sektörde davacı şirket tarafından uzun yıllardır kullanılmış olan bir ibare olduğunu;davacı şirket tarafından bu ibare için kullanıldığı ilk günden bu yana yatırımlar yapıldığını ve bu uğurda maddi ve manevi emek harcandığını, bu ürüne özgülenmiş satış yerlerinde ve satış noktasında yer almak suretiyle “...” markasını tanıtan ve tüketiciler zihninde bu şekilde bir yer edinen davacı şirketin bu ibare ile özdeşleşmiş ve ibareye davacı şirket tarafından kullanılmak suretiyle de ayırt edicilik kazandırıldığını, davacı şirketin “...” ibaresi ile özdeşleştiğini ve kullanım sonucu da ayırt edicilik kazandırdığını, davacı şirkete ait "..." ve ... asli unsurlu seri markalarının bulunduğunu; davacının ... tescil nolu “...” markasının tanınmış marka olarak tescil edildiğini; davalının marka başvurusu ile davacı markalarının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu; davalının marka başvurusunda kullanılan “...” kelimesinin, davacının ... ibareli tanınmış markası ile iltibasa sebebiyet verileceğini; başvurunun kötüniyetle yapıldığını belirterek ... ...'nun ... sayılı kararın iptali ile dava konusu ... başvuru numaralı "..." ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı kurum tarafından yapılan değerlendirme sonucunda, markaların iltibasa neden olabilecek düzeyde benzer olmadığı ve markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı kanaatine varıldığını;markalar benzer olmadığından, itiraz gerekçesi markaların önceki kullanımları ya da piyasadaki bilinirlik düzeyinin de markalar arasında karışıklığa neden olmayacağı, muteriz markalarının ün ve itibarından haksız kazanç elde etme ya da bunlara zarar verme ihtimallerinin bulunmadığı kanaatine ulaşıldığını; itirazda ileri sürülen kötü niyet iddiasının ise yeterli bilgi ve delille ispatlanmadığı tespit edildiğinden bu yöndeki iddiaların da haklı bulunmadığı ve itirazın reddine karar verildiğini; dava konusu kararın hukuka uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kararın yerinde olduğunu; taraf markaları arasında iltibas tehlikesinin oluşmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava davalı başvurusu olan ... sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak ... tarafından alınan ... sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük istemlerine ilişkindir. İptali istenen ...kararının davacıya 28/10/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 06/01/2023 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 28/04/2023 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; "...Taraf markaları arasında iltibas tehlikesinin oluşmadığı, Tanınmışlığa bağlı sonuçların oluşmadığı, Kötüniyet hukuki değerlendirme gerektirmekle Sayın Mahkemenizin takdirinde olduğu..." ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun "..." ibaresinden oluştuğu, kapsamında .. .sınıftaki ".... SINIF: İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler." mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza ve hükümsüzlüğe dayanak markaların ise "..." esas unsurlu ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında ..., 30. sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, somut olayda davalının dava konusu marka başvurusunun kapsamında yer alan ....sınıf mallar davacının adına tescilli markalarının kapsamında aynı /benzer/ilişkili olacak şekilde yer almaktadır. Davacının markasında yer alan ....sınıf mallar ile aynı olduğu tespit edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış "..." ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak ve dava dilekçesinde bahsi geçen markaların standart karekterle yazılı "..." esas unsurlu ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
...İptali Talebi Yönünden Yapılan Değerlendirme
5000 sayılı kanunun 15/C maddesi uyarınca ... tarafından verilen nihai karar olan ...kararlarının iptali istemiyle tebliğinden itibaren iki ay içinde dava açılabilir. Kanunda belirlenen iki aylık süre hak düşürücü süredir. Bu nedenle dava şartı niteliğinde olup resen dikkate alınır.
İptali istenen ... sayılı ...kararı davacı marka vekiline 28/10/2022 tarihinde tebliğ edilmiş, HMK 92/2 maddesi uyarınca bu tarihte başlayan iki aylık hak düşürücü sürenin 28/12/2022 tarihinde çarşamba günü dolduğu tespit ve kabul edilmiştir. Dava iki aylık hak düşürücü süre dolduktan sonra 06/01/2023 tarihinde cuma günü açılmış olup HMK 114/(2) hükmünde ifadesini bulan diğer kanunlarda yer alan dava şartı niteliğindeki SMK 172. Maddesi ile 5000 sayılı kanuna eklenen 15/C maddesi ile belirlenen dava şartı mevcut değildir. Dolayısıyla HMK 115, 138 ve SMK 172. Maddesi ile 5000 sayılı kanuna eklenen 15/C maddesi uyarıncı dava şartı yokluğundan işin esasına girilmeden davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Hükümsüzlük Talebi Yönünden Yapılan Değerlendirme
Davalının dava konusu marka başvurusu "..." ibaresinden oluşmaktadır. Davalının markası kelime markası olup markada şekil unsuru bulunmamaktadır. Markada ... ibareleri bitişik yazılı olup ... ibaresi ön plana çıkarılmış değildir. Dolayısı ile davalının marka başvurusunda ön plana çıkan ayırt edici ibare bir bütün halinde ... ibareleridir. Bu ibareler bir bütün olarak marka algısı yaratmaktadır. Zira açıklandığı üzere markada herhangi bir öge ön plana ayrıca çıkarılmış değildir.
Davacının itirazına mesnet markaları ise "..." esas unsurlu ibarelerinden oluşmaktadır. Söz konusu markalarda çeşitli kompozisyon ve ibareler bulunmaktadır. Ancak markada ön plana çıkan husus, ... ibaresi olup davacının markalarının tescilli olduğu sınıflar gözetildiğinde tea, yeşil çay, kahve evi, mayıs çayı gibi ibarelerin markada yardımcı unsur olduğu ayırt ediciliği sağlamadığı görülmektedir.
Tüm bu hususlar gözetildiğinde davalının marka başvurusunda ... ibaresi de ön plana çıkarılmadığı gibi ... ibareleri ile başlayan ve ... ibaresinin ön plana çıkarılmadığı, markada ayrıştırılmadığı marka başvurusunun işitsel, görsel ve anlamsal olarak davacının ... esas unsurlu markaları ile iltibasa neden olabilecek düzeyde benzer olmadığı kanaatine varılmıştır.
Nitekim davalının dava konusu marka başvurusunda şekil unsuru yer almadığı gibi davacının markalarının pek çoğu çeşitli şekil ve kompozisyonlardan oluşmaktadır. Markaların bir bütün olarak yarattığı algı farklı olduğu gibi markaları oluşturan ibarelerin anlamsal bir benzerliği de bulunmamaktadır. ... ibaresinden yola çıkarak markaların anlamsal olarak benzer olduğunu da söylemek mümkün değildir. Davacı adına kayıtlı markaların ortak unsuru olan “...” ... kayıtlarına göre yunan alfabesinin ikinci harfidir, bununla birlikte bir tür ışın cinsini de ifade etmektedir. Dilimizde gerek bilgisayar teknolojisinde (... sürüm) gerekse diğer alanlarda (radyoloji, hastalık adı, balık cinsi...) kullanılan “...” ibaresinin anlamlarından en az birinin tüketici tarafından bilinebileceği düşünülmektedir. Diğer yandan davalı adına kayıtlı markada yer alan ... ibaresinin bilinen dillerde bir anlamı bulunmamaktadır. ... ibaresinin incelenmesinde ise ... sözlüğüne göre atom numarası 17, atom ağırlığı 35,5 olan, normal sıcaklıkta gaz durumunda bulunan, halojenlerden bir elementtir. Bu ibare markaya ciddi anlamda ayırt edicilik katmamakta olup başvuru kapsamındaki malların kalitesine gönderme yapabileceği de değerlendirilmiştir.
Bu kapsamda taraf markalarda “...” ibaresine dayalı olan ortaklık dikkate alındığında, taraf markaların işin uzmanı ya da dikkatli kişilerden oluşmayan marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net aynısının tesirinde olan ortalama alıcı kitlesinin yargılama konusu ürün ve hizmetler için ayırdığı satın alım süreci içinde, “... ” ibaresini gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden bunun “...” ibareli esas unsurlu davacı markalarından farklı bir marka olarak algılamayacağı, bunun sonucunda “...” markalı ürün ve hizmetleri satın almak isterken “... ” ibare ve biçimli başvuru konusu işareti taşıyan ürünü satın alma yahut yararlanma biçiminde bir yanılgıya düşeceği sonucuna ulaşılmıştır. Diğer bir deyişle markaların kompozisyonları farklı olsa da dikkatin, markadaki ilk sözcük olan “...” ibaresinde toplanacağı, bu durumda tüketiciler nezdinde markaların ayırt edilmesinin kolay olmayacağı, davaya konu olan markada yer alan “...” ibaresinin markaların karıştırılma ihtimalini bertaraf edecek düzeyde olmadığı göz önünde bulundurulduğunda, markalar arasında görsel olarak benzerlik bulunduğu kanaatine ulaşılmaktadır. Nitekim bu durum, ...nezdindeki bazı kararlara da konu olmuş ve marka işaretinin başlangıç kısmının iltibas değerlendirmesinde daha ön planda olduğu teyit edilmiştir. Dolayısıyla, sözcüklerin ilk hecesinde veya sözcük grubu söz konusu ise ilk sözcükteki ayniyet, karıştırma ihtimaline yol açabileceği kanaati oluşmuştur.
İltibasın varlığının tespitinde doktrin ve yargı kararlarında esas olarak şu ilkeler ortaya konmaktadır: Görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, Çağrıştırma, Bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, Malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, Markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, Markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları. Öte yandan enel olarak farmasötik ürünler, ...’na bağlı olarak görev yapan ... (...) tarafından ruhsatlandırıldıktan sonra “doktor” tarafından reçetelenir ve “eczacılar” tarafından, yazılan reçetedeki “teşhise” göre hastaya verilir. Başka bir ifadeyle bu ürünler nihai tüketiciye belirli aracılar ile ulaşan, tüketicinin genellikle reçete, rapor gibi belgeler sayesinde alabildiği, asla bir marketin rafındaki ürünler ile eşdeğer nitelik göstermeyen emtialardır. Bu bağlamda ilaç markalarının 6769 Salımı SMK’nın 6/1 anlamında iltibas yaratır mahiyette olup olmadıklarının tespitinde ... uygulamasında ortalama tüketicilerin değil, konunun uzmanı sayılan doktor ve eczacıların görüşünün dikkate alınması gerektiği vurgulanmıştır. Neticesinde doktor ve eczacılar gerek eğitim düzeyleri, gerekse sahip oldukları mesleki bilgiye bağlı olarak ilaç markaları yönünden ortalama tüketiciye nazaran çok daha yüksek bir algıya sahiptirler. Bu algı sayesinde ise normal bir tüketicinin kimi zaman karışıklık yaşayacağı düşünülen işaretleri ayırt edebilecek niteliktedirler.
Dolayısıyla genel görüşün aksine .... Sınıfta yer alan emtiaların hitap ettiği tüketici kitlesinin bu mallar bakımından daha bilinçli olan doktorlar, eczacılar, dişçiler gibi hususiyetle sağlık sektöründe çalışan ve bu alanda eğitim almış kişiler oldukları kabul edilmeli ve benzerlik değerlendirmesi de bu kişiler temel alınarak gerçekleştirilmelidir. İlaçların reçetesiz satıldığı durumlarda da ... bakımından ortalama tüketici olağandan daha dikkatli davranacak ve rahatsızlığını eczacıya belirterek rahatsızlığına uygun ilacı istediğini beyan edecektir dolayısıyla bu durumda da araya uzman tüketici eczacı girmiş olacaktır. İlaç markalarına ilişkin bir değerlendirme yaparken ...’ın genel görüşü; ilacın hitap ettiği bilgilenmiş ve dikkatli tüketici grubunun doktor ve eczacılar olduğu ve bu grup dikkate alınarak bir değerlendirme yapılması gerektiği yönündedir.(....’nin ....03.2007 tarih, .... - ....’nin 23.03.2004 tarih, .... - ... ve 09.10.2006 tarihli ... kararı)
İlaç, bilimsel anlamda bir organizmada etki meydana getirebilen, fizyolojik işlevler için zorunlu olmayan ve organizmaya dışarıdan verilen maddelere denilmektedir. Daha geniş anlamıyla da ilaç, kimyasal maddelerin hücrelere etki tarzını ya da hücrelerin ilaçlara verdiği cevabı inceleyen bilim dalıdır. İlaç, ... biliminin ana konusudur. ... anlam olarak da, yunanca bir kelime olup, ilaç bilimi anlamına gelmektedir. İlaçlar, etken maddeleri, kullanım alanları (...), dozları, sakıncalı kullanım alanları (...), farmasötik şekilleri, farmakokinetik ve farmakodinamik özellikleri yönünden herbiri ilaç kodekslerinde ve Farmakopelerde (...) yer almaktadır. İlaçların, ...’de benzer özelliklere göre yapılan sınıflandırma haricinde ayrıca kendi kullanım özellikleri ... ’lerinde yer almaktadır.
Tüm bu ilaç özellik ve kullanım bilgileri ilaç rehberlerinde yer alarak, sektörle ilgilenen kişilerin kolaylıkla ulaşabileceği ve bilgisine sunulabileceği bir kullanım özelliği haline gelmektedir. İlaç firmaları, üretmiş oldukları ilaçlar için öncelikle Bakanlığa müracaat ederek, üretmiş olduğu kendi firmasına ait ilaç için bakanlıktan ruhsat alır, ilacını ruhsatlandırır ve bakanlık kayıtlarına geçirir. Ayrıca ilaç firmaları, ürünlerini ... Enstitüsüne başvurarak, konuyla ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde marka tescili ve patent almak suretiyle tescil ettirir. Bu açıklamalar kapsamında her ne kadar markalar arasında bir benzerlik bulunsa da ... kararları dikkate alındığında başvuru kapsamındaki ....01. İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler.emtialarının ilgili tüketici kitlesinin doktor, eczacı, ilaç mümessili gibi nitelikli tüketiciler olabileceğinin kabul edilmesi gerektiği ve bu nedenle bu mallar bakımından iltibas kavramının gündeme gelmeyeceği kanaati oluşmuştur.
Tanınmışlık Hususunda Yapılan Değerlendirme
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Kötü Niyet Hususunda Yapılan Değerlendirme
Somut olayda, davalı şirket tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1-5-9 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Süresi içerisinde açılmayan ... ...kararının iptaline ilişkin davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-Hükümsüzlük istemine ilişkin davanın esastan REDDİNE,
3-Alınması gereken 179,90 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
6-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde. ..aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK'nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ... Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/06/2023
Katip ...
¸
Hakim ...
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!