WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ANKARA 3. FIKRI VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. ... 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/529 Esas - 2023/238
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
...
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/529
KARAR NO : 2023/238

HAKİM :....
KATİP ....

DAVACI :...
VEKİLİ : Av. ...

DAVALILAR : 1- ...
Av. ...
: 2-...
Av. ...

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 26/12/2022
KARAR TARİHİ : 01/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/06/2023
DAVA:
Davacı vekili 26/12/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin ... nezdinde ... sayılı "..." ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun ... resmi markalar bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin ... sayılı ve "...", "okul öncesi ..." ibareleri markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kısmen kabulüne karar verilerek başvurunun kısmen reddedildiğini, bu ret kararına karşı müvekkilinin yeniden inceleme taleplerinin ... ... sayılı ... kararı ile nihai olarak reddedildiği, oysa kısmi redde mesnet alınan davalı markaları ile davacının markasının görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzer olmadığını, karşılaştırılan markaların ortak unsurlar dışında baskın şekil ve kelime unsurlarını ihtiva ettiğini ve genel görünümleri itibariyle farklı olduklarını, davacının markasına bakıldığında şekil unsurunun göz ardı edilmesi veya dikkat çekmemesinin mümkün olmadığını, markaların benzerlik karşılaştırılması yapılırken bölünüp parçalanmadan bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, taraf markalarında ortak olan “...” ibaresinin yerleşik/bilinen anlamı nedeniyle markasal hüviyette ayırt ediciliğinin düşük olduğunu ve ticari hayatta herkes tarafından kullanılabilecek bir ibare olduğu, özellikle son yıllarda eğitim ve sınav alanlarında bu ibarenin “... sorular”, “... sınav sistemi”, “... yayıncılık”, “... eğlence” gibi tamlamalar içerisinde herkes tarafından kullanıldığını, dava konusu edilen markada geçen “...” ibaresinin de bu anlamda kullanıldığını belirterek, ...’nun ... sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal düzeyde birbirleriyle karıştırılma ihtimali doğuracak derecede benzer olduğunu, davacının marka başvurusunun reddedildiği emtialar açısından, taraf markalarının aynı veya ilişkili emtialarda kullanılacağını, markalarda en ön planda olan ibarelerin ortak olmasının markaları benzer kıldığını, tüketicilerin markaların aynı işletmeye ait olduğunu düşüneceklerini, aksi düşünülse dahi işletmeler arasında ekonomik/idari bağlantı olduğu kanısına kapılacaklarını, yani somut olayda karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; somut uyuşmazlığa konu markalar ile ilgili olarak taraflar arasında hali hazırda ... ...’nde ... Esas sayılı dosya kapsamında yargıya intikal etmiş olan bir uyuşmazlığın daha bulunduğunu, bu uyuşmazlık kapsamında alınan bilirkişi raporunda taraf markalarının benzer olduğunun ve aralarında karıştırılma ihtimalinin olduğunun tespit edildiğini, hal bu iken davacının kötü niyetli olarak ve ısrarla davalının “...” markasını kullanmaya çalıştığını beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, davacı başvurusu olan ... sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak ... tarafından alınan ... sayılı kararın iptali isteminden ilişkindir. ... kararının davacı başvuru sahibine 10/11/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 26/12/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 03/04/2023 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; "...Karşılaştırılan markaların/işaretlerin görsel, işitsel, kavramsal açılardan ve genel görünümleri itibariyle benzer olmadığı, Uyuşmazlık konusu olan “...” ibaresinin markasal hüviyette soyut/somut ayırt ediciliği düşük bir ibare olduğu ve davalı firmanın da bu ibareyi ihtiva eden markalarına, yoğun ve ciddi bir kullanım sonucu korunması gereken ekonomik bir değer kattığını ispat eden nitelikte/nicelikte/içerikte delili dava/marka işlem dosyasına sunmamış olduğu, Davacının markasının kapsamına alınmak istenilen/markanın kısmen reddedildiği emtiaların tamamı açısından emtia ayniyeti şartının gerçekleştiği, Davacının markasının kapsamına alınmak istenilen emtiaların hitap ettiği ortalama alıcı kitlesinin bilgi/bilinç/dikkat/özen/algı seviyelerinin düşük olmadığı, Yukarıda (1), (2) ve (4) nolu bentlerde yer verilen sebeplerden dolayı, (3) nolu bentte yer alan tespite rağmen, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma tehlikesinin/iltibas ihtimalinin bulunmadığı, Dava konusu edilen 09.11.2022 tarihli ve ... sayılı ... kararının, (5) nolu bentte yer alan değerlendirme ile çeliştiği/uyumlu olmadığı..." ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun "..." ibaresinden oluştuğu, kapsamında dava konusu 16, 41 sınıftaki "16 Kağıt, karton (...); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (...): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar. 41 Eğitim ve öğretim hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (...). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri." mal ve hizmetlerin yer aldığı, itiraza mesnet markaların "...", "okul öncesi ..." ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 16, 38 ve 41 sınıflardaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davacının markasının kısmen reddedildiği emtiaların tamamı, davalının kısmi redde mesnet tescilli markalarının kapsamında birebir yer almaktadır. Dolayısıyla; somut olayda emtia ayniyeti şartının gerçekleştiği tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış "..." ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı "...", "okul öncesi ..." ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Görsel Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
Dava konusu marka “...” ibaresinden ve telefonlardaki internet çekim gücünü temsil eden renkli figürden oluşmaktadır. Marka bütününe bakıldığında ... ibaresinin daha büyük ve vurgulu biçimde yazılarak ön plana çıkartıldığı görülmektedir. Her ne kadar ... söz bütünü, günümüzde ilgili mal veya hizmetin güncel ihtiyaç ve beklentilere uyarlanmış halini ifade etmek için yaygın biçimde kullanılan bir pazarlama söylemi halini almışsa da; somut olayda ibarenin tanımlayıcı anlamı ile değil, ayırt edici bir marka işareti olarak kullanıldığı açıktır. Zira marka bütününde vurgu ve ayırt edicilik ... ibaresine yüklenerek, ibarenin tali/tanımlayıcı unsur olarak kullanılmadığı tevsik edilmiştir
Dava konusu marka ile itiraza mesnet markalarda ... kelimesi ortak unsur olarak yer almaktadır. ... Sözlük uyarınca “...”; “1- Kuşak. 2- Hayvanlarda döl.” anlamına gelmektedir. Bu ibare davalının itiraza mesnet markalarının ayırt edici esaslı unsurudur. ... kelimesinin başna ya da sonuna “genç, çocuk, okul öncesi” gibi ibareler eklenerek seri marka yaratılmıştır.
Davacının kitap ürünleri üzerindeki ve ... internet sitesi içeriğindeki kullanımının, kendi mal ve hizmetlerini diğer işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayırt etmeye yarayacak şekilde markasal kullanım niteliğinde olduğu görülmektedir.
Davacı markasını oluşturan ... ibaresinin, sadece başına ... sıfatı eklenmek suretiyle davalı kullanımında aynen yer aldığı görülmektedir. Davacı kullanımına konu işaret mevcut haliyle davalı markasının ... bir versiyonu, serisi algısı yaratmaktadır. Zira davacının işaret bütünü içinde ... ibaresini büyük boyutta ve vurgulu şekilde konumlandırdığı, markada yer alan ve ayırt edicilik sağlamayan şeklin sözcük markasının gerisinde kaldığı, ... ibaresinin algısal olarak baskın durumda olduğu açıktır. Bu haliyle davalı kullanımındaki ... ibaresi marka işaretinin ayırt edici esaslı unsuru konumundadır.
Somut olayda "..." ibareli davacı markası ve "...", "okul öncesi ..." ibareli davacı markaları ile ortak ... sözcüğünün görsel etkisinden kaynaklı düşük düzeyli dahi olsa görsel olarak benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
Anlamsal Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
Somut olayda davalı markaları “kuşak” anlamına gelen ... şeklindeki anlamlı sözcükten ve bu sözcük etrafında türetilmiş seri markalardan oluşmaktadır. Davacının ... şeklindeki markasal kullanımında ... sözcüğü, aynen ve anlam kaybına uğramadan yer almaktadır. Davacı markasında yer alan ... ibaresi ... kelimesini tanımlayan bir sıfat görevi gördüğünden, bu kelimeye yönelik vurguyu arttırmıştır. Bu kapsamda markaların anlamsal açıdan yoğun benzerlik koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
İşitsel Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
Dava konusu marka dilbilgisi kurallarına uygun olarak hecelerine ayrıldığında “...” şeklinde telaffuz edilecektir. Davalı markaları ise “...” şeklinde okunmaktadır. Ortak ... kelimesinin kulakta ve zihinde bıraktığı etki sebebiyle, markalar işitsel açıdan oldukça benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu açıklamalar doğrultusunda somut uyuşmazlığa bakıldığında davaya konu çekişme konusu mal ve hizmetler, sadece uzmanlara yönelik olmayıp toplumun tüm kesimleri tarafından satın alınıp tüketilen kitap ürünlerinin yanı sıra yayıncılık hizmetleridir. Dolayısıyla bu mal ve hizmetlerin hitap ettiği tüketici kitlesi ortalama tüketicilerdir.
Buna göre ortalama bir kitap ya da yayıncılık hizmeti tüketicisinin önceden bildiği ... markasını başka bir marka içerisinde ... şeklinde görmesi ya da duyması halinde; oluşturulan ... ibarenin, önceki markaya dayanılarak yaratılmış ... bir marka olduğu, önceki marka ile ilişkisi bulunduğu algısına kapılması kuvvetle muhtemeldir.
Bu bağlamda dava konusu marka içerisinde “...” ibaresinin görsel ve işitsel olarak varlığını sürdürdüğü bir durumda, tüketicinin dava konusu markayı, davacı markaları ile ilişkilendirmesinin mümkün olduğu, en basit haliyle de davacının ... markalarını “...” şeklinde günceleyerek ... bir ticari işaret yarattığı şeklinde yorumlayabileceği değerlendirilmektedir. Bu durumun ise dava konusu marka lehine davalı markalarından bir imaj transferi oluşmasına neden olabileceği açıktır.

Dava konusu davacı kullanımı ile davalı markalarını bir arada ya da ayrı ayrı gören, duyan tüketicinin iki marka işareti arasındaki farkları algılayabilse dahi, sonraki markanın önceki markalardan esinlenilerek yaratıldığı düşüncesine kapılma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olacağı, tüketicinin benzer nitelikteki bu işaretleri söz konusu benzer emtialarda gördüğünde işaretler arasındaki iktisadi bir bağ olduğu yanılgısı oluşabileceği, bu durumun ise imaj transferine yol açabileceği, tüketicinin iki farklı marka karşısında olduğunu algılasa dahi markalar arasında bağlantı kurması ve markaların aynı işletmeye ait seri markalar olduğunun ya da işletmeler arasında idari, ekonomik bir bağlantı bulunduğunun düşünülmesinin mümkün olduğu, karıştırılma ihtimalinin temelinde, ortalama tüketicinin, bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde, herhangi bir sebeple bir bağlantı kurmasının yeterli olduğu sonucuna varılmıştır.
Yukarıda ayrıntılı olarak incelendiği üzere, davalının kullanımı ile davacı markaları 16 ve 41. Sınıflardaki çekişme konusu mal ve hizmetler bakımından aynı/aynı türdür. Karşılaştırma konusu işaretlerin ilişkin oldukları mal ve hizmetlerin aynı/aynı tür olması, iltibası artıran bir husus olarak değerlendirilmelidir. Bu kapsdamda somut olayda markalarda kullanılan sözcüklerin ve diğer unsurların detaylarındaki farklılıkları hatırda tutamayacak olan orta düzeydeki tüketiciler nezdinde, taraf markaları/markasal kullanımları arasında bir irtibat kurulması ve davacının markasal kullanımının, davalı markaları ile aynı seri içinde algılanma tehlikesi dolayısıyla karıştırma ihtimali mevcuttur.
Sonuç itibariyle; davacı başvurusuna konu işaret ile davalının ... esas unsurlu ibareli markalarının 6769 sayılı SMK kapsamında benzer olduğu; taraf markaları arasında kısmi redde konu 16 ve 41. Sınıflardaki mal/hizmetler ile aynı/aynı türden olması nedeniyle dava konusu marka başvurusu ile davalı markaları arasında bu mal ve hizmetler yönünden iltibas ihtimalinin bulunduğu, bu nedenlerle ... iptali koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar bilirkişi heyeti markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını, ... kararının yerinde olmadığı yönünde görüş belirtmiş ise de; ... Hukuk Genel Kurulunun 08.06.216 tarih .... sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesi hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgi ile çözümlenmesi gerekli olduğundan, raporun aksi yönde taraf markaları arasında kısmi redde konu 16 ve 41. sınıflardaki mal ve hizmetler bakımından emtia ayniyeti/benzerliği şartının gerçekleştiği, karıştırılma ve ilişkilendirilme ihtimali koşullarının somut olayda bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın düşümü ile 99,20 TL bakiye karar harcın davacıdan tahsili ile Hazine'ye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde ... aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı vekilinin yokluğunda 6100 sayılı HMK'nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ... Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/06/2023

Katip ...
¸

Hakim ...
¸

UYAP Entegrasyonu